meryem
Sat 18 December 2010, 06:26 pm GMT +0200
SOSYAL AHLÂK
I. Yasaklar
Adam Öldürme:
Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Meğer ki hak ile ola.[1]Bundan dolayı Benî İsrail'e buyurduk ki: Her kim bir cinayet işlememiş (bir kimseyi öldürmemiş) ve yeryüzünde fesat çıkarmamış olan bir kimseyi öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur; bir kimseyi diri bırakırsa, sanki bütün insanları diriltmiş olur,[2]Bir mü'minin bir mü'mini haksız yere öldürmesi asla olamaz! Meğer ki yanlışlıkla ola! Bir mü'mini yanlışlıkla öldürene, bir boyun (bir köle) âzâd etmek ve onun ehline diyet vermek lâzım gelir. Meğer ki maktulün ehli, diyeti bağışlayalar! (Şayet öldürülenin kendisi mü'min olduğu halde size düşman olan bir kavme mensup ise, mü'min olan bir köleyi âzâd etmek gerektir)... Bir mü'mini kasden öldürenin cezası Cehennem'de ebedî olarak kalmaktır. Böylesi, Allah'ın hışmına uğramış, Allah'ın rahmetinden koğulmuş ve O'nun hazırladığı büyük azabı hak etmiştir.[3]Ey îman edenler! Maktuller hakkında kısas size farz olundu. Hür, hür'ile; dişi, dişi ile; köle köle ile kısas olunur. Maktulün kardeşi (vârisi veya velîsi)\tarafından Katil hakkında birşey affolunursa (diyet için) örfe uymalı ve (diyet) en iyi surette eda olunmalıdır. (Affetmek, diyet almak) Tann'mzdan kolaylık ve rahmettir.... Sizin için kısasta hayat vardır, ey aklı tam insanlar![4]
Hırsızlık:
Hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesiniz[5]
Adatma:
Ölçüye, tartıya hile karıştıranların vay haline! Onlar insanlardan (istihkaklarını) aldıkları zaman tastamam alırlar, fakat insanlar için Ölçüp tarttıkları zaman, eksik Ölçüp, eksik tartarlar.[6]
Faiz:
Ey îmân edenler! Allah'a (karşı gelmekten) sakının ve îmânınızda gerçek iseniz, (halkın zimmetinde) ribâdan (faizden) kalanı bırakın. Böyle yapmazsanız, Allah ile Peygamber'ine karşı gelmiş ve onlarla harbe girmiş olduğunuzu bilin. Ribâ almaktan tövbe ederseniz, sermâyeniz sizindir. (Bu suretle) ne gadretmiş, ne de gadre uğramış olursunuz.[7]
Her Çeşit Gasb:.
Kimsenin hakkını yemeyin[8]
Gayr-İ Meşru Her Temellük:
Ey îmân edenler! Mallarınızı aranızda bâtıl bahanelerle yemeyin! Karşılık-zâ ile yapılan ticaret başka[9]
Bilhassa Yetimin Mallarını Yemek:
Yetimlere mallarım verin. İyi şeyleri kötü şeylerle değişmeyin. Öksüzlerin mallarım mallarınıza katarak yemeyin. Bu, çok büyük bir suçtur. Öksüzlerin mallarını ne israf ederek, ne de büyüdükleri vakit geri alırlar diyerek, yemeyin.[10]
Îhânet, Emanete Hıyanet:
Ey îmân edenleri Yaptığınızın farkında olarak Allah ile Peygamber'e hıyanet etmeyin ve aranızda emanetlerinize hıyanet etmeyin.[11]
Haksız Eziyet (İftira):
Mümin erkeklerle mü'min kadınlar hakkında, işlemedikleri bir günah yüzünden kötü söz söyleyenler, bühtan etmiş ve apaçık bir günahı yüklenmiş olurlar.[12]
Zulüm:
