- Ulemânın peygamberlerin en önemli görevi olduğunu açıklaması

Adsense kodları


Ulemânın peygamberlerin en önemli görevi olduğunu açıklaması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Sat 28 May 2011, 07:41 pm GMT +0200
İslâm Ulemâsının; "Marufu Emr, Mûnkeri Nehiy" Çalışmasının, "Peygamberlerin En Önemli Görevi Olduğunu Açıklaması


Kur'an-ı Kerim'in genel manzarası göz önünde bulundurulduğunda "Ma'rufu emr ve münkeri nehiy", peygamberliğin gönderilme hizmetinin gereği olduğunu açıklayan "Kur'anî bir kavram"dır. Bu kavram peygamberlerin ve ondan sonra gelen İslam yöneticilerinin üstlendikleri İslâm! hayat düzeninin yalnız bir bölümünü veya bir cephesini ifâde etmez. Aksine, Allah'ın dini uğrunda peygamberlerin ve halifelerinin tüm
gayret ve çalışmalarım kapsayan geniş bir kavramdır. Zira onların bütün emir ve talimatları "Emretme" ve "Yasaklama" ikilisi üzerine kurulmuştur. Yani ya Allah'ın emrettiklerini emrederler yasakladıkları herşeyi yasaklarlardı.
Bu yol, dirilişimizi kendisine borçlu olduğumuz yegâye yol, başvuracağımız tek kapıdır. Bütün peygamberlerin ve onların vârisleri olan sâlih ulemâ ve yöneticilerin îfâ ettikleri bu eşsiz kavram yöntemi ile yapabildiklerini ve başardıklarını asrımızda da ancak onların bu eşsiz stratejisiyle başarabiliriz. Açıktır ki binlerce açıklama ve talimatı özünde toplayan, fakat benzerini meydana getirmenin mümkün olmadığ bu özlü kavram, bâtıl karşısında hak'kı savunmak için peygamber ve nebilerin gönderildikleri maksadı sembolize eder. Bu sonuç, bize ait bir yorum ve hüküm değildir. Bunun önemli bir görev olduğunu söyleyen, bu konuda yetkili olan ulemâdır.
İmam îbni Teymiye der ki: "Ma'rufu emr, münkeri nehiy" Allah Teâlâ'nın gönderdiği kitaplarında hâkimiyetini gerçekleştermek ve dininin mesajını tebliğ için peygamberlerini üzerinde yürüttüğü yoldur. 32
İmam Kurtubî şöyle der: "Ma'rufu emr, münkeri nehiy" geçmiş ümmetlerde icra olunan iki görev idi. Binaenaleyh bu görev peygamberliğin maslahatı ve nübüvvetin insanlığa bıraktığı hilâfettir. 33
Allâme Seyfüddîn Âmidî: "Hiç bir ümmet yoktur ki insanları, inandıkları peygamberlerine ve getirdikleri şeriata da'vet etmek için, ma'rufu emretmiş, dinsizliği savunup peygamberlerini yalanlayan insanları men'etmeye çalışmış olmasınlar." der. 34
İmam Râzî: "Ma'rufu emretmek, münkeri yasaklamağa çalışmak ve Allah'a (c.c) inanmak. İşte bu üç vasıf geçmiş ümmetlerin değişmez vasfı ve özelliği idi. 35 demektedir.
Aileme es-Seyyid Reşit Rıza el-Mısrî de şöyle der: "Peygamberlerin, nebilerin ve selef-i sâlihînin sünneti; hayra da'vet, ma'rufu emredip münkeri yasaklamağa çalışma esası üzerinde cereyan etmiştir. Bu görev her türlü zor şartlarda, sabır ve sebatla, kuvvetli bir direniş ve ısrarla yürütülmüş ve onların mühim görevlerinden olmuştur. Onların bize bıraktıkları en çıkar yol da bugün de gelecekte de budur. 36



32 el-Hisbe fi'l-İslâm: sh. 36
33 el-Câmi fi-Ahkami'l-Kur'ân: 4/47
34 el-İhkâm fi-Usûll-il Ahkam: 1/308
35 Mefâtih-ül Ğayb: 3/27
36 Tefsirü'l-Menar: 4/32.