- Selim Bir Kalp İle Allaha Tevbe Edip Ona Yönelen

Adsense kodları


Selim Bir Kalp İle Allaha Tevbe Edip Ona Yönelen

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Thu 30 June 2011, 04:19 pm GMT +0200
SELİM(TEMİZ, HOŞ) BİR KALP İLE ALLAH’A TEVBE EDİP O’NA YÖNELEN


31) Ebû Said El-Hudri (r.a.) dan rivayetle, dedi ki:

“Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“İsrail oğulları içinde doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam bulunmaktaydı. Sonra (tevbesinin olup olmayacağını) sormak için çıktı ve bir rahibe geldi. Rahibe:

“Kendisi için bir Tevbe imkanının olup olmadığını?” sordu. Rahip:

“Hayır” deyince onu da öldürdü. Yine (tevbesinin olup olmayacağı hususunda) sormaya baş­ladı. Bir adam:

“Filanca memlekete git” dedi. (Adam o memlekete ulaşamadan) adamı ölüm yakaladı. Göksünü git­tiği memlekete doğru yöneltti. Rahmet ve azap melekleri bu adamı (cennete ya da cehenneme götürmek için) tartıştılar. Allah (c.c.) adamın gitmekte olduğu memlekete:

“Yaklaş” diye, ayrılmış olduğu memlekete de:

“Uzaklaş” diye emir buyurdu. Sonra da:

“Her iki memleketin de arasını ölçünüz” diye me­leklerine emir buyurdu. Gideceği memlekete bir karış daha yakın bulundu ve günahı bağışlandı.”[1]

v Müslim’de (2766) geçen bir lafız rivayeti şöyledir:

“Sizden önceki (kavimlerde) yaşayan ve doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. (Tevbesinin olup olmayacağının imkaniyeti hakkında) yeryüzünün en bilginine sormak için (çıktı). Bu rahibi söylediler ve o da Rahibe gelip:

“Kendisi doksan dokuz kişi öldürmüş. Kendisi için bir Tevbe imkanının olup olmadığını?” sordu. Rahip’te:

“Hayır” dedi. Bu cevap üzerine onu da öldürdü ve ölü sayısını yüze çıkardı. Sonra (yine tevbesinin olup olmayacağını) sormak için yeryüzündeki en bilgiliye sormak ihtiyacı duydu. Kendi­sine çok alim bir adamı söylediler. O da (ona gidip):

“Kendisi yüz cana kıymış bir kimsedir. Kendisinin tevbe etme imkaniyeti var mı?” diye sorar. O Alim de:

“Evet! Elbetteki, Tevbe ile kul arasına kim girebilir ki?” der. (Devamla): “Fi­lanca memlekete git, orada Allah’a (c.c.) kulluk eden bazı in­sanlar var. Sen de onlarla beraber Allah’a (c.c.) kulluk edersin. Ve sakın buraya bir daha gelme çünkü burası çok kötü bir memlekettir” dedi.

Bu cevaptan sonra adam yola çıktı. Yolu yarıladığı vakit, ölüm onu yolda yakaladı. Bunun üzerine Rahmet melekle­riyle azap melekleri münakaşaya giriştiler. Rahmet melekleri:

“O adam Allah’a tevbe etmiş ve kabul olunmuş bir kalp ile geldi” dediler. Azap melekleri de:

“Ancak o bir hayır işlemedi ki hiç” dediler. Bu münakaşaları üzerine insan sûretinde bir melek gelir. Azap ve Rahmet meleklerinin o adamı (tevbe için memlekete geleni) her ikisinin ortasına koymasını söyler ve:

“Her iki memleketin arasını ölçün, hangisi daha yakın ise ona göre (yeri belli olacak)”der. Melekler de ölçerler ve ba­karlar ki gideceği memlekete daha yakındır. Bunun üzerine Rahmet Melekleri adamı alıp (Cennete) götürürler.”

