- Sihizm

Adsense kodları


Sihizm

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Sun 27 December 2009, 08:04 am GMT +0200
Sihizm


Sihizm olarak geçen Sıkh Dini; Hindistan ´da takriben 1500 ´lü yıllarda doğmuştur. Günümüz Hint Yarımadası ´nda diğer dinlere nazaran daha aktif ve uzlaşmaz tutumu ile gündemde kalmaya çalışan Sıkh Dini, Hint Felsefesinden kaynaklanan Maya ve Nirvana tasavvurlarını benimsemiş olmakla tanınmıştır. Sihizm, günümüzde Hindistan ´ın dini ve siyasi hayatında önemli yerini korumaktadır.

Doğuşu ve Gelişmesi

Sihizm Sri Guru Nanak Dev Ji (1469-1539) tarafından kurulmuştur edilmiştir. Ýslam ve Hinduizm karışımı bir dini harekettir. Sihler Kuzeybatı Hindistan ´ın Pencap bölgesinde yaşamaktadırlar. 1995 sayımına göre nüfusları 18.7 milyon idi. Bu da Hindistan nüfusunun % 1.9 unu teşkil etmekteydi. Ayrıca küçük gruplar halinde İngiltere, Kanada, ABD, Malezya ve Doğu Afrika ´da bulunmaktadırlar. Günümüzde Hint dini ve siyasi hayatında önemli bir yer tutmaktadırlar.

Sihizm hareketini Pencap ´ta ilk başlatan Guru Nanak (1469-1539) yalnızca dini akideler çerçevesinde Müslüman ve Hindu unsurlarını uzlaştırmaya gayret ederek başlamıştır. O sistemi “Tanrının birliği”, “İnsanlığın kardeşliği” , “Kast sisteminin reddi” ve “puta tapıcılığın faydasızlığı” prensipleri üzerine kurmuştur. İslam ´ın Hindistan ´a girmesinden sonra İslam ile Hinduizmi sentezleme çalışmalarının en ilgi çekeni Nanak ´ın çalışmasıdır. Önce siyasi olarak başlayan bu hareket, sonradan dini bir yön kazanmıştır. İslam tasavvufunun da etkisinde kalan Nanak, Kuzey Hindistan ´da vaazlarda bulunmuş ve uzlaştırmacı (Sinkretist) Sih hareketini ortaya çıkarmıştır. İslam ´ın Tanrı inanışını, Hinduizmin Maya ve Nirvana tasavvurlarını ve tenasüh (ruh göçü) fikrini kabul etmiş olmasına rağmen Avatarlara inanmayı reddetmiştir.

Budanın reformcu hareketine benzer şekilde Nanak da kast sistemini bütünüyle reddetmiş, putlara tapınmanın kötülüğü ile kardeşçe sevginin önemini dile getirmiştir.

Ortaçağ boyunca Hindistan ´da çıkan toplumsal, dinsel ve siyasal hoşnutsuzlukların yeni dini reformistler tarafından ortaya konacak ilkelerle giderilmesi bekleniyordu. Özellikle İslam ´ın Hindistan ´a girmesiyle Hinduizmle Ýslam arasında Orta Yolcu uzlaştırmacı hareketler ortaya çıkmıştır. Dini reform konusunda XV.yüzyılın ikinci yarısında, kendisini kabul ettiren ilk büyük isim Kabir (Kebir) dir. O (İ.S.1435-1518) tek tanrı inancını yerleştirmeye çalışmış, ancak Hinduizmin bazı önemli kavram ve düşüncelerini muhafaza etmişlerdir. Müslüman hükümdar Ekber de (1542-1605) düşünce bağlamında bütün dinleri felsefi bir monoteizmde uzlaştırmayı denemiş, Onun açtığı bu yolda yürüyüp de başarıya ulaşmış olan Sihizmin de kurucusu Nanak olmuştur.

Guru Nanak ve Misyonu

Guru Nanak , İ.S. 1469 yılında Hindistan ´ın en kritik döneminde Pencap ´taki Talvandi köyünde doğmuş, çocukluğu ve yetişkinlik çağı bu köyde geçmiş; bu köyde evlenmiş ve bu köyde iki oğlu olmuştur. Fakir ancak soylu bir ailenin çocuğu idi. O Sultanpur şehrinde Müslüman bir idarecinin hizmetinde uzun yıllar geçirdi. Guru Nanak ´ın hayatını üç parçaya ayırabiliriz: İlk 30 yıllık bölümü Talvandi ve Sultanpur şehrinde ev hizmetçiliği yaparak geçirmiştir. İkinci 22 yıllık peryod uzak yakın birçok yerlere misyonerlik seyahatleriyle geçirdiği dönemdir. Üçüncü son 18 yıllık bölümü ise Kartarpur ´da müritlerini eğitmeye harcadığı hayatının son bölümüdür.

Hayatının ilk safhası aynı zamanda aydınlanmaya ulaştığı dönemdir. O boş zamanlarında ormana çekilip düşüncelere dalmış, bu gezilerinin birinde kendisine “Yüce Tanrının varlığı düşüncesini yayma” görevi verilmişti. Bu arada kendisi Mekke ´ye gitmiş, Tanrının evinin sadece Kabe olmadığı sonucuna varmış, 1500 yılına doğru “tek ve gerçek olan tanrı” sını anlatmak için Sultanpur şehrinden çıkmış, kutsal yerleri gezmiş, birçok din adamlarıyla görüşmüş, tartışmalara girişmiş, bu sırada bir zengin tarafından şerefine Ravi Nehri kıyısında kurulan Kartapur köyüne yerleşti ve hayatının son on yılını burada geçirdi. Bu köyde yeni inancını yaymaya çalıştı. Guru Nanak insanın eşitliği üzerinde durdu. O Hindularla Müslümanları birbirlerine yaklaştırmaya çalıştı. O önemli şeyh ve azizlerin yanına gitti ve onlara ruhsal hayatın gerçek yolunu açıklamaya çalıştı. O kast sisteminin ayırıcı özelliğine hep karşı çıktı. Kendisini en alt kastın bir üyesi olarak adlandırdı, hep. Guru Nanak 1539 yılında 70 yaşında iken geride iki oğul ve birçok Sih bırakarak bu dünyaya veda etti. Guru Nanak ´ın ölümünden sonra Guru olarak Sihlerin başına Angad (1504-1552) geçti. Angad, Nanak ´ın en sadık talebesiydi ve Nanak ´ın telkin ettiği tenasüh (ruh göçü) inancı gereği, Onun ruhunun sırasıyla kendini takip eden “guru”ya geçeceği fikri ile Angad ve daha sonra gelen guruların hepsi Nanak ´ın yeni tezahürleri olarak görüldü.

Angad 1552 yılına kadar sürdürdüğü guruluğu sırasında Nanak ´ın şiirlerini bir araya topladı. Nanak ´ın ilk biyografisini yazdı. Pencap ´ta kullanılan Gurmuki Kutsal Metni Angad ´a dayandırıldı.

Sihler arasında birlik ve beraberliği sağlayan 3. guru Amar Das (1479-1574) yeni töreler oluşturdu. Kendilerine özel evlilik ve doğum törenleri ihdas etti. Kendisini ziyarete gelenlerle birlikte yemek yedi. Dini toplantılarda üç festivali (Divali, Barsakhi ve Maghi) ortaya koydu. Ondan sonra da Amardas ´ın damadı Ram Das guru oldu. Guru Ramdas (1534-1581) 4. guru olarak misyonerlik faaliyetlerine ağırlık verdi. Ramdas zamanında zengin ve fakir sınıflar arasında Sihizm yayıldı. Bazı Aristokratlar Amitsarı ( Ramdas ´ın yeni ibadet merkezi olarak kurduğu ve yerleştiği yer ) ziyaret etmişler ve Onun müritleri olmuşlardır.

Cemaatin gelişimi Ramdas ´ın en küçük oğlu Arjan ´ın (1563-1606) 5. guru olmasıyla sürdü. Arjan Ramdas ´ın hayatını kendisine adadığı en küçük oğlu idi. Arjan babasının isteğiyle evlenmek üzere Lahor ´a gitti. Orada babasından ayrı kaldığı için korkunç bir depresyon geçirdi. O haliyle Guru aşkı ve hasretiyle dopdolu iki önemli şiirsel mektuplar yazdıysa da Kardeşi Prithi Chand onlara el koyduğundan mektuplar babasına ulaşmamıştı. Mektuplarının bir yerinde : “Ruhum Guruyu görmenin hasretiyle yanıyor ve inliyor. Feryatlarım yağmur için ağlayan Çatriklerin feryatlarına benziyor” diyordu. Üçüncü mektup Ramdas ´a ulaşınca, Onu hemen çağırdı. Prithi Chand babasının yerine geçmeye çok meraklı ve istekliydi. Ancak Guru Ramdas çocuklarını test etti ve sonunda küçük oğlu Arjan ´ı halefi tayin etti. Guru Arjan Sihlerin endüstriyel ve kültürel merkezi olan Amritsar ´ı daha da geliştirdi. Oradaki Altın Mabed ´in (Har Mandar) yapım işini sona erdirdi. Bu Mabed Sihlerin ziyaret ettiği, kutsal bir mabettir. Ekber Şahın Sihlere tahsis ettiği toprak üzerinde Ramdas zamanında yapımına başlanmıştı. Tapınak güzel bir gölet ortasında etrafındaki topraktan daha düşük seviyede bina edilmişti. Yine Arjun ilk dört Gurunun ilahilerini ve Hindu Bhagatları ve Bhattları topladı. Onlara kendi dikte ettiği ilahileri içeren Gurdası ilave etti. 1604 de ilk kitap Adi Granthın derlemesini tamamlamış oldu. Bu kitapta Sihlerin dini inanç ve ahlak ilkeleri ortaya konulmuştur. Amritsar Onun zamanında bankacılığın, marangozluk, nakış, süsleme ve at eğiticiliğin merkezi oldu. Sihleri Orta Asya ve Afganistan ´a iyi atlar için gönderdi. Sihler atları yetiştirme ve binicilikte ilerlediler. Bütün bu gelişmeler Ekber ´in oğlu Cihangir ´in döneminde oluyordu. Müslümanlar bile Altın Mabede (Har Mandar) geliyorlardı. Cihangir onların kendilerine ait kelimeler kullanmaları gerektiğini böylece oraya akan trafiğin kesileceğini düşündü. Guru Arjan ´dan Adi Granthdaki İslam ´ın Peygamberi Muhammed ile ilgili bölümlerin çıkarılmasını istedi. Guru bunu yapmayı reddetti. Bu arada Divanda yalan yanlış hikayelerle Cihangirin düşünceleri zehirlendi. Sonunda Guruya kaynamış sular ve kumlarla işkenceler yapıldı. Guru Arjan büyük bir tevekkülle bütün eziyetlere katlandı. Sih tarihinin ilk şehidi oldu.

Har Gobind (1595-1644), babası Arjun ´un 1606 da ölmesi üzerine 6. guru olarak Sihlerin başına geçti. Babası Moğol tiranlığının kurbanı olmuştu. Har Gobind zamanında Sihler , Cihangir ve daha sonra oğlu Şah Cihana karşı askeri teşkilatlanma yoluna gittiler. Bunun için 800 at, 300 atlı süvari ve topçu sınıfı oluşturdular. Moğollarla üç savaş yaptılar. Birincisi 1643 de Amritsar ´da oldu. İkinci savaş Lehra yakınlarında 1637 de oldu. Gurunun ordusu kazandı. Üçüncü savaş 1638 de Kartarpur ´da yapıldı. Gurunun bu üç savaşta da gösterdiği başarılar Sihler arasında büyük itibar sağlamasına sebep oldu. Guru Har Gobind ´in bu kariyeri Sih tarihinde bir dönüm noktası oldu. Bu yeni şartlarla Sihizm militaristleşti. Guru iki kudrete sahip oldu: Ruhsal Gücü (Peeri) ve askeri gücü (Meeri). 1644 de Guru Har Gobind Guru Har Raiyi halefi olarak atadı.

Guru Har Rai (1630-1661) 7. Guru oldu. Guru Har Rai Sihleri Moğolların baskısından kurtarmaya çalıştı. Guru Har Rai aşk ve barış adamı idi. Sangat ´ın hizmetinde bulundu. O müritlerinden Guru Granth Sahib ´in ilahileri ve kendi disiplinli hayatına yönlendirme üzerine meditasyon yapmalarını sağladı. O hayırsever ve cömertti. Bir seferinde ataları Nabha, Jind ve Patıla ´nın önceki yöneticileri olan kimseler Gurunun yanına geldiler. Yiyecek için ağlıyorlardı. Guru onlara yiyecek verdi ve onları memnun etti. Guru Har Rai kendini onlara adamış, ihtiyaçlarını gidermede yardımcı olmuştu.

