- Üçüncü Sayfayı Okumak

Adsense kodları


Üçüncü Sayfayı Okumak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Fri 8 June 2012, 03:28 pm GMT +0200
Üçüncü Sayfayı Okumak
Mustafa Fuat ER • 53. Sayı / EDİTÖRÜN NOTU


İtiraf edelim. Çoğumuz “üçüncü sayfa haberleri”ni es geçiyor, görmezden geliyoruz. Gördüğümüzde aslında onları görmüyor, aramıza bir mesafe koyarak “böyleleri de mi var?” deyip geçiştiriyoruz. Ama artık üçüncü sayfanın şiddeti öyle es geçilebilecek gibi değil. Zira “Mardin Katliamı” olarak anılan olayın bizi kelimesiz bırakan şiddetini anlamlandırmaya çalışırken, “Karabulut Cinayeti” hadisesi birinci sayfadaki yerini çoktan aldı. Üstelik bu gecekondu mahallelerinde yaşanan bir “arabesk” aile dramı değil, Etiler’de gerçekleşen “bilinçli” bir vahşetti. Yani, iki kez dikkat çekiciydi.

“Böyleleri de mi var, yazık” sözümona sorumlu elitizminin bastırdığı şiddet merakının izdüşümünü ise medyada gördük. Basın cinayete dair en küçük ayrıntıları bile yayınlamakta bir sakınca görmedi. Çünkü sakıncaya işaret eden bir okur ortada yok. Çünkü medya ve okur arasındaki işleyiş nihayetinde bir arz-talep ilişkisine yaslı.

Bu ay “Gündem” bölümünde sözkonusu arz-talep ilişkisiyle, medya ve şiddet arasındaki ilgiyle, özellikle medyanın şiddet sunumuyla ilgili detaylı bir dosya okuyacaksınız. Ragıp Duran, Mutlucan Şahan ve M. Mücahit Küçükyılmaz’ın özenli yazılarıyla katkıda bulunduğu bölümde özellikle Alper Görmüş’le yapılan söyleşi hayati öneme sahip. Görmüş’ün gazetecilerin şiddet karşısındaki ruh hâlini içerden –ve vicdanlı– bir gözle anlattığı şu ifadeleri bile çok şey anlatıyor: “Çok tuhaftır, birbirlerine ifade etmekte çok zorlanırlar gazeteciler. Ama bu tür şiddet haberleri geldiğinde herkesin içinde bir küçük kıpırtı olur ve ne güzel haber derler. Bazen lapsus halinde yani beynin gizlediğini dilin faş etmesiyle karşı karşıya kalırlar ve bazen utanırlar.”

Mostar’ın bu sayıdaki dosya konusu Yükseköğretim Sistemi. Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz ay Sabancı Üniversitesi’nin “seçmeli” sistemi YÖK tarafından kaldırılmak istenmişti. Sonrasında YÖK, tutumunu eşitliği en kötüde değil en iyide sağlayacak şekilde değiştirdi. Ama açık ki yükseköğretim kurumları mevcut yapısıyla değerlendirilmeye muhtaç. Dosyada, sistemdeki muhtemel yenilikler de masaya yatırılıyor.

Bu ay yazılı basının nevi şahsına münhasır yazarlarından Serdar Turgut’la yapılmış özel bir söyleşiye yer veriyoruz. Turgut, medyadaki büyük değişikliklerden, kendisine yöneltilen “tutarsızlık” eleştirilerine kadar çeşitli soruları kendi üslubunca cevaplıyor, alttan alta göndermelerde bulunuyor.

Son olarak, Mostar’ın son sayısına gösterdiğiniz yoğun ilgi ve talep bizi çok sevindirdi. Teşekkür ederiz.