- Ünite 3 Ders Özetleri

Adsense kodları


Ünite 3 Ders Özetleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 5 November 2013, 04:28 pm GMT +0200
3.ÜNİTE / SÜNNET

S1:FIKIH USULUNDE SUNNET
C1: Peygamber‟in vahiy almaya baslamasından itibaren ölünceye kadar süren devredeki yasayıs biçimini ifade eder

S2:HANEFILERDE SUNNET.
C2: Resulullah‟ın ve ondan sonraki sahabenin takip ettiği yoldur”

S3:SAFILERDE SUNNET.
C3: sünnet ve hadisi aynı kabul etmişlerdir. imam şafii‟ye göre sünnet hadis, hadis de sünnettir.

S4: YUSUF‟UN KİTABU‟L-HARAC ADLI ESERİNDE “HADİS” TERİMİ KAC KERE KULLANILMIS.
C4 25

S5: KIRBAŞOĞLU‟NA GÖRE, SÜNNET‟İN DELİL OLARAK KUR‟AN‟DAN AYRI ALGILANMASI KLASİK DÖNEMDE NE ILE OLMUSTUR.
C5: sunnetu huccetun mustakılletun fi‟ş-şer‟ “sünnet şeriatte müstakil bir delildir” ibaresi ile

S6:SUNNETI ARAP GELENEĞİ SEKLİNDE YORUMLAYAN MÜSTESRİKLERİN BASINDA SAYILAN
C6: Goldzier ve Schacht

S7:BAKARA SURSINDEKI HIKMET KIME GORE PEYGAMBERIN SUNNTIDIR.
C7: SAFI ALIMI CUVEYNI Sünnet‟i vahyi gayrı metlüv (okunmayan vahiy) olarak ele alırlar ve onu tümüyle vahiy ile özdeştirirler

S8: SÜNNET‟İN YALNIZ BAŞINA HÜKÜM KOYABİLECEĞİNİ İFADE EDER.
C8: İMAMI SAFİ

S9: SONRADAN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN ORTAYA KONMUŞ BİR TERİM OLDUĞU GERÇEĞİNE GÖTÜRÜYOR.
C9:SUNNETI RASULULLAH sahabe zamanında kullanılmaya başlanmıştır

S10:HUD 11-12 UZERİNDE DURDUGU KONU.
C10: tebliğ, teybin ve temsil‟dir. Tebliğ Kur‟an ise teybin ve temsil Hz. Peygamber‟in tutum ve tavrını oluşturan onun Sünnet-i seniyyesidir.

S11:TEYBIN FAALİYETLERİNİ MÜSLÜMANLARIN MUTLAKA UYMASI GEREKEN KURALLAR OLARAK ELE ALIR.
C11:CESSAS

S12: HADİS TARAFTARI YERİNE EHL-İ SÜNNET OLARAK ADLANDIRMIŞLAR VE HANBELİ-EŞARİ ÇİZGİSİNİ İSE EHL-İ SÜNNET‟İN İÇİNDE AMA KENDİLERİNE GÖRE
DAHA AZ DOĞRUYA YAKIN BİR GURUP SAYMIŞLARDIR.
C12:HANEFI MEZHEBI

S13: EHL-İ HADİS
C13: Hz. Peygamber‟in ve selefin hayatın her safhasına ilişkin örneklerini toplamaya ve bunları değişik platformlara aynen taşımaya gayret etmekteydiler.

S14: YAPISI BAKIMINDAN SÜNNET ÜÇE AYRILIR:
C14: Kavli Sünnet:, peygamberlik dönemi boyunca söylemiş olduğu sözlerdir. Fiili Sünnet: Hz. Peygamber'in yapmış olduğu fiillerdir. Rasûlûllah‟ın abdest, namaz
ve Takrîrî Sünnet: bir davranıştan haberdar olduğu halde buna karşı çıkmamasıdır.

S15: TAKRİRİ SÜNNET İKİ NEVİDİR:
C15 1.sükût ve reddetmeme şeklinde takriridir.2. Hz. Peygamber'in bir söz veya davranısı karşısında sevinçli bir tarzda sükût etmesi

S16:RIVAYET ACISINDAN SUNNET KACA AYRILIR.
C16:MUTEVATIR AHAD HADIS

S17:MUTEVATIR HADIS KACA AYRILIR.
C17:1.LAFZI 2.MANEVI: bütün râvilerin rivayetinin ortak bir manada birlesmesi halindeki mütevâtir haberdir abdestin nasıl alınacağı, namazın nasıl kılınacağı,
haccın nasıl ifa edileceğine dair

S18:MESHUR SUNNET.
C18: Hz. Peygamber'den bir veya iki ya da tevatür sayısına ulaşamamış sayıda sahabi tarafından rivayet edilmişken, Tâbiin ve Tebe-i Tabiîn devirlerinde tevatür
sayısına ulaşan râvilerce rivayet edilmiş Sünnet'tir

S19: MÜTEVÂTİR SÜNNET İLE MEŞHUR SÜNNET ARASINDAKİ FARK.
C19: Sünnette her üç tabaka râvilerinin tevatür sayısında olmasına karşılık, meşhur Sünnette birinci tabaka râvîlerinin tevatür sayısına ulaşmamış olmasıdır.

S20: Meşhur Sünnetin hükmü, kesine yakın bir bilgi sağlamasıdır ki buna Hanefîler ne der
C20: “ilmu‟t-tume‟nine

S21:AHAD SUNNET.
C21: tevatür sayısının altında bulunan Sünnet‟tir Sünnet'in büyük çoğunluğu Hz. Peygamber'den âhâd yoluyla nakledilmiştir. Hanefilere göre, Âhâd Sünnet "ilim"
ifade etmez, "zann" ifade eder. imam şafiī‟nin “Bir kişi tarafından rivayet edilen ve üzerinde bilginlerce icma edilmeyen sünnetle de hüküm verilir

S22: FIKHA VUKUFU VE İÇTİHADA EHLİYETİ İLE TANINMAYAN RÂVİLER
C22: Ebu Hüreyre'yi, Enes b. Mâlik'i, Selman-ı Fârisi'yi ve Bilâl-i Habeşi'yi de (r.a) zikretmişlerdir.

S23: HABER-İ VAHİDLER ÜÇÜNCÜ SIRADA GELİR VE SÜNNETTEN AYRI BİR KATEGORİDİR.
C23:BAKILANLI:
Haber-i vahidlerde ise hüküm, ravilerin rivayetine mütealliktir

SORU 1- İSLAM HUKUK İLMİNDE SÜNNET'İN TANIMI NEDİR?
Cevap 1- Hz. Peygamber'in vahiy almaya başlamasından itibaren ölünceye kadar süren devredeki yaşayış biçimini ifade eder. Peygamberlik öncesi devre ait hayat
biçimi ve yaşayış tarzı örnek hayat tiplemesinin dışındadır.

SORU 2- HANİFELERE VE ŞAFİLERE GÖRE SÜNNET?
Cevap 2- Hanifilere göre; Serahsi'nin ifadesiyle "Rasulullah'ın ve ondan sonraki sahabenin takip ettiği yoldur" şeklinde... İmam Şafii'ye göre; "Sünnet hadis, hadis
sünnettir."

SORU 3- MÜSTEŞRİKLERDEN OLAN GOLDZİER VE SCHACHT SÜNNETİ NASIL YORUMLAR?
Cevap 3- Istılahi anlamı esas almak yerine sünnet kelimesinin etimolojisinden hareket ederek onu devrin Arap geleneği şeklinde yorumluyorlar-mış. Ve bunu
vurgulamak için ıstılahi manadaki Sünneti ısrarla "gelenek" anlamına gelen “tardition” ile tercüme etmişşler.

SORU 4- HZ. PEYGAMBERİN HAREKET VE TAVIRLARI KENDİNE AİT YORUMLARI MIDIR, YOKSA ONLAR DA KUR'AN'DAN FARKLI BİR FORM DA BİRER VAHİY
ESERİ MİDİR?
Cevap 4- Şafiiler genellikle, Sünneti vahyi gayrı metlüv (okunmayan vahiy) olarak ele alırlar ve onu tümüyle vahiy ile özdeştirirler. İmam Şafii, “hakkında Kuran
nassı bulunmayan konularda Hz. Peygamberin koyduğu Sünnete, Allahın O'na her bakımdan itaati farz kılmış olması sebebiyle uyuyoruz” diyerek sünnet?in yalnız
başına hüküm koyabileceğini ifade eder. Şafii Kuran ile Sünneti teşri sıralamasında birbirinden ayırmaz. İkisinin kaynağını da vahiy olarak değerlendirir.

SORU 5- NEYE GÖRE TEBLİĞ, TEYBİN VE TEMSİL?
Cevap 5- Tebliğ Kuran ise teybin ve temsil Hz. Peygamber'in tutum ve tavrını oluşturan onun Sünnet-i seniyyesidir.

SORU 6- HİCRİ BEŞİNCİ ASIRDAN İTİBAREN ORTAYA ÇIKAN HADİS-İ KUDSİ (KUDSİ HADİS) TERİMİ İLE NE ANLAŞILIR?
Cevap 6- Sözleri Hz. Peygambere, manası Allah'a ait olan hadisler... Kudsi hadislerin Allah'a nispet edilmesi onları sahih ve sabit olduğu anlamına gelmez.

SORU 7- EHL-İ HADİS VE RE'Y TARAFTARLARININ HADİS TOPLAMA METODU VE FIKHIN OLUŞMASI?
Cevap 7- Ehl-i Hadis: Hz. Peygamberin ve selefin hayatın her safhasına ilişkin örneklerini toplamaya ve bunları değişik platformlara aynen taşımaya gayret
etmekteydiler ve bu amaçla mümkün olduğu kadar fazla hadis ve eser toplamak zorundaydılar. Buna karşılık Re'y Taraftarları: Kuran ve Hz. Peygamber'den gelen
meşhur veya sabit sünneti esas alıyor ve bu malzemeyi beşeri yorum gücünü kullanarak işlemeyi hedefliyordu. Kısaca ilk İslam toplumunun pratik bilgisi olan
sünnet zamanla yorumlarla gelişerek fıkhı oluşturmuştur.

SORU 8- YAPISI BAKIMINDAN SÜNNET KAÇA AYRILIR, TANIMLARI İLE BİRLİKTE?
Cevap 8- Üçe ayrılır. Kavli Sünnet: Hz. Peygamber'in değişik münasebetlerle peygamberlik dönemi boyunca söylemiş olduğu sözlerdir. Fiili Sünnet: Hz.
Peygamber'in yapmış olduğu fiillerdir. Rasûlûllahın abdest, namaz hac ile ilgili fiilleri vb. davranışları gibi... Takriri Sünnet: Hz. Peygamber'in Müslümanların
söylediği bir söz veya yaptığı bir davranıştan haberdar olduğu halde buna karşı çıkmamasıdır. Not: Bu sünnet çeşitlerinden örnek verip hangi sünnet'tir diye
sorulabilir. Sayfa 47'deki örnek hadisleri oku...

SORU 9- RİVAYET EDEN KİŞİLERİN SAYISI AÇISINDAN SÜNNET KAÇA AYRILIR?
Cevap 9- İkiye; Mütevatir ve Ahad Haber. Hanefi usulcüler buna bir de Meşhur Haber ekleyerek sayıyı üçe çıkarıp incelemişlerse de meşhur haber, diğerleriyle
birlikte müteala edilebilir.