Guru Harkrişhan (1656-1664) 8. Guru oldu. “Çocuk Guru” diye anılan Harkrishan özellikle çocukları ve öğrencileri korudu ve onları sevdi. 30 mart 1664 de öldü. Yerine amcası Tegh Bahadır (1621-1675) dokuzuncu Guru olarak geçti. Guru Tegh Bahadur ´un hayatı üç önemli devreye ayrılır: Birinci dönem Amritsarda babasıyla birlikte 23 yıllık dönem. İkinci devre Bakala ´da meditasyonla geçen 19 yıllık dönemi ile Doğu Hindistan ´da ve Pencap ´ta geçirdiği hayatın son 11 yıllık dönemi. Tegh Bahadur, Pencap ´ta zenginlerden zorla para alması, kaçakları saklaması ve yağmalara girişmesi yüzünden Gurkanlılar tarafından öldürülmüştür. Rivayete göre İmparator Evrengzip Tegh Bahadur ´u hapsetmiş ya İslam ´ı kabul etmesi ya da bir mucize göstermesini istemişti. Guru Bahadur ikisini de reddetmiş; mucize konusunda şunları söylemişti: “İmparator başkalarına zulmederken kendi ölümünü unutması, asla mucize değildir.” Daha sonra İmparator Evrengzip Gurunun idamını emretmiş, böylece Sih tarihinde öldürülen ikinci kişi olmuştur.

Gobind (1666-1708) babasının öldürülmesinden hemen sonra Onuncu Guru olarak (1675-1708) göreve başladı. Guru Gobind ´in önderliği altında Sihler dört başarıya ulaştılar:

1-Moğol gücüne karşı direnişe geçtiler.
2-Khalsa ´yı (Tanrının Grubu) kurdu.
3-Savaşa uygun bir literatür ortaya koydu.
4-Sihler için daimi bir Guru ve Guru Granth Sahib olarak Adi Granth ´ın tesisini sağladı.

Guru Gobind gerçek bir vatanseverdi. Sihleri hem ruh, hem de şekil bakımından bir birliğe kavuşturmak için Pahul ne Khalsa sistemini geliştirdi. Khalsa ´ya girenler Pahul denilen bir takdis merasiminden geçmekte ve “k” ile başlayan şu 5 esası yerine getirmekteydi:


Pahul ve Khalsa Sistemi

1 - Kesha

Saç ve sakalların kesilmemesi; Sihler diğer insanlardan uzun saçlı olmalarıyla ayrılıyorlardı. Hayatlarına mal olsa bile saçlarını kesemezler. Keshas Guru tarafından Sihlere bir nişane olarak verilmişti. Sihler bu sebepten saçlarını düzenli, taranmış olarak muhafaza ederler ve türbanla saçlarını güzelce sarıp örterler. Bu bağlamda 1990 lı yıllarda İngiltere ´de yaşayan bir Sihli motor sürerken kask takma mecburiyetinin kendisine uygulanmaması için dava açmış ve bu davayı kazanmıştı. Sihli bayanlar da ne saçlarını ne de kaşlarını alamazlar.

2 - Kangha

Tarak saçların temizliği için kullanılır. Sih saçlarını daima kangha ´yla muhafaza eder. Onlar düzgün, temiz ve tertipli saçlarıyla gayet şık görünürler. Genellikle tahta tarak kullanırlar ve sabah akşam olmak üzere günde iki kez saçlarını tararlar.

3- Karha

Her Sih sağ bilek üzerine çelik bir bilezik takar. Altın, gümüş ve metal bilezikler Guru tarafından kutsanmış olarak dikkate alınmaz.

4-Kachhehra

Her Sih altına özel dizayn edilmiş ve yapılmış olan kısa pantolonu yüksek karakterin bir nişanesi olarak giyerler.

5- Kırpan

Her Sih ilericiliğin ve özgürlükte kararlığın bir sembolü olan bir kamayı (ya da kılıcı) Gatra denilen sırmalı şeritle kuşanırlar.

İnanç ve Ayinleri


Sihizm temel yapı itibariyle Tanrı ve O ´nun birliğine inanır. Nanak Tanrıya isim vermekten sakınarak Ona Hari demiştir. Nanak ´a göre Tanrı ´ görünmez üç şey (1 Brahma (vareden), 2 Vişnu (Rızıklandıran) 3 Şiva (Öldüren)) yaratmıştır. Sihizm ´in inanç esasları;

-Gars ´tan başkasının önünde eğilmemek
-Amritsar ´da yıkanmak
-Bir birlerine Singh diye hitap etmek
-Traş olmamak
-Kama-kılıç taşımak

Sihizm ´de kişinin bu dünyada yaptıklarının öteki alemdeki hayatına tesir edeceğine (Karma) ve ruh göçü (Tenasuh) ´ne inanmaktadır.

Anlaşılmaz, karışık dua ve ayinler yerine, basit ibadet ve ayinleri tercih eden Sıkh Dini, dünya ve ahrete ait her tür faaliyetinin merkezi olarak Amritsar ´daki Altın Mabed ´i seçmişlerdir. Sihizm ´de Altın Mabed ´i önemini bugünde korumaktadır. İbadet niyetiyle bu Mabed ´in havuzunda yıkanırlar. Altın Mabed ´te ayrıca sembol olarak bir kılıç bulunur. Ayin ve ibadetleri basit bir dua, İslam ´daki abdeste benzer bir yıkanma ile “hac” için Altın Mabed ´e girmekten ibarettir. Dindar bir Sihin, günlük ibadeti şu üç dini hükümde toplanır:

-Adi Granth ´tan ve Guru Nanak ´a ait pasajlardan ezber okumak,
-Ailevi bir vecibe olarak her sabah toplanıp Adi Garnth ´tan her hangi bir yer okumak,
-Tapınağa ibadet için girmek.

Hint Yarımadası ´nda eğitim-öğretim, askerlik ve ata binmeye en çok önem veren Sihlerdir. Hindistan ´ın koruma ve güvenlik görevlilerinin çoğunu Sihlerin teşkil etmesi bundandır.

Kutsal Yazıları

Sıkh Dini ´nin kutsal kitabı Adi-Granth ´tır. Daha önceleri dağınık ve düzensiz olarak halde bulunan bu metinler Guru Arcan (1581-1606) zamanında bir araya getirilmiştir. Sihlerin tabi oldukları dini ve ahlaki büyük ölçüde bu kitaptan alınmıştır. Ayrıca bu kutsal kitapta Nanak ´ın hayatı, konuşmaları, O ´ndan sonra üç “guru”nun derlediği ilahiler mevcuttur.

Mezhepleri

Sıhk Dini başlıca beş mezhebe ayrılmıştır: 1- Orsi, 2- Hendali 3- Artenas 4- Namdari 5- Akali. Bunlardan son ikisi önem arz eder.

