- Tanım taksim tasnif

Adsense kodları


Tanım taksim tasnif

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sun 4 November 2012, 10:23 am GMT +0200
TANIM TAKSİM TASNİF


Aristo’ya göre tanim, en genel ifadesiyle, bir şeyin ne oldugunu açiklayan sözdür Zira, objeyi ayni cinsten olan şeylerle bir araya getirme analiz, onu farkli oldugu şeylerden ayirma ise sentez dir.
Tanima Islâm mantikçilari “kavl-i şârih” yani “terimin anlamini açiklayici söz”
demişlerdir. Tanim en genel ifadesiyle, bir şeyin ne oldugunu açiklayan sözdür.
Hertanim bir önermedir; ama bunun tersi her durum da dogru degildir. Örnegin, “çiçek bitkidir” önermesi çiçek öznesine bitki yüklemi (özelligi)nin verilmiş oldugu bir tanim önermesidir. Buna karşilik “Ahmet akillidir” önermesi bir tanim önermesi
sayilmamiştir. Bu son örnekte oldugu gibi, tekil kavramlar içeren önermeler, bir tanim
degil bir betim(tasvîr) içerirler denmiştir.Betimin daha çok tekil ve somut kavramlarla tanimin ise genel ve soyut kavramlarla yapildigi ifade edilmiştir.
Daha önce de belirttigimiz gibi, bilinen bir tasavvurdan bilinmeyen bir tasavvura geçişte kullandigimiz yöntem tanimlama yöntemidir. Bilinen bir hükme dayanarak yeni bir hükme ulaşmakta kullanilan yöntem ise akil yürütme yöntemidir.

TANIM ÇEŞITLERI
Klasik mantikçilar tanimi ikiye ayirirlar:
1. Özle ilgili tanim (had-definition).
2. Ilinti ile ilgili tanim (resm-description).
I. Beş Tümel’e Göre Tanim Çeşitleri
1. Tam özsel tanim (Hadd-i tam): Bir şeyin yakin cinsi ile yakin ayrimindan yapilan
tanimdir. “Insan, konuşan hayvandir.”, Hayvan, insanin yakin cinsi, tanimlanan
insan tür, konuşan ise insanin yakin ayirimidir.
2. Eksik özsel tanim (Hadd-i nakis): Bir şeyin uzak cinsi ile yakin ayirimindan
yapilan tanimdir. “Insan konuşan cisimdir”
3. Tam ilintisel tanim (Resm-i tam): Bir şeyin yakin cinsi ile hassasindan yapilan
tanimdir. Örnek: Insan, gülücü bir hayvandir, (Hassa)
4. Eksik ilintisel tanim (Resm-i nakis): Bir şeyin uzak cinsi ve ilintisi ile yapilan
tanimdir. Örnek: Insan uyuyan cisimdir, (Tür- Ilinti- Uzak cins)

II. Tanimlananin Varlik Durumuna Göre Tanim Çeşitleri
1. Adsal (lafzî-nominal) tanimlar: Bir adin anlaminin açiklanmasindan meydana
gelen tanimlardir. geometride “üçgeni”, “üç açili şekildir” diye tanimlariz. Yapilan işlem, nesne olmayan bir şeye ad verip tanimlamaktir.
mantikçiyi ilgilendiren nokta, kavramin meydana getirilmesinde dürtüler, inançlar, tutumlar, ideolojiler degil, kavramin taniminda gözetilmesi gereken zorunlu mantiksal koşullardir.
2. Gerçek (hakikî-reel) tanim: Bati mantikçilarina göre, gerçek tanim nesnelerin
tanimidir: Bir şeyin neden meydana geldiginin tanimidir. Bu tür tanimlar, deney ve gözlem yoluyla tanidigimiz nesnelerin tanimlaridir. “Insan, akilli bir hayvandir” tanimi, gerçek (nesne) tanima örnektir.Bu tanimin, adsal tanimdan farkini şöyle siralayabiliriz:
*Adsal tanimlari, zihin dişinda varligi olmayanin tanimidir.Gerçek tanim ise, varligi zihin dişinda var olan bir nesnenin tanimidir. Yani hem gerçekligi, hem neligi olan bir kavramin tanimidir. “Anka kuşu” ve Kaf Dagi’nin tanimi, ad’a dayali tanima; “insan”, “Kuş” ve“Su” yun tanimi ise, gerçek tanima örnektir.
Adsal tanimlar bir uzlaşma, gerçek tanimlar ise adindan da anlaşildigi gibi, bir
gerçeklige işaret eder.
*Adsal tanimlar keyfidir, yani istenildigi gibi tanimlama özgürlügüne sahiptir. Gerçek
tanimlar ise, deney ve gözlem yoluyla özelliklerinin tespit edilmesi gereken nesnelere
ait oldugundan, bu özellikleri taşimaz.
*Adsal tanimlar ne ispatlanabilir, ne çürütülebilir.Gerçek tanimlar ise ispatlanabilir ve çürütülebilir. Örnegin; “bakir iletken bir maddedir” dedigimizde, bu tanim, ispatlanabilir ve çürütülebilir.
*Adsal tanimlarin hem içleme hem de kaplama dayali olmasina kar􀃺ilik, gerçek
(nesnel) tanimlar içleme dayali olmak zorundadir. Gerçek tanim yaparken, kaplam zaten bellidir. Örnegin, “Insan” kavraminin kaplamina tüm tek tek bireyler olarak insanlar girer. Işte burada “Insan” in “ne oldugu” sorularak , “nedir?” sorusuna cevap aranir, yani kavramin içlemi belirlenir

III. Tanimda Kullanilan Vasitalara Göre:   
1. Emprik (tecrübî) tanim: Deney yoluyla özelliklerini belirttigimiz varliklar
hakkinda yaptigimiz tanimdir.
2. Rasyonel (aklî) tanim: Soyut bir terimin, akil prensiplerine dayanilarak, ana
özellerinin belirtilmesidir. Matematikteki tanimlar böyledir. Meselâ: “Nokta, iki
dogrunun kesiştigi yerdir”.
IV. Belirsizligi Kaldirmaya Yönelik Tanimlar
1. Analitik (tahlili) tanim: Bir terimi analiz ederek veya ögelerini göstererek
tanimlamaktir. Suyu, “iki hidrojen ile bir oksijen molekülünden oluşan cisim, bekâri “evlenmemiş kimse” şeklinde tanimlamamiz bu tanima örnektir.
2. Kayitli (şartli- stipulative) tanim: Konuşmacinin, bir terimi hangi anlamda
kullandigini veya kullaniş amacini gösteren tanimdir. Örnek: “Bana göre ‘agir çekici’
beş tondan fazla taşima gücü olan taşittir”.
V. Diger Bazi Tanim Çeşitleri:
Uyarici/hatirlatici (tenbihî) tanim: Bilinmeyen ve yeni olani degil de, bilinen bir
fikri veya bir objeyi, hatirlatma amaciyla, tanimlamadir. Misâl: Önceden bilirken
zamanin geçmesiyle hatirindan çikan bir şahsi ona, Konya’li, uzun boylu, sari benizli,ilâhiyatçi bir gençti ya! gibi lafizlarla tanitmak gibi.
Tasvirî (betimsel) tanim: Eşyanin dikkat çeken özelliklerinin zikredilmesiyle yapilan tanimdir. Meselâ: “Su, renksiz, kokusuz, bulundugu kabin şeklini alan, sivi (maî) bir cisimdir” gibi. Bu tarifler genelde tabiat bilimlerinde çok kullanilir.
Ilham verici (revelatory) tanim: Teknik ve bilimsel alandan ziyade edebi alanda, bir
kavram hakkinda aydinlatmada bulunma veya fikir uyandirma için, genellikle mecazi
yolla yapilan tanim veya betimlemedir. Örnek: “Mimari, donmuş bir musikidir”

TANIMIN ŞARTLAR
1. Tanim tam olmalidir. Yani tanimlanan şeyin tüm bireyleri tanimin içine girmeli, ona ait olmayanlar ise alinmamalidir. “ta’rif, efrâdini câmî, agyârini manî olmalidir”
2. Bir şeyi kendisinden daha açik olmayan (müphem) bir şeyle tanimlamamalidir.
3. Tanimda kisir döngü bulunmamalidir. Örnegin, “Baba”yi, Kutsal Ruh ve Oglun
canlilik prensibi; Kutsal Ruh ve Oglu da Baba’nin canli/somut tezahürü olarak tanitmak gibi.
4. Tarif ne çok uzun ne de çok kisa olmalidir.
5. Tanimin, döndürme yolu ile döndürülebilmelidir. Yani tanimda, anlami degişmeden yüklem konunun yerine konabilmelidir. Örnegin, “Provokasyon, insanlari kötü niyetle, bir şeye karşi tahrik etme ve kişkirtmadir” ifadesini yüklemi konunun yerine koyarak “Insanlari kötü niyetle bir şeye karşi tahrik etme ve kişkirtma provokasyondur” şeklinde döndürebiliriz.

TANIMDA ORTAYA ÇIKAN HATALAR
1. Tanimin cinsine, ayirimina ya da her ikisine de dikkat etmemek.
Ayrimin cins yerine konulmasi: “Aşk, sevginin ölçüyü aşmasidir” şeklindeki aşkin
taniminda sevgi, cins iken ayirim olarak alinmiştir. Bunu, “aşk, ölçüyü aşan
sevgidir” şeklinde düzeltiriz.
Cinsin ayirim yerinde kullanilmasi: Ör: (Zurna, çalgi âleti olan bir nefeslidir”gibi.
Hassalarin ayirim olarak alinmasi: “Insan, gülen bir canlidir” gibi.
Ilintilerin ayirim olarak alinmasi: “ Ilâhiyat, siralari, kütüphanesi, bahçeleri ve
güzel havasi olan bir yüksekögretim kurumudur” gibi.
2. Tanimlayan sözde, mecaz ve garip terimleri kullanma. Aslani, gazanfer (iri aslan) ile tanimlamak gibi.
3. Ihtiyaç ve zorunluluk olmadigi halde tanimda ayni veya benzer şeyi tekrarlamak.
Örnegin, “Ney, enstrümantal nefesli bir çalgi âletidir” taniminda enstrümantal, âlet
anlamina geldiginden fazlaliktan kullanilmiş.
4. Birbiri ile bir araya gelmeyen şeyleri bir araya getirmek; bütünü kendisi ile ilgisi
olmayan parçalarla tanimlamak. Örnek: “Kitap, bilgi ve cehâlet vasitasidir”,
5. Tanimi, bi’s-selb (olumsuz kilarak) yapmak hatalidir. “Adaleti adaletsizlikle”
tanimlamak gibi
6. Kendiliginden bilinen şeyleri, tanimlarina gerek olmadigindan, tanimlamak yanliştir.
7. Tanimi, tanimlananla veya ona eşit olanla yapmak hatadir. “Insan”in, ayni olan
“insan”ile (insan insandir) veya “beşer” ile (insan beşerdir) tanimi gibi.
8. Eş anlamli kelimelerle tarif yapmak hatadir. Meselâ: “Ilmin” taniminda “bilgidir”
dendigi gibi.

