sumeyye
Sat 24 September 2011, 01:10 pm GMT +0200
TEFSİR BAHSİ
(15 Hadistir)
498/1 İbn Abbâs radiyallahü anhümâdan, azîz ve celîl olan Allah'ın, «Elif, lâm, mîm» sözünün anlamı şu olduğu rivayet edildi: «Ben Allah'ımı bilirim.»
499/2 Ebû Seleme bin Sibt'in şöyle dediği rivayet edildi:
«El-Dahhâk İbn Mezâhim'in yanındaydım. Bir adam ona:
«!..zira, biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.[1] (mealindeki) ayette geçen (Yusuf aleyhisselâmın) iyilikleri- nelerdi?» diye sordu. Cevap verdi:
O, zindanda iken biri rte zaman srkişsa, ümitsiz kalsa onu teselli eder, ferahlatırdı. Biri hasta olsa sormaya gider, yardımına koşardı. Biri bir şeye muhtaç olsa onun [bu ihtiyacını gidermeye çalışırdı.»
500/3 Ebû Saîd el-Hudrî'-nin şöyle dediği rivayet edildi: Nebî sailallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
«Müminin süratli anlayışından sakının! Zira o, Allah tealânın nuru ile bakar.»
Sonra şu âyeti okudu: Meali):
«Şüphe yok ki bunda düşünenlere ibretler var.» [2]
501/4 İbn Abbâs'ın şöyie dediği rivayet edildi:
Resûlullah sailallahü aleyhi ve selle-m buyurdu ki:
«Andolsun Rabbine ki, onların hepsirre soracağız yapti'klan şeyle-
[3]âyete, sorulacak olan «Lâ ilahe illallahtır.
502/5 İbn Abbas'm şöyle dediği rivayet edildi:
Resûiuilah sallallahü aleyhi ve seilem Cifeni aleyhi'selâm
« Bize yapmakta olduğunuz ziyaretleri daha çok yapamaz mısınız?»
diye sordu.
Bundan bir kaç gece sonra şu âyet indi:
«Biz melekler, ancak rabbinin emriyle inebiliriz; onundur ve varsa ilerimizde ve ne varsa gerimizde ve ne varsa gerimizde ve ne varsa Ikisi arasında (ve rabbin hiçbirşeyi unutmaz.)» [4]
503/6 Ümmü Hâni'in şöyle dediği rivayet edildi:
Hz. Peygambere sordu-m:
«— Ey Allah'ın Resulü: Lût kavmi, meclislerinde yapmış oldukları her
türlü kötülük ne idî?»
Resûlullah cevap verdi:
« Parmaklariyle yolda gelip geçerre hurma çekirdeği veya çakıl taşı atarlar ve onlarla alay ederlerdi.»
504/7 İbn Ömer'den rivayet edildi:
-Öyle bir Allah'tır ki sizi «zayıf» (min da'f) bir sudan yaratmıştır, sonra bir «zayıflık» oian çocukluk çağından çıkarıp güç kuvvet vermiştir s:ze, sonra kuvvetli çağdan gene bir «zayıflık- (da'f) çağına ve ihtiyarlık yaşına getirmiştir sizi...» [5]
Hz. Peygamberin huzurunda bu (mealdeki) âyeti, İbn Ömer okuyunca, «min da'f» diye okuduğu kelimeyi, «min du'f» oku!» diye emretti.
505/8 Abdullah {bin Mesûd) un şöyle dediği rivayet edildi: «Ed-Duhân ve Batsa' [6] Hz. Peygamber zamanında vtfku bulmuştu.»
506/9 Hz. Aişe'nin şöyle dediği rivayet edildi: Resûluliah sallallahü aleyhi ve seilem buyurdu ;ki: «Çocuklarınız kendi kazançlarınız olup, onlar sizlere Allah'ın vergisi-dir.» «Dilediğine 'kız ve dilediğine erkek evlât verir.» [7]
507/10 Hz. Peygamberin azadlısı Sevbân'ın şöyle dediği rivayet edildi: . Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemden duydum şöyle buyurdu:
«Dünya her şeyiyle benim olsa, yine şu âyet kadar sevinmem:
«De ki: Ey nefislerine uyup hadden aşın hareket eden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; şüphe yok ki Allah bütün suçları' ör ter.» [8]
Hz. Peygamber-a. o zaman biri sordu:
«— Allah'a ortak koşan da mı?»
