- Şeriata Uymak Saadet Yoludur

Adsense kodları


Şeriata Uymak Saadet Yoludur

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
derya
Fri 25 December 2009, 09:42 am GMT +0200
ŞERİATA UYMAK SAADET YOLUDUR

Allahü Teâlâ´yı tanımayı anlatmak uzundur. Bu kitaba sığmaz. Bu tanımanın tamamını aramaya teşvik ve tenbih için bu kadarı yetişir. Saadetin tamamı, bu marifetten insanın alabildiği kadar almasıdır. İnsanın saadeti, Allahü Teâlâ´yı tanımakta ve ona kulluk ve ibadet eylemektedir. Marifetin, yâni Allahü Teâlâ´yı tanımanın, saadet-i ebedi olmasının sebebi daha önce anlatıldı. Kulluk ve ibadet etmenin insanın saadetine sebep olması şöyledir: İnsan ölünce, Allahü Teâlâ ile olacaktır. "Dönüş O´na doğrudur" (1). Bir kimse, bir kimse ile devamlı kalacaksa, onun rahat ve saadeti o kimseyi sevmesindedir. Onu ne kadar çok severse, o kadar mes´ûd olur. Zira sevdiğini görmesiyle lezzet ve rahatı artar.

Marifet ve çok zikir olmaksızın Allah sevgisi kalbde galib olmaz. Herkes sevdiğini çok zikir eder, çok anar. Onu ne kadar çok zikrederse o kadar çok sever. Bunun için Davud aleyhisselâma vahiy geldi: "Senin çâren Benim, esâs işin Benimledir. Bir ân Benim zikrimden gafil olma."

Zikrin kalbi istilâsı, ibadete devamla olur. İbadet zevkini o zaman bulur. İşte bu zaman arzu ve şehvet bağları kalbden kopar. Arzu bağlarının kalbden kopması, mâsiyetten, günahtan el çekmekle olur. O hâlde günahlardan sakınmak, kalbin rahatlığına sebep olur. Saadetin tohumu da budur. Buna felah [kurtuluş] denir. Hususan Allahü Teâlâ buyurur: "Muhakkak ki, kendini temizleyen ve Rabbinin ismini anan kurtuldu" (2).

Bütün ameller ibadet olmaya lâyık değildir. Bazıları lâyık, bazıları değildir. Bütün isteklerden el çekmek de mümkün değildir. Zaten bütün arzu ve isteklerden el çekmek doğru da değil. Zira yemek yemezse ölür, cima´ etmezse [cinsi münasebette bulunmazsa] nesli kesilir. O hâlde bazı arzuları bulundurmamak, bazılarını yapmak lâzım olup, birini diğerinden ayıracak sınırı da bilmek lâzımdır. Bu sınır, iki şıktan biridir: Ya insan aklı, isteği ve gayreti tarafını tutar ve kendi görüşünü tercih eder, yahut da bir başkasına uyar. İhtiyar [kendi seçimi] ve gayreti ile iş yapması mümkün olmaz. Çünkü, onda galib olan arzular daima doğru yolu ona gizler, istediği şeyi doğru imiş gibi ona gösterir. O hâlde tercih dizgininin onun elinde değil, bir başkasının elinde olması icabeder. Herkes, halkın en doğru görüşlüsü olmaya lâyık değildir. Görüşleri en doğru olanlar, peygamberlerdir (salâvatullahi aleyhim ecmâin).

Demek ki, şeriata uymak, hudut ve ahkâmını gözetmek, saadet yolunun anahtarıdır. Ve kulluk da bu demektir. Kendi tasarrufuyla, şeriatın hududunu aşan helak olur. Bunun için Allahü Teâlâ buyurdu: "Her kim Allahü Teâlâ´nın gösterdiği ölçü ve hududu aşarsa kendine zulmetmiş olur" (3).

(1) 5 - Mâide: 18.
(2) 87 - A´lâ: 14-15.
(3) 65 Talâk: 1.

Züleyha
Mon 7 September 2020, 12:56 am GMT +0200
Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın inşallah selam ve dua ile...

Sevgi.
Mon 7 September 2020, 03:09 am GMT +0200
Esselâmü Aleyküm. Rabb'im bizleri her zaman rızasına uygun şekilde yaşıyan kullarından eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim

Bilal2009
Tue 8 September 2020, 07:05 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun