Eslemnur
Sun 3 April 2011, 11:36 pm GMT +0200
Sıla-Î Rahim [Akrabalık Bağını Gözetmek)
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Ey insanlar! Sizi tek bir nefsten {yani, sadece Âdem'in nefsinden} halkeden ve ondan {yani, Adem'in nefsinden} da eşini {yani, Adem'in eğe kemiğinden de Havva'yı} halkeden, o ikisinden de t; (yani, Âdem ve Havva'dan da} birçok erkek ve kadin {yani, bin ümmet} üreten {yani, yaratan} Rabbinize ittika edin. Kendisi adına birbirinizden dirvi lekte bulunduğunuz (yani, biriniz diğerinizden Allah için hakları ve ihtiyaçlarının karşılanmasını istediğiniz} Allah'a ittika edin ve akrabalık bağını gözetin {yani, akrabalık bağlarını kesmeyin, aksine o bağı gözetin}. Şüphesiz Allah üzerinizde tam bir gözetleyiddir iyani, amellerinizi görüp gözetendir}. (Nisâ/1)
Mukâtil 'Atâ'dan, o da ibn 'Abbâs'tan şöyle rivayet etti: Makâm-ı İbrahim'de îbrânice yazılı bir kitabe bulundu, üzerinde şu yazı vardı: "Ben Allahım, Bekke'nin sahibiyim. Rahmi yarattım ve ona, Benim isimlerimden bir isim türetip verdim. Rahmi/akrabalığı bitiştireni [gözeteni] Ben de bitiştiririm. Onu koparanı Ben de kopartırım,"
Mukâtil dedi: Akrabalar arasında hakkı en büyük olan anne-babadır.
Yüce Allah buyurmaktadır ki:
Rabbin şöyle hükmetti ((Mukâtil) dedi: Dahhak di yordu ki: İbn Mes'ûd bunu, "vasiyet/tavsiye etti" diye okuyordu): O'ndan başkasına İbâdet etmeyin. (yani, Allah'tan başkasına ibâdet etmeyin}, anne ve babaya iyi davranın {yani, onlara gereken iyiliği yapın}. Eğer onlardan fyani, anne-babadan} biri veya ikisi yanında ihtiyarlığa ererse {onlara iyilikte bulun ve} sakın onlara öf deme {yani, bayağı sözler söyleme. Mesela yaşlandıkları vakit onların hizmetinde bulunur yahut onları temizlemekle uğraşırken, "Bunların sıkıntılarından beni kurtar Allahım!" deme}, onları azarlama {yani, onlara kaba ve ağır sözler söyleme}; onlara tatlı ve güzel (yani, yumuşak bir şekilde} söz söyle. Merhametinden dolayı onlara alçak gönüllülük kanadını indir fyani, onlara şefkat ve merhamet duyarak yumuşak davran} ve {bakımları dolayısıyla onlardan ötürü sıkıntı çektiğinde} de ki: "Rabbim! Onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse (yani, küçükken benim sıkıntılarıma nasıl katlandılarsa}, Sen de onlara öyle rahmet et!"[122] (İsrâ/23-24)
{Şayet anne-baba müşrik iseler}, Rabbim! Onlara merhamet et! deme, fakat onlara iyi davran ve Yüce Allah'ın Lokman sûresinde bildirdiği gibi hareket et:
Bana ve ana-babana şükret. Dönüş yalnız Banadır. Eğer onlar bilmediğin şeyi {yani, Benim ortağım olduğunu} Bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme {yani, şirk hususunda itaat etme}! Bununla beraber dünyada onlarla iyi geçin {burada maksat, iyilikte bulunmak ve akrabalık bağını gözetmektir). (Lokmân/14-15)
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
Rabbiniz içinizdekini en iyi bilendir {yani, sizin iyi olup olmadığınızı en iyi bilendir}. Eğer siz sâlih olursanız, şüphesiz ki O, yönelenlere {yani, günahları terkedip emrettiği hususlarda Allah'a itaate yönelenlere} karşı gafurdur.[123] (İsrâ/25)
Mukâtil, (s.a) merfu olarak Nebî'den şöyle dediğini nakletmektedir:
Anne-babasım öfkelendiren kimse, azîz ve celîl olan Allah'ı Öfkelendirmiş olur. Onları sıkıştıran ve daraltan Allah'ı sıkıştırmış olur. Onlar, malindan bir şeyler çıkarıp vermeni isterlerse çıkarıp ver.
Mukâtil dedi: Onları kölelikten kurtaran müstesna, kimse onlara yaptıklarının karşılığını Ödeyemez.
Dedi: Kendileri hayatta iken anne-babasma asi olup da ölümlerinden sonra borçlarım ödeyen yahut yerlerine hacc yapan ya da sadaka vermek suretiyle onlara iyilikte bulunan kimse, onlara karşı iyi davranmış sayılır. Hayatta iken anne-babasma iyilikte bulunup, ölümlerinden sonra onlara kötü davranan kişi de onlara kötü davranmış sayılır.
Mukâtil dedi: Allah için harcamak istediğin bir dinarın var ise onu annene ver, eğer bir dinarın daha varsa onu da babana ver. Üçüncü bir dinarın varsa —fakir olmaları halinde— onu ailene, dördüncü dinarın varsa akrabalarına, beşinci dinarın varsa Allah yolunda harca. [124]
[122] I/213b-214a: Bize 'Ubeydullah tahdis edip dedi: Bana babam el-Hıızeyl'den tahdis etti, o Mukâtil'den, o Dahhak'tan, o da İbn Mes'ûd'tan dedi ki: "Mushafta, ve uassâ rabbuke [ve Rabbin vasiyet/tavsiye etti] şeklinde idi; vav sâd'a [aslında dâd] bitişince, ve qadâ [ve Rabbin kadâ/hükm etti] )ve Rabbin ahdetti/emretti}" oldu.
[123] J/214a: Rabbiniz içinizdekini en iyi bilendir {yani, yaşlandıklarında anne-babaya iyilik gibi duygularınızı sizden daha iyi bilir}. Eğer sâlih iyani, onlardan çektiğiniz sıkıntıların mükâfa-atını bekleyen ya da beklemeyen kimseler) olursanız, kuşkusuz O, yönelenlere {yani, günahları terkedip, anne-babaya itaate yönelenlere} karşı gafurdur. (İsrâ/25)
[124] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 90-93