- Tembellik zincirini kırmak lazım

Adsense kodları


Tembellik zincirini kırmak lazım

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Tue 15 May 2012, 02:34 pm GMT +0200
TEMBELLİK ZİNCİRİNİ KIRMAK LAZIM

Ekim 2011 73.SAYI

Okul zilinin çalmasıyla birlikte yine yeni bir telaş başladı çoğumuzda. Veliler çocuklarının ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamaya çalışırken öğrenci kesmi de yeni sıralara uyum sağlamaya çalışıyor. Uzun yaz tatili rehavetini atabilirlerse derslere de adapte olabilecekler. Aslında birçok başlangıç gibi derslere çalışmaya başlamak da zordur. Öğrencilik yıllarımıza şöyle bir dönecek olursak, çoğumuzun derslerde tembelliğe varan uyum sıkıntıları çekmiş olduğumuzu hatırlarız. Zaman zaman masa başına oturasımız gelmemiş; gelen-giden, misafir, her şey bir bahane olmuş, bazen de dersin hocasını gözümüz tutmamış ve bunun gibi sebeplerle kitabın kapağını açma isteğimiz sıfırın altına inmiştir.

Bilen bilir, tembellik üzerinize çöktüğünde farklı bir moda girersiniz. Yapılacak dünya kadar ödev vardır ama siz kılınızı kıpırdatmak istemezsiniz. Anne, baba, abla, abi, bilcümle aile efradı çalışmanız için tüm fiziki ve ruhsal imkanları seferber etmiş olduğu halde sonuç değişmez. Üstelik bu kadar mükemmellik de sizi kasar, hatta dağınık ve gürültülü ortamlara olan ilginiz artmaya başlar. Sizi tembelliğe iten sebepler öyle çoktur ki, ama sonuç itibariyle görünen, maalesef sizin tembelliğiniz nedeniyle aldığınız başarısız notlardır.

TEMBELLİK KRONİKSE SEBEBİ AİLE OLABİLİR

Ancak bir de tembelliğin kronik vaka halini aldığı öğrenciler vardır. Bu arkadaşlarımız zaman zaman değil her zaman tembeldirler. Tembellik adeta yaşam biçimleridir. Zekaları büyüklerin deyimiyle zehir gibidir, fakat iş derse gelince o zehir zeka, şerbet kıvamında akışkan bir hal alır.

Pedagog Ali Çankırılı’ya göre kronik öğrenci tembelliğinin iki sorumlusu var: okul ve aile. “Eğer bir sınıfta aynı zeka çeşidine ve aynı zeka katsayısına sahip iki çocuktan biri tembel, öbürü çalışkan ise, tembel çocuğun problemini çözmek için işe önce aileyi araştırmakla başlamalıyız. Büyük ihtimalle, karşımıza, çocuğunun yeteneklerinden habersiz, müdahaleci, baskıcı ve mükemmeliyetçi bir aile modeli çıkacaktır” diyen Çankırılı’nın aile ve tembel öğrenci üzerindeki tespitleri şöyle: “En çok eğitim hatası yapanlar, aşırı sevgi ve şefkat gösteren korumacı anne babalardır. Çocuk kendi başına birşey yapacağı zaman hemen yardımına koşarlar. Çocuk bardaktan su mu içmek istiyor, anne hemen atılır, ‘Dur sen içemezsin, ben içireyim’ der. Çocuk büyüklere özenip yemeğini kaşıkla kendisi mi yemek istiyor? Anne hemen müdahale eder: ‘Sen daha küçüksün, kaşıkla yiyemezsin, üstüne dökersin, dur ben yedireyim.’ Her ihtiyacı anında karşılanan, devamlı koruyup kollanan çocuklarda doğal yetenekler körelmeye başlar. Öyle çocuklar vardır ki, okul yaşına geldikleri halde annelerinin yardımı olmadan giyinemez, yemek yiyemez, tuvalet ihtiyaçlarını gideremezler. Biz buna psikoloji dilinde ‘öğrenilmiş acizlik’ diyoruz. İşte bu şekilde muamele görmüş çocuk, gerçekte tembel olmadığı halde, zaman içinde tembelliğe itilmiş olur.”

TEMBELLİĞİ MAHARET SAYAN DA VAR

Tembelliğimize kılıf bulmak istemiyoruz ama yine de bizi buna iten nedenleri göz ardı edemeyiz. Kırık notlar getirdikçe tembelliği ziyadeleşen, tembelliği arttıkça kırık notlar getirmeye devam eden, böylelikle ailesinden tembel yaftası yiyen çocuklar az değil. Bir kere yaftalandığı zaman da o etiket üzerine yapışıverir, istemese de o kimliğe bürünüverir genç. Tembellik hiçbir olumlu özelliği olmayanlar için, hiç değilse bir öne çıkış imkanı olur bazen de. Gencin üzerine bu manada gidildikçe, üzerinden atacağı yerde daha çok sahiplenir tembellik vasfını. Dersi dinlemek yerine arka sıralarda laf yarıştırır, dersi karıştırır. Bu şekilde ilgi çekmektir aslında amacı. Hoca “Yapma!” dedikçe yapası gelir ve reklamın iyisi kötüsü olmaz dercesine abarttıkça abartır durumu. Onun için bu durum “hakaret”ten ziyade manasız saatlere katılan bir “hareket”tir.

Tembel olmayı aklı başında olan kimse istemez esasında. Ailesinden ve çevresinden kötü sözler duymayı da. Bu kısır döngüden kurtulmak ve kendi zincirimizi kırmak elimizde. Bunun için bir kere sadece dersleri değil hayatın tamamını tembellikten kurtarmaya çalışmalı, bir düzen kurmalıyız kendimize. Tamam, herkes okuyacak diye bir kural yok. Kimilerinin dediği gibi “Bu ülkenin çöpçüye de, işçiye de ihtiyacı var” ve biz bunlardan biri de olabiliriz. Ancak unutmayalım ki ne olursak olalım bulmaca çözerken bile okulda edinilmiş bilgilere ihtiyacımız var. Kişisel gelişimimiz, daha mutlu ve başarılı olabilmemiz için tembellik dahil bütün engelleri aşmalıyız. Eee ne demişler oturduğu yerden başarıya ulaşan tek şey tavuktur :)

TEMBELSEN BURAYA BAK!

• Tamam, ders çalışmayı sevmiyorsun ama en azından konuyla ilgili bir fikrin olacak kadar dersi dinle. Soru sorulduğunda sınıfın ortasında apışıp kalma. Cevap olarak “kem, küm, tıss” yerine bir kaç mantıklı cümle çıkabilsin ağzından. Hiç değilse karizmayı çizilmekten kurtarırsın.
• Bak, annen baban çok üzülüyor. Süper başarılı olmasan da berbat bir öğrenci de olmamaya gayret et. 100 alamasan da 50 almaya çalış. Yazık valla, onlar üzülüyor diye biz de çok üzülüyoruz.
• Yarın bir gün sen de anne baba olacaksın. “Anne, ekinoks nedir?”, “Baba, 64’ün kare kökü kaç?” sorularını duyunca evladından, “vay başıma gelen” diye ağlama.
• Hedefinde okumak yerine başka bir şey varsa yavaştan yavaştan ona yönel. O yönde kendini geliştir. Önemli olan derslerdeki tembellik değil hayattaki tembelliktir unutma.
• Bir de şu tavuk benzetmesi ağır kaçtıysa kusurumuza bakma...

Nurbahar AYDIN

Burcu7
Tue 10 June 2014, 02:43 pm GMT +0200
Bu makale çok güzelmiş her okulda rehberlik dersinde en azından senede bir kere bile olsa bu konuların üzerinden geçilmeli diye düşünüyorum.

PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER...

melike_nur46
Thu 18 October 2018, 08:30 pm GMT +0200
Teşekkür ler guzel bir yazi olmus

Safiye_06
Thu 18 October 2018, 08:46 pm GMT +0200
Çalışalım, öğrenelim.. Calısmak ibadettir ilim ögrenmek farzdır.

emin101
Thu 18 October 2018, 09:45 pm GMT +0200
Güzel ve düşündürücü bir yazı olmuş. Allah razı olsun.