- Ünite 11 Dinler Arası Diyalog

Adsense kodları


Ünite 11 Dinler Arası Diyalog

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Wed 26 March 2014, 05:42 pm GMT +0200
ÜNİTE 11/ DİNLER ARASI DİYALOG

S.   DİNLER ARASI KÜLTÜR VE DİYALOG NASIL GÜNDEME GELMİŞTİR?
C.   Yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra dünya ölçeğinde yaşanan gelişmelerden dolayı farklı dinsel inanç ve kültür mensupları öyle ya da böyle birbirleriyle geçmişe oranla çok daha yakın ilişki içinde olmak zorunda kalmaya başlamışlardır. Bu durumun neticesi olarak “dinler ve kültürlerarası diyalog” kavramı gündeme gelerek hemen her platformda kullanılmaya başlanmıştır.

S.   DEĞİŞİK DİNİ İNANÇ, KÜLTÜR VE MEDENİYET MENSUPLARI NEDEN BİRBİRLERİYLE KARŞILIKLI SAYGI ANLAYIŞINDA DOSTLUK KURMAYA ZORUNLU KALMIŞLARDIR?
C.   Dostluk Kurma Zorunluluk Sebepleri:
*   Dünya dinlerine ilişkin yaşanan enformasyon patlaması sonucunda bu dinlere ait kutsal kitapların ve ilk el kaynakların dünyanın her tarafında kolayca elde edilebilir bir hal alması.
*   Ulaşım imkânlarının gelişmesi sonucunda farklı dinsel inanç ve kültür mensuplarının kolayca dünyanın her tarafına seyahat ederek buralarda yaşayan “ötekilerin” inançlarını ve yaşam tarzlarını bizzat tecrübe etme imkânına kavuşması.
*   İkinci dünya savaşından sonra doğudan batıya yaşanan yoğun göçler neticesinde milyonlarca Müslüman, Hindu, Budist ve Sih inanç sahiplerinin Avrupa ve Kuzey Amerika’ya yerleşerek buralarda doğuda olduğu gibi çok inançlı ve çok kültürlü kentler oluşturması.
*   Dini ve kültürel öteki ile ilgili enformasyon sunan gazeteler, dergiler, radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarına son dönemde internet ve elektronik postanın da eklenmesiyle artık ötekinin her an bizimle yaşayan biri haline gelmesi.

S.   “ŞU ANDAN İTİBAREN İNSANLIĞIN DİNSEL YAŞAMI, EĞER GERÇEKTEN YAŞANACAKSA, DİNSEL ÇOĞULCULUK BAĞLAMI DÂHİLİNDE YAŞANACAKTIR.” SÖZÜ KİME AİTTİR?
C.   Cantwell Smith’e aittir.

S.   TEK BİR EVRENSEL KİLİSE BULUNDUĞUNU VE BU KİLİSEYE İNTİSAB ETMEYENLERİN KURTULUŞA EREMEYECEKLERİNİ KİM İDDİA ETMİŞTİR?
C.   Roma Katolik Kilisesi;
*   İlk defa IV. Lateran Konsilinde inananlar için tek bir evrensel Kilise’nin bulunduğunu ve bu Kilise’ye intisap etmeyenlerin hiçbir şekilde kurtuluşa ermesinin mümkün olmadığını açıkça ifade etmiştir.
*   Florance Konsilinde ise, sadece paganist inançlara mensup olanların değil, aynı zamanda Yahudilik, İslam gibi monoteist dinlere mensup olanların da inançlarına ve yaptıkları amellere bakılmaksızın- cehennemlik oldukları söylenmiştir.

S.   “EVRENSEL KİLİSEYE İNTİSAB DIŞINDA KURTULUŞ YOKTUR” GÖRÜŞÜ NE ZAMANA KADAR SÜRMÜŞTÜR?
C.   “Kilise dışında kurtuluş yoktur” dogması, tarihsel süreçte teorikte bazı kısmi hafifletilme çabalarına maruz kalsa da pratikte 1962–1965 yılları arasında düzenlenen II. Vatikan Konsili‟ne kadar varlığını sürdürmüştür.

S.   ROMA KATOLİK KİLİSESİ TARAFINDAN HAZIRLANAN ‘NOSTRA AETATE’ DÖKÜMANI NEDİR?
C.   Papa XXIII. John, Yahudilik de dâhil Hıristiyan olmayan dinlerle ilgili “Hıristiyan Olmayan Dinlerle ilişkiler Deklarasyonu” adı altında bir doküman hazırlatır. Hazırlanan bu yeni doküman konsil genel kurulunda yapılan uzun görüşme ve tartışmalardan sonra 28 Ekim 1965’de oy çokluğuyla kabul edilerek resmen yürürlüğe konur. Görüldüğü üzere konsil öncesi planlandığı için değil, tamamen güncel gerekçeler ve kaygılardan dolayı kabul edilerek yürürlüğe konan ve kısaca Nostra Aetate olarak bilinen doküman, 1960‟lı yılların ortalarından itibaren Batı’da sıkça telaffuz edilmeye başlanan “dinlerarası diyalog” çalışmalarının omurgasını oluşturmuştur.

S.   “DİNLER ARASI DİYALOG” BAŞLIĞI ALTINDA, KATOLİK KİLİSESİNİN GERÇEK MAKSADI NEDİR?
C.   Hıristiyanlar, önce Hıristiyan olmayanlarla diyalojik ilişkiye girecek, sonra insanlığın karşı karşıya olduğu temel ortak sorunların üstesinden gelinmesi için onlarla işbirliği yapacak ve bütün bunları yaparken de asli görevleri olan İncil’in mesajını tüm dünyaya yayma görev ve sorumluluğunu ihmal etmeden kendi inançlarını ve hayat tarzlarını Hıristiyan olmayanlara naklederek misyon faaliyetlerini devam ettireceklerdir. Bu da gösteriyor ki Hıristiyan olmayanlarla kurulması öngörülen diyalog ilişkisi ve işbirliği, aslında Hıristiyan inancının Hıristiyan olmayanlara nakledilmesinin yeni bir yönteminden başka bir şey değildir.

S.   “HIRİSTİYAN OLMAYAN DİNLER SEKRETERLİĞİ” NİN KURULUŞ AMACI NEDİR?
C.   “Hıristiyan Olmayan Dinler Sekreterliği” nin Kuruluş amacı:
*   Hıristiyan olmayanlarla kurulması öngörülen diyalog ilişki için Kilisenin öğretisine uygun metot ve yöntemler geliştirmek.
*   Hıristiyanların, Hıristiyan olmayanları tanıyıp bilmeleri için çalışmalar yapmak.
*   Hıristiyan olmayanların, Hıristiyan inancını layıkıyla tanıyıp ona saygı göstermeleri için gayret sarf etmek.
Kardinal Paulo Marella, sekreterliğin kurulmasıyla misyonerliğin artık sona erdiğini ileri sürenlere “sekreterliğin esas amacının misyonerliğe alternatif çalışmalar yapmaktan ziyade çağdaş toplum bağlamında misyonerliğin nasıl ve hangi metotlar dâhilinde yapılacağını Hıristiyanlara göstermek olduğunun” altını çizmiştir.
*   Papa II. John Paul İsa’yı dolayısıyla da Hıristiyan mesajını Hıristiyan olmayanlara sunmayla diyalog arasında hiçbir aykırılık ve çelişki olmadığını ifade ederek diyalogun, aslında: “İsa’yı diğer insanlara sunmanın yeni bir yolu olduğunu” açıkça itiraf etmiştir. Devamla Papa II. John Paul, Hıristiyanlığın yapı taşı olan isa Mesih’i  “herkesin tek kurtarıcısı, Tanrıyı açıklayabilen ve O’na götüren tek kişi” olarak ilan eder ve kurtuluşun ancak onun vasıtasıyla mümkün olabileceğini iddia eder.
S.   DİYALOG VE MİSYONLA İLGİLİ OLARAK KATOLİK KİLİSESİ HANGİ NOKTALARA DİKKAT ÇEKMİŞTİR?
C.   Diyalog ve Misyonla ilgili Katolik Kilisesi’nin dikkat çektiği noktalar:
1.   Diyalog da tıpkı Hıristiyan mesajının Hıristiyan olmayanlara sunulması gibi, Kilisenin evanjelik misyonunu yerine getirmesinin bir yoludur.
2.   Diyalog vasıtasıyla Kilisenin misyonunun yerine getirilebilmesi için bazı ön hazırlıkların yapılması gerekir.
3.   Diyalog hiçbir şekilde Hıristiyan mesajını diğerlerine sunmanın yerini alamaz. Bundan dolayı Hıristiyan olmayanlarla diyalog ilişkisine girecek olan Hıristiyanlar artık Hıristiyan mesajını onlara sunmanın gerekli olmadığı gibi bir izlenime kapılmamalıdırlar.
4.   Hıristiyan olmayanlarla kurulacak diyalog ilişkisi sayesinde Hıristiyanlar, Hıristiyan hakikati olan İsa-Mesih’in şöyle veya böyle diğer dinsel geleneklerde ve taraftarlarının yaşamlarında da yansımasını bulduğunu keşfedeceklerdir.

S.   ROMA KATOLİK KİLİSESİNİN 2. VATİKAN KONSİLİYLE BAŞLATTIĞI RESMİ DİYALOG FAALİYETİYLE ALAKALI DİYALOG, MİSYON VE SİYASET KONULARINDAN HANGİ SONUÇLAR ÇIKARILABİLİR?
C.   Roma Katolik Kilisesinin 2. Vatikan Konsiliyle Başlattığı Resmi Diyalog Faaliyetiyle Alakalı Diyalog, Misyon Ve Siyaset Konularından çıkarılacak Sonuçlar:
A.   II. John Paul’ün genelde tüm Hıristiyan olmayanlarla özelde ise Müslümanlarla diyaloga önem vermesinin ardında onun üçüncü bin yılda Asya kıtasını Hıristiyanlaştırmayı hedeflemesi yatmaktaydı. Çünkü o, önce dinler arası diyalog adı altında Hıristiyan olmayanlarla dostluk ve sempati ilişkisi kurarak Hıristiyan mesajına elverişli bir ortam yaratmayı daha sonrada İncil mesajını sunarak onları Hıristiyanlığa kazandırmayı planlıyordu.
B.   Hıristiyan yetkililer dinler arası diyalogu, hem XVIII. ve XIX. yüzyıllarda Hıristiyan misyoner kuruluşlarının sömürgeci ve emperyalist batılı güçlere ileri karakol görevi görmesinden dolayı tahrip edilen Hıristiyan imajını hem de günümüz dünyasında Hıristiyan dini liderlerinin ve siyasilerinin söylem ve eylemlerinden dolayı Hıristiyanlarla ilgili ortaya çıkan olumsuzlukları düzeltmek için kullanmaktadır.
C.   Dünya ölçeğinde yaşanan gelişmelerden dolayı ötekiyle kurulması artık kaçınılmaz bir hal alan diyalog ilişkisi, ilk defa Katolikler tarafından resmi olarak gündeme taşındığı için bu durum Roma Katolik Kilisesini dünyada dinlerarası diyalogun öncüsü konumuna getirmiştir.
D.   Katolik Kilisesi kuruluşundan II. Vatikan Konsiline kadar İncilin mesajını Hıristiyan olmayanlara sunarak onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına vaftiz etmek suretiyle diğer dinsel geleneklerin ve inançların üstesinden gelmeyi hedeflerken, II. Vatikan Konsili ile birlikte mutlak hakikat olarak ilan ettiği Hıristiyan vahyi yani isa Mesih vasıtasıyla Hıristiyan olmayan dinsel gelenekleri tamamlamayı ve mükemmelleştirmeyi amaçlamaktadır..

S.   DÜNYA KLİSELER BİRLİĞİ NEDİR?
C.   Protestan, Ortodoks ve Anglikan Kiliselerine mensup kiliselerin bir araya gelmesiyle 1948 yılında isviçre‟nin Cenevre kentinde kurulan Dünya Kiliseler Birliği, günümüzde 100 farklı ülkeden 330 kiliseye ait yaklaşık 400 milyon Hıristiyan‟ı bünyesinde toplayan bir kuruluştur.

S.   DÜNYA KİLİSELER BİRLİĞİNİN DİYALOG POLİTİKASI ZAMANLA NASIL DEĞİŞKENLİK ARZETMİŞTİR?
C.   Dünya Kiliseler Birliği’nin diyalog politikasının, dostane ilişkiler kurularak Hıristiyan olmayanların Hıristiyanlaştırılarak diğer dinlerin tamamen bertaraf etmekten Hıristiyan hakikatinin alanını genişleterek diğer dinleri ortadan kaldırmadan mükemmelleştirmeyi öngören kapsayıcı anlayışa doğru çevrildiğini gören kurum yetkilileri yeni bir yapılanma içine girmişlerdir. Bu yeni yapılanmada yarı otonom bir yapı arz ettiği için diyalog konusunda yaptığı çalışmalarla Dünya Kilisler Birliği’nin genel politikasının ötesine geçen Diyalog Ünitesi lağvedilerek yerine, genel sekreterliğine bağlı “Dinler arası ilişkiler Ofisi” kurulmuştur.

S.   “DİNLERARASI İLİŞKİLER OFİSİ” NASIL BİR POLİTİKA İZLEMİŞTİR?
C.   Bu yeni yapılanmada dini çoğulculuk, diyalog ve misyon gibi kavramlar “Misyon, Eğitim ve Tanıklık / Tebliğ” ofisine verilmiştir. “Diyalog” yerine daha genel bir kavram olan “İlişki” tabirinin kullanılmaya başlanması Dünya Kiliseler Birliği’nin Hıristiyan olmayanlarla arkadaşlık ve dostluk gerektiren samimi ilişkiler değil, şartların gerektirdiği bir zorunluluk olarak daha resmi ilişkiler kurmayı yeğlediklerini ima etmektedir. Bir diğer önemli değişiklikte diyalog ve misyon ilişkisi ve dinsel çoğulculuk gibi konularla ilgili teolojik tartışmaların diğer din mensuplarıyla düzenlenen diyalog toplantılarında değil, Hıristiyanların kendi aralarında yapacağı toplantılarda tartışılmasının öngörülmesidir.

S.   1960’ A KADAR MÜSLÜMANLARI KARALAYAN HRİSTİYAN YETKİLİLER, 1960 SONRASINDA NEDEN DOSTLUK İLİŞKİSİNE BAŞLAMIŞLARDIR?
C.   Dostluk ilişkilerinin başlama sebebi:
*   Müslüman ve Hıristiyanlar Aynı Tanrı’ya İnanmaktadır: Hıristiyanlarla Müslümanlar İnançsızlığa/ateizm karşı birlikte mücadele etmelidir.
*   Müslümanlar Hıristiyanların Tanrısına İnanmaktadır: İslam bir kurtuluş yolu değildir. Ancak Müslümanlar birey olarak kurtuluşa erebilir
*   Müslüman ve Hıristiyanlar arasında geçmişte yaşanan olumsuzlukların üzerine sünger çekilerek barış, özgürlük ve sosyal adaletin sağlanması için taraflar arasında işbirliğine gidilmelidir.
*   Kısaca Hıristiyan yetkililere göre İslam Müslümanları kurtuluşa ulaştıran bir vasıtası değil, onları Hıristiyan mesajına yani İncil’e hazırlayan bir vasıtadır. Bu durum açıkça göstermektedir ki Hıristiyan yetkililer bir taraftan Müslümanlara diyalog kapısını açarken diğer taraftan da misyonerlik kapısını kapatmayarak onu misyonerliği kolaylaştırmak için bir vasıta olarak kullanmaktadır.

