- Üçüncü Mesele

Adsense kodları


Üçüncü Mesele

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Hadice
Wed 23 February 2011, 09:38 am GMT +0200
Üçüncü Mesele


Kelâmın elbise-i fahiresi veyahut cemali ve sureti, üslûp iledir. Yani, kalıb-ı kelâm iledir. Şöyle ki:

Ya dikkat-i nazar veya tevaggul veya mübaşeret veya san'atın telâkkuhuyla hayalde tevellüd eden temayülâtın hususiyatından teşekkül eden suretlerden terekküp eden istiare-i temsiliyenin parçaları telâhuk ettiklerinden tenevvür ve teşerrüb ve teşekkül eden üslûp, kelâmın kalıbı olduğu gibi, cemalin mâdeni ve hulel-i fâhirenin destgâhıdır. Güya aklın borazanı denilmeye şayan olan irade ses etmekle, kalbin karanlık köşelerinde yatan mânâlar çıplak, yalın ayak, baş açık olarak çıktıklarından, mahall-i suver olan hayale girerler. O hazinetü'l-hayalde buldukları sureti giyerler. En ekall bir yazmayı sarar. Veya bir pabucu giyer. Lâakal bir nişanla çıkar. Hiç olmazsa bir düğmeyle veya bir kelimeyle, kendinin nerede terbiye olduğunu gösterir.

Eğer bir kelâmın-fakat tabiattan çıkmış bir kelâmın-üslûbunda im'ân-ı nazar edersen, kendi san'atı içinde işleyen mütekellimi o ayna-misal üslûbun içinde göreceksin. Hattâ nefsini nefesinden ve sesinden, mahiyetini nefsinden (üfürmesinden) tevehhüm; ve mizaç ve san'atını kelâmıyla mümteziç tahayyül etsen, Hayaliyyun mezhebinde muâteb olmuyorsun. Eğer tereddütle senin hayalin, hastalığı var ise kaside-i Bürde'den olan


2

olan bîmarhaneye git, gör: Nasıl Hakîm-i Busayrî, istifrağla ve nedametin perhiziyle sana reçete yazar! Eğer iştahın açılmasıyla üslûp denilen hakikatin şişesindeki zülâl-i mânâ nasıl kendine muvafık ve nasıl imtizaç etmesini seyretmek ve o zülâli içmeye iştahın varsa, meyhaneye git ve de: "Ey meyhaneci, kelâm-ı belîğ nedir?" Elbette onun san'atı onu şöyle söylettirecek:

"Kelâm-ı beliğ, ilim denilen çömleklerde pişirilen ve hikmet denilen büyük küplerde duran ve fehim denilen süzgeçle süzülen âb-ı hayat gibi bir mânâyı, zürefa denilen sâkiler döndürüp efkâr içer; esrarda temeşşî etmekle hissiyatı ihtizaza getiren kelâmdır."

Eğer böyle sarhoşların sözlerinden hoşlanmıyorsan, suyun mühendisi olan hüdhüd-ü Süleyman'ın Sebe'den getirdiği nebe' ve haberi dinle: Nasıl inzal-i Kur'ân ve ibdâ-ı semavat ve arz eden Zülcelâlin tavsifini etmiştir! Hüdhüd diyor: "Bir kavme rastgeldim. Zemin ve âsumandan mahfiyatı çıkaran Allah'a secde etmiyorlar_" Bak, evsaf-ı kemâliye içinde hüdhüdün hendesesine telvih eden, yalnız vasf-ı mezburu ihtiyar eyledi.


İşaret


Üslûptan muradım, kelâmın kalıbıdır ve suretidir. Başkalar başka diyorlar. Ve belâğatça faydası, kıssatın tefârıkını ve perişan olan parçalarını iltiham ve bitiştirmektir. Tâ kaide-i "Birşey sabit olursa levazımıyla sabittir" sırrıyla

Muhakemat - s.2013

bir cüz'ü tahrik etmekle kıssatın küllünü ihtizaza getirmektir. Güya mütekellim, üslûbun bir köşesini muhataba gösterse, muhatap kendi kendine velev bir derece karanlık olsa da tamamını görebilir.

Bak, nerede olursa olsun, "mübareze" lâfzı, pencere gibi, meydan-ı harbi, içinde harp olarak sana gösterir. Evet, çok böyle kelimeler vardır. Hayalin sinematografisi denilse câizdir.

Üslûp merâtibi pek mütefâvittir. Bazan o kadar lâtif ve rakiktir ki, nesîm-i seherden daha âheste eser. Bazan o kadar gizli oluyor ki, bu zamanın harbinin diplomatlarının desâis-i harbiyelerinden daha mesturdur. Bir diplomatın kuvve-i şâmmesi lâzımdır, tâ istişmam edebilsin.

Ezcümle: Yâsin sûresinde 1şive-i ifadeden, Zemahşerî üslûbunu istişmam etmiştir. Evet, insan isyanla Hâlıkın emrine karşı mânen müdafaa ve mübâreze eder.




2 Haramla dolmuş olan gözlerinden gözyaşı akıt ve pişmanlık perhizine sarıl.

1 "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" Yâsin Sûresi, 36:78.