- Tâdili erkân ve tumaninet

Adsense kodları


Tâdili erkân ve tumaninet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Sat 9 April 2011, 12:29 pm GMT +0200
Tâdil-i Erkân ve Tuma'ninet:


Tâdil-i erkân farz değildir: İmam Ebû Yûsuf farz olduğunu söyler. Tâdil-i erkân: rükûda, secdede organların yerli yerine gelmesi, rükûdan kalkıp tam bir şekilde doğrulmak ve iki secde arasında oturmaktır. İmam ebû Yûsuf’un bu konudaki delili şudur; Hz. Peygamber (sas) namazını hafif tutup çabuk kılan bir bedeviye şöyle buyurmuştur:

“Namazını yeniden kıl; çünkü sen namaz kılmadın.” İmameyn'in buna ilişkin delilleri şudur; rükû ve secdenin tarifi yapılırken, rükû; sırtın eğilmesi, secde; alnın yere konulması şeklinde bir ifade kullanılmıştır ki; bu da şu âyet-i kerîmenin kapsamına girmektedir;

“Rükû edin, secdeye kapanın.” [68]

Tuma’ninet; yani tâdil-i erkân ile rükû ve secdeye devam mânasına geliyor. Oysa bir işin yapılmasını emretmek, o işe devam etmek mânasına gelmez. Haber-i vahid'e dayanarak Kur'an-ı kerîm'in hükmüne ilâve yapmak caiz değildir. Oysa burada rivayet edilen vâcibliği icab ettirmektedir. Bize göre tâdil-i erkân vâcibdir. Unutularak yerine getirilmemesi halinde sehiv secdesi gerekir. Bu secdenin sünnet olduğuna dair zayıf bir görüş vardır.

İkinci rek'atın ikinci secdesinden doğrulunca sol ayak yere yatırılıp, üzerine oturulur. Sağ ayak da parmak uçları kıbleye dönük şekilde dikilir. Eller uyluklar üzerine konulur. Parmaklar açılır ve tahiyyat okunur: Vail b. Hicr ve Âişe (r. anhuma) Hz. Peygamber (sas) in tahiyyatta bu şekilde oturduğunu rivayet etmişlerdir.

Tahiyyat şöyledir: 'et- tahîyyâtü lillahi (İmam Şafiî) ve’s salâvâtü ve't tayyibâtü. Es- selâmü aleyke eyyühe'n- Nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü. Es- selâmü aleynâ ve ala ibadillahi's-sâlihîn. Eşhedü en-lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasûlüh (İmam Şafii): Bu Abdullah b. Mes'ûd (ra) un tahiyyatıdır. Rivayet olunduğuna göre göre Hammad, Ebû Hanîfe'nin elini tutmuş ve tahiyyatı öğretmiş. Sonra da şöyle demiştir; İbrahim en- Nehaî elimden tuttu ve bana tayhiyyatı böyle öğretti. Alkame de İbrahim en-Nehaî'nin elinden tutmuş ve ona tahiyyatı böyle öğretmiştir. Abdullah b. Mes'ûd da Alkame'nin elinden tutmuş ve ona tahiyyatı böyle öğretmiştir. Rasûlullah (sas) da Abdullah b. Mes'ûd (ra) un elinden tutmuş, ona tahiyyatı böyle öğretmiş ve sonra da şöyle buyurmuştur:

“Et- tahiyyâtü lillahi de” Bu rivayeti kabullenmek, diğerlerini kabullenmekden daha iyidir. Çünkü Hz. Peygamber (sas) in, Abdullah'ın elinden tutup tahiyyatı böyle okumasını ona emretmesi, bunun daha tekidli ve sağlam olduğunu göstermektedir. Hadîs imamlan tahiyyat hususunda Abdullah b. Mes'üd'un isnadından daha güzel ve sağlam bir senedle rivayette bulunulmadığı üzerinde görüş birliği etmişlerdir. Çünkü bu senedle rivayet edilen tahiyyâttaki tahiyyat, salâvat, tayyibât, rahmet, bereket gibi kelimelerin başında atıf vav'i bulunmaktadır ki; bu da övgünün taaddüdünü gerekli kılmakdadır. Çünkü atfedilen şeyle, üzerine atıf yapılan şey birbirinden ayrı şeylerdir. İbn. Abbâs (ra) in rivayet ettiği tahiyyâtta ise, övgü olarak sadece başdaki tahiyyat kelimesi vardır. Diğer kelimeler birbirine sıfat olarak kullanılmıştır.

Ka'de; yani tahiyyat için oturmak Tahavî ile Kerhî'ye göre sünnettir. Bunun vâcib olduğu da söylenmiştir. Öyle ki; unutularak terkedilmesi halinde sehiv secdesi gerekir. Ka'dede otururken tahiyyat okumak sünnettir. Vâcib olduğu da söylenmiştir ki; esahh olan da budur. Çünkü İmam Muhammed unutularak tahiyyâtm okunmaması halinde sehiv secdesi vâcib olur, demiştir. Vâcib olan sehiv secdesinin yapılması ancak bir vacibin terk edilmesi halinde vâcib olur.

İlk oturuşda bundan başka bir şey okunmaz: Rivayet olunduğuna göre Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir; Hz. Peygamber (sas) ilk oturuşda tahiyyâtdan fazla bir şey okumazdı.

Tahiyyat bitince 'Allahü Ekber' denilerek kıyama kalkılır: Çünkü bu esnada ilk iki rek'atı, yani namazm yarısını tamamlamış, ikinci yarısı kalmıştır. Onun üzerinde ikinci yarıyı da tamamlamak için musalli (namaz kılan) ayağa kalkar.

Son iki rek'atta sadece Fatiha okunur: Üçüncü ve dördüncü rek'atta Fatiha okumak sünnettir. Buna dair hadîs-i şerîf vârid olmuştur. Amma istenilirse bu rek'atlarda Fatiha yerine tesbihatta da bulunulabilir. Çünkü Fatiha okumak vâcib değildir. Hasan'ın rivayetine göre Ebû Hanîfe son iki rek'atta Fatiha okunmasının vâcib olduğunu, unutularak okunmaması   halinde sehiv secdesi gerekeceğini söylemiştir. Zâhirü'r-rivâyede [69] anlatıldığına göre; bir kimse son iki rek'atta kasıtlı olarak susar da okumazsa, iyi etmemiş olur. Ama unutarak okumazsa, sehiv secdesi de gerekmez.

Namazın sonunda oturulup tahiyyat okunur: Bunu daha evvel de söylemiş ve buna dair rivayeti aktarmıştık. Rasûlullah (sas) a salât ü selâm getirilir: Bu sünnettir; çünkü Hz. Peygamber (sas) İbn. Mes'ûd (ra) a tahiyyâtı öğretirken ona;   

“Bunu dediğin veya  böyle yaptığın zaman, namazın tamamlanmış olur.” [70] demiş ve  namazın tamamlanmasını iki şeyden birine bağlamıştı. Demek ki, ikisinden birinin yapılması halinde namaz tamamlanmış olur. Bu da Hz. Peygamber (sas) e salât ü selâm getirmenin farz olmadığını gösteriyor. Ama bize göre namaz dışında Hz. Peygamber (sas) e salât ü selâm getirmek Kur'an-ı kerîmde buna dair emir nevcut olduğu için vâcibdir. Lakin namaz içinde iken bu emre uymamız mecburi değildir.

Kur'an-ı kerîm lâfızlarına benzeyen ve seçilmiş dualardan istenenler okunur: Zira Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Sonra duaların en güzelini seç.” Son ka'de (oturuş) farzdır. Son ka'dede tahiyyat okumak ise vâcibdir. Çünkü Hz. Peygamber (sas) bir bedevîye şöyle buyurmuştur:

“Başını son secdeden kaldırıp tahiyyat okuyacak kadar oturunca; namazın tamamlanmış olur.” Burada namazın tamamlanması tahiyyat okuma değil de, ka'dede oturma şartına bağlanmıştır. Ka'dede farz olan oturuş müddeti tahiyyat okuyacak kadar bir süredir.

Sonra evvelâ sağa, sonra sola selâm verilerek, her ikisinde de; 'es- selâmü aleyküm ve rahmetullah'denilir: İbn. Mes'ûd (ra) un şöyle dediği rivayet edilmiştir; Hz. Peygamber (sas) sağ yanağının beyazlığı (arka tarafda duran kimseye) görünecek şekilde sağa dönüp selâm verirdi. Sol yanağının beyazlığı (arka tarafda duran kimseye) görünecek şekilde sola dönüp selâm verirdi. [71] Selâm verirken sağdaki, soldaki meleklerler insanlar için selâma niyyet edilir. Çünkü selâm orada hazır bulunanlara yapılan bir hitapdır. Eğer imam kendisinin bir tarafindaysa, bulunduğu tarafa selâm verirken, ona da niyyet eder. Eğer tam karşısında ise, her iki tarafa selâm verirken de ona niyyet eder. Sadece sağa selâm verirken imama da selâm vermeye niyyet eder diyenler de olmuştur. Yalnız başına namaz kılan kimse selâm verirken başkalarına değil, sadece hafaza meleklerine niyyet eder.

Selâm lafzıyla namazdan çıkmak farz değildir; çünkü îbn. Mes'ûd (ra) dan rivayet ettiğimiz hadîs-i şerîf bunun farzlığına ayındır. Hz. Peygamber (sas) in

“Namazdan çıkış selâm vermekle olur.” hadîs-i şerîfı selâmın vâcibliğine veya sünnetliğine delalet eder. Biz de böyle diyoruz. [72]




[68] Hacc: 22/77.

[69] Bu tabirden Hanefi mezhebinin üç imamının (ki, bunlar Ebü Hanife, Ebü Yusuf ve İmam Muhammed’dirler) sözleri anlaşılır.

[70] Bu ahdisi Buhari, Müslim,Nesei ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir.

[71] Bunun tahricini Ebü Davud ve Nesei yapmıştır.

[72] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 1/104-108.

ceren
Sat 16 May 2015, 08:14 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan Sümeyye abla.
Tâdil-i erkân farz değildir: İmam Ebû Yûsuf farz olduğunu söyler. Tâdil-i erkân: rükûda, secdede organların yerli yerine gelmesi, rükûdan kalkıp tam bir şekilde doğrulmak ve iki secde arasında oturmaktır.

gulsahkilicaslan
Wed 26 February 2020, 01:28 am GMT +0200
Allah razi olsun hocam selâm ve dua ile

Sevgi.
Sun 5 April 2020, 12:11 am GMT +0200
Esselâmü Aleyküm. Bu güzel bilgiler için Allah razı olsun kardeşim.

Bilal2009
Wed 22 April 2020, 07:33 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun