Esila
Sat 5 February 2011, 06:45 pm GMT +0200
İmam-ı Ali Radıyallahu Anhın bu takdirine liyakatini ispat etti. Kimin şüphesi varsa, gelsin, onu dikkatle okusun, haşrin ne kadar kuvvetli bir burhanı olduğunu görsün.
Hem Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) on dokuzuncu sûre olarak Sûretü’n-Nur’u
بِسِرِّ حَوَامِيمِ الْكِتَابِ جَمِيعِهَا عَلَيْكَ بِفَضْلِ النُّورِ يَانُورُ اُقْسِمَتْ 1
fıkrasıyla zikrederek pek muhtasar olan On Dokuzuncu Söze ve pek mükemmel bulunan On Dokuzuncu Mektuba işaret için nur lâfzını tekrar etmekle mektupların mertebesi, yani On Dördüncü Mektup noksan kalmasına îmaen Sûre-i Nur’u on beşincide yine zikretmesiyle gayet lâtif ve müdakkikane haber veriyor. Ve o iki risaleleri, Risale-i Nur’un büyük nurları olduklarını bildiriyor.
Evet, risalet-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâma dair olan On Dokuzuncu Söz, hem üç cihetle kerametli ve harika olan On Dokuzuncu Mektup, elhak, Risale-i Nur’un en parlak birer nurudurlar. Ve Âişe-i Sıddîka Radıyallahu Anhânın beraati münasebetiyle, âyet-i Nur’un مَثَلُ نُورِهِ kelimesindeki zamir, üç vecihten birisiyle Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâma râci olmak haysiyetiyle, Sûre-i Nur, zât-ı Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm ile ziyade alâkadar bulunduğundan, o sûre ile risalet-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâmı ispat eden o iki risaleye iki nur lâfzıyla, belki üç nur kelimeleriyle yine aynen risalet‑i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâmı ispat eden Mi’rac Risalesine dahi işaret etmiş.
Ben itiraf ediyorum ki, On Dördüncü Mektup noksan kaldığını unutmuştum. Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) aynı sûreyi iki defa tekrar etmesiyle tahattur ettim ve işârâtındaki dikkatine hayran oldum. Fakat o tekrar, yalnız On Dokuzuncu Söz ve Mektup için sayılır; ondan sonrakilere nisbeten sayılmaz.
------------------------------------------------------------------
Dipnot-1
Kur’ân’da geçen bütün “Hâ, Mîm”lerde bulunan sırların hakkı için ve Ey Nur, risalelere bölünmüş Nur’un hakkı için beni koru!..
--------------------------------------------------------------------
Aleyhissalatü Vesselâm: ALLAH’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun Mirac Risalesi: Peygamberimizin ALLAH’ın huzuruna yükselmesini anlatan risale; Sözler’de geçen Otuz Birinci Söz
Radıyallahu Anh: “ALLAH ondan razı olsun.” Sûretü’n-Nur/Sûre-i Nur: Kur’ân-ı Kerimin 24. sûresi olan Nur Sûresi
beraat: temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması burhan: güçlü, kesin delil
cihet: şekil, yön elhak: doğru, gerçek
fıkra: ifade, cümle haysiyet: itibar, şeref, değer
haşr: insanların öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip ALLAH’ın huzurunda toplanması işârât: işaretler, belirtiler
keramet: ALLAH’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görünen olağanüstü hal ve fiiller lem’a: parıltı
liyakat: lâyık olma lâfz: ifade, söz, kelime
lâtif: ince, güzel, hoş mertebe: derece
muhtasar: kısa, özet müdakkikane: dikkatlice, araştırıp inceleyerek
münasebet: bağlantı, ilişki remiz: gizli işaret
risale: mektup; Risale-i Nur’da yer alan bölümlerden her birisi risalet-i Muhammediye/risalet-i Ahmediye: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliği
râci olmak: ait olmak, dönük olmak tahattur etme: hatırlama
takdir: beğendiğini dile getirme vecih: şekil, tarz
zamir: Arapçada ismin yerini tutan harf (buradaki “he” harfi) zikretme: anma, belirtme
ziyade: çok, fazla zât-ı Muhammediye: Peygamberimiz Hz. Muhammed’in zâtı, şahsiyeti
Âişe-i Sıddîka: [bk. bilgiler – Âişe (r.a.)] âyet-i Nur: Nur Sûresinin 35. âyeti
îmaen: işaret şeklinde İmam-ı Ali: [bk. bilgiler – Ali (r.a.)]