neslinur
Tue 20 July 2010, 02:54 pm GMT +0200
Tükrük Deyip Geçmeyin...
TÜKRÜK NEDİR, FAYDALARI NELERDİR?
Dr. Erdinç İŞÇİLER
Ağız suyunu teşkil eden tükürük, karışık bir sıvı olup, ağız çevresinde bulunan başlıca üç çift tükürük bezi ile (parotis, submandibular, sublingual) ağız mukozasında dağılmış, birçok küçük tükürük bezi tarafından salgılanır. Her beze ait tükürüğün, farklı bir vazifesi vardır. Parotis bezinden çiğneme tükürüğü, çenealtı bezinden (submandibular bez) tatma tükürüğü, dilaltı bezinden ise (sublingual bez) yutma tükürüğü meydana gelir. Bir günde salgılanan tükürük miktarı ortalama 1-1.5 lître'dir. Bu miktar, insandan insana farklılık gösterebilir ve uyku esnasında çok azalır. Ve işin hayret verici noktalarından birisi de budur.
Tükürük, ağızda mekanik ve fizikî yönden koruyucu rol oynar. Ağzın içi; dil ile yanakların da yardımıyla bakteriler çözeltilerek uzaklaştırılır. Tükürük, asit baz dengesini sabit tutması sebebiyle, hastalık yapıcı mikropların faaliyetine mâni olur. Birçok özelliğinden dolayı mikropların çoğalmasını önler. Tükürüğün bünyesinde mevcut olan Sulfosiyanürün, hafif bir mikrop öldürücü özelliği vardır. Sindirimdeki rolü, ise gıdaları ıslatma, eritme ve yutma sırasında gözlenir. Bu harika sıvının kıymeti, her hangi bir sebeple ağzımız kuruduğunda daha iyi anlaşılır. Çünkü tükürüksüzlük, tad almayı da imkânsız kılar.
Tükürüğün faydaları, tahmin edilenden çok daha fazladır. Ve özellikle ilâç zehirlenmelerinde rol oynayan maddeler, bu sıvı yardımıyla zararsız hale getirilir. Meselâ kurşun, civa ve bizmut gibi ağır metallerin iyonları, tükürükle dışarı atılır. Hatta, kanda olduğu gibi tükürük içindeki alkol miktarından faydalanılarak, trafik kazalarında şoförlerin içki alıp almadıkları tesbit edilebilmektedir.
Tükürük, yutulduktan sonra da vazifesine devam etmektedir. Şayet, tahriş edici gıdalar yutulduğu veya şahsın mide barsak ile ilgili bir rahatsızlıktan ötürü bulantısı olduğu zaman, yutulan tükrük muhtemelen mide barsak kanalındaki tahriş edici maddeleri sulandırmak veya asit oranım düşürmek suretiyle de rahatsızlığın atlatılmasına yardımcı olur.
Tükürük ve diş çürükleri arasındaki münasebet: Tükürük, yoğun çözeltileri sulandırır ve zararlı maddeleri yıkar. Bu arada, ağızdaki bakterilerin tesiriyle meydana gelen asitleri sulandırarak uzaklaştırır. Tükürükle devamlı yıkanmanın faydası, özellikle alt kesici dişlerde görülebilir. Bu dişler, dilin temizleme tesiri yanında tükürükle her zaman yıkandıkları için en az çürüyen dişlerdir; Tükürük, terkibinde bulunan bikarbonat ve fosfat bileşikleri sayesinde asitleri nötralleştirir. Çürüğe eğilimli kişilerin tükürüğünde bulunan fosfor miktarı, çürüğe dirençli şahıslara nisbetle daha azdır. Ağzımızdaki mikroorganizmalar, tükürüğün içinde devamlı olarak salgılanan üreyi azotlu ürünlere ve amonyağa çevirmektedir. Bu şekilde meydana gelen amonyak, hem asit teşekkülünü Önlemekte, hem de asitleri üreten bakterilerin gelişmesini firenlemektedir. Ayrıca diş minesinin, tükürük yardımıyla mineral bakımından devamlı olarak beslendiği, deneylerle tesbit edilmiştir. Böylece mine tabakasının mikroplara karşı direnci artmaktadır. Ancak bu koruyucuyu tesir, tükürük salgısının diş yüzeyi ile doğrudan temasında mümkün olmaktadır. Diğer bir deyişle diş yüzeyinde bakteri plâğı (Dişlerin temizlenmeyen yerlerinde bakterilerin teşkil ettiği organik tabaka) olmamalıdır. Bu sebeple ağız ve diş temizliğine yeterli itina gösterilmesi gerekir.
Her ne kadar tükürüğün bolluğu ile çürüğün önlenebileceği garanti değilse de, tükürüğün azalmasıyla çürüklerin arttığı bilinmektedir. Ve tükürük, bir flor deposudur. Flor, dişlerdeki mine dokusunun sağlıklı ve asitlere karşı dayanıklı olmasını sağlar. Yine flor, bakteri plâklarındaki mikroorganizmaların asit üretimini ve mine aşındırıcılıklarını önler. Başlangıç dönemlerindeki çürüklerin giderilmesini sağlayarak mine yapımını hızlandırır.
Görülüyor ki "tükürük" diyerek geçtiğimiz bu sıvı, sağlığımızın korunması için bize ihsan edilen en tesirli silahlardan biridir. İnsanoğlu bu nimete karşı şükretmen" ve her yutkunuşunda, Rahman ve Rahim ismiyle tecelli eden Rabbine karşı vazifesini yapıp yapmadığını düşünmelidir.[327]
TÜKRÜK NEDİR, FAYDALARI NELERDİR?
Dr. Erdinç İŞÇİLER
Ağız suyunu teşkil eden tükürük, karışık bir sıvı olup, ağız çevresinde bulunan başlıca üç çift tükürük bezi ile (parotis, submandibular, sublingual) ağız mukozasında dağılmış, birçok küçük tükürük bezi tarafından salgılanır. Her beze ait tükürüğün, farklı bir vazifesi vardır. Parotis bezinden çiğneme tükürüğü, çenealtı bezinden (submandibular bez) tatma tükürüğü, dilaltı bezinden ise (sublingual bez) yutma tükürüğü meydana gelir. Bir günde salgılanan tükürük miktarı ortalama 1-1.5 lître'dir. Bu miktar, insandan insana farklılık gösterebilir ve uyku esnasında çok azalır. Ve işin hayret verici noktalarından birisi de budur.
Tükürük, ağızda mekanik ve fizikî yönden koruyucu rol oynar. Ağzın içi; dil ile yanakların da yardımıyla bakteriler çözeltilerek uzaklaştırılır. Tükürük, asit baz dengesini sabit tutması sebebiyle, hastalık yapıcı mikropların faaliyetine mâni olur. Birçok özelliğinden dolayı mikropların çoğalmasını önler. Tükürüğün bünyesinde mevcut olan Sulfosiyanürün, hafif bir mikrop öldürücü özelliği vardır. Sindirimdeki rolü, ise gıdaları ıslatma, eritme ve yutma sırasında gözlenir. Bu harika sıvının kıymeti, her hangi bir sebeple ağzımız kuruduğunda daha iyi anlaşılır. Çünkü tükürüksüzlük, tad almayı da imkânsız kılar.
Tükürüğün faydaları, tahmin edilenden çok daha fazladır. Ve özellikle ilâç zehirlenmelerinde rol oynayan maddeler, bu sıvı yardımıyla zararsız hale getirilir. Meselâ kurşun, civa ve bizmut gibi ağır metallerin iyonları, tükürükle dışarı atılır. Hatta, kanda olduğu gibi tükürük içindeki alkol miktarından faydalanılarak, trafik kazalarında şoförlerin içki alıp almadıkları tesbit edilebilmektedir.
Tükürük, yutulduktan sonra da vazifesine devam etmektedir. Şayet, tahriş edici gıdalar yutulduğu veya şahsın mide barsak ile ilgili bir rahatsızlıktan ötürü bulantısı olduğu zaman, yutulan tükrük muhtemelen mide barsak kanalındaki tahriş edici maddeleri sulandırmak veya asit oranım düşürmek suretiyle de rahatsızlığın atlatılmasına yardımcı olur.
Tükürük ve diş çürükleri arasındaki münasebet: Tükürük, yoğun çözeltileri sulandırır ve zararlı maddeleri yıkar. Bu arada, ağızdaki bakterilerin tesiriyle meydana gelen asitleri sulandırarak uzaklaştırır. Tükürükle devamlı yıkanmanın faydası, özellikle alt kesici dişlerde görülebilir. Bu dişler, dilin temizleme tesiri yanında tükürükle her zaman yıkandıkları için en az çürüyen dişlerdir; Tükürük, terkibinde bulunan bikarbonat ve fosfat bileşikleri sayesinde asitleri nötralleştirir. Çürüğe eğilimli kişilerin tükürüğünde bulunan fosfor miktarı, çürüğe dirençli şahıslara nisbetle daha azdır. Ağzımızdaki mikroorganizmalar, tükürüğün içinde devamlı olarak salgılanan üreyi azotlu ürünlere ve amonyağa çevirmektedir. Bu şekilde meydana gelen amonyak, hem asit teşekkülünü Önlemekte, hem de asitleri üreten bakterilerin gelişmesini firenlemektedir. Ayrıca diş minesinin, tükürük yardımıyla mineral bakımından devamlı olarak beslendiği, deneylerle tesbit edilmiştir. Böylece mine tabakasının mikroplara karşı direnci artmaktadır. Ancak bu koruyucuyu tesir, tükürük salgısının diş yüzeyi ile doğrudan temasında mümkün olmaktadır. Diğer bir deyişle diş yüzeyinde bakteri plâğı (Dişlerin temizlenmeyen yerlerinde bakterilerin teşkil ettiği organik tabaka) olmamalıdır. Bu sebeple ağız ve diş temizliğine yeterli itina gösterilmesi gerekir.
Her ne kadar tükürüğün bolluğu ile çürüğün önlenebileceği garanti değilse de, tükürüğün azalmasıyla çürüklerin arttığı bilinmektedir. Ve tükürük, bir flor deposudur. Flor, dişlerdeki mine dokusunun sağlıklı ve asitlere karşı dayanıklı olmasını sağlar. Yine flor, bakteri plâklarındaki mikroorganizmaların asit üretimini ve mine aşındırıcılıklarını önler. Başlangıç dönemlerindeki çürüklerin giderilmesini sağlayarak mine yapımını hızlandırır.
Görülüyor ki "tükürük" diyerek geçtiğimiz bu sıvı, sağlığımızın korunması için bize ihsan edilen en tesirli silahlardan biridir. İnsanoğlu bu nimete karşı şükretmen" ve her yutkunuşunda, Rahman ve Rahim ismiyle tecelli eden Rabbine karşı vazifesini yapıp yapmadığını düşünmelidir.[327]