Günümüzde Sihizm

19.yy ilk yarısından itibaren hüküm süren Hindistan ´ın Pencap eyaletinde ki Sihlerin Devleti 1875 bağımsızlık savaşından önce sona ermiştir. 1947 de Hindistan ´la Pakistan ´ın ayrılmasından önce Pencap ´ta Sihler önemli siyasi mevkileri işgal ederlerken ayrılmadan sonra sihlerin büyük bölümü Hindistan ´ın farklı bölgelerine gönderilerek dağıtılmışlar ve Doğu Pencap ´ daki Sih Devletinin askeri kuvvet ve siyasi gücü dağıtılmıştır. Hindistan ´da sürmekte olan Sihlerin Hindulaştırılması kampanyalarında 1941-1951 yılları arasında yaklaşık 200.000 Sih, Hindu olmuştur. Özellikle Hindu ve Müslümalar arasına sıksık patlak veren din çatışmalarında bir çok insan hayatını kaybetmiştir. Hatta bu çatışmalar 1984 yılında Hindistan Başbakanı İ.Gandi´nin bir Sih´li taraından öldürülmesi sonucunu doğuracak kadar şiddetlenmiştir. Gittikçe küçülme eğilimine giren Sih toplumunun bugün ne bağımsız bir devletleri nede kendilerine ait bir vilayetleri vardır.17 milyon civarında taraftarı olan Hindistan ve Pakistan da yayılan Sihizm´in taraftarlarına azda olsa diğer ülkelerde de rastlanmaktadır.

ALI KAN
Thu 7 August 2014, 01:47 am GMT +0200
Eline saglik bu konu icin sen sag ol Reyyan bu yazi senin mi yoksa bir alinti mi. Bu dair bir ilave olmasi icin yapmis oldugum bir yaziyi ekleyim buraya.

ALI KAN
Thu 7 August 2014, 01:49 am GMT +0200
SİHİZM DİNİ

Tanim
Sihimz, baslangicta brahmanlarin baskisina ve Hint Kast düzenine bir tepki olarak XVI yüzyilda Hindistan´da ortaya cikti. Islam ve Hinduizm karisimi bir dini harekettir. Önce siyasi bir amac güden bu hareket, daha sonra dini bir vecheye de kavustu. Kendilerine has bir vatan icinde yasamak isteyen Sihler, amaclarina ulasmak icin Ingiliz emperyalizminin cikarlarina hizmet etmekten de kurtulamadilar. Tarih boyunca müslümanlara büyük düsmanliklar besleyen ve siyasi etkinligini bugün de tasiyan bu hareketin gelen esasi  “Ne Hind ne Müslüman“ dir. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.257/ WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
_________________________________________________________________
Sihizm bir hareketten cok bir din olur ilkönce bu konuda bir kitabtan alintilar yaparak zikir etmeyi onlarin taninmasi acisindan iyi olur düsüncesindeyim daha sonra bu meseleyi ele alip isleyip üzerinde duracagim.

Sihizm bir mezheb de degil hele bir cemaat olarak da bunlari alip kabul etmek hic dogru olmaz oysa ki bu ne bir hareket ve mezheb olsun cemaat´ten de cok uzak ve arasinda büyük bir fark vardir.

Bu Sihizm neden ortaya cikti yada bunun cikmasina sebeb teskil eden sey ne idi bu yeni bir din olur her ne kadar beseri gibi bir din de olsa cikmaktaki amaci ne oldugunu dememiz icin bunu bir gözden gecirmek lazim gelir.

Bir düsünün 15 yüz yilda yasamis birisi cikiyor yeni bir din getiriyor bir baska ifadeyle yeni bir dini ortaya koyuyor bu nasil olur hangi bir cesaret böyle bir seye kalkisilir.

Nanak´i bu din konusunda hangi seyden yola cikti bir baska ifadeyle ona ne sebeb oldu da bir din ortaya koymayi bir gerek gördü, bu dair amaci ve niyyeti ne olur böyle bir sahsin.
________________________________
Ortaya cikisi ve baslica temsilcileri
Ilk kurucusu Nanak´tir. Buna ögretmen manasina gelen Goro da denir. 1469 yilinda Lahor´dan 40 mil uzaklikta Riboy Ditelfendi köyünde dogdu. Cocuklugu tipik bir Hindu hayati icinde gecti. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.257/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
____________________________________________________
Sihizm´in ilk temsilcisi ve ayni zamanda yeni bir dini ortaya koyan kisi olarak Nanak herhangi bir hindu gibi cocukluktan beri yasamis böyle iken daha sonra bir karar vermis kendi kendine bu gidise dur der gibi gözünü yüksek seviye dikmis bir baska ifadeyle yüksek makam sahibi olmak istemis daha sonra bu yola koyulmustur.

Bir baska mesele siz fakir bir insansiniz ve böyle bir ortamda dogub büyüdünüz sonra bu yerde ortam da yeni bir din icin elverisli idi bir baska ifadeyle ona buna orasi uygun geldigi icin oda yeni bir din getirmis oldu.

Yeni bir dini ne icin getirmis fakirlikten kurtulmak yada hindu ve müslümanlarin dinlerine karsi birisi oldugu icin ve insanlar bu iki dinden birine baglanmasinlar diye denebilinir.
______________________________________________________________
Büyüyünce Sultanpur´da Afganli bir müslüman liderin hizmetine girdi ve senelerce bu görevini sürdürdü. Bu sirada ayni liderin sarayinda hizmet eden “Mardana“ ailesiyle tanisti. Bos zamanlarda ormana cekilip düsüncelere daldi. O siralarda dini ilahiler yazmaya basladi. Ve Müslümanlarda, Hindularin yemek yiyebilecekleri bir yer acti. Bu arada dini egitimi de sürdürdü. Hindistan´in her tarafini dolasti. Mekke ve Medine ile birlikte dünyada pek cok ülkeyi ziyaret etti. Bu gezilerinin birinin sonunda, ALLAH´i gördügünü ve insanlari davet etmekle  görevlendirildigini ileri sürdü. Bir akarsuda yikanirken kayboldu. Üc ay sonra ortaya ciktiginda “Ne Hindu ne Müslüman“ esasini ortaya atti. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.257/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
__________________________________________________
Öyle anlasiliyor ki hindu olarak dogub büyümüs daha sonra büyüyünce kelimesinden genclik mi yoksa delikanlilik mi anlamak gerekir acikcasi bu konuda bakisim onun o zamanlar bir genc gibi birisinin oldugunu anladim.

Bir lidere yillarca hizmet edince ondan ve onun yanindakilerden birseyler alip ögrenmis ona özenmis olmasi gerekir onun hizmet ettigi kisiden.

Zaman buldukca ormana gider ve bu gitmelerinde düsüncelere dalar neden ileride yeni bir din getirmek icin kafasinda onu gecirmis ölmüc ve bicmistir.

O siralarda yani o zaman dini ilahiler yazmaya baslar bunlar ona bir gerekti de neden denilirse ileride yeni bir dinin gelmesi icin yada baska ifadeyle yeni bir dinin kurulabilmesi den dolayi bu malzeme gerekmekteydi.

Bu ilahiler dini ilahi diye de denilmis oldu bunlar gelecekte olan yeni bir dinin temeli icin bir gerekli olmustur, hic temelsiz bir bina olur mu olsa da saglam olmaz öyle degil mi buda öyledir.

