saniyenur
Sat 4 June 2011, 09:42 pm GMT +0200
SÜNNETİN DELİL OLUŞUNUN DELİLLERİ
Daha önceki anlattıklarımızdan anlaşıldı ki; sünnetin delil oluşu, dinî bir zarurettir. Aslında bu kadar açıklama, bize ve kalbinde zerre kadar imanı olan kimseye yeterlidir; delillerini söylemeye hacet yoktur.
Ancak zamanımızda iyice çığırından çıkmış fikrî hürriyet ve gerçeği araştırma perdesi arkasına gizlenerek İslâm'ı içten yıkmak ve aklı zayıf müslümanları oyalamak isteyen zındıkların düşmanlıklarını ve dinsizlerin patırtılarım kesmemiz için bu delilleri açıklamamız, yerinde bir tutum olacaktır. Bütün kuvvet ve kudret ALLAH'a aittir, deyip söze başlıyoruz:
Sünnetin dinde hüccet olduğunu gösteren deliller yedi tanedir:
1. İsmet.
2. ALLAH Teâlâ'nın, Sahâbe-i Kirâm'm, Hz. Peygamber'in hayatında sünnete sımsıkı yapışmalarını tasdik etmesi.
2. Kur'ân-ı Kerîm.
4. Sünnet-i Şerîf.
5. Sadece Kur'ân'la amelin mümkün olmayışı.
6. Sünnetin vahiy ve vahiy derecesinde iki kısımda oluşu.
7. İcmâ.
Birisi çıkıp: "Sen, sünneti onun hüccet oluşuna nasıl delil gösterebilirsin; bu, aynı noktaya dönmek gibi bir şey değil midir?" diyebilir, biz de deriz ki: Bir kimse, aşağıdaki gelecek ismet delilinin açıklamasını biraz düşünecek olsa bu itirazın cevabını anlar.
Çünkü biz, Hz. Peygamber (s.a.v)'in yalandan masum olduğu tebliğle ilgili haberini, O'nun, emir, nehiy, fiil ve tasviplerinin hüccet olduğuna delil gösteriyoruz. Bunun açıklaması ileride geniş olarak gelecektir.
Diğer bir ifadeyle biz, hasmın da hüccet olduğunu inkâr edemediği bir çeşit sünneti, o derece olmayan ve hasmın bazen eleştiri imkânı bulabildiği diğer bir çeşit sünnetin hüccet olduğuna delil gösteriyoruz. Hasmın ilk kısmı inkâr edemeyişi, Peygamber (s.a.v)'in risâletini kabul eden herkese göre O'nun, bu haberlerinde hata ve yalandan masum oluşunun apaçık bilinmesindendir. Bu durumda, inkâra gidenin, bunu tamamen azgınlık ve kibirden dolayı yaptığı ortaya çıkacaktır.
Nitekim biz, sünnetin hüccet olduğuna, Kur'ân'ı da delil gösteriyoruz. Malumdur ki, delil gösterdiğimiz âyet veya bir parçasının Kur'ân'dan olduğu ancak Hz. Peygamber (s.a.v)'in haberiyle sabit olmaktadır.
Aynı şekilde, hüccet olduğu haberle sabit olan Hz. Peygamber (a.s)'in emrini, O'nun fiillerinin ve tasviplerinin hüccet olduğuna delil gösteriyoruz.
Kısaca, delil olarak gösterdiğimiz kısmın hüccet oluşu, hüccet oluşuna delil gösterdiğimiz kısımla sabit olmamıştır. Burada aynı yere dönüş yoktur. Şimdi delilleri açıklamaya başlıyoruz.