TANIMLANAMAZLAR
Tabiatta var olan her şeyi, her fikri içlemine dayali gerçek vasiflarini elde
edemedigimizden tanimlamak mümkün degildir. Fakat kaplama dayali tanim yapilabilir.
Mantikçilara göre içleme dayali tanimi yapilamayanlar şunlardir:
1. Tecrübenin dogrudan dogruya verileri tanimlanamaz. Örnegin, renklerin, kokularin,
tatlarin ve seslerin tanimi yapilamaz.
2. Duygularin tanimi yapilamaz. Örnegin, aşkin, sevginin, acinin, nefretin tanimi yapilamaz, onlar ancak betimlenebilir.
3. Üstün cinslerin yani son derece genel olan, daha üstünde içlemi bulunmayan
terimlerin de tanimi yapilamaz. Örnegin, varlik, zaman, mekân, birlik ve çokluk gibi
kavramlar üstün cinstir ve bunlar  tanimlanamaz.
4. Fertleri gösteren ve türleri olmayan tek şeylerin de tanimi yapilamaz. Örnegin,
Istanbul, Gazâlî, Fatih Sultan terimleri tasvir edilebilir ama tam tanimi yapilamaz.
Islâm mantikçilari, tanimin teorik yönüyle ilgili çalişmalar yaparken bu çalişmalarinda tanimin pratik faydasini da göz ardi etmemişlerdir.
kavram kargaşasina düşmemizin bazi nedenlerini siralayarak, zimnen de olsa, bu kargaşadan kurtulmanin çarelerini teklif etmek istiyoruz:
*Kavramlari tanimlamaktan kaçinip, onlarin gevşek, kaypak ve belirsiz
anlamlarindan yararlanma istegi.
*Bazi kavramlara, zaman içerisinde, yeni anlamlarin yüklendigine, yüklenen eski
anlamlarindan bir kisminin boşaltilmiş, yine eskiden olmayan bazi yeni anlamlarin
yüklenmiş olabilecegine dikkat etmemek.
* kavramlar hakkinda tüm çaglar ve dönemler için geçerli anlamlardan çok, çaglara ve dönemlere özgü anlamlardan söz etmek, tarihsel açidan dogru olur.
kavramlarin anlamlari ne kadar degişirse degişsin, bir kavramin anlamini belirleme yani tanimlama işleminin yolu, yöntemi ve ölçüleri degişmez, ayni kalir.
*Bazi kavramlari safça yahut kurnazca ait veya layik olmadigi anlamda kullanmak.
Buna “niyet faklilaşmasi” diyebiliriz. Örnegin, tarlasinda çalişan bir rençper de,
genelevde çalişan bir kadin da “alin teri” kavramini kullanarak çaliştiklarini dile
getir mektedirler.
*Yabanci kültüre ait ve özel anlamlar yüklenen kavramlari alirken onlari, dogdugu,
geliştigi kültürel çevreyi ve farkliligi göz önünde bulundurmadan, “orda öyleyse bizde
de öyledir” veya “orda varsa bizde de vardir” mantigiyla aynen aktarmak.

BÖLME ve SINIFLANDIRMA
I. Bölme
Bölme tanimin tamamlayicisi durumundadir. Tanim, tanimlananin daha çok içlemi ile
ilgilidir. Bölme ise bölünenin kaplami ile ilgilidir. bölme, bir terimin içine aldigi fertleri, ortak vasiflarina göre, ayirmaktir.
Klasik mantikçilar iki türlü bölmenin oldugunu söylerler:
1. Bir tümün kendisini oluşturan elemanlarina bölünmesi (küllün eczâsina taksimi):
Bu tür bölmede bölümler, bölünenden ayridir. Örnegin; suyun, hidrojenle oksijene
bölünmesi gibi.
2. Bir tümelin tikellerine bölünmesi (küllinin cüz’iyâtina taksimi) : Bölünenle bölümleri birbirinden ayri şeyler degillerdir.
Yalniz bölünen bölümlerinden daha geneldir. Örnegin; çizginin dogru çizgi ve egri çizgi diye ikiye bölünmesi bu tiptendir.
Mantikta, beş tümel esas alinarak, şu bölme çeşitleri de ortaya konmuştur
1. Cinsin türlere bölünmesi: Cevher, cisim ve ruh diye; madde, canli ve cansiz diye
ikiye bölünür.
2. Cinsin ayirimlarina bölünmesi: Sayinin tek-çift; ilmin aklî-naklî; otomobilin
benzinli-dizel diye bölünmesi gibi.
3. Bir konunun ilintileri ile bölünmesi: Insanin saglikli-hasta; uyuyan-uyanik diye
bölünmesi gibi.
4. Ilintinin farkli konulara bölünmesi: Meziyetlerin ruha-bedene ait; islanmanin
yagmurla-hortumla 􀃺eklinde bölünmesi gibi.
 “bir tümeli, biri digerinin çeli􀃺igi olmak üzere ikiye bölme” demek olan “çelişik ile bölme (dichotomic)”dir. (Izmir) Hayvani omurgali-omurgali olmayan; omurgaliyi da memeli-memeli olmayan diye bölmek gibi ki, içlem-kaplam konusunda gördügümüz Porphrios agaci bu tür bölme esasina dayanir.

