- Şifâ ve Fâtıma Hâtun'un müşahedeleri

Adsense kodları


Şifâ ve Fâtıma Hâtun'un müşahedeleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Mon 17 January 2011, 02:52 pm GMT +0200
Şifa ve Fâtima Hâtûn 'un Müşahedeleri

Kâinatın Efendisi dünyaya teşrif buyurdukları sırada, azîz annesinin yanında Abdurrahmân b. Avf in annesi Şifa Hâtûn ile Osman b. Ebû'lÂs'ın annesi Fâtıma Hâtûn da vardı.

Ebelik vazifesinde bulunan Şifa Hâtûn, o andaki müşahedesini şöyle anlatır:

"Allah'ın Resulü doğdukları zaman ben oradaydım. Hemen yetiştim. Kulağıma bir ses geldi: 'Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun.' Maşrık ile mağrıb arası nurla doldu. Hattâ, Rum diyarının bazı saraylarını gördüm! Sonra, Allah Resulünü kucağıma alıp emzirmeye başladım. Üzerime öyle bir hâl geldi ki, vücudum titremeye başladı ve gözlerim karardı. Yavrucağı gözden kaybettim. Bir ses, 'Nereye gitti?' diye sordu. 'Doğuya götürdüler' diye cevap verildi.

"Bu sözler hiç zihnimden çıkmadı. O zamana kadar ki, Allah Resulü peygamberliğini ilân eder etmez, hemen koştum ve ilk Müslümanlarla beraber îman dairesine girdim."44

Fâtıma Hâtûn ise, hâtırasında, o mes'ud gecede doğuma sahne olan evin nurla dolduğunu ve gökteki yıldızların âdeta üzerlerine salkım salkım dökülecekmiş gibi sarktıklarını anlatmıştır.45

Peygamber Efendimizin bir başka hususiyeti, sünnetli ve dünyaya göbeği kesilmiş olarak gelmiş olmasaydı.* Sırtında, iki kürek kemiği arasında, tam kalbinin hizasında nebîlik mührü "Hatemi Nübüvvet" bulunuyordu. Üzerleri tüylü, kabarık, kırmızımtırak inci gibi benlerin bir araya gelmesinden meydana gelmiş ve keklik yumurtası büyüklüğündeydi. Bu mühür, Resûli Ekrem Efendimizin beklenen son peygamber olduğunun bir alâmeti idi.

Ashabtan Sâib b. Yezid, Resûli Ekrem Efendimizin "Nübüvvet Mührü"yle ilgili olarak şöyle der:

"Çocukluğumda, teyzem beni Nebîyyi Ekrem'in (s.a.v.) yanına götürüp, 'Yâ Resûlallah!.. Şu yeğenimin ayağında ızdırabı var.' dedi. Resûlullah, eliyle başımı sığayıp, bana bereket dua etti. Sonra abdest aldı. Abdest suyundan içtim. Sonra arkasında durdum ve iki omuzu arasında, gerdek çadırının koca düğmeleri (yahut keklik yumurtası) gibi olan Hatemi Nübüvvet'i gördüm!"46

Rivayet edildiğine göre, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem de (a.s.) sünnetli olarak dünyaya gelmişti. Yine, kaynaklar, peygamberlerden Şit, Idris, Nuh, Musa, Yusuf, Süleyman, Şuayb, Yahya ve Hud (aleyhimüsselâm) hazeratının da dünyaya sünnetli olarak geldiklerini kaydederler.

Hz. Ali de (r.a.), Resûli Ekrem'i tarif ve tavsif ederken, "İki küreği arası enli, kendisinin peygamberlerin sonuncusu olduğu, kürekleri arasındaki peygamberlik hateminden belliydi." der.



44 Kastalânî, A.g.e., c. 1, s. 22.

45 Kaadı Iyaz, Şifa, c. 1, s. 267.

46 Buharı, Sahih, c. 1, s. 48; Müslim, Sahih. c. 7, s. 86.