- Ünite 7 Soru-Cevap Ders Özetleri

Adsense kodları


Ünite 7 Soru-Cevap Ders Özetleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 15 April 2014, 10:48 am GMT +0200
ÜNİTE 7 İSLÂM EŞYA HUKUKU (MÜLKİYET – MAL)

S.   MÜLKİYETİN TANIMINI YAPINIZ?
C.   Aynı kökten olmak üzere “mülk'', “milk" ve "melk" şekillerinde kullanıldığı da olur. Bu terimlerde:
*   Mülk: saltanat, hâkimiyet, siyasi güç anlamlarına gelir. . Bizim "mülk" diye kullandığımız terim "milk" kelimesi yerinedir
*   Milk: birşeyi ele geçirip onun üzerinde tek başına hak sahihi olma gücü anlamına gelir.
*   Mülkiyet: Bir ayn ve menfaat üzerinde var sayılan ve ait olduğu kimseye haddi zatında yararlanma, bizzat yararlanıp feragat ettiği takdirde karşılığını alma yetki ve iktidarını bahşeden hukuki bir hükümdür.

S.   TASARRUF YETKİ VE İKTİDARI İFADESİNİ AÇIKLAYINIZ?
C.   "Tasarruf yetki ve iktidarı" ifadesi, bu hakkın sahibinin hakkın çeşidine göre yararlanma (intifa'), kullanma (isti'mal), tüketme (istihlak), değiştirme (tebdil, tamir) ve elinden çıkarma gibi gerek gördüğü ve ihtiyaç duyduğu her türlü tasarrufta bulunabileceğini açıklar.

S.   KUR'AN-I KERİM'DEKİ MÜLKİYET İLE ALAKALI OLAN AYETLER KAÇ GRUBA AYRILIR?
C.   Kur'an-ı Kerim'deki mülkiyet ile alakalı olan ayetler üç gruba ayrılır:
1.   Kâinatta ne varsa hepsinin mülkiyetinin Allah'a ait olduğunu ifade eden ayetler.
2.   Mülkiyetin topluma ait olduğunu (kamu mülkiyeti) ifade eden ayetler.
3.   Özel mülkiyetten bahseden, Allah'ın kişilere çeşitli mallar verdiğini açıklayan ayetler.

S.   İSLAM’DA MÜLKİYET HAKKININ MEVZUU ALANLARINI AÇIKLAYINIZ?
C.   İslam Hukuku'na göre mülkiyetin mevzuu, yalnız maldan ibaret değildir. Buna göre;
1.   Mülkiyete elverişli olmak şartıyla bütün mallar (a'yan ve eşya).
2.   Mal sayılıp sayılmamasında ihtilaf edilmişte olsa bütün menfeatler (menafi).
3.   Sırf sahibine ait olma (ihtisas) ve başkalarının tasarrufuna mani olma (haciz) vasıflarını taşıyan haklar.

S.   İHTİSAS VE HACİZ NE DEMEKTİR? BU VASIFLARI TAŞIYAN HAKLARA ÖRNEKLER VERİNİZ?
C.   İhtisas; Sırf sahibine ait olma     
   Haciz; Başkalarının tasarrufuna mani olmadır. 
   Örnek vermek gerekirse:
a.   Şuf a hakkı,
b.   İcare-i âdemi (insan kiralama, iş sözleşmesi) akdinde bu sözleşmeden doğan ve işverene ait bulunan menfaat hakkı.
c.   Alacaklının alacağı.
d.   Evlenme akdinden doğan faydalanma hakkı. e) Vakıflardan usulüne göre faydalanma hakkI
   Not: Bütün bu haklar, mülkiyet olarak ifade edilmekte ve mülkiyetin konusu da olmaktadır.
S.   İSLAM'DA MÜLKİYET HAKKININ ŞÜMULÜNÜN ALANI NELERDİR?
C.   Bir mal mülkiyete konu olduğu zaman mülkiyet hakkının malın neresine şamil olduğunu (kapsadığını) hangi parça, kısım ve tamamlayıcıları içine aldığını ayrıca bugün tabii ve hukuki semereler denilen, fıkıhta ise zevait (ilaveler ekler) terimi ile ifade edilen şeylerde mülkiyetin şümulü başlığı altında incelenmektedir.

S.   MECELLE DE MÜLKİYET HAKKININ ŞÜMULÜNÜN MADDELERİNİ AÇIKLAYINIZ?
C.   "Vücudda bir şeye tabi olan hükümde dahi ona tabi olur, binaen ala zalik bir gebe hayvan satıldıkta karnındaki yavrusu dahi teban satılmış olur." (Mecelle Md. 46) Diğer bir maddede ise “Tabi olan şeye ayrıca hüküm verilmez, Mesela bir hayvanın karnındaki yavrusu ayrıca satılamaz.” (Mecelle Md. 47)    Bir şeye malik olan kimse o şeyin zaruriyatından olan şeye de malik olur. Mesela bir haneyi satın alan kimse ona musîl olan tarika dahi sahip olur. (Mecelle Md.49)

S.   ZEVAİD BAHSİ FIKIH KİTAPLARINDA HANGİ BÖLÜMLERDE GEÇMEKTEDİR?
C.   Bey', rehin, gasb, kısmet, sirkat gibi bölümlerde ele alınır.

S.   MECELLE ŞARİHİ ALİ HAYDAR EFENDİ’NİN REHİN BAHSİNDE ZEVAİD KAÇ KISMA AYRILMIŞTIR?
C.   Mecelle Şarihi Ali Haydar Efendi’nin rehin bahsinde zevaid 4 kısma ayrılmıştır:
1.   Zevaid-i Muttasıla-i Mütevellide (mala dâhil ve ondan doğan fazlalık)
2.   Ziyade-i Müttasıla-i Gayri Mütevellide (mala dâhil olup yani asıl maldan sayılıp ondan doğmamış olan fazlalık)
3.   Ziyade-i Munfasıla-ı Mütevellide (asıl mala dahil ve bitişik olmadığı halde ondan doğmuş olan fazlalık)
4.   Ziyade-i Munfasıla-ı Mütevellide (Maldan sayılmayan ve ondan dogmamış olan fazlalık)

S.   ZEVAİD-İ MUTTASILA-İ MÜTEVELLİDE’Yİ AÇIKLAYINIZ?
C.   Zevaid-i Muttasıla-i Mütevellide: Canlı mülkiyet mevzularının büyümesi, kilolarının artması gibi: Mesela bir ineğin beslenerek kilolanması halinde bu neviden fazlalık bahis mevzuudur. Bu fazlalık mütemmim cüz mahiyetindedir. Rehinde bütünden ayrılamaz rehin dışı telakki edilemez.

S.   ZİYADE-İ MÜTTASILA-İ GAYRİ MÜTEVELLİDE’Yİ AÇIKLAYINIZ?
C.   Ziyade-i Müttasıla-i Gayri Mütevellide: Mala dâhil olup yani asıl maldan sayılıp ondan doğmamış olan fazlalıktır. Arsa üzerine ağaç dikilmesi, bina yapılması, ciltsiz kitabın ciltlenmesi halinde bu fazlalıklar bu ilaveler asıl maldan doğmamıştır; fakat asıl mala dâhildir. Ondan ayrılarak ayırtarak varlıklarını devam ettiremezler. Ayrılırlarsa mahiyeti değişir (ağacın odun haline gelmesi gibi). Bu neviden zevaidin asıl mala muttasıl oluşu mülkiyet hakkının onlara da şamil olma neticesini doğurmaktadır. Ancak bunların asıl maldan doğmamış olmaları sebebiyle rehin bahsinde fukaha bunları, önceden rehnedilmiş arazi ve arsa ile beraber rehne tabi saymamışlardır.

S.   ZİYADE-İ MUNFASILA-I MÜTEVELLİDE’Yİ AÇIKLAYINIZ?
C.   Ziyade-i Munfasıla-ı Mütevellide: Ziyade-i Munfasıla-ı Mütevellide (asıl mala dahil ve bitişik olmadığı halde ondan doğmuş olan fazlalık): Hayvanın yavrulaması, ağacın meyve vermesi halinde meyve ağacın, yavru da ananın bir parçası değildir; yani bunlar asıl mala bitişik değildir; fakat asıl maldan doğmuşlardır ve bugünkü hukukta “tabii semereler” ifadesiyle bunlar kastedilmektedir. Hayvana sahip olan yavrusuna, ağaca sahip olan meyvesine da sahip olur. Ayrıca bu çeşit zevaid de rehne dâhil olur. "Merhundan mütevellid ziyade asıl merhun ile beraber merhun olur" Yanı rehnedilmiş maldan olan fazlalık rehnedilmiş mal ile beraber rehnedilir. Bahçe meyvasıyla, kısrak yavrusuyla, koyun yünüyle rehnedilir. Bunlar müstakil bir akit olmaksızın râhinin mülkü olur.

S.   ZİYADE-İ MUNFASILA-İ GAYRİ MÜTEVELLİDE’Yİ AÇIKLAYINIZ?
C.   Ziyade-i Munfasıla-ı Mütevellide: Maldan sayılmayan ve ondan doğmamış olan fazlalıktır. Bugünkü hukuk dilinde hukuki semereler denilen evin ve arazinin kira bedeli, çeşitli menfaat bedelleri gibi zevaid asıl malın bir parçası olmadığı gibi ondan doğmuş da değildir; onun sağladığı gelirler mahiyetindedir, bu sebeple rehne dâhil olmadığı kabul edilmiştir.

