saniyenur
Wed 4 January 2012, 08:25 pm GMT +0200
Şerhu'l-Akâid Tam Bir Sünnî Akîde Kitabı Sayılabilir mi?
Bu soruya, müsbet cevap vermek oldukça zordur. Bunun sebebi, Eş'arî ve Maturidi akidelerinin tamamının bu eserde anlatılmamış olmasıdır. Fakat en önemli sebep şudur: Taftazânî Şerhu'I-Akâid'de Selefiye ve Hanbeliyenin görüşlerini savunmaz. Kur'an'ın mahlûk olmadığını Mutezileye karşı savunan Taftazânî, Mutezile tarafından öne sürülen bir delile cevap verirken, “Bu, bizim değil, Hanbelîler aleyhinde bir delildir. Onun için bizi bağlamaz”, der. Hanbelîleri kendisinden saymaz, Mutezilere karşı onları müdafaa etme ihtiyacını duymaz. Garibtir ki, halk-ı Kur'an meselesi ilk defa Mutezile tarafından ortaya atılmış ve buna karşı ilk sert tepki de Hanbelîlerden gelmiştir. Fakat daha sonraki bütün Eş'arî ve Maturidi kelâmcıları, ke1âm -ı 1afzî'yi kabul eden Hanbelîleri, en az Mutezile kadar kendilerine yabancı ve düşüncelerinden uzak görmüşlerdir. Şerhu'l-Akâid'e göre dinî düşünceleri ve inançları teşekkül ve tekevvün edenlerin aslında Hanbelî olan Vehhabîlere karşı duydukları soğukluğun ve nefretin kaynağı budur. Yalnız bu husus sadece Şerhu'l-Akâid'e ve Taftazânî'ye mahsus değildir. Bütün kelâmcılarda ve eserlerinde durum budur. Bu itibarla îslâm akaidini Şerhu'l-Akâid'den ibaret görmek, bunun dışındaki fikir ve akideleri bid'at ve dalâlet olarak damgalamak-ki buna sık sık rastlanır- çok hatalı olur.[79]
[79] Sadreddin Taftazani, Kelâm İlmi ve İslâm Akaidi (Şerhu’l-Akaid, Hazırlayan Süleyman Uludağ), Dergâh Yayınları: 74.