sumeyye
Sat 19 February 2011, 02:31 pm GMT +0200
Şükur Secdesi
279- Komutanın iyi bir haber alıp Allah'a şükrünü ifade etmek istediği zaman kıbleye yönelip tekbir getirerek secdeye kapanmasında ve Allah'a şükredip teşbih ettikten sonra bir tekbir getirerek kalkmasında bir sakınca yoktur. Bu, şükür secdesidir.
Bu secde İmam Muhammed"e göre sünnettir. Ebû Yusuf tan yapılan rivayet de aynı şekildedir. Onun da bu görüşte olduğunu İbn Semaa rivayet etmiştir. Ebû Hanife ise, bunun sünnet olmadığı görüşündedir. Ya da ona göre bu, tam şükrü ifade etmez. Tam şükrü ifade, iki rekat namaz kılmakla olur. Nitekim Rasulullah (s.a.v.) Mekke fethedildiği gün iki rekat namaz kılmıştır.
İbrahim en-Naha'î'nin bu secdenin mekruh olduğunu söylediği rivayet edilir. İbn. Semaa bu görüşü Ebû Yusuf kanalıyla Ebû Hanife'den de nakletmektedir. Çünkü komutan bunu yaptığı zaman onu gören kişi, bu secdenin, nimetlere kavuşulduğu zaman vacip yahut sünnet bir hareket olduğunu zannedebilir. O zaman dinden olmayan bir hareket dine sokulmuş olur. Oysa Rasulullah (s.a.v.):
"Kim dinimizde olmayan bir şeyi dine sokarsa, o yaptığı şey kabul olmaz " buyurmaktadır.
Ayrıca sıhhat vs. gibi Allah'ın nimetinin yenilenmediği hiçbir an yoktur. Şayet her nimet için secdeye kapanırsa başka bir işle meşgul olmak için zamanı kalmaz. Bir nimet için secdeye kapanmağa muvaffak olması da bir nimettir ve ikinci bir defa bunun için de secdeye kapanmalıdır. Lakin İmam Muhammed bu konuda rivayet edilen haberleri hoş karşılamıştır.
280- Bu rivayetlerden biri, Peygamber (s.a.v.) e hoşuna giden bir müjde verildiği zaman Allah'a secdeye kapandığını bildiren rivayettir.
Yine bir rivayete göre Rasulullah (s.a.v.) özürlü bir adama uğradı ve onunla karşılaşınca secdeye kapandı. Hz. Ebû Bekir ile Ömer de aynı kişiye uğramış ve aynı şekilde davranmışlardır.
Hadis kitaplarındaki bir rivayette ise Rasulullah (s.a.v.) gelişmemiş bir cüceyle karşılaşınca secdeye kapanmıştır.
Rivayet edilir ki Hz. Bekir (r.a.)'a Yemâme'nin fethedüdiği haberi geldiği zaman secdeye kapanmıştır.
Yine Ebû Musa el-Eş'ari'den yapılan bir rivayete göre o şöyle demiştir: Nehrevan'da Hz. Ali (r.a.)'Ia beraberdik. Hz. Ali: Memeciği[31] olanı arayın, dedi. Onu aradılar ama bulamadılar.
Bunun üzerine Hz. Ali'nin alnı terledi ve: Şimdiye kadar ne yalan söyledim ve ne de yalandandım, demeğe başladı. Nihayet bir kanalda yahut bir çukurda o şahsı buldular. O zaman Hz. Ali (r.a.) secdeye kapandı.
Yukarıda anlatılan rivayetin aslı şudur: Hz. Alî (r.a.) Harûriyye de isyancılarla savaşınca şöyle dedi: Bakın, aralarında memelerinden biri kadın memesine benzeyen biri vardır. Allah'ın Peygamberi bunu bana anlatmıştı. Öldürülenleri evirip çevirdiler, fakat ona rastlayamadılar. Onlara arayın bulun, Allah'a yemin ederim ki şimdiye kadar ne yalan söyledim ve ne de yalanlandım dedi. Hurma ağaçlarının altında yedi cesed var, henüz onlara bakmadık, dediler. Hemen onlara da bakmalarını istedi.
Ravi diyor ki : O kişiyi bulup ayağından bir iple bağlayarak Hz. Ali'nin huzuruna getirdiler. Hz. AH, Allah'a secdeye kapandı.
Hz. Ali secdeye kapandı, çünkü Rasulullah (s.a.v.), bu niteliği taşıyan bir topluluğun bulunduğunu ve bu topluluğun sapıklık üzere olduğunu, Hz. Ali ile savaşacaklarını buyurmuş ve Hz. Ali de bunu askerlerine haber vermişti. O adamı bulmaları büyük bir nimet idi. Yardım ve başarı Allah'tandır.[32]
[31] Bu ifade haricîler için kullanılmıştır.
[32] İmam Serahsî, İslam Devletler Hukuku, Şerhu’s-Siyeri’l-Kebir, Eğitaş Yayınları: 1/227-228