- Seyyahların gözünden İstanbul

Adsense kodları


Seyyahların gözünden İstanbul

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Mon 9 July 2012, 03:17 pm GMT +0200
Seyyahların gözünden İstanbul: Sultanahmet’te mevlit var
Sinan CECO • 71. Sayı / TARİH


Rebiülevvel ayının 12. gecesi, yani Mevlit Kandili’nde gerçekleşen, Mevlit Alayı ve Mevlit Töreni, Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli organizasyonları arasındaydı.

Mevlit Kandili’yle ilgili olarak ilk resmî tören 1590 yılında, III. Murat devrinde gerçekleşmişti. O dönemler Ayasofya’da yapılan tören, 17. yüzyılda Sultanahmet Camii’nde gerçekleşmeye başlamıştı.

Bu törenin en büyük özelliklerinden birisi de en ufak detaylarının dahi çok önceden belirlenmesiydi. Öyle ki tüm devlet erkanının katıldığı bu törendeki katılımcıların saat kaçta nerede olacakları, konumları ve protokoldeki yerleri gibi konular, günler öncesinden bildirilirdi. Padişahın gelip hünkar mahfilindeki yerini almasıyla başlayan törenin ilk unsuru, müezzin mahfilinden okunan Fetih Suresi’ydi. Daha sonra mevlithanlar, mevliti okumaya başlarlardı.

Tören, yabancı seyyahların ve elçilerin de merakla takip ettikleri hadiseler arasında yer alıyordu. Bunlardan en ilgi çekici olanı D’Ohsson’un “Tableau General de L'Empire Othoman” isimli kitabıdır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan manzaralara yer verilen kitabın birbirinden değerli gravürlerinden birisi de Sultanahmet Camii’nde gerçekleştirilen Mevlit Töreni’ne ilişkindir.

Bu gravürde, devlet ricalinin katıldığı bir mevlüt töreninde işleyen ritüeller anlatılmaya çalışılıyor. Bu nedenle neredeyse tüm kişiler ve objeler numaralandırılıyor ve bu numaralar gravürün hemen altında açıklanıyor. Bunlar sayesinde böyle bir törende kim nerde oturur, ne giyer nasıl nasıl davranır hepsini tespit edebilmek mümkün. Bu yüzden L’Espinasse’nin çizdiği bu gravür, Osmanlı Devlet Teşkilatı açısından bir belge niteleği taşıyor.

Gravürde dikkat edilmesi gereken bir diğer detay ise caminin iç cephesindeki süslemelerin barok oluşu. İmparatorluğu ziyarete gelen seyyahlar gezdikleri yerleri ya kendileri resmeder ya da yanlarında getirdikleri sanatçılara resmettirirdi. Kendilerine yabancı bir ülkede, yabancı yapılarla ve insanlarla karşılaşan bu kişilerin, şüphesiz her detaya dikkat edebilmeleri mümkün değildi. Onlar da dikkat edemedikleri detayları ya boş bırakır ya da hayal güçleriyle tamamlarlardı. Bu gravürde de sanatçı boş bıraktığı Sultanahmet Camii’nin iç cephesindeki süslemeleri kendi bildiği tarzda, yani barok olarak tamamlamıştı.

Numaraların açıklamaları:

1-     Autel (Mihrab)
2-     Tribune des Muezzinns (Müezzin Mahfili)
3-     Chaire des Prilicateurs (Kürsü)
4-     Chaire des Khatibs (Minber)
5-     Tribune du Sultan (Hünkâr Mahfili)
6-     Grand-Vezir (Sadrazam)
7-     Mouphty (Müftü/Fakat burada Müftü ile Şeyhülislam kastedilmiştir)
8-     Capitan-Pascha (Kaptan Paşa)
9-     Agha des Janissairea (Yeniçeri Ağası)
10-     Defterdar Efendy (Defterdar Efendi)
11-     Khodjeakeanns (Hocagân)
12-     Oulemas (Ulemalar)
13-     Nakib’ul-Eschraf (Nakib’ül-Eşraf)
14-     Officiers des Jannissairea (Görevli Yeniçeri)
15-     Janissaires (Yeniçeriler)
16-     Scheykhs (Şeyhler)
17-     Zulufly-Baltadjys (Zülüflü Baltacılar)
18-     Scherbeths, Confitures (Şerbetler/İkramlar)
19-     Siege Portatif (Kürsü)
20-     Mujdedjy-Baschy (Müjdeci Başı)