- Takva

Adsense kodları


Takva

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Fri 11 March 2011, 08:37 pm GMT +0200
6- Takva




Dinî konuda zararından korkulan herşeyden sakınma. Al­lah'ın cezalandırmasından O'na itaat ederek korunma.

Kelimenin aslında, korkulan şeyle kendi arasına kalkan gibi bir koruyucu koymak suretiyle ondan korunmak anlamı vardır. Şeriatteki terim anlamında da, görüleceği gibi bu vasıf mevcut­tur. Yani kulun, ibadet ve taatı sanki onu ateşten koruyacak si­per durumundadır.

Geniş anlamıyla "takva" ile, taat konusunda ihlas, masiyetleri sırf masiyet olduğu için terketme ve sakınma kastedilir. "Takva"ya Mâsiva'dan (ALLAH'ın dışında herşeyden) korunma, şeriatın edeplerini gözetme, ALLAH'tan uzaklaştıran herşeyden kaçınma, nefsin nasiplerini terketme, nefsinde ALLAH'tan başka birşey gör­meme ve ALLAH'tan başka herşeyi terketme, kendini kimseden üstün görmeme, söz ve fiil olarak Rasûlullah'a uyma... gibi an­lamlar da verilmiştir. Takva'lı olana "muttakî" (ehl-i tavka) de­nir. Kimlerin "muttakî" olduğu konusuna ışık tutan âyet-i kerî­meler vardır:

Meselâ Kur'ân'ın daha birinci sayfası da "muttakîler":

Gaybe inananlar, namazı dosdoğru kılanlar, ALLAH'ın kendi­lerine verdiğinden infak edenler, Rasûlullah'a ve ondan öncekile­re indirilenlere inananlar ve ahirete yakîn bilgisi olanlar diye va­sıflanır.

Aynı sûredeki 177. âyette buna ek olarak iman esasları ve ze­kâtın dışında malın severek verileceği yerler detayıyla sayıldık­tan başka "muttakiler"den sözleşmelerine riayet edenler, fakir­likte, hastalıkta ve sıkıntı anlarında sabredenler... dîye sözedîlir. Zümer sûresinde, doğruyu getiren ve onu tasdik eden de "mut­takî" olarak vasıflanır. "Takva" kelimesi türevleri ile birlikte Kur'ân-ı Kerîm'de 258 yerde geçer. Böylece de Kur'ân'da zikri en çok edilen hayırlı işlerden biri olduğu anlaşılır. Tek başına, "sonuç, muttakî olanlarındır" âyeti bile takvanın ehemmiyetini anlatmaya yeter. Takva'dan sözeden âyetler dünyanın ve ahiretin bütün iyiliklerinin bu haslete bağlı olduğunu anlatır gibidir. Bu âyetlere örnek olarak şunları zikredebiliriz:

1- Takva, medhusena edilir: "Eğer sabreder ve takvalı olursanız, bu azmedilecek büyük işlerdendir."

2- Düşmanlardan korunmaya sebebtir: "Eğer sabreder ve takvalı olursanız onların planları size hiç zarar vermez."

3- ALLAH'ın desteği ve zaferi takvaya bağlıdır: "ALLAH takvalı olanlarla beraberdir."

4- Sıkıntılardan halas olmayı ve helâl rızkı sağlar: "Kim ALLAH'a karşı muttakî olursa, ALLAH ona (her türlü darlıktan) bir çıkış kapısı verir ve onu ummadığı yer­den rızıklandırır."

5- Takva kişinin işlerinin düzelmesine yardım eder: "Ey inananlar, ALLAH'a karşı takvalı olun ve doğru sözlü olun ki, ALLAH da işlerinize salah versin."

6- Günahların bağışlanmasını temin eder: "...ve de günahlarınızı bağışlasın."

7- Yapılan hayır, dua ve ibadetlerin kabulü takvaya bağlıdır: "ALLAH ancak takvalı olanlardan kabul buyurur."

8- ALLAH'ın sevmesini sağlar: "ALLAH muttakî olanları sever."

9- Değer ve keramet takva ile­dir: "ALLAH katında en keriminiz, en takvalı olanınızdır."

10- Ölümde müjde takvaya bağlıdır: "İnananlar ve takvalı olanlara dünya hayatında da ahirette de müjde vardır."

11- Ateşten kur­tuluş takva iledir: "Sonra takvalı olanları kurtaracağız, en takvalı olan ondan uzaklaştırılacaktır."

12- Cennette ebedî kalış takva iledir: "Cennet takvalı olan için hazırlanmıştır."

13- İnsan doğru olanla olmayanı birbirinden ayırma gücünü (Furkan'ı) takva ile elde eder: "ALLAH'a karşı takvalı olursanız size "furkan" verir... "Bunlar Kur'ân'ın takva için söylediklerinin bir özeti sayılabilir. Dokuzuncu maddede mealini verdiğimiz âyete dayanarak ehli sünnet âlimleri, Resûlullah'tan sonra en üstün ve ALLAH'ça en de­ğerli insanın Hz. Ebu Bekr olduğu kanaatine varmışlardır. Çünkü "ALLAH katında en üstün (ekram) olanınız, en takvalı (etkâ) olanı­nızdır" âyetini Hz. Ebu Bekr için nazil olan "en takvalı olanınız, Cehennemden uzaklaştırılacaktır" âyetiyle birlikte düşününce varılacak sonuç, onun en üstün ve en mükerrem olduğu sonucudur. Takva, muhtemel tehlikenin büyüklüğüne göre sakınmayı anlattığı gibi büyüğe büyüklüğü oranında saygılı olmayı da anlatır. Onun için ALLAH (cc) "Ey inananlar: ALLAH'a karşı hakkıyla (nasıl gerekiyorsa öyle) takvalı olun" buyurmuştur. Bu, onun büyüklü­ğü ile sizin küçüklüğünüz O'nun ihtiyaçsızlığı ve zenginliği ile

si­zin muhtaçlığınız arasındaki fark kadar takvalı olun demektir. Bu yüzden İbn Mes'ud "Hakkıyla takvalı olmayı":

ALLAH'ın hiç isyan edilmeksizin itaat edilmesi, hiç küfran-ı nîmet edilmeksizin şükredilmesi ve hiç unutulmaksızın zikredilmesidir, diye tanımlar. Durum böyle olunca, aslında olması gereken "takva" sahabeye bile ağır gelmiş "ALLAH'a gücünüz nisbetinde takvalı olun" âyeti meseleyi hafifleterek takvayı olması gerektiğine göre değil, ya­panların gücü ile sınırlandırmıştır. Bu iki âyetin bu şekilde ayrı ayrı gelmesi belki de yaptıkları ile övünen (ucub) insanların, tak­va adına yapacakları şeyleri yeterli görmemeleri içindir.

Ayrıca Kur'ân'da takvaya üç mânâ yüklenmiş ve bu mânâlar da kullanılmıştır:

1- Korkma, ürperme: "Sadece bana karşı tak­valı olun."

2- Taat: "Ey inananlar, ALLAH'a hakkıyla takva göste­rin" (yani itaat edin).

3- Kalplerin günahlardan temizlenmesi: "Kim ALLAH'a ve Resulüne itaat eder, ALLAH'tan korkar ve O'na karşı takvalı olursa, işte kazananlar onlardır." Takvanın hakiki olanı, bu üçüncü olduğu söylenir. Gazali bu sınıflandırmasından sonra da tavkanin mertebelerini açıklar:

1- Şirkten,

2- Bidatlardan,

3- Masiyetlerden ittikâ etme (sakınma).

Bunların karşılığın­da da:

İman ve Ehli Sünnet vel-cemaatı ikrar, ihsan ve istikamet vardır. Böylece takvanın kendi içinde bir takım meratibi olduğu görülür. Rasûlullah'ın şu hadisi de belki bunu anlatır:

"Kul mah­zurlu olana düşerim endişesiyle mahzurlu olmayanı terk edebile­cek duruma gelmeden takvalı olanlardan olamaz." Münavî bunu, harama düşme korkusuyla fuzulî helâlleri, terketme diye açıklar. Ama takvanın; Nehyedilen ve münker olan şeylerden kaçınma­dan, maruf ve emredilen şeyleri yapmadan olamayacağı da açık­tır. [1354]



[1354] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 523-526.


sümeyra
Wed 31 July 2013, 12:24 pm GMT +0200



           Rabbim bizi de takvaya ulaşanlardan eylesin inşaallah..