hafiza aise
Thu 29 September 2011, 01:53 pm GMT +0200
GENÇLERE SORDUK; UNUTAMADIĞIN BAYRAM SABAHI
Ekim 2009 49.SAYI
Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık. Yazıydı, sıcağıydı derken geçiverdi bile mübarek ay. Seneye yine aynı güzelliği ve bereketiyle onu karşılamak üzere uğurladık bile. Ve ardından bayrama kavuştuk. Bayram neşesi her yaşta ayrı güzel, ayrı coşkularla dolu. Ama galiba gençlikte ve çocuklukta daha farklı anlamlar taşıyor bayramlar.
Bayram harçlıkları, ziyaretler, tatlılar, şekerler, lunapark eğlenceleri, yeni giysiler ve daha niceleri geçmişimizde unutulmaz izler bırakıyor. Kaçımızın en son hatırladığı bayram sabahı büyüklük yıllarına dayanıyor? Annemizin elinden tutup ev ev dolaştığımız ziyaretler ve o misafirliklerde ardı ardına yediğimiz tatlılarla midemizin bozuluşunu bile tebessümle hatırlamaz mıyız? Erkek çocukların babalarıyla gi,ttiği ilk bayram namazı ve bayramlaşma faslı sonrası ceplerinin harçlıklarla dolu olarak eve gelmesi elbette unutulmaz anılardır.
Şöyle bir düşünürsek hepimizin aklında unutamadığı bir bayram sabahı vardır sanırım. Acaba gençlerimiz neleri hatırlıyorlar bayram deyince? Bu ay genç arkadaşlardan unutamadıkları bir bayram sabahını bizlerle paylaşmalarını istedik.
GURBETTE BAYRAM SABAHI
Unutamadığım bayram sabahı benim için gurbetteki bayramımdır. İstanbul’da okurken ilk defa ailemden ayrı bir bayram sabahı geçirmem olmuştur. Bayram ertesi sınavlarımın denk gelmesinden ve derslerimin ağır olmasından dolayı memlekete gidememiştim. Bayram namazına Süleymaniye’ ye gitmiştim. Çok güzel bir atmosfer vardı. İnsanların yüzünde mutluluk, çocuklarda sevinç vardı. Lakin benim içimde bir burukluk vardı. Yapayalnızdım. Namazdan sonra telefona sarıldım. Ailem ve birkaç akrabamla bayramlaşmıştık. O kadardı bayramım… Eve gittim ve bayram boyunca ders çalıştım. Yapa yalnız bir bayram geçirmiştim…
HÜSEYİN UYAROĞLU, 23
ASKERDE BAYRAM SABAHI
En güzel bayram sabahlarından bir tanesini askerlikte yaşadım. Askerliğimi yaptığım İzmir’de ufak bir mescidimiz vardı. İmam Hatip Lisesi mezunu olduğum için mescidin sorumluluğunu bendenize verdiler. Ara sıra namaz kıldırıyordum. Başka yerde daha görevim olduğu için sürekli olmasa da teravih ve cuma namazlarını kıldırıyordum. Hiç unutmam o gece bayram hutbesini hazırlamak için görev yaptığım yerden gece 23 sularında ayrıldım ve çok geç saatlere kadar uğraştım, çünkü bu benim için ilk oluyordu.
Velhasıl hutbeyi hazırladım ve sabahı beklemeye başladım; heyecanım dorukta idi. Vee beklenen an gelmişti. Mescidi açtım son bir kontrol yaptım. Her şey düzgün olmalı idi, çünkü ilk bayram namazım idi, hata yapmak istemiyordum. Komuta kademesini ileri gelenleri de namaza geleceklerdi. Müezzin arkadaşımın sesiyle hareketlendim ve namazı kıldırdım. Sonra hutbeye çıkarken baktım ki komutanlarımın hepsi bana bakıyorlardı. Sanki heyecanım bana yetmiyormuş gibi… Ama hemen sevgili kalp doktoruma bağlandım ve hutbeyi okumaya başladım… Bittikten sonra bütün komutanlarım beni tebrik etmesi günün belki de en güzel anı idi. Kibirden değil ama onları mescidimde görmek çok hoşuma gitmişti.
