- Topyekün saldırı

Adsense kodları


Topyekün saldırı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Wed 27 April 2011, 11:56 am GMT +0200
Topyekün Saldırı

Anır İbn Abdivüdd öldürülüp de onunla birlikte hendeği geçen­ler geri kaçmak zorunda kalınca müşrikler, geride hiç kimse kalma­mak üzere hep birlikte saldırı fikrinde birleşti ve bunun hazırlığını yapmaya başladılar; herkes birbirini son hamle için teşvik ediyordu.

Ve ertesi sabah güneşin ilk ışıklarıyla birlikte topyekun saldın için harekete geçtiler. Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de, ashabı­m karşı taarruz için hazırlamış ve O da hendeğin beri tarafında saf tutmuş, onları bekliyordu; müşriklerin saldırı hazırlıklarının habe­rini alır almaz ashabım toplamış ve onlara, sebat edip de kararlılıkla kendilerini müdafaa ettikleri takdirde zafer müjdesi vermişti.

Hamle üstüne hamle yapıyorlardı; büyük bir telaş baş göstermiş­ti! Zira kimin nereden saldıracağını kestirmenin imkanı yoktu. Her bir yanda mantar gibi müşrik bitiyordu; birisi geri püskürtülse diğeri, bir grubun hakkından gelinse diğer bir grup devreye giriyor ve hen­değin etrafı, ardı arkası gelmeyen bir mücadeleye sahne oluyordu.

Bu arada Halid İbn Velid kumandasındaki iki yüz kişilik bir grup Allah Resülü'nün çadırımn bulunduğu yeri hedeflemiş geliyor­du; gözleri dönmüştü ve ölümüne ilerliyorlardı!

O günün geç saatlerine kadar da bu manzara devam edecekti; Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashabı, bu telaş ve kargaşa içinde namazlarım bile kılarnamış, Allah adına hareket edilen yerde Allah'a kulluk vazifesi yerine getirilernernişti.

O kadar uğraşmış ve ölümüne gelmişlerdi ama yine netice ala­mamışlardı; derken yavaş yavaş geri çekilmeye başladılar; çok geç­meden herkes kendi yerine gelmişti. Bu sırada Üseyd İbn Hudayr, iki yüz kişiyle birlikte hendeğin müşrikler tarafında nöbet tutmak için ayrılmıştı.

Bir aralık geri dönen Halid İbn Velid, süvarileriyle birlikte tek­rar saldıracak ve yaşanan arbedede ashab arasında Tufeyl İbn Nu'­man şehit olacaktı.

Bu arada Sa'd İbn Muô» da, bir okun isabet etmesi neticesin-

de kolundan yaralanmıştı. Feraset sahibi Aişe Validemizin korktuğu başına gelmişti; zira zırhın dışında kalan kolu oklara hedef olmuş ve kan kaybediyordu. Kendisini Resülullah davasına kilitlemiş büyük sahabi, bu sırada derin bir muhasebe örneği sergiliyor ve ellerini açmış Rabbine şöyle yalvarıyordu:

- Allah'ım! Şayet bundan sonra da Kureyş'le savaş ihtimali varsa beni bu savaşın hatırına sağ bırak; çünkü ben, Senin Resı1lü'­nü kendi yurdundan çıkaran, O'nu yalanla itham eden ve her fırsatta O'na işkence etmeye çalışan bir topluluğa karşı savaşmayı gönülden ister ve severim!

Allah'ım! Şayet onlarla bizim aramızda artık savaş olmayacak­sa, ne olur benim için şehadet nasip et; ancak, Beni Kurayza konu­sunda gözüm aydın oluncaya kadar da bana müsaade et!

Bugün yaşanan bir anlık kargaşa içinde iki Müslüman grup karşı karşıya gelmiş ve yüzleri kapalı olduğu için birbirlerini tanı­yamayıp savaşmaya başlamışlardı; aralarında yaralananlar da, şehit olanlar da vardı. Nihayet aralarından birisi, Hendek'in parolası olan 'Ha Mittı La Yunsaru'u telaffuz edince hakikati anlayacak ve kılıç­ları bir kenara bırakarak kucaklaşacaklardı. Daha sonra da duru­mu Allah Resnlü'ne bildirip yaralı ve ölülerinin durumunu sordular. Efendiler Efendisi onlara:

- Yaralanmanız Allah yolunda olmuştur; sizden kim de öldürül­müşse bilin ki o da şehittir, cevabını verdi. İçlerindeki bir tereddüt daha ortadan kalkmış ve artık parolasız kılıç sallamamak üzere hu­zurdan ayrılmışlardı.

Bu sırada Allah Resnlü (sallallahu aleyhi ve sellern), kılamadığı na­mazlarını eda ediyordu. Buthôn denilen yere kadar gelmişti; bura­da abdest alarak önce eda edemediği namazını kılacak, hemen ar­dından da akşam namazını eda edecekti. Namazını tamamladıktan sonra da:

- Güneş batıncaya kadar onlar bizi meşgul edip de orta nama­zını kılma imkanı vermedikleri gibi Allah da, onların evleriyle ka­birlerini ateşle doldursun, diye dua etti. Bir mü'min için namaz her şey demekti ve demek ki, Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellern), ellerini açmış, bu kadar önemli bir vazifeyi edaya engelolanların ce­zalandırılmalarını Rabbinden talep ediyordu.

Bilal2009
Thu 2 May 2019, 08:11 am GMT +0200
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun