- Sevgili annelerimiz bizim birtanelerimiz

Adsense kodları


Sevgili annelerimiz bizim birtanelerimiz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 6 October 2011, 01:28 pm GMT +0200
SEVGİLİ ANNELERİMİZ BİZİM BİRTANELERİMİZ


Mayıs 2009 44.SAYI

Ana yüreği” çok derin anlamlar içeren, açıklanmak istenmeye kalkınca kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir tanımlamadır, ana olunmadıkça da bu durumun kimyası anlaşılamaz. Anneler içlerinde büyütüp dünyaya getirdikleri çocuklarının bedenlerini doğduktan sonra da en iyi tanıyan varlıklardır, sanki her iki vücutta da aynı anda yaşarlar. Mesela sofrada küp gibi yeyip doymanıza rağmen elinde sütlaçla gelen annenizi doyduğunuza ikna edemezsiniz. O bir annedir elbette ki sizin doyup doymadığınızı sizden çok daha iyi bilecektir. Kendinden emin bir ses tonuyla da “doymadın daha sen” dediğinde itaatle o sütlacı da kemal-i afiyetle yiyeceksinizdir. Bu arada sofradan kalkerken “eline sağlık anneciğim” sözünü unutmayınız çünkü tek beklentileri odur aksi takdirde bu unutmanızın yankıları uzun sürebilir.

ANNEMİZİN BENZERLİK KURAMI

Evladının her zaman ulvi değerlerle sahip olmasını isteyen ve bu yönde yetiştiren anneler maalesef ki bazen hayal kırıklığına uğrarlar. Üzerine titrediği çocuğunun olumsuz bir davranışını gördüklerinde önce kısa bir şok yaşarlar, fakat hemen kendilerini toplayıp bu olayı çözümleme yoluna giderler. İşte tam bu noktada ortaya attıkları “benzerlik kuramı” devreye girer.

Kendi annem başta olmak üzere birçok evde de örneklerini gördüğüm benzerlik kuramını şu şekilde özetleyebilirim: Anne ve babanın özelliklerini alarak doğan bebek ilerleyen yıllarda bazı huylarla bu özellikleri belirginleştirir. Dağınıklık, inatçılık, yaramazlık, sorumsuzluk, yardımseverlik, merhamet, el çabukluğu gibi olumlu ve olumsuz hasletlerin anne ya da baba kaynağının hangisinden alındığını açıklayan bu kurama benzerlik kuramı denir. Bu kurama göre sevilen ve beğenilen yönlerinizin genetik patenti annenize ve annenizin tarafına, sevilmeyen ve değiştirilmesi gereken yönlerinizin genetik patenti ise babanıza ve babanızın tarafına aittir. Anneler bunu kolayca ayrıştırırlar. Kendimden bilirim; annemin dediğine göre sabırlılığım hiç kuşkusuz anneme çekmişken, işime gelmeyen bir şeyi duymamam tamamen baba menşelidir. Eğer anneniz olumlu yönünüzü babanıza hibe etmişse orda ciddi bir dil sürçmesi gerçekleştiği kuvvetle muhtemeldir.

BAK MAVİŞ’E, SENİN GİBİ KARŞILIK VERİP BENİ ÜZMÜYOR

Anneler evlatlarını koşulsuz sevip her şeyiyle kabul etseler de mukayese huylarından da çoğu zaman vazgeçemezler. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür misali, anneler çevrelerindeki çocuklara bakarak kendi çocuğuna örnek gösterirler. Derslerdeki başarısı, kariyerindeki hızlı ilerlemesi, annesini üzmemesi gibi birçok alanda değerlendirilen komşunun çocuğu bir süre sonra sizin evinizde yaşıyor gibi olur. Açıkçası son dönem annelerde bu örnek gösterme olayı azalsa da bizim zamanımızda oldukça çoktu. Olay çocuk açısından son derece sinir bozucudur. Komşunun çocuğunu tenhada sıkıştırma hayalleri kurdurtan bu durumdan daha beteri var mıdır derseniz, evet vardır. Annenin çocuğuna evdeki muhabbet kuşunu işaret ederek “Bak Maviş’e senin gibi karşılık verip beni üzmüyor ağzı dili bağlı hayvancağız”  demesidir. Tabi burada Maviş’in makus kaderi kaza süsü verilmek suretiyle pencereden kaçırılmasıdır.

DİKKAT! HER AN DEĞİŞEBİLİRLER

Anne çocuk arasındaki bu tatlı söz düellolarından bahsetsek de söz konusu yavruları olduğunda ne zaman ne yapacağı belli olmayan anneler size söylenirken bir anda kanı kaynayarak söylenmeyi bırakıp “aman ne güzel doğurmuşum seni, gel annesi bir öpsün kuzusunu” diyerek kafanızı da karıştırabilirler.

Kabul edelim ki çocuklar yaşları kaç olursa olsun annelerinin gözünde hiç büyümezler. Unutmayalım ki annelerimiz dünya üzerinde bizi karşılıksız seven tek insandır. Hiç boşa kürek çekmeyelim ki er ya da geç annelerimizin sözüne geliriz. Ne mutludur ki ne yaparsak yapalım bizi her zaman ve kolayca affederler. Ne enteresandır ki ellerinde sihirli değnek varmış gibi bizi her zaman sıkıntılarımızdan kurtarırlar... ve duamız odur ki Rabbimiz onları başımızdan eksik etmesin…
     
Bakışı ısıtır,
sütü büyütür, kucağı korur,
Bir yalan söylesen
gözünden doğruyu okur,
Çoğu zaman tatlıdır
ama bazen de huysuz olur
Can lazım desen
ilk verecek olan da O’dur…