S.   İSLAM'DA MÜLKİYET HAKKININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
C.   İslam'da Mülkiyet Hakkının Özellikleri:
1.   Prensip olarak ayn (mal, maddi eşya) mülkiyeti onun menfeatine malik olmayı da gerektirir. Ancak bunun aksi varit değildir. Her menfeat mülkiyeti ayn mülkiyetine bağlı ve ondan ayrılmazdeğildir.
2.   Hiç kimsenin mülkiyetinde bulunmayan eşya üzerinde oluşan ilk mülkiyet daima tam mülkiyettir.
3.   Ayn mülkiyeti belli bir zamanla sınırlanamaz menfaat mülkiyeti ise prensip olarak geçicidir.
4.   Ayn mülkiyeti devri kabul eder fakat ıskatı kabul etmez.
5.   Tasarrufta elverişlilik bakımından müşterek mülkiyetteki şayi hisse mülkiyet ile müstakil, ferdi mülkiyet arasında bazı istisnalar dışında bir fark yoktur.
6.   Ortak alacaklar zimmet borcu cinsinden olursa bölünme kabul etmez.

S.   ŞAYİ HİSSE NE DEMEKTİR?
C.   Birden fazla kişi bir mala ikide bir, üçte bir gibi belli hisseler ile ortak olurlarsa müşterek mülkiyetten bahsedilir ve her birinin hissesine şayi hisse denir. Şayi hisse sahibi, hissesi üzerinde satım, sulh, vakf vasiyyet gibi mülkiyet hakkının kişiye bahşettiği her bir tasarrufta bulunabilir.

S.   ŞARTLI HİSSE ÜZERİNDE TAARRUFUN YAPILMAYACAĞI ALANLAR NELERDİR?
C.   Bunlar:
*   Rehin,
*   Hibe
*   Kira

S.   MÜLKİYET ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
C.   İslam hukukunda 2 çeşit mülkiyet vardır:
1.   Nakıs Mülkiyet
2.   Tam Mülkiyet

S.   NAKIS MÜLKİYET NE DEMEKTİR? KAÇA AYRILIR?
C.   Nakıs Mülkiyet: Sadece ayn'a veya sadece menfaate malik olmak demektir. Menfaat mülkiyetine intifa hakkı da denir ki bu da ikiye ayrılır:
1.   Şahsi intifa hakkı: Şahsi intifa hakkı intifa edenin şahsıyla ilgili, münhasıran şahsına bağlıdır. Mesela her hangi bir şeyin menfaati hayatı boyunca kendisine vasıyyet edilmiş olan kimsenin durumu böyledir.
2.   Ayni intifa hakkı:ürekli olarak ayna bağlı bir haktır. Ondan faydalanan şahıs nazarı itibara alınmaz. Bu hakka irtifak hakkı da denir.

S.   NAKIS MÜLKİYET HAKLARI KAÇ TÜRLÜDÜR?
C.   Nakıs mülkiyet üç türlüdür:
1.   Yalnız ayn (rakabe) mülkiyeti:
2.   Yalnız menfaat mülkiyeti ve şahsi İntifa hakkı;
3.   Ayn intifa hakkı veya irtifak hakları.
S.   YALNIZ AYN (RAKABE) MÜLKİYETİ NE DEMEKTİR?
C.   Kişinin sadece malın bizatihi kendisine malik olup menfaatinin ise başkasına ait olmasıdır. Mesela bir kişi bir başkasına evinde oturmasını vasiyet ederse veya arazisini hayatı boyunca ekmeyi vasiyet ederse böyle bir durum söz konusu olur. Eğer vasiyet eden kişi kendisine vasiyet edilenden önce vefat edecek olursa, evin mülkiyeli vasiyet edenin mirasçılarına miras yolu ile geçer.

S.   MENFAAT MÜLKİYETİ VEYA ŞAHSİ İNTİFA HAKKI HAKKINDA HANİFİ VE MALİKİ GÖRÜŞÜ NASILDIR?
C.   Menfaat mülkiyeti veya şahsi intifa hakkı hakkında:
•   Hanefîlere göre menfaat mülkiyeti ile intifa hakkı arasında fark yoktur. Yani ikisi de aynı şeydir.
•   Malikilere göre ise -hanefılerin aksine- intifa izin kabilinden olup. menfaat mülkiyetinden sayılmaz. Mülk ile ibaha arasında fark vardır.

S.   MENFAAT MÜLKİYETİ HANGİ SEBEPLERLE ELDE EDİLİR.?
C.   Menfaat Mülkiyeti elde etme sebepleri:
1.   İCARE: Kira
2.   İARE: Bedelsiz şekilde menfaati bağışlamak
3.   VAKF: Bu, aynın insanlardan her hangi birine temlik edilmesinin engellenmesi ve menfaatinin kendisi için vakf yapılana harcanması demektir.
4.   VASİYET: Menfaatin vasiyet edilmesi
5.   İBAHA:  Bir şeyin tüketilmesine veya kullanılmasına izin vermek demektir. Yemek yemeye veya meyve yemeye verilen izin gibi.