Bir yer acmasina gelince burda ki düsüncesi ise onlari yakindan daha iyi taniyip ve bilmek denebilir ileride ki yeni bir din icin gerekli olmus düsüncesindeyim.

Dini egitimi de sürdürmüs daha sonra burdan yola cikarak bununla yetinmemis yeni bir din geretirme düsüncesi onda da meydana cikmis düsüncesindeyim.

Ilk önce bulundugu ülkeyi dolasmis sonra da Mekke ve Medine´ye de gitmis  daha sonra pek cok ülkelere gitmis bunlara ne gerek vardi diye insan diyebilir bir gerek var idi ona yeni dini getirmesi icin bunlardan da yola cikarak bu gezme ve görmeden onda yeni bir din getirme cesareti hasil olmustur.

Hem gezmis hemde o gidip gezip gördügü yerlerde bilgi toplamis bundan sonra yeni dini getirmesi icin olamasi gereken malzemeler birer tamam olmus oda yeni dini getirmis bu yeni din ise bugünkü Sihizm dinidir.

Dolasmalarinin sonunda, Allahu teala´yi bir gördügünü söylemis ve bunu pekistirmek icinde insanlari ona davet etmekle görevlendirdigi söylemekten kacinmamistir.

Oysa ki bu böyle degil Allahu teala görülmez suanda insanin gözü onuu görmesi icin elverisli degil kimse onu bu dünyadaki gözlen göremez iken peki bu gibi bir iddia neden cünkü insanlari kendine cekmesi icin bir gerek idi onada.

Nanak da bir yerden baslamasi gerekir idi ilk önce o Allahu teala´yi gördügünü iddia ile basladi daha sonra görevlendirildigini ortaya koydu bunu koymasa idi tek yüce yaratani gördüm demek eksik olurdu o da bunu bildigi icin böyle davranmadi.

Ilkönce rabbul alemini gördüm iddiasi ve bunu bir basamak edindi daha sonra kendisinin de bir görevli oldugu ifade etmis olmasi ile oda kendince bir peygamber olaverimis oldu böylece eger yüce yaratani gördügünü demeseydi o zaman insanlar icin cok fazla etkileyici olmaz idi.

Nanak´da bunu bildigi icin oda ilkönce onu araya koydu su söz gibi yüce yaratini gördüm dedi ve sonra görevli oldugunu demesi de bir elci oldugu ifade etmis oldu.

Böylece yeni bir din gelmis oldu yeni bir din gelmesi ile ayni zamanda bir peygamber de gündeme gelmis olmakta bir yalanci peygamber de hindistanda cikmistir.

Bir gün yikanirken akmakta olan suda kaybolmus 3 ay sonra ortaya ciktiginda daha önce belimsedigi her iki dini redd ediyor ne o ne de bu der acik olaraktan.

Yeni bir din gelmis artik hindu dini yada müslümanlarin dini onu baglar mi Nanak´inda kendine gelmis sözde bir dini var oda peygamber olmus kendince hic onlara tabi olabilir mi tabi ki daha önceki bu iki dini ister istemez redd edecektir.

Bir yandan Islam´i sever, diger yandan esas terbiyesi ve asli olan Hinduluga bagliligini sürdürürdü.

Nanak´in Islam dini sevdigini seymek abesle istigal olur Hindu dinini sevebilir zaten kendisi bir hindu degil mi hindu dini kendine yakin Islam dini ise uzak kalir öyle de böyle de olsa sonucta her iki dini de sevmedigini anlamaktayiz nerden denilirse yeni bir din getirmekle denir.

Iki ayri olan din nasil bir araya gelir yada bir baska ifadeyle getirilebilir bu bir mümkün degildir.

Hindu dini ile Islam dini arasinda cok büyük fark var bunlar böyle iken nasil olurda bir araya getirebilinir, Islam dini vahye ve Allahu teala´ya dayanir Hindu dini ise beseri dinlerden de bir farki yoktur.

Yeni bir din getirmek istemis ve bunu getirmekle kafasindakini uygulamis daha baska bir söz yok mu ki sunu derler her iki dinin birbirine yaklastirmak gayreti ile istemek böyle bir kere hic olmaz bu adeta bir seyi diger bir seylen karistirmaya benzer.

Bazi arastirmacilar ne demislerse demisler bu kisi bir müslüman olsa idi böyle bir seye ilkönce kalkismazdi. Bir müslüman düsünün kalkacak yeni bir din getirecek bizde buna aslinda o müslümandi yada müslümanligi severdi dememiz abesle bir istigal olur.

Sonra mezhebini kurdu denilmez buna su denir oda yeni dini kurdu bir baska ifadeyle yeni bir dini getirdi Sihizm dini ve bunun yayinda bir peygamberligini de ilan etmis oldu.

Sihlerin ilk tapinagini Kartapur Köyü´nde insa etti. Parkistan´da M. 1539´da vefat etmeden önce bir yardimcisini halife tayin etti. Hindistan´in Pencap eyaletinin Dira Babananak kasabasinda topraga verildi. Kendisine ait olan ve üzerinde Fatiha ile bazi kisa sureler yazili olan bir entari o kasabada hala muhafaza edilmektedir. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
______________________________________
Sihlerin bu tapinaki da nasil ki müslümanlarin bir ibadet ederken döndükleri yön var ise ona bakip namaz kilmaktalarsa sihizm dini de bunlarinda kendilerine göre ibadet ve ayinleri icin bu tapinak vardir.

Nanak´da ölmeden önce birisini kendi yerine vekil birakmak icin halife tayin etmis buda bize bu seyin islamdan alinmis bir sey oldugunu göstermis olmaktadir.

Hindistan´da topraga verildigini ifade ediyor oysa onlar ölüleri gömmezler ateste yakarlar onun ancak külünü alirlar ve saklamaya da calisirlar.

Kendisine ait entari de bu gibi kisa surelerin olmasi onunda bunlardan etkilenmis olmasini, bunlari kendine has birsey icin almis korunmak gibi yada kendine saygi ve hürmet edilsin diye.
______________________

Kendisinden sonra on halife (Muallim) geldi. 1675-1708 yillari arasinda yasayan Gobend Sing ile muallimler dizisi sona erdi.

Bundan sonra Sihlerin liderlerine “Mihrace“ **** verildi. 1839 yilinda ölen Mihrace Rangit Sing bunlardan biridir. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
_____________________________________________________________

Nanak´dan sonra gelen bu halifeler olarak bunlar ögretmenler olurlar on tane oldugu rakam olaraktan aklimiza Hz. Isa´nin 12 havarisini getirmekte ve bunun yaninda rasulullah s.a.v´in de ilk 4 halifelerini aklimiza getirmekte bundan yola cikarsak bunuda islam dan almis olduklari karsimiza cikmaktadir.

