bengisu
Tue 11 December 2007, 02:38 pm GMT +0200
Kullar olarak bu konuda bize düşen görev samimi olarak pişmanlıkla tevbe etmek ve sonraki hayatı Allah ve Resulü' nün istediği şekilde düzeltmek ve geçmişteki günahları işlememek için gayret göstermektir. Bu, tevbenin şartlarındandır. Bu tevbe ne büyük saadet ve ne büyük müjdedir. Lakin bu saadetten istifade edecek olanlar, tevbe edenler ve tevbesinde duran kimselerdir.
Saadat-ı Kiram tevbe eden kimsenin tövbesinde durabilmesi için bazı tavsiyelerde bulunmuşlardır:
1-Tevbe etmiş olmayı büyük bir nimet bilip, haramlardan, mekruhlardan, hatta şüpheli şeylerden de kaçınmak.
2-Hayatını Resulullah (S.A.V)' in, Sahabe-i Kiram' ın ve Sâdat-ı Kiram' ın hayatlarına benzetmeye çalışarak, namazlarını cemaatle kılmak, devamlı abdestli bulunmak ve abdestli olarak yatmak.
3-Eksik olan islami bilgilerini tamamlamak, bunun için de okumak.
4-Mürşidini sıkça ziyaret etmek.
5-Sık sık sohbetlere ve hatmelere katılmak
6-Kötü arkadaş çevresini değiştirip tevbe eden sofileri arkadaş edinmek
Böyle yapmadığı takdirde insan kısa zamanda eski haline dönebilir. Çünkü kıyamette herkes arkadaşı ile birliktedir.
Onun için Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Kişi sevdiği ile beraberdir.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud) Allah' ın (C.C) buyurduğu gibi, kıyamet günü: " Yazıklar olsun bana, keşke ne olsaydı da ben filan fasıkı dost ve arkadaş edinmemiş olsaydım." ( Furkan; 28) diyenlerden olmayalım.
7-Ömrünü en büyük sermaye bilip, üzerinde kul hakkı, kaza namazı, oruç borcu varsa bunları ilk fırsatta hemen ödemeye çalışmak.
8-Bir an önce sadatların ismini ezberleyip lafza-i celal virdini alarak günde en az beşbin vird çekmek.
9-Akşam ile yatsı arasında, Evvabin namazı kılmak ve rabıta yapmak.
10-Geceleri Teheccüd namazına kalkmak.
11-Sabah namazlarından sonra güneş doğuncaya kadar zikir ve tesbihatla meşgul olmak.
12-Duha namazı kılmak.
13-İş, güç ve ticaretten arta kalan boş vakitlerini de hizmet, tefekkür ve Kuran-ı Kerim okumak gibi Allah' ın rızasını celbedecek ibadetlerle geçirmek.
14-Akşam olunca nefsini hesaba çekmek ve günlük hayatında yapmış olduğu amellerin durumunu düşünmek.
15-Yapılan her türlü iş ve fiillerde Allah'ın rızasından başka bir niyet taşımamayı, özellikle emir ve tavsiye buyurmuşlardır.
Tövbenin üzerinde sabit duran kimse bir dağa benzer. Dağında dört alameti vardır:
1-Hararet onu eritmez.
2-Soğuk onu dondurmaz.
3-Rüzgar onu sarsmaz.
4-Sel onu götüremez.
Kimde dağ gibi olursa, dünyada da ahirette de Allah-u Zülcelal onu muhafaza eder. Onun için insan daima günahların çirkinliğini ve Allah-u Zülcelal' in bu günahlara karşılık vereceği azabı düşünüp, kendi acizliğini de bilerek günahların üzerine öyle gitmelidir.
Saadat-ı Kiram tevbe eden kimsenin tövbesinde durabilmesi için bazı tavsiyelerde bulunmuşlardır:
1-Tevbe etmiş olmayı büyük bir nimet bilip, haramlardan, mekruhlardan, hatta şüpheli şeylerden de kaçınmak.
2-Hayatını Resulullah (S.A.V)' in, Sahabe-i Kiram' ın ve Sâdat-ı Kiram' ın hayatlarına benzetmeye çalışarak, namazlarını cemaatle kılmak, devamlı abdestli bulunmak ve abdestli olarak yatmak.
3-Eksik olan islami bilgilerini tamamlamak, bunun için de okumak.
4-Mürşidini sıkça ziyaret etmek.
5-Sık sık sohbetlere ve hatmelere katılmak
6-Kötü arkadaş çevresini değiştirip tevbe eden sofileri arkadaş edinmek
Böyle yapmadığı takdirde insan kısa zamanda eski haline dönebilir. Çünkü kıyamette herkes arkadaşı ile birliktedir.
Onun için Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Kişi sevdiği ile beraberdir.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud) Allah' ın (C.C) buyurduğu gibi, kıyamet günü: " Yazıklar olsun bana, keşke ne olsaydı da ben filan fasıkı dost ve arkadaş edinmemiş olsaydım." ( Furkan; 28) diyenlerden olmayalım.
7-Ömrünü en büyük sermaye bilip, üzerinde kul hakkı, kaza namazı, oruç borcu varsa bunları ilk fırsatta hemen ödemeye çalışmak.
8-Bir an önce sadatların ismini ezberleyip lafza-i celal virdini alarak günde en az beşbin vird çekmek.
9-Akşam ile yatsı arasında, Evvabin namazı kılmak ve rabıta yapmak.
10-Geceleri Teheccüd namazına kalkmak.
11-Sabah namazlarından sonra güneş doğuncaya kadar zikir ve tesbihatla meşgul olmak.
12-Duha namazı kılmak.
13-İş, güç ve ticaretten arta kalan boş vakitlerini de hizmet, tefekkür ve Kuran-ı Kerim okumak gibi Allah' ın rızasını celbedecek ibadetlerle geçirmek.
14-Akşam olunca nefsini hesaba çekmek ve günlük hayatında yapmış olduğu amellerin durumunu düşünmek.
15-Yapılan her türlü iş ve fiillerde Allah'ın rızasından başka bir niyet taşımamayı, özellikle emir ve tavsiye buyurmuşlardır.
Tövbenin üzerinde sabit duran kimse bir dağa benzer. Dağında dört alameti vardır:
1-Hararet onu eritmez.
2-Soğuk onu dondurmaz.
3-Rüzgar onu sarsmaz.
4-Sel onu götüremez.
Kimde dağ gibi olursa, dünyada da ahirette de Allah-u Zülcelal onu muhafaza eder. Onun için insan daima günahların çirkinliğini ve Allah-u Zülcelal' in bu günahlara karşılık vereceği azabı düşünüp, kendi acizliğini de bilerek günahların üzerine öyle gitmelidir.