SORU 10- MÜTEVATİR HABER NE DEMEKTİR?
Cevap 10- Sayıca çok oldukları için bir araya gelip aslı olmayan bir haber uydurmak üzere anlaşmaları ya da komplo kurmaları normalde imkânsız olan Sahabe
topluluğunun Hz. Peygamberden, daha sonra bu topluluktan Tabiin ve Tebe-i Tabiin devirlerinde de aynı özellikteki toplulukların rivayet ettiği haberdir.
Mütevatir Sünnet de yalan üzerine birleşmeleri aklen mümkün olmayacak sayıda topluluk şartı bu üç devir için söz konusudur. Mütevâtir Sünnetin hükmü, Hz.
Peygamber'e nisbetinin kesin olarak sübûtudur. Buna göre, mütevâtir Sünnetle âmel etmek farzdır.

SORU 11- MÜTEVATİR HABER KAÇA AYRILIR, TANIMLARIYLA?
Cevap 11- İkiye ayrılır. Lâfzı mütevâtir: Bütün râvilerin rivayetinin "Kim bilerek bana yalan söz isnad ederse, cehennemden yerini hazırlasın.” hadisini rivayet edip
başka sahabînin de aynı lâfızla bu hadisi rivayet etmesi ve böylece râvilerin sayısının tevatür sayısına ulaşması halinde, bu hadis lâfzî mütevâtirdir diyoruz. Yani
yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan bir sahabe topluluğunun aynı söz ve dizini kullanarak Hz. Peygamber'den bir hadisi rivayet etmeleridir. Manevî
mütevâtir: Lâfız ve mana bakımından farklılıklar taşımakla beraber, bütün râvilerin rivayetinin ortak bir manada birleşmesi halindeki mütevâtir haberdir. Duâ
sırasında ellerin kaldırılması hadisi bu nevi mütevâtire örnek gösterilebilir.

SORU 12- MEŞHUR SÜNNET NEDİR, ÖRNEK VERİNİZ?
Cevap 12- Hz. Peygamber'den bir veya iki ya da tevatür sayısına ulaşamamış sayıda sahabi tarafından rivayet edilmişken, Tâbiin ve Tebe-i Tabiîn devirlerinde
tevatür sayısına ulaşan râvilerce rivayet edilmiş Sünnet'tir. Meselâ, “Ameller niyetlere göredir…” hadisi meşhur Sünnet'tir. Çünkü bunu Rasûlûllah'tan Hz. Ömer
rivayet etmiş, sonra da Tabiin ve Tebe-i Tabiinden tevatür sayısındaki râvilerce nakledilmiştir. Meşhur Sünnetin hükmü, kesine yakın bir bilgi sağlamasıdır ki buna
Hanefîler “ilmu't-tume'nine” adını verirler.

SORU 13- MÜTEVÂTİR SÜNNET İLE MEŞHUR SÜNNET ARASINDAKİ FARK?
Cevap 13- Mütevâtir Sünnette her üç tabaka râvilerinin tevatür sayısında olmasına karşılık, Meşhur Sünnette birinci tabaka râvîlerinin tevatür sayısına ulaşmamış
olmasıdır.

SORU 14- AHAD SÜNNET(HABER) NEDİR?
Cevap 14- İster Hz. Peygamber'den rivayet eden sahabenin, isterse Tabiin ve Tebe-i Tabiin tabakalarındaki ravilerinin sayısı, tevatür sayısının altında bulunan
Sünnet'tir. Kısaca Âhâd Sünnet, onu aktaran ravilerinin sayısının tevatür için gerekli olan sayıdan az olmasıdır.

SORU 15- AHAD HABERİN HANİFİ VE ŞAFİİ'LERE GÖRE HÜKMÜ?
Cevap 15- Sünnet'in büyük çoğunluğu Hz. Peygamber'den âhâd yoluyla nakledilmiştir. Hanefilere göre, Âhâd Sünnet "ilim" ifade etmez, "zann" ifade eder. İmam
Şafii'nin “Bir kişi tarafından rivayet edilen ve üzerinde bilginlerce icma edilmeyen sünnetle de hüküm verilir” der.

SORU 16- HABER-İ VAHİD OLAN HADİS, EĞER AKLA MUHALİF OLARAK VARİD OLMUŞ İSE NE YAPILIR?
Cevap 16- Eğer tevili mümkün ise uygun bir şekilde tevil edilir. Fakat hiçbir şekilde tevili mümkün değil ise, Hazreti Peygamber'in o hadisi başkasından nakil ve
hikaye tarikiyle söylemiş olduğuna ve yahut ravinin eksik veya fazla rivayet ettiği sonucuna varılır. Zira bunlar kat'i delillerdir. Haber-i vahid ise delil-i zannidir.
Delil-i kat'i ile delil-i zanni arasında bir vecihle tearuz vaki olamaz. Delil-i zanni delil-i kat'i mukabilinde sakıt olur.

SORU 17- HANİFİ FAKİHLER AHAD HABERLE AMEL İÇİN HANGİ ŞARTLARI İLERİ SÜRERLER?
Cevap 17- 1)Râvî, Hz. Peygamber'den rivayet ettiği hadisin aksine davranmış veya bu rivayete aykırı fetva vermiş olmamalıdır. 2)Hadis, sık sık tekerrür eden ve
her mükellefin hükmünü bilme ihtiyacını hissettiği olaylar hakkında olmamalıdır. Usûl kitaplarında böyle durumlardan "umûmu'l-belvâ" diye söz edilir. 3)Hadisi
rivayet eden râvi, fıkıh bilgisi ve ictihad ehliyeti ile tanınmış bir kimse değilse, hadis, kıyasa ve şer'î esaslara aykırı olmamalıdır. Not: Bu şartların kitapdaki
örnekleri bir kere de okunması yerinde olur; Sayfa 51-52

SORU 18- FIKIHA VUKUFU VE İCTİHADA EHLİYETLİ OLAN VE OLMAYAN SAHABİLER?
Cevap 18- Diyelim ki bir sahabi hadis rivayet etmiştir ve bu hadiste yer alan hüküm kıyasa ve şer'î esaslara aykırı düşmektedir. Şayet bu hadisi rivayet eden râvî;
Dört Halife gibi, Abdullah b. Abbas veya Abdullah b. Mes'ud gibi hem hadis rivayeti ile hem de fıkıhta ve ictihaddaki ehliyeti ile tanınmış biri ise hadis makbul
sayılır ve onunla amel edilir. Fakat Ebu Hüreyre, Enes b. Mâlik, Selman-ı Fârisi ve Bilâl-i Habeşi (r.a) gibi sadece hadis rivayeti ile tanınan, fıkıha vukufu ve ictihada
ehliyeti ile tanınmayan birisi ise, bu hadis kabul edilmez ve onunla amel olunmaz.

SORU 19- SÜNNET'İ MAHİYETİ İTİBARİYLE ŞAFİİ'LER VE HANİFİ'LER NASIL ELE ALIR?
Cevap 19- Şafiiler onu tümüyle vahiy olarak ele alırlar, vahy-i gayr-ı metlüv. Hanefiler ise Hz. Peygamberin fillerinden dini açıklama anlamındaki tebliğ ve teybin
faaliyetlerini Müslümanların mutlaka uyması gereken kurallar olarak; Hz. Peygamber?in bir beşer olarak kendisine mahsus olan işlerle oturup kalkması, yiyip
içmesi gibi onun tabii fiilleri, ümmeti için bağlayıcı bir sünnet yerine onları mübah sınırları içerisinde değerlendirirler.

SORU 20- HADİS UZMANLARININ "SAHİH" DİYE NİTELENDİRDİKLERİ PEK ÇOK HADİSİN HANEFİ FIKIH ÖĞRETİSİYLE UYUŞMAMASI HANEFİLERİN HADİSLERİ
KABUL ETMEDİKLERİ SUÇLAMASINA DAYANAK OLUŞTURMUŞTUR. BUNUN SEBEBİ NEDİR?
Cevap 20- Hanefi fıkhının tedvini ile hadislerin tedvini konusundaki kronolojik sıra...