ARSLAN ASLAN, 26
EN GÜZELİ BAYRAM HARÇLIĞI İDİ
En güzel bayram… En güzeli hangisi idi tam hatırlamıyorum ama genelde aynı olur benim bayramlarım. Köyde akrabalarla, kuzenlerim ile birlikte geçer. En güzel yanı da budur benim için. Hep birlikte oluruz. Birlikte yer, birlikte gezeriz. Küçükken en güzel şey bayram harçlığı idi tabiiO Şimdi ise Allah’ın bol cömertlik bahşettiği kişilerden alabiliyorum ancakO Eskiden babaannem ve büyük babam varken daha güzeldi. İlk onların elleri öpülürdü. Tabi değerini şimdi daha iyi anlıyorum. Eski heyecanları kalmasa da iyi ki var şu bayramlar…
MERVE ÖZKÖK, 19
ANNE BABAMIZA EN ÇOK SARILDIĞIMIZ BAYRAM OLSUN BU BAYRAM…
Çocukluk yıllarının hatırlanası günleridir bayramlar. Hatırlıyorum. Anneciğim ütüdür, yemektir, temizliktir derken uyumazdı arefe geceleri. O uyandırırdı bayram namazı için. Acele ile alınan abdest, özenle giyilen bayramlıklar… Çalınır korkusuyla bayram namazına giderken giyemediğim bayramlık ayakkabılarım:). Babamın hadi oğlum geç kalıyoruz ikazı ile çıkardık evimizden… Bayram namazını kıldığımız camiden çıkarken ezilme korkusu yaşardım. Çok kalabalık olurdu ve ben çok kısa idim. Babamı kaybetmemek için sıkıca tutardım elinden… Camiden çıkınca evde önce babamın sonra anneciğimin mutfak işlerinden nemli kalmış elini öperdim. Sonra da mahallemizin yaşlılarını ziyarete giderdik. Komşuların evlerini gezerdim. Şeker toplardım. Bazıları para verirdi. Utanır, almak istemezdim.
Eş dost, aile arasında çocukça yaşıyordum bayram günlerini. Unutamadığım iki bayram var biri annemle geçirdiğim son bayram, diğeri de annemsiz geçirdiğim ilk bayram… Bir çocuk için, baba gölgesinde, anne dizinde yaşanan bayramın tadı çok başka imiş. Henüz hayattalar ise onlara en çok sarıldığımız bayram olsun bu bayram. Hani denir ya eski bayramlar başkaydı diye. Değişen bizleriz, bayramlar aynı. Merhametle kucaklıyor bizi. Yeter ki izin verelim… Muhabbetle.
MEHMET ZEYD YILDIZ, 24
KÜÇÜK BİR BAYRAM KAZASI
Bundan 9 yıl önce idi. Adet olduğu üzere bayramda erkenden kalkıp, sevdiğim kırmızı fırfırlı elbisemi giydim. Bayramlaşmaya çıkıp sevincimizi paylaşırken şekerler toplamayı unutmadık. Ablamla ikimiz erkek çocuğu gibi idik. Çatapatla kızkaçıran elimizden düşmezdi. Hele de torpil…O Yine kırtasiyeye yaramazlık malzemelerimizi almaya giderken “fiyy” diye bir ses duydum ve bir de duman kokusu… Bir de baktım ki eteğimde delik oluşuyor. Ağlaya ağlaya eve gittiğimi hatırlıyorum. Neyse ki annem elbisemi tamir etti ve bayram bitene kadar giyebildim. Ava giderken avlanmak bu olsa gerek…
ELİF RAMNALI, 21
NE KADAR ÇOK SILA-İ RAHİM, O KADAR ÇOK YÜZLERDE TEBESSÜM
Yaşım 25..."Nerede o eski bayramlar..." diyecek kadar büyük değilim. Bayram denildiğinde aklıma ilk gelen şey; ne kadar çok sıla-i rahim, o kadar çok yüzlerde tebessüm. Öyle özel bir bayramım yok anlatabileceğim. Sadece bir bayram sabahı kırmızı ayakkabılarımı giyecek olmanın heyecanıyla kalktığımı hatırlarım. Bir de çok sevdiğim bayram kahvaltılarını. Ben yine şanslıyım. Hatırladığım bayramlarım var. Ama benden sonra gelen neslin acıyorum haline.
BETÜL KUYUMCU, 25
KÜÇÜK BAYRAM ŞEKERİ
En masum dönemlerimizde
yani çocukken her şeyin tadı
ayrı bir güzeldi. Bayramların da öyle… Ben de yaşayabileceğim en güzel bayramı henüz 6 yaşındayken yaşadım. Neredeyse tüm akrabalarım, kuzenlerim, hepsi bize gelmişlerdi. Gülüş, cümbüş her zaman olduğu gibi en üst safhadaydı. Hatta bu yüzden bizi kıskanan komşularımız çoktur OTabi ki bu bayramın özel oluşu sadece bu değil, beklenen küçük bir misafirin gelişiydi… Bayramın 2. günüyle gelen bir nur topu mutluluğumuza mutluluk katmıştı. Bayramın en küçük, en tatlı şekeri kardeşim olmuştu. Sonrasında kıskançlık krizlerine yol açacak olsa da, çocukluk işte… Olur, öyle şeyler O
KÜBRA ERDEMİR, 21
Gülnar Funda AKBULUT