- Tam yetkili vezirin yetkileri

Adsense kodları


Tam yetkili vezirin yetkileri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 11 March 2011, 02:03 pm GMT +0200
B- TAM YETKİLİ (TEFVİZİ) VEZİRİN YETKİLERİ


Tam yetki ile donatılmış olan vezirlik, tâyin işlemi ile kesin­leştikten sonra duruma bakılır; eğer genel bir vezirlik ise halifelikle vezirlik arasında bir farkın olması için iki şarta uyu­lur: 1- Halîfe gibi mutlak yetkili olmaması için, vezir işlerin idaresinde, yerine getirilmesinde, bazı tâyin ve görevlendirme işlemlerinin geçerliliği konusunda halîfenin önceden görüşlerini almalıdır. 2- Devlet işlerini asıl idare edecek, yürütecek, asıl fi­kir ve görüş sahibi olduğundan, vezirinin idaresini, doğru olup olmadığını, görüşlerine aykırı düşenin var olup olmadığını halîfe araştırır, kontrol eder.

Tam yetkili vezirin bizzat kendisinin hüküm vermesi, yargı işleri için hâkimler tâyin etmesi mümkündür. Halîfenin görevi gibi görevleri yapabilir. Fevkalâde yetkili mahkemelere (Mezâlim Mahkemelerine) bakar, yargılamalarda bulunur, hal­kın şikâyetlerini dinler, bu gibi işlere nâib tâyin eder. Tam yet­kili vezir bu mahkemede hâkimlik makamında yargı işi için aranılan geçerli şartları taşımaktadır. Bizzat harp işlerini yü­rütür, harbin durumu müsâid oldukça komutanlar tâyin eder. Görevi sınırı içine giren işleri ya bizzat yürütür, yahut da nâib tâyin eder. Özlü olarak belirtmek gerekirse şu 3 husus hariç, halîfenin yapabildiği her işi tam yetkili vezir de yapar.

 

1- Veliahd tâyin etmek. Tam yetkili vezirin böyle bir yetkisi yoktur.

2-  Halîfe, kendisinin hilâfetten azledilmesini halkın­dan isteyebilir. Tam yetkili vezirin halktan böyle bir azil, af isteme yetkisi yoktur.

3- Halîfe vezirin tâyin ettiğini azledebilir, fakat vezir halîfenin tâyin ettiği memuru azledemez.

Sözü geçen 3 işin dışında tam yetkili vezirin yaptığı bütün işler ile, yapması için kendisine bırakılan tüm işler hukuken muteberdir. İsterse yapılan bu işler halîfenin onaylamadığı, ya­hut karşı çıktığı işler olsun. Vezirin yaptığı iş, bir eşya hakkın­da ve mâlî bir konuda giriştiği tasarruf, halîfenin görüşlerine uygun da olmasa, artık o iş ve tasarruftan dönüş yapılamaz. Vezirin o konudaki rey ve içtihadı geçerlidir. Şayet vezir, vali tâyin etmiş, ordu donatmış, bir harp plânı hazırlamışsa, halîfenin bu türlü tasarruflara karşı çıkması, valiyi azletmesi, donatılan orduyu bir başka maksadla kullanması, harp plân ve idaresini daha iyi olan bir yöne değiştirmesi mümkündür. Halîfe bu işleri kendi şahsına âit hareket ve düşüncelerden istifâde ederek yapar, şüphesiz ki halîfenin düşünce ve hareket­leri normal olarak vezirinin düşüncelerinden, görüşlerinden üs­tündür.

Halife bir konudaki görüşünden dönebildiği gibi, vezirinin görüşünden de dönebilir.

Bir işe halîfe bir idareci, vezir de bir idareci tâyin etse, tâyin edilen idarecilerden ilk tâyin olunana bakılır, halîfenin tâyin ettiği daha önce ise muteberdir, vezirin tâyin ettiği idareci ola­maz. Vezirin tâyin ettiği önce ise, halîfe de işe vezir tarafından bir idareci tâyin olunduğunu biliyorsa, böyle olmasına rağmen aynı işe bir başka idareci tâyin ederse bu durumda vezirin tâyin ettiği idareci azledilmiş, halîfenin yaptığı tâyin muteber olmuş olur. Eğer vezirin idareci tâyin ettiğinden halîfenin haberi yoksa, vezirin tâyini geçerli, halîfenin tâyin ettiği idarecinin tâyini muteber değildir. Çünkü ikinci idarecinin tâyini birinci­nin tâyin işlemi bilinmediğinden yapılmıştır. Dolayısiyle ikinci tâyin birincinin azli anlamına gelmez. Meğer ki önceden tâyini bilinsin.

Bazı Şafiî âlimleri de, halîfenin vezirin tâyin ettiğini bilme­sine rağmen kendisinin de aynı işe ikinci bir idareci tâyin etme­si birincinin azli anlamına gelmez, derler. Şayet halîfe 'Vezirin tâyin ettiği Önceki idareciyi azlettim" derse vezirin tâyin ettiği birinci idareci azlolunmuştur. Ama mücerred ikinci bir tâyin bi­rincinin azlini gerektirmez. Bu durumda bakılır, tâyin olunduk­ları işte iki idarecinin beraberce işi yürütmeleri mümkünse her ikisinin tâyini de muteberdir. İşi beraberce yürütürler. İştirak­leri mümkün değilse her ikisinin tâyini de, ikiden birini azle, diğerinin tâyinine bağlıdır. Halîfe, idareci tâyin edecekse ikiden istediğini azleder, istediğini idareci olarak bırakır. Vezir idareci tâyin edecekse kendi tâyin ettiğini azleder. Halîfenin tâyin etti­ği idareciyi azletmesi uygun düşmez.[31]




[31] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 68-70.