Sihlerin liderilerinin de kendilerine göre has bir isimleri olmalari gerekir idi neden cünkü diger insanlardan da böylece ayirt edilmeleri icin de onlara da Mihrace denilmistir.
--------------------------------------------------------------------

Sihlerin bir kismi bilinen Sihlikten ayrilarak Nanak´in ogluna tabi oldular. Tasavvufa yönelen bu gruba Advasi denir. Bakhtalar ise Onuncu Goro (Gubend Sing) sülalesinin tükenmedigine ve hala aralarinda gizlice yasayan bir muallimin bulunduguna inanirlar. Kendilerine mahsus bir devletin var olacagini ileri sürerler ve bunu imanin bir rüknü olarak telakki ederler. Her ayinden sonra “Bakhta üstün gelecek“ cümlesi bulunan bir türkü söylerler. Baskentlerinin Sandigur´da olmasi gerektigini iddia ederler. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
_________________________
Sihizm dinindeki kisilerin bir kismida Nanak´in dininden ayrilip onun oglunu belimsemisler bu bilene o dininin olmasi gerektigi gibi olmadigina da bize göstermektedir.

Tasavvuf´a eskiden beri yaygin olan bir yol oldugundan dolayi hindistan gibi bir ülkede kendini göstermis insanlari kendine cekmis konusu daha cok ahlak ve adab oldugu icin.

Bakhtalarin bu inanci realikarnasyon olur buna daha cok kere ruh gücü denir böyle bir inanc ise hindistanda yayin bunlarin cogu böyle bir inanca sahibtirler.

Bu ruh gücü nedir bir insanin ruhu öldügü zaman bir baska insana gecmesi yada bir baska ifadeyle varlik olan bir hayvana gecmesi gecmesi ile yasamakta olan bir seyde geri kalan hayatini devam ettimede denilebilir.

Kendilerine mahsus bir devletin var olacagini üne sürmek icin öyle bir devletin olmasi gerekir hayal ile kimse bir zengin olmamis bir baska ifadeyle keske demek ona sahib olunmayan o kadar cok seyler var.

Kendilerine mahsus bir devleti getirip imanlarina baglamak buda bir abesle istigal olur, imanin olmasi ile bir devletin var olmasi gerekmez bir sey ya vardir yada yoktur varsa bilinir yoksa bilinmez o zaman olmayan sey hakkinda fikir yürütmek güne abesle istigal olur.

Ayinlerden sonra Bakhta icin onun üstün gelecek demek bunlar icin sözde bir umut olur, bunun yaninda bir türkü söylemeleri ise bunlara da buda bir tesilli olur.
________________
Siyasi cikislari
Daha sonralari Nanak´in guru (havari) ünvanini alan halefleri (muallimleri), Nanak´in ortaya getirdigi kimi kavramlarda büyük degisikler yaptilar. Siyasi bir kimlik pesinde kosarak millet olmayi denediler. Orta Asya´da da dinlerini yaymaya, siyasi etkinlerini göstermeye calistilar. Cesitli askeri birlikler de kurdular. Bu cabalari sirasinda Sihler, Mogollarin tenkiline ugradilar, muallimlerinden ikisi idam edildi. Sihlere karsi amansiz mücadele eden Mogol Krali Nadir Sah (1738-1839)  düzenledigi baskinlarla Sihlerin daglara ve tepelere siginmalarina sebep oldu. Ancak Mogollarin zayiflamasinda sonra 1761 yilinda itibaren Pencab´i ele gecirdiler, 1799´da Lahor´u isgal ettiler, ve 1819 yilinda devletlerini Patan diyarina kadar genislettiler. 1839´da ölen Mihraja Rangit Sing devrinde Afganlilari da yenerek Hayber gecidine kadar geldiler. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
________________________________________________________________
Bir yeni din gelirse sözde tabi ki onunda birer havarileri olur bunlar sadece muallimler sonradan olma olaraktan hurufi bu dinde Nanak´in getirmis oldugu Sihizme göre ise bunlarin hepsi Hz. Isa´nin havarileri gibidirler.

Nanak yeni bir din getirmekle daha sonra onun tarafindaki insanlar bununla kalmamislar ayni zamanda bazi kimi kavramlarda büyük bir degisiklik de yapmislar buna da bir ihtiyac duymuslar.

Ilkönce devlet tarafindan da bir kimlik sahibi olmak ve millet olmayi denmisler. Orta Asya´da da dinlerini yaymaya istediler cünkü dinlerini yaymasalar insanlar bunlari nerden taniyacaklardi bir baska ifadeyle insanlari kendi dinlerine cekmek icin calismislardir.

Öyle ki askeri birlikler bilene kurmuslar kendilerine karsi savasacak olanlar icin diger taraftan da diger insanlarla savasmak icin öyle görünmektedir.

Mesela bunlar bulundugu yerde bu kadar gücü olmasalar idi ordaki müslümanlara nasil zulüm ederlerdi, müslümanlari kendi bulunduklari o ortamdan istemedikleri icin onlara karsi da bir zulümkar tavir takinmislar ve cok müslüman kanini dökmüslerdir.

O kadar cabalamalari buna ragmen de güne Sihlere karsi Mogollarin tarafindan da iki ögretmen de idam edildiler.

Sihlere karsi amansiz mücadele yapan o gün ki Mogol Krali Nadir Sah mi idi bu tarih de oda bir hayatta mi idi (1738-1839) sonra bu gibi bir sey var mi su denilmekte olan misalinden düzenledigi baskinlarla Sihlerin daglara ve tepelere siginmalarina bir sebep oldu mu.

Bir Mogol Kralinin bunlara karsi yapmis oldugu baskilarla bunlar da daga ve tepelere cikip oralara siginip gizlenmisler mi ve diger konu ise bu Mogol Krali denilen bu sahis Nadir Sah mi idi öbür bir konu ise bu verilen tarih de Nadir Sah yasiyor mu idi.

Nadir Sah bir Mogollu degil idi o bir Mogol Krali da olmadi sonra bu verilen tarih de o yasamiyor idi.

Bildigimiz kadariyla o iranda yasamis daha cok orda kalmis ve iran devletinin basindaki Sah´i idi.

Asagidaki verecegim bilgi bu konuda bunu ortaya koymaktadir onun hakkinda.