S.   MÜLK İLE İBAHA ARASINDAKİ FARK NEDİR?
C.   Mülk bir şeye mahsus olup sahibine, hukuki mani bulunmadığı müddetçe, eşyada tasarruf hakkı sağlar. Mülk sadece menfaate mahsussa malike tek başına menfaati kullanmaya bedelli veya bedelsiz başkasına onu temlik etmeye izin verilir, kiracı gibi. İbaha ise intifaa izin sebebiyle insana istifade imkânı veren bir haktır. İzin bazen eşyanın sahibi tarafından verilir, Mesela bir kimsenin arabasına başkasını bindirmesi gibi.
S.   ŞİRKETİ İBAHA NE DEMEKTİR?
C.   Başkasına ait olmayan su, çevrilip işgal edilmeyen otlakiye, ateşin ışık ve harareti şirket-i ibahadır.

S.   MENFAAT MÜLKİYETİ VEYA ŞAHSİ İNTİFA HAKKININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
C.   Menfaat mülkiyeti veya şahsi İntifa hakkının özellikleri:
1.   Sınırlı bir mahiyettir. Zamanla, mekanla ve sıfatla sınırlıdır
2.   Mülkiyetin bu nevinde miras cereyan etmez. Bu görüş Hanefîlerindir.
3.   Menfaat hakkı sahibine, hakkını müsaade edilen şekilde temin edebilmesi için malın teslim edilmesi gerekir.
4.   Menfaat hakkı sahibinin intifaı vasiyyet ve ariyet gibi meccanen ise faydalandığı şeyin masraflarını ödemesi gerekir.
5.   İntifa' hakkının sona ermesi aynı (malı) sahibi geriye istediğinde iade etmek gerekir. İade etmede intifa hakkı sahibinin bir zararı sözkonusu ise iade işlemi yapılmaz. Ayn, intifa hakkı sahibinin yanında ecr-i misille bir müddet daha kalabilir.

S.   AYNÎ İNTİFA' HAKKİ (AYNİ İRTİFAKLAR) NE DEMEKTİR?
C.   İrtifak hakkı: bir akar üzerinde başka bir akar lehine tayin edilmiş olan bir haktır. Yani bu hak bizatihi akarla alakalı olan; akar mevcut olduğu müddetçe ondan ayrılmayan bir haktır. Bir kimse o akara sahip olduğu zaman doğal olarak bu haklara da sahip olur.

S.   İRTİFAK HAKLARI NELERDİR?
C.   İrtifak hakları sunlardır:
1.   HAKK-I ŞİRB: Ekinin, ağaçların sulanması için sudan hak edilen paydır. Mecellede olduğu gibi, fukahaların görüşünde de sudan hakedilen nasip anlamını, bir kısmı da sudan faydalanma sırası anlamını çıkarmışlardır.
2.   HAKK-I MECRA: Bu hak suyun aktığı yerden uzak olan araziyi sahibinin, arazisini sulayabilmek için suyu komşusunun tarlasından geçirebilme hakkıdır.                                                                                 
3.   HAKK-I MESİL: Bu da mecra hakkının tersine olarak ihtiyaç fazlası atık suların toprağın üstünden veya borularla genel bir gidere veya depoya akıtmak için suyu diğer araziden geçirme hakkıdır. Hükmü mecra hakkının hükmü gibidir. Apaçık bir zarar söz konusu olmadıkça kimse bunu engelleyemez.                                                                                                                                                                                                                                           
4.   HAKK-I MÜRUR: Bir kimsenin gerek umumi yolu kullanarak ve gerekse hususi yolu kullanarak mülküne ulaşma hakkıdır
5.   HAKK-I CİVAR: Komşuluk hakkı demektir. Üst komşu hakkı veya komşu hakkı olmak üzere iki türlüdür. Üst hakkı, üst katta oturan kimsenin alt katta oturan üzerindeki hakkı veya bunun tam tersi olan haktır. Yan komşuluk hakkı ise komşulardan birinin diğerine fahiş bir zarar vermemesidir.

S.   HAKK-I ŞEFE NE DEMEKTİR?
C.   Hakk-ı Şefe: insanın, canlı hayvanların ve ev için suyun kullanılma hakkı olan su hakkı

S.   HAKK-I ŞEFE KAÇ ÇEŞİTTİR?
C.   Hakk-ı Şefe dört çeşittir:
1.   Hiç kimsenin mülkü altında olmayan, umumi mecrada akan büyük nehirler.
2.   Bir kişinin mülkü olan özel ark ve çaylar, malikinin izni olmadan diğer bir araziyi sulama dışında herkesin ondan içme, hayvanını sulama hakkı vardır.
3.   Bir kişinin mülkü olan pınar, kuyu, havuz gibi sular. Bunlarda da aynen ikinci kısımda olduğu gibi sulama hakkı (hakkı şirb) müstesna olmak üzere içme hakkı (hakkı şefe) sabittir.
4.   Özel kaplarda saklanan sular: Testilere veya sarnıçlara doldurulmuş sular gibi. Bu sulardan sahibinin rızası olmadan kimsenin faydalanma hakkı yoktur. Ancak bir zaruret dâhilinde bu sudan kullanılabilir.

S.   TAM MÜLKİYET NE DEMEKTİR?
C.   Tam mülkiyet: Bir şeyin hem rakabesine hem de menfaatine sahip olunduğunda oluşan mülkiyet.

S.   TAM MÜLKİYETİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
C.   Tam mülkiyetin özellikleri:
1.   Mülkiyet hakkı mutlak ve devamlıdır, belirli bir zamanda sınırlanamaz. Çünkü tam mülkiyet hakkı zaman ve mekanla sınırlama kabul etmez.
2.   Malik mülkünde kullanma, faydalanma v.s. tasarruflarda bulunma hakkına sahiptir. Bizzat kendi kullanırsa bu kullanma hakkıdır. Kiraya vermek gibi dolaylı yolla istifade ederse o da faydalanma hakkıdır. Malik mülkünde her türlü tasarrufta bulunabilir.

S.   MALİK MÜLKÜNÜ TELEF EDERSE NE OLUR?
C.   Malik mülkünü telef ederse tazmin etmesi gerekmez. Çünkü malik ile tazmin etmesi gereken aynı şahıstır. Ancak malik diyaneten sorumlu olur. Çünkü malı telef etmek haramdır. Bazen de mahkemede sorunlu tutulur; mülkünü telef edenin sefih olduğu anlaşılırsa hacrolunur.

S.   TAM MÜLKİYETİN SEBEPLERİ NELERDİR?
C.   Tam Mülkiyetin Sebepleri:
a.   Mubaha el koyma
b.   Mülkiyeti nakleden akitler
c.   Halefiyet.
d.   Mülk olan şeyden tevellüd

S.   TAM MÜLKİYET SEBEPLERİNDEN MUBAHA EL KOYMAYI VE ÇEŞİTLERİ NELERDİR AÇIKLAYINIZ?
C.   Mubaha el koyma: Belirli bir kişinin mülkiyeti altında olmayan ve onu mülk edinmek için de şer'an bir mani bulunmayan şeydir. Kaynağındaki su, şehir dışında kalan ot, odun, ağaç, kara ve deniz avı gibi şeyler.
   Mübaha el koyma 4 şekilde olur:
1.   İhyay-ı Mevat: Boş, kullanılmayan bir arazinin kullanılır bir hale getirilmesidir. Bu tur araziler yerleşim alanlarıma dışında olur. Buna göre herhangi bir kişinin mülkü olan veya yerleşim alanının içinde yahut dışında olmakla birlikte o yerleşim alanının baltalığı, merası konumundaki yerler mevat (Ölü) arazi değildir. Ebu hanife ve Malik dışında kalan fukahaya göre bu gibi yerlerin ihyası için yetkili makamın iznine gerek yoktur. Bu iki imama göre ise mutlaka yetkili makamın izni olmalıdır, ki bu görüş günümüz şartlarına daha uygundur.
2.   Avlanma: Avlanma da kimsenin mülkiyeti altında olmayan bir şeyi ele geçirmektir. Hükmî istila mülk edinme maksadıyla olması gerekir. Çünkü işler maksatlarına göre değerlendirilir. Bir kimseağındakurutmak için yere serse ve ona bir av hayvanı yakalansa, o hayvanı ilk kim görürde yakalarsa av hayvanı onun olur. Şayet ağ, av için kurulmuşsa, yakalanan av, ağ sahibinin olur.
3.   Ot ve koruların istilası: Hayvanların otlanması için özel olarak ekilmeden yerden kendiliğinden biten bitkilere ot denir. Koru ise sahipsiz arazideki sık ağaçlara denir.  Dört mezhebin ittifak ettiği bir görüşe göre otlar mülk sayılmazlar. Sahipli bir arazide bitse dahi bütün insanlar o ottan faydalanabilir, hayvanlarını otlatabilir. Arazi sahibi insanları faydalanmadan alıkoyamaz. Eğer özel arazi içerisinde bulunuyorsa bunlar mubah mal olmaktan çıkar. Bilakis arazi sahibinin malı olur. Faydalanmak için izni gerekir.
4.   Madenlerin ve hazinelerin istilası: : Yaratılışı gereği işlenmemiş bir şekilde yeraltında bulunan altın, gümüş, demir, bakır... gibi şeylere maden; insanlar tarafından yer altına gömülen değerli şeylere de hazine (define) denir. Fukahanın maden ve hazinenin mülk edinilmesi ve devletin bunlar üzerindeki hakkı hususunda çeşitli görüşleri vardır.

S.   MÜLKİYETİ NAKLEDEN AKİTLER NELERDİR?
C.   Bir şahıs üzerinde sabit olan mülkiyeti, diğer bir şahsa geçiren akitler mülkiyeti nakleden sebeplerdendir. Bunlar da bey', hibe, vasiyyet ve nikâhtan doğan mehir hakkı gibi akitlerdir.

