hafiza aise
Wed 8 August 2012, 02:30 pm GMT +0200
Siyasi açıdan hükümet Uludere karşısında zorlandı
Mustafa AKYOL • 85. Sayı / DİĞER YAZILARŞırnak'ın Uludere ilçesi'ne bağlı Ortasu köyünde yaşanan acı olay, her şeyden önce insani bir trajedi idi. Çoğu çocuk yaştaki 34 köylü feci şekilde hayatını kaybetti ve arkalarında acılı aileler bıraktı.
Siyasi açıdan hükümet Uludere karşısında zorlandı. Kuşkusuz, olay “eski Türkiye”de olduğu gibi ört-bas edilmedi; hükümet “tazminat” ödemesi dâhil sorumluluk üstlendi. Ancak yine de hükümetin tepkisi tatminkârlıktan uzak kaldı.
Hükümet cenahından “üzüntü” ifade edilmişse de, “özür” dilenmedi
Bunun iki sebebi var. Birincisi, olayın ardından hükümet cenahından “üzüntü” ifade edilmişse de, “özür” dilenmemesi. Oysa kendi vatandaşlarını kaza ile öldüren bir devletin ilk yapması gereken, mağdurların ailelerinden özür dilemektir. “İlla özür dilemeye gerek mi var, tazminat ödendi” gibi “açıklamalar” ise durumu daha da beter kıldı. Özellikle de Mavi Marmara’daki ölümler için İsrail hükümetinden mutlaka “özür” talep eden (ve kuşkusuz bunda haklı olan) bir hükümet açısından.
İkinci sorun, Uludere’de hakikaten ne olduğunun olaydan iki ay geçtikten sonra bile belli olmayışı. Hükümet, istihbaratın kimden nasıl geldiğine, köylülerin niçin “terörist” sanıldığına, vur emrinin nasıl verildiğine dair tatminkâr bir açıklama yapmadı. Çok sözü edilen “Heron görüntüleri” hakkında bu görüntüleri izleyen vekillerin, mensup oldukları siyasi partiye göre görüş beyan etmeleri ise, tek kelimeyle vahim.
Hâlâ kapanmamış bir yara
Sonuçta Uludere, Türkiye için, bilhassa da Türkiye’nin Kürt vatandaşları için hâlâ kapanmamış bir yara. Kürt sorununda pek çok doğru açılım yapan hükümetin yarayı sarmak için yaptıkları ise, beklenenin çok gerisinde kaldı.
* Star ve Hürriyet Daily News gazeteleri köşe yazarı