Nadir Şah 22 Ekim 1688 yılında dünyaya gelmiştir. Nadir Şah İran da doğmuştur. Nadir Şah 19 Haziran 1747 yılında İran da hayatına son vermiştir.
_______________________________________________________________________

Ingilizler, Hindistan´a gelince Sihler Ingilizlerle carpistilar, ancak Ingilizler, Sihleri Sutlag Nehri kiyilarina dogru cekilmeye zorladilar. Bu nehir Sih devletinin siniri haline geldi. Daha sonralari Ingilizlere maglup olup büyük miktarda ceza ödemek zorunda kaldilar. Üstelik Camu ve Kesmir´i de teslim ettiler. Sihlerin diger topraklarinida idare etmek üzere Lahor´a bir Ingiliz Vali tayin edildi. Bundan sonraki tarihleri hep Ingilizlerin hizmetinde gecti. Sihler öyle birkonuma geldiler ki, Ingilizlerin Pencab´i ele gecirmelerine öncülük bile ettiler. 1857 yilinda meydana gelen isyanlarin bastirilmasi icin Ingilizlerin sadik kullari oldular. Ingilizler onlara bircok haklar tanidilar. Araziler verdiler, su kanallari actilar. Böylece bölgede oturan diger vatandaslardan farkli bir sekilde bolluga kavustular. Birinci Dünya Savasi sirasinda Hindistan´daki Ingiliz kuvvetlerinin  yüzde yirmisini Sihler´den olusuyordu.

Ingilizlerle aralarinda anlasmazlik cikinca hürriyet istemekte olan Gandi hareketine katildilar. Yurt edinmeye calistiklari topraklar 1947´den sonra iki devlet olan Hindistan´la Parkistan arasinda paylasildilar. Daha sonra Müslümanlarla carpistilar, bu ikibucuk milyon Sih Hindistan´a göc etmek zorunda kaldi.

Hindistan Hükümeti, Ingilizlerin verdigi haklari ellerinden alinca Sihler, Pencap eyaletinin kendilerine has bir vatan olmasi isteginde bulundular. Bu istek cesitli catismalara neden oldu. Hindularla Sihler arasinda catismalarin devam etmesi nedeniyle Basbakan Indra Gandi, 1984 yilinin Haziran ayinda Amritsar´daki altin tapinagin basilmasi emrini verdi. Iki taraf arasinda meydana gelen tapinaktaki catismalarda binbesyüz Sih, besyüz de Hindistan askeri öldü. Tapinaga yapilan saldirinin intikamini almak üzere Sihler Basbakani öldürdüler. Suikasttan sonra iki taraf arasinda meydana gelen carpismalarda bazi tahminlere göre besyüz kadar Sih daha öldürüldü.

Sihler hükümran olduklari yerlerde Müslümanlara karsi cok sert ve zalimce davrandilar. Cogunluk olduklari köylerde Müslümanlarin ibadetlerini engellediler ve mescid insasina mani oldular. Silahli catismalarda da bircok Müslümanin kanini akittilar. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258-259/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)

Temel düsünce ve inanclari
Tevhide davet ederler, putlara tapmanin haram oldugu hususunda Müslümanlara uyarlar. Yaratanin birligine, ölmezligine, sekli olmadigina, beserin fehmini astigina inanirlar. Ilah icin Hindu ve Islami cesitli isimler kullanirlar “Vah Goro“, “Cop“ vs. gibi. Nanak´a göre en iyisi  “Yaradan Hak“, baskalari ise hayal (Maya)´dir.

Ilah´in resimlerde sekillenmesini yasaklarlar. Hindularin taptiklari günese, nehre ve agaclara tapmayi kabul etmezler. Ganj Nehri´nde taheret ederek dini sahsiyet sahibi olurlar.

Ickiyi, domuz etini helal sayarken, Hindulara uyarak inek etini haram kilarlar. Inegi kutsal görürler. Kesilmis hayvan eti yerler.

Sihlere göre dinin usulü olarak sunlar yerine getirilmelidir:

a) Yabancilarin aralarina girip casusluk yapmamak, bunu önlemek icin de saclarini dogumdan ölüme kadar kesmemek.

b) Dervislere benzeyip zavalli görünmek amaciyla erkeklerce kollara demir bilezik takmak.

c) Erkekler, taramak ve düzeltmek icin saclarina kücük tarak gecirmek.

d) Güclü olup kendine güvenmek ve icabinda kendini savunmak icin kücük bir kama veya hancer kusanmak.

Sihlerin muallimlerince mucizelere, efsanevi hikayelere inamak dogru degildir. Muallim (Goro) Rab´dan sonra ikinci derecededir. Hak ve dogruyu gösterir. Ayrica ibadetlerini muallimlerin yazdiklari siirleri okumakla yerine getirirler. Inanclarina göre ALLAH´in “Nama“ adini anmak, insani günahlardan arindirir ve icindeki serrin kaynaklarini kurutur. Ilahiler (Kirta) söylemek Goro´nun gösterdigi sekilde düsünmek insani dogrudan dogruya Rabbina baglar. Inanclarina göre her muallimin ruhu kendisinden sonra gelen muallime intikal eder.

Yüz hikaye adinda bazi kehanetleri vardir; Muallim Gubend Sing´e nisbet edilen bu kehanetlere göre, simdiki rejimler degisecek ve kurtarici gelip Sihizm´i tüm dünyaya kabul ettirecektir.

Insanoglunun dogduguna, ölecegine ve tekrar dogacagina (Karma), yeni hayatinin eski hayatindaki davranislarina göre belirlenecegine ve buna bagli olduguna inanilir.

Dul kadinin yakilmasi; sigara, icki ve uyusturucu kullanilmasi da yasaktir. Ölüleri bunlarda yakarlar.

Tam azat olma merhalesine ulasilabilmek icin Muallim´in emirlerine uymak sarttir.

Pencab eyaletindeki bes nehirden dolayi, bes sayisina mistik ve mukaddes bir mana yüklerler.

Dini anlasmazliklar Amristar´da kurulu bir dini konsey tarafindan halledilir. Konseyin karalari manevi bir güce sahiptir.

Hindu brahmanlarin dini siniflarina benzer siniflari yoktur. Hindu sinif esalarina karsi olduklari gibi, Brahman sinifinin da dini emirleri tekelinde tutmasini kabul etmezler. Kendilerini etnik esasa göre ayirirlar.

Sadece bir esle Kast yapisina dikkat etmeden evlenirler.
Sihlerin bayramlari Kuzey Hindistan´daki Hindularin bayramlarinin aynisidir. Ayrica, ilk ve son Goro´nin dogum günleri kutlanir ve besinci ve dokuzuncu Gorolarin sehit olma günleri anilir.

Kitaplari
****-Grant Kitabi: Ilk bes muallimin telif ettigi dini nesidelerden ibarettir. Icinde alti bin civarinda ilahi vardir.  Son Muallim Gubend Sing ise, babasi Tig Bahadur´un nazmettigi yüzonbes ilahi ilave etti, bunlara kitapta ayrica Bakhtalarin ve Ibn-i Farid gibi süfi Müslümanlar´la, Goro´nun sarayindan bazi sairlerin siileri bulunmaktadir. Bu kitap, manevi sultanin esasini teskil eden mukaddes kitaptir.