Bölmenin şartlari
1. Bölme tam olmalidir. Yani bölünenin kaplamina giren hiçbir şey bölme dişi
birakilmamalidir. Eskiler bunu, “taksim, câmi’ ve hâsir olmali” (Râ􀃺it, 1315, 46)
şeklinde ifade ederler. Örnegin; canli ya yürüyendir ya yüzendir.
2. Bölümler, bölünenin ayni veya ona aykiri olmamalidir. Örnegin; çizgi, ya dogru
olur veya egri olur bölmesi dogrudur. Fakat çizgi ya çizgidir veya egri çizgidir veya
çizgi ya dogrudur ya dairedir; bölmesi yanliştir.
3. Bölünen terimler birbirine döndürülememeli (irca edilememeli) ve birbirini içine
almamalidir. Bir canliyi vücut, kol-bacaklar, baş ve beyin şeklinde bölmek yanliştir.
Zira beyin baş içerisindedir.
4. Bölünen terim bölümlerden daha genel olmalidir. Çünkü bölünen bütün cins,
bölümler ona agli parça(tür)lardir. Cinsin kaplam bakimindan türden daha geniş/genel
oldugunu biliyoruz.

II. Siniflandirma
 terimleri kaplam derecesine göre ayirmaktir, varliklari cins ve türlerine bölerek, onlari bir sira, bir düzen içinde göstermektir. Bölme ile siniflandirma (tasnif) çok zaman birbirine kariştirilmiştir. Fakat siniflandirma bölmeden farklidir. Bölme daha geneldir. Her siniflandirma bir bölmedir ama her bölme bir siniflandirma degildir.
siniflandirmada cins ve türlerin basitten karmaşiga dogru bir dizilişi vardir ve her
siniflandirma hiyerarşik bir yapi gösterir. Oysa bölmede, ayni cinse ait nesneler
toplaminin bireylerine ayrilmasi söz konusudur.
Siniflandirma ile tanim arasinda bir ilişki vardir. Tanimlamasi yapilan bir terimin daha iyi anlaşilmasi için siniflandirmaya gidilir. Çünkü siniflandirma, sayesinde bir terimin çeşitleri ortaya konmaktadir. Siniflandirma, siniflanan şeyin fikrini tamamladigi gibi,ayrilan siniflara giren şeylerin tanimlarini da hazirlar. Örnegin; çiçekleri siniflara ayirmak ve gülü bu siniflardan birine koymak..

Siniflandirmanin Çeşitleri

1. Yapay (Sun’i) siniflandirma: Eşya ve varliklarin, faydali olsun veya kolaylik
saglasin gibi özel amaçlarla, gelip geçici özelliklerine göre siniflandirilmasina denir
gardiroptaki elbiseleri yazlik ve kişlik oluşlarina göre ayirmak, böyle bir siniflandirmadir.
2. Dogal (tabiî) siniflandirma: Eşya ve varliklarin, başta gelen niteliklerine yani
hâkim vasiflarina göre siniflandirilmasina denilir. Buna gerçek (reel) siniflandirma da
denebilir. Bilimlerde yapilan siniflandirma budur. Örnegin; hayvanlarda omurgali olma özelligi, siniflandirma için esas olan bir karakterdir.
Siniflandirmanin şartlari
1. Siniflandirma tam olmalidir;
2. Siniflandirilacak bütün varliklar ve eşya yalniz ilgili olduklari bir tür içine
alinmalidir. Örnegin, otomobil terimi ile kuş terimi siniflandirmaya konu olamazlar. Otomobil terimi “taşit” terimi ile, kuş terimi ise “omurgali hayvan” terimi ile siniflandirilabilir.
3. Siniflandirilan varliklardan hiç biri ayni zamanda iki ayri tür içine
konulmamalidir.