Resûlullah (S.A.V) buna cevap vermedi. Adam:
«— Allah'a ortak koşanda mı?!..» diye tekrar sordu. Yine bir müddet sükût edip:
«__ Evet, bilin ki Allah'a ortak koşan da (ümidini kesmesin).» cevabını verdiler.
508/11 İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edildi:
Vahşî, Hz. Hamza'yı öldürdükten sonra bir müddet küfrü üzere kaldı. Sonra kalbinde İslâm olma düşüncesi doğuverdi. Bunu Hz. Peygamber'e bildirerek:
« Bununla beraber, dedi, senden duydum, Allah'ın Kitab'ından naklen: «Ve öyle kişilerdir onlar, ki Allah'la beraber baş!ka bir mabuda kulluk etmezler ve haklı olmadıkça Allah'ın haram ettiği bir cana kıyıp kimseyi öldürmezler. Ve zina etmezler ve kim 'bunları yaparsa cezaya düşer.» Kıyamet günürrdeyse azabı kat kat arttırılır ve hor ve hakir bir halde, ebedî olarak azabta kalır.», [9] diyordun. Ben ise bunların hepsini yaptım. Benim için bir kolaylık var »mıdır?» Q zaman CPbrîl inerek Hz. Peygambere:
«— Ona söyle ki: «Ancak tövbe edip inanan ve iyi işler işliyen müstesna. O çeşit kişilerdir ki Allah, kötülüklerim iyiliklere tedbil eder onların, ve Allah suçları Örter, Rahîmidr.» [10] dedi.
Nebi sallallahü aleyhi ve seliem ona bu âyeti gönderdi. Âyeti kendisine okuyunca:
« Şüphesiz bu âyette şartlar" var. Bunları yapamamaktan korkuyorum. Ey Muhammedi Bu âyetin gösterdiğinden, daha çok kolaylık göste-diğinden, daha çok kolaylı'k gösteren bir şey elinde var mı?» diye bildirdi:»
O zaman Cibril şu âyeti indirdi:
«Şüphe yok ki Allah, kendi'sirce eş tanıyanları yarhğamaz, ondan başka, dilediğinin bütün suçlarını yarhğar...» [11]
Hz. Peygamber bu âyeti yaztp Vahşîye gönderdi.
Âyeti kendisine okuyunca şöyle konuştu:
«— Diyor ki: Hiç şüphesiz, Allah kendisine eş tanıyanları yarlığamaz ondan başika dilediğinin bütün suçlarım yarlığar. Ben, bilmiyorum, belki de yarlığamak istediği ben olmryacağtm. Eğer âyet, «Ondan başka günahları affeder.» şevklinde olsaydı ve «...dilediğini...» demeseydi oiurdu. Ey Muhammed, belki elinde bundan daha çok geniş bir âyet vardır.»
Vahşî'nin bu sözü üzerine Cibril şu âyeti getireii:
«De ki: Ey nefislerin-e uyup hadden aşırı hareket eden kullarım, Al-lahrın rahmetinden ümit kesmeyin; şüphe yok ki Allah bütün suçları örter.» [12]
Nebi sallallahü aleyhi ve seİlem bu âyeti yazıp Vahşî'ye gönderdi: Kendisine âyeti okuyunca:
*— Bu âyete gelince, evet» dedi ve İslama girdi. Hz. Peygamber'e de gönderdiği haberde şöyle dedi:
«— Ey Allah'ın Resulü! İslâmı gerçekten kabul ettim. Seninle aörüş-meme izin verir misin?.»
Vahşî'nir; bu isteğine Nebi (S.A.V) şu cevabı gönderdi: Yanıma geldiğinde yüzünü ört. Gözlerimi, amcam Hamza'nın katiliyle doldurmağa gücüm yetmez.:»
Vahşî bu sözler karşısında sustu.
Bir müddet sonra Müseyleme [13] Hz. Peygambere şu mektubu gönderdi:
« Allah'ın elçisi Museyleme'den Allah'ın elçisi Muhammed'e. Yeryüzünde sana ortak kılındım. Bundan böyle yeryüzünün yarısı ben-im yansı Kureyş'in. Ancak Kureyş, tümünü kendisi almak istediğinden, sınırı tecavüz ediyor.»
İki kiş| bu yazıyı Hz. Peygamber'e getirip verdiler. Yazı kendisine okununca bu iki elçiye dönerek:
« Elçi olmasaydınız, ikinizi de öldürtürdüm» dedi, ve Alı] bin Ebî Tâli'b'i çağırdı, şu mektubu yazmasmi emretti:
«— Rahman ve Rahim olan Allah'ın adiyle. Allah'ın Resulü Muham-med'den «yalancı» Müseyleme'ye.
Selâm doğru yolda olanın üzerine olsun. Dinle! Şüphe yak ki yeryüzü Allah tealânın olup kullarından dilediğine miras olarak kalır. Ve sonuç (Allah'tan) çekinenlerindir. Ve Saüailahu alâ Seyyidina Muhammed.» . "
Müseyleme'mn Hz. Peygambere yazdığı şeyleri haber alan Vahşî, mızrağını çıkardı ve biledi. Onu öldürmeğe karar verdi. Bu azimle yaşadı ve nihayet Yemâme savaşında onu öldürdü.
509/12 Ebû Z-Zerâ'nın şöyle dediği rivayet edildi:
Resûluliah (S.A.V.) buyurdu ki:
«İman sahiplerinden (fâsık olanlar) şefaatim ile ateşten elbette çıkarlar. Öyleiki orada yalnız şu âyetin bildirdikleri kalır: meâien:
«Nedir derler Cehenneme sokan sizi? Derler ki: Namaz kılmazdık, ve yoksulu doyurmazdrk, ve boş lâflarla azgınlığa dalanlarla biz de dalardık, ve ceza gününü yalanlardık, bize Ölüm gelip çatıncaya dek. Derken şefaatçilerin şefaati fayda vermez onlara.» [14]
(a) Bir rivayette İbn Mesüd şöyle dedi:
İmân sahiplerinden bir takım kimseleri Allah Cehennem ateşiyle azap-landırdiktan sonra, Muhammed (S.A.V) in şefaatiyle çıkarır, ve orada yal-mz şu âyetin bildirdiği 'kimseler kalır: (tüfkçesi):
«Nedir, -derler, Cehenneme sokan sizi? Derler ki: Namaz kılmadık, ve yoksulu doyurmadık ve boş lâflarla azgınlığa dalanlarla biz de dalardık...» [15]
510/13 İbn Mesûd'un şöyle dediği rivayet edildi;
«(Cehennem) ateşinde (ebedî} kalacak olanlar, yalnız Allah'ın şu âyette sözünü ettiği kimselerdir; (türkçesi):
«Nedir, derler, Cehenneme sokan sizi? Derler ki; Namaz kılmazdık, ve yoksulu doyurmazdik, ve boş lâflarla azgınlığa dalanlarla biz de daîar-dck, ve ceza gününü yalanlardık, bize ölüm gelip çatıncaya dek. Derken şefaatçilerin şefaati fayda vermez onlara» [16]
511/14 Ebu salih ‘in şöyle dediği rivayet edildi (Ayetteki) el hukub [17] seksen senedir onda dünya günleri sayısınca günler vardır
512/15 Ebü Z-Zübeyr'in dediği rivayet edildi: _ «Sözün en güzelini tasdik eylerse» [18] huzurunda okununca, buyurdu ki- sözün» en güzeli ilahe lllallâh-dır.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Yûsuf (12), 36
[2] hicr (15), 75
[3] -Hicr (15), 92-93
[4] Meryem (19). 64
[5] Rûm (30), 34
[6] Duhan sûresinin 10. ve 16. âyetlerinde geçen bu iki kelimeye çeşitli anlamlar verilmiştir. Öğrenildiğine göre, Hz. Peygamber, azgın Kureyşe beddua etmiş, böylece kıt-lik ve feiâkete duçar olmuşlardı. Ve «duhan. yani dumanı o zaman görmüşlerdi. Abdul-' 'ah İbn Mssûd, âyette geçen -batsa'-nm Bedir Savaşı günü olduğunu söylemiştir. (Alî. s. 211)
[7] Sûra Sûresi 42. 49
[8] Zümer Süresi 39 53 296
[9] Furkan s. 25, 68-69
[10] Furkan s. 25, 70
[11] Nisa s. 4. 48
[12] _ Zümer s. 39. 53.
[13] Müseyieme, yalancı peygamberlerdendir. Hz. Peygamber hayatta iken peygamberlik iddiasına başladı.
[14] Müddessir 74, 42-45.
[15] Müddessir 74, 42-45.
[16] Müdessir 74, 42-4S
[17] Nebe Süresinin 23" ayetinde: -Devirlerce (ahkab)cehennemin içinde kalacaklar deniyor Rivayette bu kelime açıklanıyor
[18] Leyi, 6.