seymanur K
Wed 21 September 2011, 01:26 pm GMT +0200
Tunus:
Tunus'ta Fransız işgali öncesi radikal bir İslami hareket görmek pek mümkün değildi. "Genç Müslümanlar" ve "İslami Diriliş" gibi teşkilatların varlığından bahsediliyorsa da teorikten öteye geçmeyen hareketlerdi.
Tunus'ta halk, sözde siyasi bağımsızlığına kavuşmak için sömürgeci Fransa'ya karşı direnişe geçti. Nihayetinde Fransa, Tunus'un iç bağımsızlığını kabul etmişse de Salih Yusuf, tam bağımsızlık olmadıkça böyle kandırmaca bir durumun kabul edilemeyeceğini söyleyip yeniden silahlanarak mücadeleye başlamıştır.
Burgiba ile Salih Yusuf arasında çıkan kanlı savaşlar neticesinde Burgiba, muhaliflerine büyük kayıplar verdirerek idareye hakim oldu. Yönetimi böylece ele geçiren despot Burgiba, İslami hareketin canlandığı Zeytuniye Üniversitesi ile Tunus'taki İslam Cemiyetlerini kapatmak ve Fransız medeni hukukunu Tunus'ta yürürlüğe koymakla işe başladı. Halkın üzerinde yoğun baskısı olan Burgiba, yönetimden memnun olmayan herkesi sürgün, hapis ve ölümle susturuyordu. Öyle ki yönetimini tamamen despot temeller üzerine oturtmuş, İslam dışı hareketlere büyük imkan tanıyarak İslam inancının yokedilmesini kararlaştırmıştı. [231]
Tunus'ta sağlıklı bir İslami hareket 1970'li yılarda Raşid el-Gannuşi tarafından başlatılmıştır. Hareket daha çok üniversite ve diğer okullarda ağırlıktaydı. Yayın organları olan el-Marife adlı dergi ile bir takım icraatlar sürdürebülyorlardı. Belli bir aşamadan sonra hareket camı ve mescidlere taşınmış, böylece halk şuurlandırılarak İslamla tanıştırılmıştı. Hükümet, başta İslami hareketi önemsememişse de marksistlerin kışkırtmaları ile müslümanların üzerine gitmeye başlamıştı. Bu aşamadan sonra müslümanlar, hem hükümet, hem de marksistlerle karşı karşıya gelmiş oluyordu. Bir de bunlara asıl düşman Fransızlar eklenirse çepe çevre kuşatıldıkları daha net bir şekilde anlaşılır. Ancak inanmış ve cihad aşkı ile tutuşmuş olan halk bunların hiç birine aldırmadan faaliyetlerini sürdürüyordu. Hele İran İslam İnkilabı'nın başarıya ulaşması, Müslüman halkın duygularında fevkalade bir inkilap yapmış ve hareket yüzde yirmilik bir artış sağlamıştı.
Öte yandan üniversitelerde demekler açılmış ve bu demeklerin tümü İslami faaliyet göstermeye başlamıştı. Böylece bir yandan üniversite ve okullar, diğer yandan cami ve mescidlerde yürütülen faaliyetler rejim için tehlikeli boyutlara varmış, sosyalist partisinin kışkırtmaları sonucu Burgiba zalimi, İslami hareket için tasfiye hareketine girmişti.
Burgiba yöneticileri 1978'de büyük çapta tutuklamalara başlamış, hareketin öncülerinden bazıları açlıktan, bazıları da işkenceden öldürülmüştü. Bu öldürmelerle birlikte dergileri kapatılmış ve faaliyetlerine kısıtlamalar getirilmişti. Lider Gannuşi ve genel sekreter Abdul Fettah'a on yıl ağır hapis cezası verilmişti. Otuz küsur yıldır iktidarda olan Burgiba, Fransız kafirlenyle elele vererek müslümanları ezmeye karar vermişti. Bu kararları zaman zaman yöneticiler tarafından uygulanmaktaydı. Arada bir komünistlerle müslümanların karşı karşıya gelmesi de iktidarın sinsi planlarından bir sahneydi. Burgiba'dan sonra yerine geçen diktatör Bin Ali, Müslamanlar üzerindeki baskıları bir kat daha artırmış, Nahda İslami Hareket mensuplarından 400'den fazlasını tutuklamıştır. Bin Ali tutuklamalarla da yetinmemiş, çok sayıdaki tutukluya ağır işkenceler yapmış, bir kaçı bu ağır işkenceler altında can vermişlerdi. Hatta bu şekilde öldürülenlerin sayısı o kadar çoktur ki bir mezara dört kişi gömdükleri bile söylenenler arasındadır. Bu işkence ve öldürmelerin yanında göstermelik olarak mahkeme huzuruna çıkartılıp idam kararı alınanlar da bir hayli çoktur. Hareket lideri Gannuşi bunların başında gelmektedir. Ancak dışardan ve içerden gelen yoğun baskılar sonucu ceza müebbed hapse çevrilmişti. Kısaca, Tunus'da müslümanlar büyük bir zulüm ve işkencenin altında inim inim inlemektedirler Hele Cezayir'in getirdiği korku. Bin Ali diktatörünü daha da sadistleştirmiştir. [232]
[231] Dünya Müslümanlarından Sesler. 192. İslam: Fikir, Hareket, İnkılab.
[232] Beşir İslamoğlu, İslami Hareketin Tarihi Seyri, Denge Yayınları, İstanbul, 1993: 298-300.