Nanak´in hayatiyla ilgili olarak yazilan en eski eser ölümünden elli veya seksan yil sonra yazilmistir. Sih alimlerinin bir cogu kitapta hikayelerden bazilarini kabul etmezler.

18. ve 19. asirlara ait Sih kitabeleri de vardir.
Rahatname kitabi, Bakhta (Halisler)´in inanc ve geleneklerini ihtiva eder.
Kurmukca yazili mukaddes bir kitaplari daha vardir ki, buna Karante Sahab derler.

Mensei
Hareketleri aslinda Tamil bölgesinde Hindular arasinda yayilan Visnava Bakhti hareketiyle baslar. Daha sonra Ramanoga (1050-1137) vasitasiyla kuzeye dogru genisler.

14. ve 15. asirlarda Müslümanlarla münasebetlerinden sonra bu hareket Ganj ovasinda da yayilmaya baslar.

Bu nedenle Sih mezhebinin Nanak´la degil, kendisinden önceki bir süfi olan Kebir (1140-1518 yillarinda yasamis, rivayetlere göre yeni bir din kurmak amaciyla Islam dini ile Hindu dinini incelemistir)´le basladigi söylenebilir. Söylenilenlere göre Kebir, Tevhidin esas kalmasi sartiyle bircok Hindu akide ve inaclari kabul edip Islam´a ilhak ederdi. Ancak bir neticeye varamadan da ölür. Ölümünden sonra, birbirinden tamamen ayri olan Hindu ve Islam akidelerini birbirine süfi baglarla baglayan Pencap dilinde yazili birtakim siirleri kaldi.

Sihizm´in varlik hakkindaki düsünceleri Hindu metinlerden kaynaklanmaktadir.

Etkili olduklari bölgeler
Önemli toplantilarini yaptiklari mukaddes bir sehirleri vardir. Pencap eyaletine bagli Amritsar sehri. Hindistan Hindularla Müslümanlar arasinda ikiye bölününce Hindistan tarafinda kaldi. Mukaddes olarak bildikleri dört tahtlari vardir: Amritsar, Anandpur, Batna ve Banand´daki bu tahtlara Akl Taht **** verilir. Hacc ettikleri en büyük tapinaklari Amritsar´da olup buna Derbar Sahap derler. Diger öteki tapinak ise, Goro Davra yani muallim merkezidir. Sihlerin %95´i Pencap´ta oturur. Geri kalani Haryana, Yenidelhi ve Hindistan´in cesitli bölgelerinde yasar. Sihlerin bir kismi ise Malezya, Singapur, Dogu Afrika, Ingiltere, Amerika Birlesik Devletleri ve Kanada´da yasamaktadirlar bugün. Bazilari da Körfez ülkelerinde calismaktadir.
1908 yilinda beri her yil toplanan bir komisyonlari vardir. Komisyon, okullar insa eder ve üniversitelerde Sih dininin yayilmasi ve tarihlerinin okutulmasi icin kürsüler acmaya calisir.

Dünyadaki toplam Sih sayisinin 15 milyon civarinda oldugu tahmin edilmektedir. Bugün Hindistan´da askerlik, tasimaclik, siyaset, spor, egitim ve ekonomi alanlarinda oldukca etkili olmaya, söz sahibi olma konumlarini da korumaya calisirlar. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.257-261/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)

Hazirlayan: Ali Kan
Berlin 4.7.14
 



 
 




reyyan
Thu 7 August 2014, 09:36 am GMT +0200
Bu bölüm Kütüphane dünyası yani her bölüm bir kitabı teşkil etmekte konu konu açılmıştır. Paylaşımınız için Allah razı olsun konu hakkında araştırma yapanlar için daha kapsamlı bir bilgi olmuş. .

saniyenur
Thu 7 August 2014, 08:09 pm GMT +0200
Hadislerde 25 bin Peygamberin varlığından söz ediliyor ve Kur'anda sadece 25 Peygamberin ismi geçiyor. Guru Nanak, Buda vs gibi     isimlerin Peygamber olma ihtimali var tabi ki Rabbimiz daha iyi bilir.

cerendemir
Thu 7 August 2014, 09:38 pm GMT +0200
Essekamu aleykum.Daha önce Sihizm dinini duymamıştım.Öğrenmiş oldum Allah razı olsun.

ALI KAN
Thu 7 August 2014, 09:44 pm GMT +0200
Bu bölüm Kütüphane dünyası yani her bölüm bir kitabı teşkil etmekte konu konu açılmıştır.Paylaşımınız için ALLAH razı olsun konu hakkında araştırma yapanlar için daha kapsamlı bir bilgi olmuş.
Eline saglik cok sen sag ol ecmain insallah Reyyan.

ALI KAN
Thu 7 August 2014, 09:49 pm GMT +0200
Hadislerde 25 bin Peygamberin varlığından söz ediliyor ve Kur'anda sadece 25 Peygamberin ismi geçiyor. Guru Nanak,Buda vs gibi isimlerin Peygamber olma ihtimali var tabi ki Rabbimiz daha iyi bilir.  

Hadis-i serif kitablarindan 25 bin gibi bir rakam ile peygamberlerden bahis ediyorsa bunu bilmiyorum. Bu konu icin Allahu alem derim buna da bir ilave olarak su sözümü söyleyim bugün elimizdeki kitablarda mesela ilmihal gibi ve akaid gibi kitablarda bu rakam orda su olarak zikir edilip gecer 124 bin yada 224 bin den bahis edilmektedir.

ALI KAN
Thu 7 August 2014, 09:51 pm GMT +0200
Essekamu aleykum.Daha önce Sihizm dinini duymamıştım.Öğrenmiş oldum ALLAH razı olsun.
Aleykum selam eline saglik cok sag ol sen Amin ecmain insallah Ceren Nur.

ALI KAN
Thu 7 August 2014, 09:59 pm GMT +0200
SaniyeNur: Guru Nanak,Buda vs gibi isimlerin Peygamber olma ihtimali var tabi ki Rabbimiz daha iyi bilir.

Bunlar bir peygamber degiller zaten olamazlar guru nanak peygamberlerin sonuncusu gelmis oldugundan cok sonra geldigi icin olamaz. Gelelim Buda ya o ise siradan her insan gibi birisi peygamber olmayanlardan her ne kadar bazi güzel ve de düsündürüsü sözleride olsada bununla da onu bize bir peygamber gibi göstermez.

saniyenur
Mon 11 August 2014, 09:35 pm GMT +0200
Ali Kan: Sihizm'in doğuş tarihi İslamdan sonraya denk geliyor doğru. Guru Nanak'ın peygamber olma ihtimali bile yok. Yalnız Buda ya da diğer din kurucularının Peygamber olma ihtimali olabilir. Dikkat ediniz Peygamberdir demiyorum olabilir. Bu yorum tamamen benim yorumumdur ve Rabbim elbette daha iyi bilir.