seymanur K
Wed 6 July 2011, 04:43 pm GMT +0200
Tahammül
Tahammül ile Haris hemen hemen Melamiler düzeyinde çetin ve sıkıntılı bir hayatı kasdetmektedir. Bu durum onun hayatındaki; babası ile anlaşmazlığa düşüp mirasından her hangi bir şey kabul etmediği malum dönemde ortaya çıkmıştır. Onun bu kendini kontrol ve kılı kırk yarma eğilimi daha sonra da devam etmiş; eserlerini muhalifleri gözünde vesvese ve kuruntu dolu eserler haline dönüştürecek hale gelmiştir. Bu suçlamalarda gerçek payı var elbet.. Onun bu acımasız katı tutumu eserlerinde yer yer Melamileri andırmaktadır. Hâris'in eserlerinde tahammül konusu nefis muhasebesi ile iç-içedir. Melami tasavvufu iki temel ilkeye sıkı sıkıya bağlıdır: Kınama ve mertlik... Bu iki prensibin her ikisi de Muhasibi tasavvufunda vardır. Muhâsibî'nin mertlik (fütüvvet) tanımlarından biri şöyledir: "Fütüvvet, adaletle muamele ettiğin halde adaletli bir muamele ile karşılaşmamandır". [271] Aynı şekilde tasavvuf ehlinin yün elbise ve kaba giysileri tercih etmelerini o kınamamış aksine desteklemiş, ama şöhret babında bu davranışları şöhret olarak nitelemiştir. [272] Onun yaşadığı dönemde insanlar tarafından yitirilmiş olan mertliği şöyle tanımlamıştır: "Yüz güzelliği yanında masuniyet, ifade güzelliği yanında güven, ve iyi kardeşlik ile vefadır".[273]
Hâris'in yukarıdaki tanımı, mertliği: "Adaleti yerine getirme ve kendisi için adalet talebinden vazgeçme.." olarak tanımlayan el-Kassarî, Melamilerin ilk üstadını, yani Ebu Hafs el-Haddad'ı andırmaktadır.[274]
Birinci temel unsur olan kınama tanımına, kendini itham sadedinde eserlerinde bir kaç noktada değinmiştir. Bunlardan bir kaçını aşağıda veriyoruz:
Dikkat edin! Yaptıklarınızı küçük görmek sureti ile kendinizi beğenme hastalığından kurtulun ve bu hususta birbirinizle yardımlaşın.
Şİmdi sen kendi nefsini yüceltmekten ve temize çıkarmaktan men edilmiş durumdasın, kendi kendini beğenmen sana haramdır. [275]
O, nefsi küçümsemek dediği izdirâ'yı da şu şekillerde tanımlamaktadır:
Nefsin değerini, kötü arzularını ve yaptığı kötülükleri bilmektir.[276]
Nefis, bu şekilde süslenip, insanlar arasında iyilik yapar görünerek içindeki şehveti gizlemiştir.[277]
Her ne kadar sahibi, Allah'a olan sevgisi ve nefse karşı düşmanlığı ile tanınıyor ise de son derece tehlikeli bir düşman olduğu için nefsi sürekli suçlamaya devam etmek gerekir.[278]
Nefsinin aşağılanması endişesi ile insan kötü amellerinin başkaları tarafından bilinmesini istemez.[279]
İhtiyatlı hareket, her zaman hata etme endişesi ve beklentisi ile harekettir.[280]
[271] er-Rîsale, c. 2/473.
[272] el.Mesail, s. 102.
[273] er-Risale, s. 195.
[274] el-Hılye, c. 1/230.
[275] el-Vasaya, s. 70-71.
[276] el-Mesail, s. 248.
[277] er-Riaye, s. 128.
[278] er-Riaye, s. 278-282.
[279] er-Risale, c. 2/452.
[280] el-Hılye, 1/188. Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, İşaret Yayınları, İstanbul, 2003: 111-113.