Hadis ravilerinden birisi olan Katade dedi ki: “Hasan-ı Basri “Adama ölüm geldiği zaman adam göğsüyle (sürüne­rek) gitmeye çalıştı (ancak kavuşamadan öldü)” lafzının da kendisine rivayet edildiğini” söylemiştir.

v Yine Müslim’de geçen bir rivayet şöyledir:

“Bir adam doksan dokuz cana kıydı. Tevbesinin müm­kün olup olmayacağını sordu ve bir Rahibe gitti ve ona sordu. Rahip de:

“Senin tevben olmaz” diye cevap verdi. Bu cevabı alan adam onu da öldürdü. Sonra yine tevbe etmesi hakkında soru sormak için araştırmaya girişti. Sonra içinde salih insanların bulunduğu bir memlekete gitti. Yolun bir bö­lümüne gelince ölüm onu yolda yakaladı. Kendisi göğsüyle sürünmeye başladı (Memlekete ulaşmak için) ancak sonra öldü (ve kavuşamadı). Bunun üzerine Rahmet ve azap me­lekleri münakaşaya girdiler. Sonuç olarak salihlerin bulun­duğu memlekete bir karış daha yakın olunca o memleketin halkından (salihinden) kılındı.”

v Bir hadis lafzı da şöyledir:

“Yüce Allah (c.c.): “(Adamın ilk kaldığı) memlekete uzaklaş ve (salihlerin bulunduğu) memlekete de yakınlaş” diye vahiy etti.”


[1] Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı Buhârî'ye (3470) aittir.

Bilal2009
Sun 17 April 2016, 04:30 pm GMT +0200
Esselamü aleyküm ve rahmetüllah. Her iş gibi tevbede de samimiyet gereklidir. Rabbim bizleri samimi tevbe edenlerden eylesin.

melda 6D
Sun 17 April 2016, 04:38 pm GMT +0200
Selamün aleyküm . Tövbe kapısı kıyamete kadar açıktır . Rabbim o kapıdan geçmeyi nasip etsin inşallah . Tövbe nin kabul olup olmayacağını Allah bilir .

halim
Thu 25 August 2016, 04:45 pm GMT +0200
Ve aleykum selam ; İnşaallah samimane tövbe edenlerden olur ve tövbesi rabbi tarafından kabul edilen hayırlı insanlardan oluruz.

Allah razı olsun

ceren
Sun 4 September 2016, 01:50 pm GMT +0200
Aleykümselam.İşlediği günahlardan pişman olan ve içtenlikle,selim bir kalp ile Allaha yönelen ve tövbe edip allahın rahmetine kavuşan kullardan olalım inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...

RAMAZAN 7/D
Sun 4 September 2016, 03:25 pm GMT +0200
Ve Aleykümüs Selam . Ne buyrulmuş " En Hayırlı Günahkar Tevbe Edendir " . 
Samimiyetle , bütün kalbimizle tevbemizin kabul olunacağına inanarak tevbe edelim inşALLAH .
Rabb'im bizleri çok dua eden ve kullarından eylesin .
İnşALLAH ettiğimiz tevbeler kabul olur .

ALLAH cc razı olsun

Yehma
Wed 24 October 2018, 02:24 am GMT +0200
Rabbim... tevbe kapısı bize her zaman açıktır. İz niyetimizi ve samimiyetimizi içimizde hissedelim. Rabbim samimi olanın teslimiyetini de, tevbesini de, duasınıda kabul eder

Fatma6969
Wed 24 October 2018, 07:34 am GMT +0200
O Allahki merhametlilerin en merhametlisi. Kulunun onca günahını içindeki küçücük pişmanlık hissiyle affedebiliyor. Allah bizlerede nasuh tevbesi ile tövbe edip Huzura Tertemiz çıka bilenlerden eylesin Allah razı olsun.

Zehra.hunerli
Wed 24 October 2018, 07:55 am GMT +0200
Rabbim salih tovbe yapanlardan eylesin...tovbeleremizde birdaha hatamizi tekrar etmeyecegimizin samimiyeti olmalidir.Rabbim bizlerin tevbelerini kabul eylesin insallah...