sidretül münteha
Fri 18 March 2011, 06:05 pm GMT +0200
2- Toplantı Halinde İken Ezan Dinlemek
Soru: Müslüman bilim adamlarının konuşmacı olarak bulunduğu bir panelde, ezan için konuşmayı kesmemeleri dikkatimizi çekti. Yoksa İslâmı anlatan konuşmalar yapıyor olmaları, ezanı dinlemelerine ruhsat verir mı?
Cevap: Normal ve anormal ölçülerini bir şeyin alışagelmesiyle tespiti herhalde hoş olmayan avamca bir hüküm olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında -tabir hoş değil ama- İslâmın "İstiklâl Marşı" diyebileceğimiz ezan için durmayı ve dinlemeyi küçümsemek, en-tellektüelliğin değil avamlığın bir belirtisi olmalıdır.
Fıkıh kitaplarımıza baktığımızda "Ezana İcabet" konusunda söylenenler arasında şunlar da vardır:
Ezana icabet aslında, ezanla çağrılan namaza gitmektir, ama bizzat ezanın sözlerini dinleyip müezzinin söylediklerini söylemek de icabetin bir parçasıdır. Hatta bu yüzdendir ki, cünup olan kimse ezan okunurken onun sözlerini tekrarlar ama, hayızlı ve nifaslı kadın tekrarlamaz, çünkü onlar o hallerinde ezana asıl icabet sayılan namaza ehil değillerdir.
Resulullah Efendimiz (sav):
"Ezanı duyduğunuzda müezzinin dediği gibi deyin" buyurur. [217] Buna göre Hanefiler bunun, vacip olduğunu söylerler, çünkü emir "vücup" ifade eder. Malikilerden bazıları ve Zahirilerin mezhebi de budur. İmam Malik, Şafii, Ahmed ve Hanefilerden Tahavinin de içinde bulunduğu cumhura göre sözle icabet vacip değil, müstehaptır. [218]
Kendi kendine Kur'an okuyan ve teşbih çeken kimse de bunları bırakıp ezana icabet etmelidir. Ama mescidde (başkaları dinlerken) Kur'an okuyan, okumasına devam edebilir. Dini bir konuda konuşan ve vaaz eden de konuşmasına devam edebilir mi? Bunu açıklayan bir fıkıh ibaresine rastlamadım. Herhalde vaazlarda anlatılan şey Kur'an'ın açıklaması olduğu, daha doğrusu olması gerektiği için, ona kıyasla bu tür konuşmalar devam ettiriliyor olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında İslâm'ın her hangi bir müessesesini ya da bir meselesini inceleyen seminerler, ya da paneller de böyle sayılabilir. Zaten ezan esnasında konuşmanın mekruh olmadığı da söylenmiştir. [219] Ama okunmakta olan ezana hiçbir türlü icabet etmemek, bir an için olsun durup ona iştirak etmemek mahzursuzdur, denemez. Bunun için elbette ezanın, lahnsız, tegannîsiz, yani sünnet üzere okunan bir ezan olması gerekir. Böyle sünnet üzere olmayan ezanı dinlemek zorunlu değildir. [220] Ayrıca, hepsini dinlemesi gerekir diyenler varsa da, sadece ilk duyduğu ezanı ya da sadece kendi mescidinin ezanını dinlemesi yeterli olur.[221]
[217] Müslim, salat 7.
[218] Davudoğlu, lll/27; İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, 11/92-93; Aynî, IV/280.
[219] bk. Bilmen, İlmihal, 128
[220] Tahtavî, 162
[221] Hîndiyye, 1/57. Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 95-96.