sidretül münteha
Sat 29 October 2011, 04:14 pm GMT +0200
13. Telbiyenin Kesilmesi [34]
43. Muhammed b. Ebî Bekr Es-Sakafî'den: Mina'dan Arafata giderken Enes b. Malik'e:
«— Rasûlullah'la (s.a.v.) beraberken bu gün nasıl yapıyordunuz?» diye sordum. Şu cevabı verdi:
«— isteyen bir kısmımız telbiyede bulunur, bir kısmımız da tekbir getirirdi. Hiç kimse kimseyi yadırgamazdı.» [35]
44. Cafer b. Muhammed babasından naklediyor: Ali b. Ebî Talip hacda arafe günü güneş zevalden dönünceye kadar telbiyede bulunur, sonra telbiyeyi bırakırdı.
îmam Malik'ten: «Memleketimiz Medine'de de böyle yapan âlimler vardı.»
45. Abdurrahman b. Kasım babasından naklediyor: Hz. Aişe
Arafatta vakfe yerine vardığı zaman telbiyeye ara verirdi.[36]
46, Nafî'den: Abdullah b. Ömer Harem'e varınca Kabe'yi taval edinceye ve Safa ile Merve arasında da sa'yini yapıncaya kadar telbiyeye ara verir, sonra Mina'dan Arafat'a gidinceye kadar tekrar başlardı. Ertesi gün telbiyeyi artık bırakırdı. Umre yaptığında Harem'e girince telbiyeyi de terk ederdi.[37]
47. îbn Şihab'dan: Abdullah b. Ömer, Beytullah'ı tavaf ederken telbiyede bulunmazdı.
48. Alkame b. Ebî Alkame annesinden naklediyor: Mü'minlerin annesi Hz. Aişe, Arafat'taki Nemre'de kalır, sonra da Erak'e yönelirdi/[38]
Hz. Aişe ve yanındakiler bulundukları yerden ihrama girerler, bineği vakfe yerine doğru yöneldiği zaman telbiyeyi bırakırlardı.
Hz. Aişe hacdan sonra Zilhicce ayında Mekke'den umre apardı. Sonraları, bunu terkedip Muharrem'in başlarında Cuh-2'ye gelerek orada hilâl görününceye kadar kaldı ve hilâli görünce umreye başladı.[39]
48. Yahya b. Saîd'den: Ömer b. Abdülâziz Mina'dan Arafat'a »ittiği sabah yüksek sesle tekbir getirildiğini işitti. Bunun üzerine ıemen yardımcılarını göndererek halka:
«— Ey insanlar! Tekbir değil, telbiye getirin!» diye duyuru yaptırdı.[40]
[34] Telbiye: Lehbeyk Allahümme Lebbeyk (Davetine geldim Allah'ım davetine) demektir.
[35] Buharı, Hacc, 25/86; Müslim, Hacc, 15/274. Ayrıca bkz. Şeybanî, 387.
[36] Şeybnni,390.
[37] Buharî,Hacc, 25/38; Müslim, Hacc, 15/227. Ayrıca bkz. Şeybanî, 389.
[38] Bir yer adı, bazıları burasını Arafat'a dahil eder, bazısı ise Arafat'tan ayrı bir yer olarak kabul eder.
Erak: Arafat'ta, Şam tarafında bir yerdir
[39] Şeybanî, 391.
[40] Hanefi Mezhebine göre, ifrad veya kıran haccı yapanlar, cemrede ilk taşı atınca, umre yapanlar tavaf sırasında rüknü selâmlayınca telbiyeyi keserler.