ezelinur
Mon 25 January 2010, 10:37 am GMT +0200
Daha önce ilgili bölümde temizleyici suyun hükmünü ve ona bağlı olarak diğer hükümleri anlatmış olduğumuzdan, geriye temiz su ile necis suyun hükmünü anlatmak kalmıştı. Şimdi de burada bunların hükümlerini anlatmaya çalışacağız:
Temiz suyun hükmü[47]: Bu suyu ibadetlerde kullanamayız. Bununla abdest almak, cünüplükten ötürü gusül yapmak sahîh olmaz. Elbisenin, vücûdun veya herhangi bir yerin üzerindeki pisliği de bununla gidermek sahîh olmaz. Özetle bu su, ne bir hades hâlini ve ne de bir necaseti gideremez.
Hanefîler: Temiz suyun necaseti gidermede kullanılmasının sahih olacağını söylemişlerdir. Kişi, elbisesinde, vücûdunda veya temiz bir yerde bulunan necaseti temiz su ile gülsuyu, fesleğen suyu ve benzeri temiz kokulu sıvılarla giderebilir. Ama bu sonuncular, kendisine sebebsiz masraf yükleyeceğinden ötürü mekruh olurlar. Meselâ elbisesindeki necaseti gülsuyu ile yıkayıp temizleyecek olursa kerahetle beraber sahîh olur. Ama elbisesinin kokusunu güzelleştirmek isterse bu mekruh olmaz. Elbise üzerindeki necaseti sâde temiz su ile yıkamak hiç de mekruh değildir.
Pis suyun hükmü: Bu suyu ne ibâdetlerde ve ne de âdet îcâbı işlerde kutlanmak caiz olmaz. Bununla abdest alıp gusül yapmak sahîh olmadığı gibi, yemek pişirme ve hamur İşlerini de bununla yapmak sahîh olmaz. Eğer bu gibi işler bu suyla görülecek olursa, bulaştığı eşyayı da necis kılar. Bu sebeple de kullanımı haram sayılmıştır. Buna örnek olarak şarabı gösterebiliriz: Şarabı ancak ölüm gibi bir zaruret anında kullanabiliriz. Meselâ çölde dolaşıp yolunu kaybeden ve susamaktan helak olacak mertebeye gelen bir kişinin yaşaması (şu ve benzeri susuzluğu giderecek bir içeceğin bulunmaması hâlinde), şarabı içmeye bağlı olursa bu durumda şarabı içebilir. Yine bunun gibi yemek yerken boğazına lokma takılan ve yutamayan bir kişi de, temiz suyun bulunmaması hâlinde şarab veya pis bir sudan içerek bu tehlikeyi atlatabilir. Evet, insanın hayatını ilgilendiren bazı hususlarda pis sulardan yararlanmak bazan caiz olmaktadır. Ki mezheblerin bu konudaki tafsilatlı görüşleri aşağıda anlatılmıştır.
Hanefiler dediler ki: Necis şeyler ya su ve kan gibi sıvı maddelerden olur veya domuz, leş ve zibil gibi katı maddelerden olurlar. Necis olan pis suyu, iki durumdan başka durumlarda kullanmak haramdır. Duvar harcına karıştırılabilir. Çimentoya, alçıya ve kirece katılarak inşaatta kullanılabilir. Hayvanlara su vermede bu sudan yararlanılabilir. Ancak bu iki hâlde kullanılmasına müsaade edilen pis suyun rengi, tadı veya kokusu değişmemiş olmalıdır. Necis olan katı maddelerden de yararlanmak haramdır. Örneğin domuz, diğer hayvanların leşleri, boğulmuş veya bir uçurumdan atılarak öldürülmüş olan hayvanlar gibi. Bunların haramlıkları nass ile sabittir. Bunlardan yararlanmak (meselâ etlerini yemek) haram olduğu gibi domuz hariç, diğerlerinin derilerinden de dibâğlanmadan önce mümkün değil yararlanılamaz. Bu hayvanın derisi dibâğ ile de temizlenemez.
Necis olan diğer katı maddeleri, meselâ necis olan bir yağı ele alalım: Yemek dışında bu yağdan yararlanılabilir. Meselâ bunu dibâğ işinde maki-na ve âletleri yağlamada, mescid dışındaki yerlerin aydınlatılmasında kullanmak caizdir. Ölü hayvanların yağı bu hükme tabi olmayıp kullanılmaları kesinlikle caiz değildir. Ama temiz hayvanların arızî bir necasetle pislenmiş yağları (sıvı olan pislenmiş şeylerin temizlenmesi kısmında anlatıldığı şekilde) temizlenmedikçe kullanılamazlar. İnsan dışkısı kurusa bile kendisinden yararlanmak caiz olmaz. Ancak kuruyup toprağa karışır ve yerin bir parçası haline gelirse o zaman yararlanılması caiz olur. Tezekten de yararlanmak caiz olur. Kığ[48] da bu hükme tabidir. Bu saydıklarımız yakıt olarak da kullanılabilirler.
Avcılık ve bekçilik işlerinde kendisinden yararlanılmak üzere köpeği satmak sahîhtir. Domuz hariç aslan, kurt, fil ve diğer hayvanlar da böyledirler. Zîrâ muhtar olan görüşe göre köpeğin bizzat kendisi necis değildir. Sadece ağzı ve salyası necistir. Aslan, kurt ve fil de böyledİrler. Domuz hariç bunların güçlerinden, yeteneklerinden ve derilerinden yararlanılabilir.
Malikiler dediler ki: Pis suyu, içme ve benzeri işlerde kullanmak haramdır. Bundan başka işlerde kullanılması caizdir. Bu suyun mescid inşaatında kullanılması da haramdır. Bunlara göre meşhûr olan görüş şudur ki: Zeytinyağı, bal, yağ ve sirke gibi necis olmuş sıvılardan yararlanmak caiz değildir. Çünkü bu tür sıvılar necis olduklarında tem, denmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla bunları imha etmek vâcib olur. Mûtemed görüşe göre vücûdun dışına pis su sürmek caiz değildir. Buna, haramdır diyen Mâlikî alimleri de plmuştur. Şayet böyle bir şey yapılmışsa da namaz kılınacağı veya temiz olmadan yapılamayacak bir iş yapılacağı zaman bundan temizlenmek vâcib olur. Sünnet olur diyenler de vardır. Bu iki görüş de meşhurdur.
Şarab gibi, sudan gayrı necis sıvılara gelince, bunlardan yararlanmak sahîh değildir. Aynı şekilde necis olan katı maddelerden de, meselâ domuzdan yararlanmak da sahîh değildir. Eti yenilmeyen hayvanların zibillerinden yararlanmak da sahîh değildir. Bunların etlerinin yenilir olmayışı at, katır ve merkepte olduğu gibi, ister bir harâmlıktan ötürü olsun, ister sırtlan, tilki, kurt ve kedi gibi bir mekrûhluktan ötürü olsun fark etmez.
Bunları anlattıktan sonra köpeğin, kendilerine göre temiz olmasına rağmen satışının sahîh olmayacağı hususuna gelelim. Bunların buna ilişkin gerekçeleri şudur: Köpeğin satımını Peygamber (s.a.s.) yasaklamıştır. Bunların bazı âlimleri avlanma ve bekçilik için olduğu takdirde satımına ruhsat vermişlerdir. Bu ruhsata dayanak olarak da şunu ileri sürmüşlerdir: Satımının yasaklanması, kendisinden bu hususlarda yararlanılamayan köpeklere ilişkindir.
Şâfiîler: Su ve diğer necis sıvılardan ancak iki durumda yararlanılabileceğini söylemişlerdir. Şöyle ki:
a. Ateş söndürmek için kullanılabilir. Meselâ bu suyla fırındaki ateşi söndürmek caiz olur.
b. Hayvan ve ekin sulamasında kullanılabilir. Sıvılardan şarap ve donmamış kan hiçbir surette kullanıma elverişli değildirler. Bunlardan yararlanmak sahîh değildir. Katı pisliklere gelince bunları satmak veya bunlardan yararlanmak sahîh değildir. Dışkı ve zibil gibi. Ama bunlara temiz bir şey karışır da ayıklaması güç olursa bu durumda yararlanılabilir. Meselâ bu pis sularla yoğurulan alçı, inşaatta kullanılırsa bu inşaattaki evlerden yararlanılabilir. Bu evlerin içinde oturulabileceği gibi bunların satılması da sahîh olur. Yine bunun gibi gübrelemek kasdiyle bir tarlaya hayvan gübresi konulursa, bu tarladan çıkacak olan ekinden yararlanmak sahîh olur. Matara ve su testisi gibi bir kap, necis bir kül karışımı ile yapılmış olsa bu kaptan yararlanmak veya başkalarına satmak sahîh olur. Bunlara konulacak sıvılar da pislikten muaf tutulurlar. Ama temiz şeye necaset karışır da bunu ayıklamak zor olmazsa, sözgelimi nohuda necis olan hayvan gübresi karışacak olursa bunu ayıklamak zor değildir. Ayıklamadan önce nohuttan yararlanmak sahîh olmaz.
Hanbeliler dediler ki: Necis sudan ancak toprağı, alçıyı ve benzeri şeyleri ıslatıp harç hâline getirmek ve bu harçtan da cami veya namazgah inşaatında olmamak kaydıyla diğer yapı işlerinde kullanmak şeklinde yararlanmak sahîhtir. Yine bunun gibi şarab, kan ve benzeri necis sıvılardan yararlanmak da sahîh değildir. Domuz ve necis hayvan gübreleri gibi katı durumdaki pisliklerden yararlanmak da sahîh değildir. Güvercin dışkısı, eti yenen davarların tersleri (tezek) gibi temiz şeylere gelince bunlardan yararlanmak veya bunları satmak caizdir. Ölü hayvandan ve yağından yararlanmak caiz değildir. Ama temiz, eti yenen hayvanların yağlarına gelince, necaset bulaştığı takdirde bunlardan yemek haricindeki diğer hususlarda yararlanılabilir. Örneğin mescid dışındaki yerlerin aydınlatma işinde bu yağlardan yararlanılabilir.[49]