S.   HALEFİYYET NEDİR?
C.   Bir kişinin malik okluğu bir şeyde, başkasının ondan sonra yerine geçmesi veya bir şeyin başka bir şeyin yerini alması demektir. Bir kişinin diğerinin yerine geçmesi demek mirasçı olması demektir. Miras mecburi bir mülk edinme sebebidir. Mirasçı şeriatın hükmü gereğince ölenin malları sahip olur. Mülkiyetin nakledilmesi için de akde gerek yoktur.

S.   MÜLK OLAN ŞEYDEN TEVELLÜD NEDİR?
C.   Mülk Olan Şeyden Tevellüd: Mülk olan bir şeyden doğan, üreyen şey aslın sahibinin mülkü olur. Çünkü aslın sahibi olan fer'in de sahibi olur.

S.   İSLAM HUKUKUNA GÖRE MÜLKİYET HAKKI MUTLAK BİR HAK DEĞİLDİR. BU HAKKA BAZI KAYITLAR VE SINIRLAMALAR GETİRİLMİŞTİR. BU SINIRLAMALAR NELERDİR?
C.   İslam hukukuna göre mülkiyet hakkı mutlak bir hak değildir. Bu hakka bazı kayıtlar ve sınırlamalar getirilmiştir. Bu sınırlamalar:
1.   Mülk edinme ve mülkiyeti korumada sınırlar.
2.   Mülkiyet hakkından istifade etmede sınırlar.
3.   Mülk üzerinde tasarrufta bulunmada sınırlar.
4.   Mülk sebebiyle yüklenilen mükellefiyette sınırlar.

S.   MÜLKİYET EDİNMEDE VE MÜLKİYETİ KORUMADA SINIRLAR NASIL OLMALIDIR?
C.   İslam Hukukuna göre amme menfaatine tahsis edilmiş olan okul, yol, hastahane gibi şeyler; su, ot, ateş gibi herkesin ortak olduğu şeyler; ihya edilmemiş ölü arazi; hazine malları, vakıf malları gibi şeyler hiç kimsenin özel mülkiyeti altına giremez. Naslarda haram kılınan domuz, şarab gibi şeyler Müslümanların mülkiyetin altına girmezler. Ancak başkasının bu türden malı telef edilirse tazmini gerekir Mülkiyet hakkını koruma ile alakalı olan sınırlama da istimlaktir. İstimlâk: şartlar gerçekleştiği zaman fertlerin mülkiyet haklarını kaybetmesi ve malları, bedelleri ödenerek ellerinden zorla alınmasıdır.

S.   MÜLKİYET HAKKINDAN İSTİFADE ETMEDE SINIRLAR NASIL OLMALIDIR?
C.   İslam Hukukunda mülkü kullanma ile alakalı olarak bazı sınırlar getirilmiştir. Örneğin erkeklerin ipeği giyecek olarak kullanmaları yasaklanmıştır. Ayrıca altın ve gümüşün alet, kap ve eşya olarak kullanması da yasaklanmıştır. İslam hukukunda komşuya zarar veren tasarrufların hepsi yasaklanmıştır. Mecelle'de“Hiç kimse milkinde tasarrufundan men olunamaz, meğerki ahare zarar-ı fahişi ola, o halde men olunur. Umumi menfaatlerin hususi menfaatten daha güçlüdür. Bir kimse mülkünde ammeye zarar verecek şekilde tasarrufta bulunması caiz değildir.

S.   MÜLK ÜZERİNDE TASARRUFTA BULUNMADA SINIRLAR NASIL OLMALIDIR?
C.   Küçüklük, akıl hastalığı, sefihtik gibi durumlar kişinin tasarruf hakkını kısmen veya tamamen kısıtlayan unsurlardır. Mesela, bir kişinin, yaptığı tasaruflardan bunak olduğu anlaşılırsa hâkim bu kişinin tasarruflarını sınırlayabilir. Yani hacr altına alınır. Böyle kimseye islam hukuku literatüründe "mahcurun aleyh'" denir. Stokçuluğu, üreticiden tüketiciye mal akışını engelleyen ve fiyatların suni yükselişine sebep olan aracılık ve komisyonculuk naslarla yasaklanmış; amme menfeatine bağlı tasarruf sınırlaması olarak da devletin fiyatlara müdahalesi uygun görülmüştür. Öncelikli satın alma hakkı olan “şuf'a” da komşu hakkına bağlı bir tasarruf sınırlamasıdır. Şuf'a hakkı, sahibi için bir mülkiyet hakkı, satıcı için de mülkiyet hakkına bağlı tasarrufu takyid edici bir sınırlamadır.

S.   MÜLK SEBEBİYLE YÜKLENİLEN MÜKELLEFİYETTEKİ SINR NASILDIR?
C.   Bazı sınırlamalar vardır ki bunlar da mülk sahibine tasarrufta bulunmaya zorlar. Mesela nisab miktarı mala sahip olan kimse bu malın zekâtını vermekle yükümlüdür.

