sidretül münteha
Sun 23 January 2011, 04:34 pm GMT +0200
bb- Sebebsiz Adet Görmeyen Kadınların îddeti
Hayız yaşında olup da aybaşı halini görmeyen kadınlara gelince: Eğer gebe olduklarından şüphe edilmiyor ve aybaşı halini görmemeleri için -hastalık, ya da çocuk emzirişi gibi- bir sebeb bulunmuyorsa -İmam Mâlik'e göre dokuz ay beklerler. Eğer bu üç ay bitmeden adet görürlerse, gördükleri birinci adeti başlangıç kabul ederek bekleyeceklerdir. F.ğer bu dokuz aya kadar ikinci adeti görmezlerse, üç ay daha bekleyeceklerdir. Eğer bu üç ay içinde adet görürlerse, bu sefer üçüncü adeti dokuz aya kadar bekleyeceklerdir. Eğer dokuz ay geçtiği halde üçüncü adeti görmezlerse, üç ay daha bekleyeceklerdir ve eğer bu üç ay içinde üçüncü adeti görürlerse, iddetleri bitmiş olur. Kocaları da bu uzun müddet içinde onları nikâhı altına döndürebilirler. Fakat birinci dokuz ayın hangi tarihten itibaren sayıldığı hakkında İmam Mâlik'ten iki rivayet gelmiştir. Kimisi «Kadının boşandığı günden itibaren sayılır» demiştir ki bu İmam Mâlik'in Muvatta'daki sözüdür. İbnü'l-Kasım da «Kanının kesildiği tarihten itibaren sayılır» demiştir.
İmam Ebû Hanife, İmam Şafii ve cumhur da «Hayız yaşında olan kadın eğer hiç adet görmemişse, hayızdan ümid kestiği yaşa vanncaya kadar bekledikten sonra üç ay daha bekler ve ondan sonra evlenebilir» demişlerdir.
İmam Mâlik'in görüşü, Hz. Ömer'le îbn Abbas'tan, cumhurun görüşü de İbn Mes'ud ile Zeyd b. Sâbit'ten rivayet olunmuştur. İmam Mâlik kendi görüşüne aklî yönden şöylece delil getirmiştir: «Kadınların çoğu gebe oldukları zaman adetten kesildikleri için, iddet süresini beklemekten gaye kadının gebe olup olmadığı zanmnı kazanmaktır. Halbuki gebelik süresi olan dokuz ay, kadının gebe olup olmadığı hakkında kanaat vermek için kâfidir, hatta kesin bir kanaat verir. Şu halde dokuz ay bekleyen bir kadın, bundan sonra üç ay daha bekler -ki bu da hayız yaşını aşan kadınların iddet süresidir-henüz bir yılı tamam olmadan adet görürse, onun hakkında, ay başı halini gören kadınların hükmü geçerli olur ve gördüğü adet onun için birinci ay başı hali olur. Bundan sonra bir daha üç ay bekler, ta ki ikinci yıl içinde ya bir daha adet görür de, üçüncü adetini bekler ya da yılı tamam olur ve böylece iddeti biter».
Cumhur ise "Kadınlarınız içinde artık adetten kesilmiş olanların -eğer şüphe ediyorsanız- iddetleri üç aydır" âyet-i kerimesinin zahirine bakmıştır. Çünkü zahir şudur ki, adet görme yaşında olup da adet görmeyen kadınlar, «Adetten kesilen kadınlar» deyiminin şümulüne girmezler. Halbuki bu görüşte çok büyük bir zorluk vardır. Eğer «Adetten kesilmiş olan kadınlar» deyiminden, «Adetten kesildiği kesin olarak bilinmeyen kadınlar»ı anlamak ve "Eğer şüphe ediyorsanız" kaydını da -îmatn Mâlik'in yaptığı gibi- hayza değil, hükme vermek suretiyle «Henüz adet görme yaşında olup da adet görmeyen kadınların iddeti de üç aydır» demiş olsalardı iyi olurdu. Fakat İmam Mâlik'in görüşü, âyetten anladığı mânâya uymamaktadır. Çünkü "Adetten kesilmiş olan kadınlar" deyiminden İmam Mâlik, adet görmedikleri kesin olarak bilinen kadınları anlamıştır ki bu kadınlar da adet yaşını aşan kadınlardır. Bunun içindir ki "Eğer şüphe ediyorsanız" kaydını hayza değil, hükme vermiş olup "Eğer iddetlerinİ bilmiyorsanız" mânâsında yorumlamıştır. Bununla beraber «Dokuz ay bekledikten sonra -adet görme yaşında olduğu halde- adet görmeyen kadın üç ay bekleyecektir» demiştir. Halbuki -bilindiği gibi- üç ay, adet görme yaşım aşan kadınların iddetidir. İmam Mâlik'in tabilerinden İsmail ile İbn Bükeyr ise, "Eğer şüphe ediyorsanız" kaydını hayza verip, «Arap dilinde adetten kesilmiş olan kadın deyimi Adet göreceği kesin olarak bilinmeyen kadın demektir» demiş ve böylece kendi mezhepleri olan İmam Mâlik'in görüşüne uyan bir yorumda bulunarak güzel bir şey yapmışlardır. Zira eğer «Adetten kesilmiş olan kadın» deyiminden «Adet görme yaşım aşan kadın» anlaşılırsa, henüz adet görme yaşında olup da adet görmeyen kadının, adetten kesilme yaşma vanncaya kadar beklemesi lazım gelir ve eğer «Adetten kesildiği kesin olarak bilinmeyen kadın» anlaşılırsa, henüz adet görme yaşında olup da adet görmeyen kadının da adet görme yaşını aşan kadın gibi üç ay beklemesi gerekir ki Zahirîlerin yaptığı kıyas da bunu gerektirir. İmam Mâlik'in bu kadını dokuz aydan sonra üç aya tabi tutması ise bir istihsandır. [64]
[64] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/78-79.