- Ümmet islaha çalışmak ve eğitmek

Adsense kodları


Ümmet islaha çalışmak ve eğitmek

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Fri 27 May 2011, 03:26 pm GMT +0200
Ümmet Islaha Çalışmak Ve Eğitmek, Ma'rufu Emr Münkeri Nehiy Görevidir


Kur'an-ı Kerim'in İslâm ümmeti kavramı hakkındaki açıklaması, oize bu ümmetin "en hayırlı bir ümmet" olduğunu, insanlar arasından Seçilip çıkarılmış ve onlara karşı en faydalı davrananı olduğunu, Allah Teâlâ'nın arzularını savunan, arzu etmediklerini yasaklayan bir ümmet olduğunu bildirmekte, eşsiz bir dinin mesajını insanlığa ilan etme görevini yüklendiği yine bu âyetlerden anlaşılmaktadır. Fakat hiç kimse, "bu ümmetin kendisi ihmal edilmekte, iç ve dış eğitimi unutulmaktadır bu âyette" gibi bir sonuç çıkaramaz. Şüphesiz ki insanlığı hakka çağıran bir ümmetin eğitimsiz ve bilinçsiz bir ümmet olduğu düşünülemez. Zira böyle bir ümmet, her şeyden önce da'vet görevini yapamaz. Bir taraftan kendini İslaha çalışırken öbür taraftan insanlığı hakka çağırmaktadır. Yani iç savaşını kazanmamış, bir ümmetin dışa karşı ıslah hakkı doğmaz. Bu zaten caiz de değildir. Da'vet ve tebliğ kusur ve yanlış kabul etmez.
Keza âyet, bu ümmetin kendi dışında yapmakla mükellef olduğu görevi, kendi içinde yürütmeyi de farz kılmaktadır. Hatta âyet bu görevi başaramamış yani ma'ruf ve münker görevini hakkıyla îfâ edememiş ümmetin dışa açılmasına müsâde vermemektedir. Bu zaman sürecinden geçememiş eğitimsiz cemaatin, kendi dışındakilere zaten vereceği bir şeyi yoktur. Ma'rufu emr münkeri nehiy görevi eğitimsiz ve ilimsizlerin işi değildir.
Biri diğerinin tabiî sonucu olan bu iki görev, âyetin kapsamında mevcuttur aslında.
Allâme es-Sâvî şöyle der:
"Âyetteki. "İnsanlar için" ifâdesinde "min" harfi değil, "lam" harfinin kullanıldığını görüyoruz. Yani "insanlardan çıkarılmış" şeklinde değil "insanlar için çıkarılmış" şeklinde anlam kazanması, bu ümmetin, dünyada tüm insanlığı hakka ve adalete da'vet etmesi, âhirette ise peygamberlere şahitlik etmesi açısından, hem kendisi hem topyekün mahlûkat için bir rahmet ve hakka yönelmede önderlik işareti vardır. 144
Melâciyun:
"İnsanlar için çıkarılmış" demek; pemgamberlerin da'vetlerine şahitlik etmeleri, kâfirlere karşı cihad veya tüm inananlar için şahitlik görevini üstlenmek demektir. 145 der.
Allâme es-Sâvî'nin: "Bu ümmet dünya ve âhiret hayatında, hem kendisi hem de tüm insanlık için rahmet ve menfaat kaynağıdır." sözü "İslâm ümmetinin" ıslah ve da'vet denilen iki önemli sahada görev aldığının farziyetine işaret etmekte, bunun da "ma'ruf ve münker" kavramlarının, ümmetin bünyesindeki önemini ve farziyyetini ortaya koyduğunu ispatlamakta olduğunu görmekteyiz. Bu kaziyyenin, bu ümmetin içe ve dışa yönelik iki temel esası gerçekleştirdiğini ve böylelikle en havırlı ümmet olma gibi bir imtiyaz kazandırdığını görmekteyiz. Melcaciyyun: "Kafirlere karşı cihad ve tüm inananlar için bir rahmet için çıkarılmış..." sözü ile bu gerçeğe işaret eder. 146



144 Haşiyet-us-Sâvî alâ tefsir'il Çelâleyn: 1/153
145 et-Tefsîr-ul Ahmediyye: 124
146 Allâme es-Sâvî ve Melaciyyunun; "İslâm ümmetinin peygamberlerin da'vetine şehâdet edecekleri" şeklindeki tefsirleri şöyle bir yorum intaç eder; "İslâm ümmeti şahitlik edecektir ki: geçmişte tevhîdî mücâdeleyi veren tüm peygamberler, Allah'ın vahyini her asırda içinde yaşadıkları kavimlerine ve milletlerine her türlü zor şartlara rağmen tebliğ etmişlerdir. Nasıl ki peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah'ın dinini, içinde yaşdığı müşrik topluma -çekinmeden ve tüm risklerin altına girerek- tebliğ etmiştir. Fakat bunu inkâr eden kâfir ümmetler (emperyalist güçler) daima tarihteki bu soylu mücâdeleyi yalanlayarak istikbâlde uyanacak gençlikten gizleme cör-münü işlemiştir.