(Zulmederek) zulümlerini yüklenenler hüsrana uğrarlar.,[13] Hak Teâlâ, muhakkak ki zâlimleri asla sevmez.[14] İçinizden zulmedenlere büyük bir azâb tattıracağız.[15]
Suç Ortaklığı:
Günah işlemek, haddi tecâvüz etmek hususunda yardımlaşmayım.[16]
Haksızları Savunma:
Sakın hâinler namına zerre kadar bir müdâfaada bulunma... Kendi nefislerine hıyanet edenler lehinde sakın uğraşma. Zîra Allah hıyanette ısrar edip günahkâr olanları sevmez.[17]
Taahhütlerine Sadakatsizlik:
Allah'ı kendinize kefil ederek bağlandığınız yeminleri te'kîd ettikten sonra bozmayın.[18]Kitap ehli arasında öylesi var ki, ona bir kantar emanet etsen, onu sana öder. Öylesi de vardır ki, ona bir dînar emanet etsen, yakasına sanlmadıkça onu sana ödemez. Çünkü bunlar, 'Bu ümmîlerin malını almakta vebal yoktur' derler ve Allah'a karşı, bile bile yalan söylerler. (Hakikat öyle değil) kim ki sözünü yerine getirir ve (fenalıktan, haramdan) sakınırsa, (bilsin ki) Allah sakınanları sever. Onlarsa, Allah'a karşı ahitlerini, yeminlerini en ucuz metaa değişerek nakzederler. Onların âhirette (Allah'ın nimetinde) payları yoktur. Kıyamet günü Allah onlara hitâb etmez, onlara iltifat etmez, (günahtan) temizlemez ve onlar için pek acıklı azâb vardır.[19]
Gadretme Ve Aldatma:
Allah hıyanette ısrar edip günahkâr olanları sevmez. Onlar insanlardan gizlenirler, utanırda Allah'tan gizlenmezler.[20]
Hâkimleri Aldatmak Veya Baştan Çıkarmak:
Birbirinizin mallarını sahte ve bâtıl sebeplerle aranızda yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını, bile bile haksız yere yemek için (mal davasıyla), rüşvetlerle hâkimlere koşmayın.[21]
Yalan Şahitlik:
Yalan sözden sakının.[22]
Gerçeği Gizlemek:
Şehâdeti saklamayın. Şehâdeti saklayanın kalbi günahkâr olur.[23]Onlar ki, —herkese Kitap'ta açıklandıktan sonra— indirdiğimiz sarîh burhanları ve hidâyeti belirten âyetleri gizlerler; Allah onlara lanet eder, lanet edebilecek olan herkes de lanet eder.[24]
Kötü Söz Ve Hakaret:
Allah çirkin ve incitici sözlerin açıklanmasını sevmez. Zulme uğrayanlar (müstesnadırlar). Allah her şeyi duyucu ve bilicidir. İyiliği açık veya gizli yapar, fenalığı affederseniz, şüphe yok ki Allah affedicidir ve fıakkıyla kudretlidir.[25]
Fakir Ve Yetime Kötü Muamele:
Öyle ise sakın öksüzü hor tutma! Bir şey dileyeni azarlama![26]
Alay Etmek:
Ey îmân edenler! İçinizden bir kimse başka bir kimse ile alay etmesin. Belki, kendileriyle alay edilenler, alay edenlerden hayırlıdır. Kadın-lar da diğer kadınlarla alay etmesinler. Belki, berikiler ötekilerden hayırlıdırlar. Birbirinizde ayıplar aramayın. Birbirinizi kötü lâkablarla çağırmayın. îmân ettikten sonra kötü bir ad sahibi olmak ne çirkin şeydir. Her kim tövbe etmezse, (işte o gibiler) zalim kimselerdir.[27]
Küçük Görücü Fiiller:
Kibirlenerek halka surat asma! Yeryüzünde sallana sallana yürüme! Çünkü Hak Teâlâ kibir taslayanları, kendilerini beğenenleri asla sevmez.[28]
Tecessüs:
Birbirinizin gizli şeylerini araştırmayın.[29]
Nemime Ve İftira:
Vay haline o çekiştirici ve ayıplayıcı, gözü ile, kaşı ile eğlenici olanın![30]Birbirinizi (arkadan) çekiştirmeyin. Biriniz Ölü kardeşinin etini yemek istemı[31]"Ey îmân edenler! Birbirİnizîe gizli konuşacağınız (danışacağınız) zaman, günahkârlığa, düşmanlığa, Peygamber'e isyana ait konuşmayın! İyilik, doğruluk, dürüstlük hakkında konuşun.[32]
Kotu Haberler Ve Onlara Aceleyle Kanma:
Ey îmân edenler! Fâsıkın biri size bir haber getirirse, o haberin doğruluğunu tahkik edin, yoksa yanlışlıkla bir cemâate fenalık edip sonradan pişman olursunuz.[33]
Haysiyet Ve Namus İhlâli:
Namuslu, hür kadınları itham edip, dört şahit getirmeyen kimselere seksen kırbaç vurun. Onların şehâdetlerini asla kabul etmeyin. Fâsık kimseler onlardır. Bu hareketten sonra tevbe edip hallerini ıslâh edenler müstesnadırlar. Çünkü Ce-nâb-ı Hak yarlığayıadır, bağışlayıcıdır.[34]Hani siz o iftirayı dilden dile dolaştırıp, hiç bir bilginiz olmadığı halde ağzınıza alıp söylüyor, bunu kolay ve vebalsîz bir iş sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah nazarında büyük bir günahtır. Onu duyduğunuz zaman niçin: 'Böyle bir şeyden bahsetmek bize yaraşmaz. Seni tenzih ederiz Allah'ım! Bu pek büyük bir bühtandır!' demediniz? Hak Teâlâ mü'minseniz bu gibi şeylere bir daha dönmemeniz için size öğüt veriyor. ... Mü'minler arasında kötülük ve hayâsızlığın yayılmasını isteyenler ve sevenler için, dünya ve âhirette acıklı azâb vardır.[35]O gün bunların dilleri, elleri ve ayakları, işledikleri şeylere şehâdet eder. O gün Hak Teâlâ onlara istihkaklarını tamamiyle verir. Onlar da Allah'ın apaçık Hak olduğunu tanırlar.[36]
Zararlı Müdahele;
Her kim bir kimseye fenalık ederse, (fenalık yolunda başkasına yardım ederse, fenalığın) vebalinde payı vardır. Allah her şeye hâkimdir.[37]
Umumî Kötülüğe Kayıtsızlık:
İsrail oğulları içinde kâfir olanlar, (isyanları ve haddi aşmaları yüzünden) Dâvud ve Meryem oğlu îsâ diliyle lanete uğradılar. Onlar kötülük yaptıkları zaman, birbirlerini kötülükten alıkoymaya uğraşmazlardı. Bu ne çirkin bir şeydi![38]
[1] el-En'âm 6/151
[2] e!-Mâide5/35
[3] en-Nisâ 4/91-92
[4] el-Bakara 2/178-9.
[5] el-Mâide 5/38.
[6] el-Mutaffifin 83/1-3.
[7] el-Bakara 2/278-279.
[8] el-A'râf 7/84.
[9] en-Nisâ 4/28.
[10] en-Nisâ 4/2,
[11] el-Enfâl8/27.
[12] el-Ahzâb 33/58.
[13] Tâhâ 20/111.
[14] eş-Şûrâ 42/40.
[15] el-Furkân 25/19.
[16] el-Mâide 5/3.
[17] en-Nisâ 4/104-106.
[18] en-Nahl 16/91.
[19] Âl-i - İmrân 3/75-7.
[20] en-Nisâ 4/107-8.
[21] el-Bakara 2/188,
[22] el-Hacc 22/30.
[23] el-Bakara 2/283,
[24] el-Bakara 2/159.
[25] en-Nisâ 4/147-8.
[26] ed-Duhâ 93/9-10.
[27] el-Hucurât 49/11.
[28] Lokman 31/18.
[29] el-Hucurât 49/12.
[30] . el-Hümeze 1041.
[31] el-Hucurât 49/12.
[32] el-Mücadele 58/9.
[33] el-Hucurât 49/6.
[34] en-Nûr 24/4-5.
[35] en-Nûr 24/15-19.
[36] en-Nûr 24/24-25.
[37] en-Nisâ 4/84.
[38] el-Mâide 5/81-82.