S.   MÜLKİYET HAKKININ KAYBEDİLMESİ KAÇ ŞEKİLDEDİR?
C.   Mülkiyet Hakkının Kaybedilme şekilleri:
1.   Yeni Bir Mülkiyet Tesis Edilerek Mülkiyet Hakkının Kaybedilmesi:
a.   Malikin rızası ile; Satış, bağışlama, vasiyyet vb. durumlarda bazen yalnızca akdin teşekkülü ile, bazen de buna teslim ve tesellüme ölüm gibi bir şartın eklenmesi ile mülkiyet, malikin rızası ile el değiştirmiş ve intikal etmiş olur.
b.   Malikin rızası olmaksızın; Hukukî tağyir (değişme), karışma ve birleşme, lukata'nın (kayıp malın) bulunup alınarak ilan vb. şartların yerine getirilmesi gibi hallerde yine mülkiyetin -yeni bir malike intikal ederek- kaybedilmesi söz konusudur. Ancak burada birinci malikin rızası yoktur.
2.   Yeni Bir Mülkiyet Tesis Olunmadan Mülkiyet Hakkının Kaybedilmesi:
a.   Malikin rızası ile: Malın, Allah rızası için bir hayır cihetine vakfedilmesi halinde malikin rızası ile, fakat hususi bir mülkiyete intikal etmeksizin mülkiyetin sona erdiğini görüyoruz. Çünkü bu durumda vakfedilen bir malın mülkiyeti Allah'a, dolayısıyla ammeye intikal etmektir. Ayrıca bir kimse malını, malik olmaktan vazgeçerek mülkiyet hakkını zayi etmek üzere bir yere bırakırsa, bu mal lukata değil, terkedilmiş mal olur. Bunu doğrudan doğruya veya dolaylı olarak işiten birisi duyar da bu malı bulursa mal onun olur. Yani bu durumda da malikin rızası ile mülkiyetin intikali söz konusudur. Birinci malikin mülkiyet hakkı sona ermiş olur.
b.   Malikin rızası olmaksızın: Bir malın yanması veya tüketilmesi halinde mülkiyet sona erer. Yakalanmış av hayvanının kaçması halinde -bazı fukahaya göre- mülkiyet hakkı sona erer. Amme menfaati ve ihtiyacı gerektiği zaman malın istimlak edilebileceğini söylemiştik. Bu durumda da mülkiyetin el değiştirmesi söz konusudur. Ayrıca İslam hukukunda mirasın intikali, miras bırakanın rızasına bağlı değildir. Bir malik ölünce varisleri varsa -tasfiyeden sonra- tereke onlara intikal eder; şayet varisleri yoksa hazineye geçer. Şu halde ölüm de, malikin rızasına bakılmaksızın mülkiyetin kaybı neticesini doğuran sebeplerden biridir.

S.   MALIN TANIMINI YAPINIZ?
C.   Mal:
•   Hanefiler: Mal, insan tabiatının meylettiği ve ihtiyaç zamanı için saklanılabilen şeydir. Hanefilerin mal kavramı içine menfaatleri koymaları değişik hukuki sonuçların çıkmasına sebep olmuştur. Mesela birinin malını gasbeden kimse gasbettiği malı ne kadar kullanmış ve çalıştırmış olursa olsun, mal sahibinin menfaatlerini tazminle mükellef olmayacaktır.
•   Şafiiler: Mal, değeri olan her şeydir ki onu telef eden, tazminle mükellef olur. Mal konusunda diğer mezhepler de bu görüştedir. Buna göre "mal" kavramı, sadece maddi varlıkları değil, değeri olan menfaatlerde kapsamaktadır.

S.   MAL ÇEŞİTLERİ NELERDİR? BUNLARI AÇIKLAYINIZ?
C.   Mal çeşitleri:
a.   Mütekavvim ve Gayri Mütekavvim Mal
b.   Mislî ve Kıyemî Mal
c.   İstihlâkî -İsti'mâlî Mal
d.   Menkul - Gayrımenkul Mal

S.   MÜTEKAVVİM VE GAYRİ MÜTEKAVVİM MAL?
C.   Mütekavvim ve Gayri Mütekavvim Mal :"Kıymet" kelimesi ile aynı kökten olan “mütekavvim” kelimesi malın sıfatı olarak fıkıhta iki manada kullanılmıştır:
1.   İntifa-i Mubah (faydalanılması helal ve serbest) olan şey.
2.   Elde edilmiş, kazanılmış (muhrez) şey.
•   Buna göre denizdeki balık mütekavvim değildir. Ancak avlanıp elde edilince (ihraz ile) mütekavvim olur. Şer'an mubah olmayan, mubah olsa da insanlar nazarında maddi bir değeri olmayan, maddi bir değeri olsa da elde edilmemiş olan (denizdeki balık, dağdaki odun gibi) şeyler de "gayri mütekavvim" sınıfına girer.

S.   MİSLÎ VE KIYEMÎ MAL?
C.   Mislî Mal:Alış-verişte prensip itibariyle sayma veya tartma veyahut ölçme ile muayyen hale gelen şeyler “mislî” mallardandır. Bunların birim ölçekleri arasında normal olarak bir değer (kıymet) farkı bulunmadığından, bu mallardan birinin yerini aynı cinsten bir diğeri alabilir. Yerini alan bu mal ötekinin aynı veya bedeli değil, muadili (misli) dir. Mecelle misli eşyayı şu şekilde tarif eder "çarşı ve pazarda mu'taddun bih yani pahanın ihtilafına mucip bir tefavütsüz misli bulunan şeydir.” der. Yani çarşı ve pazarda örfen fiyat farklılığına sebep olabilecek bir farklılık arz etmeksizin benzeri bulunan mallar misli maldır.
   Kıyemî mal: Piyasada birbirine muadil olabilecek şekilde bir benzeri bulunmayan, benzeri bulunsa dahi ham maddesinde ya da birimleri arasında farklılık olmasından dolayı aralarında fiyat farkı olan mallara “kıyemî” mal denir. İşte bunlar cins ve miktar olarak muadilleri ile değil de belirli maddî varlıktan (ayn) veya mali değer olarak muaddillcri ile hukuki muamelelere konu olan maldır. Mecelle kıyemi malı "çarşı ve pazarda misli bulunmayan, yahut bulunursa da fiyatça mütefavit olan (yani fiyatça farklılık arzeden) şey." olarak tarif eder.
                                                                                                                                                   
S.   İSTİHLÂKÎ -İSTİ'MÂLÎ MAL?
C.   İstihlâkî Mal: kendisi tüketilip yok olmadan intifaı mümkün olmayan maldır. Yenilen içilen şeyler, odun, petrol, kağıt ve paralar bu türdendir.
   İsti'mâlî Mal: ayrımenkuller, ev eşyaları, elbise, kitap vb. gibi aslı baki kalmak suretiyle yararlanılması mümkün olan mallardır.

S.   MENKUL - GAYRİMENKUL MAL?
C.   Menkul Mal: Bir yerden başka bir yere nakli mümkün olan şeydir. İster ilk şekli üzere hiç değişikliğe uğramadan kalsın, isterse nakil ve aktarma sebebiyle değişikliğe uğrasın. Bu tarif paralara, ticari eşyaya, hayvan türüne ölçülen ve tartılan bütün eşyaya şamildir. Bu durum Mecelle'de ifadesini şu şekilde bulmaktadır: "Menkul, bir mahalden (yerden) mahall-i ahara (diğer bir yere) nakli mümkün olan şeydir ki nukûd ve uruza (para ve eşyaya), hayvanât, mekîlât ve mevzûnâta (tartılan ve ölçülenlere) şamil olur.
   Gayrimenkul mal: Bir yerden diğer bir yere nakli mümkün olmayan sabit eşyadır, arazi gibi." gayrimenkul (akar) Hanefilerde sadece arazidir. Menkul ise arazi haricindeki eşyadır.     Malikilere göre: Menkul, aslı ve şekli bozulmadan bir yerden başka bir yere nakli mümkün olan şeydir. Elbise, kitap, araba gibi eşyalar. Gayrimenkul (akar), arazi gibi nakli mümkün olmayan veya bina ağaç gibi ancak aslî görünüşü ve şekli bozularak nakli mümkün olan şeydir. Mesela, bina yıkıldıktan sonra enkaz olur, ağaç kesildikten sonra odun olur.
                                                                                                                                                                                       
S.   MİSLÎ MALLAR KAÇ TÜRLÜDÜR?
C.   Mislî mallar dört türlüdür:
1.   Buğday, arpa gibi ölçüye vurulanlar (mekîlât).
2.   Pamuk ve demir gibi tartıya gelenler (mevzûnât).
3.   Ceviz ve yumurta gibi hacimce birbirine yakın olanlar (adediyyât).
4.   Kumaş gibi metre ve zira' ile ölçülenler (mezrûât)

S.   MALI MENKUL VE GAYRİMENKUL DİYE TAKSİM ETMENİN BAZI HUKUKİ SONUÇLARI VARDIR. BUNLAR NELERDİR?
C.   Malı menkul ve gayrimenkul diye taksim etmenin hukuki sonuçları:
1.   Şuf'a (öncelikle satın alma hakkı), satılan akarda sabit olur. Akardan ayrı satıldığı takdirde menkulde sabit olmaz. Menkul akara tabi olarak satılırsa ikisinde de şuf'a sabit olur.                                     
2.   Vakıf, Hanefilere göre sadece akarda geçerlidir. Menkulün vakfı ise ancak akara tabi olarak sahih olur.
3.   Ebu Hanife ve Ebu Yusuf'a göre müşterinin gayrimenkulü kabzetmeden önce satması caizdir. Menkulün ise ele geçirmeden önce satışı caiz değildir. Çünkü menkul -akarın aksine- çoğu zaman helâke maruz kalabilir. Diğer fakihlere göre ise gayrı menkulün kabzdan önce satışı caiz değildir.
4.   Komşuluk ve irtifak haklan akarda caridir, menkulde değildir.