S.   HRİSTİYAN GRUPLARIN AKSİNE, BİREYSEL DİYALOGCULAR HANGİ İLKELER ÇERÇEVESİNDE DİĞER DİN MENSUPLARIYLA DİYALOG KURMAYI HEDEFLİYORLAR?
C.   Bireysel Diyalogcular’ın Diğer Din Mensuplarıyla Diyalog Kurmayı Hedefleme ilkeleri:
a.   Yüce Yaratıcı sadece belirli bir milletin veya dinsel geleneğin tekelinde değildir. O, tüm kâinatın Rabbidir. Hiçbir dinsel gelenek diğerlerini dışlayıcı tarzda mutlak anlamda O‟na sahip olduğunu iddia etmemelidir.
b.   Hıristiyanlık, Kilise veya isa Mesih yegâne Kurtuluş  yolu değil, çeşitli kurtuluş yollarından sadece biridir. Bundan dolayı Hıristiyanlığın veya isa‟nın eşsizliği ve biricikliğiyle ilgili dinsel söylemler literal değil, mecazi olarak anlaşılmalıdır.
c.   Her dinsel gelenekte iyi, ahlaklı ve dürüst insanlar olduğu gibi, kötü insanlar da vardır. Bundan dolayı belirli bir dinsel geleneğin iyi insanlar, diğerlerinin de kötü insanlar yetiştirdiği gibi bir iddiada bulunmak doğru değildir.
d.   Doğru eylemde bulunmak, doğru inanca sahip olduğunu iddia etmekten çok daha önemli olduğu için, insanlar dogmatik olarak dinlerinin doğruluğunu ve üstünlüğü iddia etmek yerine, sahip oldukları inançları pratiğe dökerek diğerleriyle paylaşmayı kendilerine düstur edinmelidir.
e.   Hıristiyanlığı, Hıristiyan olmayanlara benimsetmek veya sevdirmek için değil, dünyada barış ve adaleti temin etmek, insan haklarını korumak, yoksulluk ve sömürün üstesinden gelmek, çevrenin kirletilmesinin önüne geçmek ve yenilenmesi mümkün olmayan tabii kaynakların tüketilmesi gibi tüm insanlığın zararına olacak ortak sorunların çözümü için diyalog ve işbirliği yapılmalıdır.

S.   DİYALOĞUN TEMEL İLKELERİ NELERDİR?
C.   Diyaloğun Temel ilkeleri:
1.   Diyalog sürecinde herkes ötekini olduğu gibi dinlemeye istekli ve hazır olmalıdır.
2.   Diyaloğun temel amacı, muhatapların birbirlerini dinlemesi, anlamaya çalışması, birbirinden öğrenmesi, değişmesi, Mutlak Hakikat‟i anlama ve idrak duygusu içinde gelişmesi ve bunlara paralel olarak eylemde bulunmasıdır.
3.   Diyalojik ilişki, her bir dinsel geleneğin kendi içinde ve farklı dinsel gelenekler arasında cereyan eden iki yönlü bir iletişim süreci olarak algılanmalıdır.
4.   Diyalog sürecine iştirak edecek olanlar, diyalog masasına tam bir dürüstlük ve samimiyet duygusu içerisinde oturmalıdır.
5.   Diyalog sürecinde, kendi ideallerimizi muhatabımızın uygulamalarıyla karşılaştırmamalıyız.
6.   Diyalog sürecinde, her katılımcı, kendini ve inancını bizzat kendisi tanımlamalıdır.
7.   Diyalog sürecinde taraflar her yönden eşit olmalıdır.
8.   Diyalog sürecine iştirak edenler hem kendilerine, hem de kendi dinsel geleneklerine karşı –kısmen de olsa– eleştirel bakabilmelidir.
9.   Diyaloğun tarafları, muhatabına karşı nazik olmalı ve ona yakın ilgi göstermelidir.
10.   Diyalog sürecinde taraflar birbirlerine karşı uygun ve makul bir tarzda davranmalıdır.

NOTLAR:
*   Protestan, Ortodoks ve Anglikan Kiliselerine mensup kiliselerin bir araya gelmesiyle 1948 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinde kurulan oluşum,  Dünya Kiliseler Birliğidir.
*   Papa II. John Paul‟ün dinler arası diyalogun evangelik misyonun ayrılmaz bir parçası olduğu belirttiği genelgesi  ‘Redemptoris Missio’ dur.
*   Roma Katolik Kilisesi’nin diğer dinlerle ilişkilerinde yeni bir dönem başlatan Konsil ve onun önemli belgesi  ‘II. Vatikan Konsili- Nostra Aetate’ dir.