hafız_32
Sat 16 October 2010, 09:48 am GMT +0200
Şarkıdan Sayılmayanlar
1- Bayram günü şarkı söylemek, AiŞe radıyal-lahu anh şöyle diyor:
"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem benim yanıma geldiğinde iki tane cariye kız def çalıyor ve şarkı söylüyorlardı. Ebu Bekir radiyallahu anh onları azarladı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Onları bırak. Her kavmin bir bayramı vardır. Bugün de bizim bayramımızdır" dedi." [201]
2- Düğünde def çalıp şârKi ©öpsmek, Bunun delili şu hadistir: ,
"Bu işin haram ile helal arasındaki ayırımı, düğünde def çalmak ve şarkı" Bu ise sadece bayanlara özeldir.[202]
3- Çalışırken söylenen İslâmî marşlar. Özellikle içinde dua olanlar. Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hendek kazarken çalışanları teşvik,. etmek amacıyla Abdullah b. Revaha'nın söylediği şiiri söylerdi:
Ahiret yaşamından başka yaşam yoktur ALLAH'ım sen Ensar'ı ve Muhacirin'/bağışla. Onlar da şöyle karşılık verirlerdi.
Ve Bizler ki Muhammed'e bey'at ettik
Cihad etmek için ölünceye dek. Yine Rasûluilah sallallahu aleyhi ve sellem heffâeği kazarken İbn Revaha'nın şu şiirini söylerdi:
Eğer ALLAH olmasaydı hidayet bulamazdık. " Vallahi namaz kılamaz, zekat veremezdik. Bizim üzerimize huzur ve güven indir.
Ayaklarımızı sabit tut eğer düşmanla karşılaşırsak [203]
4- İçinde tevhid olan marşları söylemek. Rasû'ullah sallallahu aleyhi ve sellem sevgisinden, onun , şahsiyetinden bahseden, cihad ve ahlâktan bahseden marşlar. Veya müslümanlar arasında birlik, beraberlik ve sevgiden bahseden, İslâm'ın güzelliğinden bahseden topluma faydası olan marşlar.
5- Çalgı aletlerinden sadece defin çalınmasına izin vardır. Onu da sadece düğünlerde kadınlar çalar. Zikir çekerken kullanılması asla caiz değildir. Çünkü ne Rasûlullah sailallahu aleyhi ve sellem ne de ondan sonra sahabe defi bu şekilde kullanmamıştır. Ancak bazı sofiler onu zikirlerde kullanmayı kendilerine sünnet saymışlardır. Bu bid'attir. Zira Rasûlullah sailallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Sonradan uydurulan şeylerden sakının Zira her uydurulan şey bid'attır. Her Bid'atte sapıklıktır."
Tirmizî rivayet etmiş ve hasen sahih demiştir. [204]
İslam'da Resim Ve Heykelin Hükmü
İslâm bütün insanları put ve resim ile temsil edilen evliya ve salihlere ibadet etmekten kurtarıp^ tek olan ALLAH'a ibadet etmeye çağırmaktadır. Bu.rj çağrıda insanların hidayeti için gönderilen bütün $ peygamberlerin tarihi kadar eskidir. Nitekim ALLAH Te-âlâ şöyle buyuruyor:
"Andolsun ki biz, 'ALLAH'a ibadet edin ve tağut-tan sakının' diye emretmeleri için her ümmete bir peygamber gönderdik."
Nahf: 36
Bu putların isimleri Nuh sûresinde şöyle geçmektedir:
"Ve dediler ki: Sakın ilahlarınızı bırakmayın; hele Ved'den, Suva'dan Yeğus'tan, Ye'uk'tan ve Nesr'den asla vazgeçmeyin!"
Nuh:23
Bu putların yaşamış evliyalar olduğuna dair en büyük delil İbn Abbas'ın Buharî'de geçen şu sözüdür: "Bu isimler Nuh(as)'m kavminde yaşamış salih kimselerin adlarıdır. Bu kimseler ölünce, şeytan onları oturdukları meclislerine putlar dikmelerini fısıldamış ve onlarda bu putlara bu isimleri vermişlerdi. Böyle yaptılar, önceleri onlara ibadet etmiyorlardı. Daha sonra gelen nesillerde ilim ortadan kalkınca bunlara ibadet etmeye başladılar."
İbn Abbas'ın bu sözü, ölen salih insanların adına yapılan heykellerin ALLAH'tan başkasına ibadet etmede en büyük sebep olduğunu gösterir.
İnsanların birçoğu, bu heykellere ve özellikle posterlere zamanımızda ibadet edenler olmadığı için onları yapmanın helal olduğunu zannetmektedirler. Bu birçok yönden kabul edilemez.
1- Resim ve heykellere asrımızda bile ibadet edilmektedir. Çünkü kiliselerde bulunan İsa ve Mer-yem(as)'a insanlar ibadet etmektedirler. Hatta haçın önünde eğilmektedirler. Ayrıca üzerinde İsa ve Meryem {as)'ın resimleri bulunan demirden heykeller çok pahalı fiyata satılmakta ve onu alanda evinin bir köşesine asarak ona ibadet etmekte ve saygı göstermektedir.
2- İnsanlar bu putların önünde şapkalarını çıkarmakta ve çelenkler koymaktadırlar. Mesela Amerika'da George Washington, Rusya'da Lenin ve Sta-lin, Fransa'da Napolyon gibi cadde ve meydanlarda-ki heykeller. İnsanlar bu heykellerin önünden geçerken saygıyla eğilmektedirler. Heykel dikme fikri bazı Arap ve Müslüman ülkelerde de görülmekte, kafirleri taklit ederek caddelere heykeller dikmektedirler. Bu heykellere harcanan paralarla o insanlar adına cami, okul, hastane ve hayır kurumları yapılabilir.
3- Dikilen bu heykellere uzun zaman sonra ibadet edilmeye başlanacaktır. Nitekim Avrupa ve bazı İslam Ülkelerinde bu durum görülmeye başlanmıştır. Bu durum kendilerinden önce Nuh(as)'ın kavminde görülmüştü. Onar salih İnsanların heykellerini diktiler, sonra onlara saygı duyarak ibadet etmeye başladılar.
4- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ali ra-dıyallahu anh'a şöyle emretmiştir:
"Kırmadık bir heykel, yerle bir etmedik bir kabir bırakma"
Müslim. İmam Ahmed'deki rivayette şu ilave vardır: "Silmediğin resim bırakma"[205]
Resimve Heykelin Zararları
İslâm ancak dini, ahlaki ve maddi zararı olan bir şeyi haram kılar. Gerçek Müslüman ise sebep ve illetini bilmese dahi ALLAH ve Resulünün emrine teslim olan kişidir. Resim ve heykelin bir çok zararı vardır:
1- Dinde ve akidedeki zararı Resim ve heykelin insanların inançların, bozduğuna çoğu kere şahit olmuşuzdur. Mesela Hıristiyanlar İsa ve Meryem (as)'ın resimlerine ve haça ibadet etmektedirler. Yine Avrupa devletleri ve Rusya kendi önderlerinin heykellerine ibadet etmekte, onların önünde saygı ve sevgiyle başlarını eğmektedirler. Bu yolda onlara bazı Arap ve Müslüman ülkelerde uymakta ve kendi devlet başkanlarının heykellerini dikmektedirler Sonra bazı tarikatlar şeyhlerinin fotoğraflar, önünde namaz kılarak huşu içinde onlardan yardım istemekte, zikirler çekerek şeyhlerinin kendilerini gözlediğini zannetmektedirler.
Bir de şarkıcıların resimleri vardır ki, onların peşinden giden hayranları taparcasına o resimleri evlerinin duvarlarına asmaktadırlar. 1967 yılında Arap-İsrail savaşında bir radyo spikeri şöyle konuşuyordu: "Ey askerler ileri! İçinizde sizinle beraber savaşan şarkıcılar da var!..." Oysa şöyle demesi gerekirdi: "İleri! ALLAH, yardımıyla sizinle beraberdir...", Savaşın sonu ise yenilgi ile bitti. Çünkü ALLAH onlardan yardımını kesti. O şarkıcıların da onlara faydası olmadı. Belki de yenilginin sebebi, ALLAH'a asi olan o şarkıcılardı. Keşke Araplar bu yenilgiden ders alsalar da, dinlerine dönseler.
2- Resim ve heykellerin gençlerin ahlâkına olan zararları ise anlatmakla bitmez. Cadde ve evlerin duvarları açık seçik kadınların resimleri ile dolu olduğu görülmektedir. Bu resimlerdeki şarkıcılara aşık olan gençler her türlü günahı işlemekte giyim-kuşamları ve ahlâkları bozulmaktadır. Din, iman, ci-had, Kudüs ve işgal altındaki topraklar aklına hiç gelmemektedir.
Resim ve fotoğraf, özellikle açık saçık kadın fotoğrafı o kadar çok yaygınlaşmıştır ki gazete ve dergilerde, kitap, televizyon, elbise poşetleri üzerinde dahi açık kadın resimleri vardır. Kadın öylesine küçük düşürülmüştürki erkek ayakkabılarının reklamlarında bile artık yer almaktadır. Bir de karikatür resimleri vardır ki, bu resimlerde ALLAH'ın yarattığı insan, çok çirkin şekillerde çizilmektedir. ALLAH, onların çizdiği uzun burunlu, kepçe kulaklı, patlak gözlü bir mahluk yaratmamıştır. Bilakis ALLAH insanı en güzel şekilde yaratmıştır.
3- Resim ve heykellerin sebep olduğu maddi zarar ise açıkça görülmektedir. Heykel yapmak için milyarlar harcanmaktadır. Yine bir çok insan, at, köpek, maymun, fil ve insan şeklinde olan süs eşyalarını alıp evlerine koymaktadır. Veya aile fotoğrafını ve ölmüş yakınlarının fotoğraflarını evlerine asmaktadırlar. Bunlara verdikleri o paraları ölü adına fakirlere verseler, onun sevabı ölüye fayda verirdi. Bir de bundan daha kötüsü onun sevabı ölüye fayda verirdi. Bir de bundan daha kötüsü, adamın hanımıyla çektirdiği düğün fotoğrafını evine asıp başka insanlara göstermesidir. Sanki hanımı sadece ona ait değil de bütün insanlara aitmiş gibi!! [206]
Resim, Heykel Gibi Midir
Bazı insanlar put ve heykellerin sadece Cahili-ye döneminde olduğunu zannetmekte, resimlerin bu yasaklamaya girmediğini söylemektedirler. Bu oldukça garip bir anlayıştır. Anlaşılan onlar bu konudaki açık delilleri okumamışlardır. İşte onlardan bazıları:
1- Aişe radıyallahu anh üzerinde resim bulunan bir yastık satın almıştı. Rasûlullah sallailahu aleyhi ve sellem onu görünce evin kapısında durdu ve içeri girmedi. Aişe O'nun hoşlanmadığını yüzünden anladı ve: "Ya Rasûlullah, ALLAH'a ve Rasulü'ne tevbe ederim, benim günahım nedir?" dedi. O: "Bu yastığın işi ne?" dedi. O: "Yastık olarak kullanmak ve üzerine oturmak için aldım" dedi. Rasûlullah sallailahu aleyhi ve sellem: "Bu resimleri yapanlara kıyamet günü azap edilecek ve onlara: Yaptığınız bu resimleri diriltin, denilecektir" dedi. Sonra şöyle buyurdu: "İçinde resim olan eve melekler girmez."[207]
2- Rasûlullah sallalfahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Kıyamet günü insanların en çok azap görenleri ALLAH'ın yarattığı canlı varlıkların resimlerini yapanlardır."[208]
3- "Rasûfullah sallallahu aleyhi ve sellem, o resimleri görünce yok edinceye kadar eve girmedi."[209]
4- "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem evde resim bulundurmayı yasakladı ve [210]kişinin resim yapmasını da nehyetti." [211]
Caiz Olan Resim Ve Heykeller
1- Ağaç, yıldız, güneş, ay, dağ, taş, deniz, nehir ve güzel manzara resimleri ve heykelleri yapmak caizdir. Yine mukaddes beldelerin içinde insan olmayan resimleri caizdir. Mesela: Kabe, Mescid-i Nebe-vî, Mescid-i Aksa ve diğer bütün camiler.
Süriun delili, İbn Abbas'ın şu sözüdür: "Eğer mutlakâ'resim yapacaksan, cansız ağaç resmi yap."[212]
2- Kimlik, ehliyet ve pasaporta konulan resimler, mecburi olduğundan caizdir.
3- Hırsızlık ve cinayet işleyenlerin tanınması ve yakalanması için fotoğraflarının çekilmesi. Yine aynı şekilde bazı ilmi çalışmalar için örneğin tıp ilimlerinde kullanılmak üzere yapılan resimler caizdir.
4- Kız çocuklarının evde oynaması için paçavra ve bezden yapılan oyuncak bebekler yapmak caizdir. Çünkü ileride anne olunca çocuklarını eğitmeleri için bu gereklidir. Bunun delili Aişe radıyallahu anh'ın şu sözüdür: "Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem'in yanında kız çocuklarıyla oynardım." Buharî
Ayrıca çocuklar için ithal oyuncaklar almak caiz değildir. Çünkü bu oyuncaklar açık saçık kadın modeli şeklinde insan suretinde olup çocukların ahlâkını bozmakta, onlar bu oyuncaklardan, açık saçık giyinmeyi, boyanarak süslenmeyi öğrenir. Buna ilave kafir ve Yahudi devletlerine para kazandırmaktadır.
5- Başı olmayan canlı resimleri yapmak caiz-, dir. Çünkü canlıyı canlı yapan başıdır. Eğer başı olmazsa ruhu da olmaz ve aynı cansızlar gibi olur. Ni-5 tekim Cebrail aleyhisselam Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e şöyle buyurmuştur:[213]
"Her heykelin başını kır ki ağaç şekline dön-* sün, üzerinde resim olan her örtüyü kes ve üzerine yaslanan yastık yap." [214]
Sigara Haram Mıdır?
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında sigara yoktu. İslâm dini genel kural olarak vücuda zarar veren, başkalarına eziyet eden ve para israfına neden olan her şeyi haram sayar.
Sigaranın hükmüne dair deliller şunlardır:
1- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Onlara temiz şeyleri helal, pis olan eziyet verici Şeyleri haram kılar."
A'raf:157
Sigara vücuda zarar veren pisleydin Kokusu da kötüdür.
2- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:'
"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın."
Bakara: 195
Sigara, verem ve kanser gibi öldürücü hastalıklara sebep olmaktadır.
3- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor: "Kendinizi öldürmeyin."
Nisa: 29
Sigara gizli bir intihardır, insan farkında olmadan yavaş yavaş öldürür.
4- ALLAH Teâlâ içkinin zararı ^Şıkkında şöyle buyuruyor:
"Her ikisinin de günahı faydasından daha büküktür."
Bakara: 219
Sigaranın da zararı faydasından çok daha büküktür. Hatta hiç faydası yoktur bile denilebilir.
5- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Gereksiz yere de israf etme. Zira israf edenler şeytanın kardeşleridir."
İsrâ: 26-27
Sigara içmek israftır israf ise şeytanın amelidir.
6- Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Ne zarar vermek vardır, ne de zarar uğramak."[215]
Sigara sahibine zarar verir, çevresindekileri rahatsız eder, malıda telef eder.
7- Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"ALLAH, sizin kendi malınızı boş yere harcayarak kaybetmenizi hoş karşılamaz."[216]
Sigara içen kişi malını boş yere harcayarak kaybettiğinden dolayı, ALLAH onu hoş karşılamaz.
8- Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Bütün ümmetim affedilecektir. Günahını açığa vuranlar hariç."[217]
Sigara içen kişi hadisten de anlaşıldığı gibi günahını açığa vuran kişilerdendir.
9- Rasûlullah şallallahu aleyhHve sellem şöyle buyuruyor:
"İyi insanla oturan kişi ile kötü insanla oturan kişinin misali; misk satan insan ile, ateşe üfleyen insana benzer.
10- Rasû l^ buyuruyor:[218]
Kim soğan veya sarımsak yerse bizden ve mescidimizden uzak dursun, evinde otursun."
Sigaranın kokusu soğan ve sarımsaktan daha kötüdür.
11- Birçok alim sigarayı haram saymaktadır. [Eski ilim sahiplerinde] Haram saymayanlar ise onun sebep olduğu kanser hastalığından haberleri olmayanlardır.
12- Eğer bir insanın kâğıt para yaktığını görsek ona: "Ne yapıyorsun, sen deli misin!?" deriz.
Binlerce sigara satın alıp da parasmı yakanlara ya ne demeli! Hem kendi vücuduna, hem de yanında bulunanlara zarar vermektedir. İnsanların temiz havalarını sigara dumanıyla rahatsız etmek caiz değildir. Sigara içen bir kişiye: "Bu sigara senin iyi amellerinden mi sayılır, yoksa kötü amellerinden mi?" diye sorsak bize cevap olarak kötü amellerinden olduğunu söyleyecektir.
13- Ey kardeşim! Gel şu sigarayı bırak. Kim Allah için bir şeyi bırakırsa ALLAH ona yardımcı olur. Sabret, ALLAH sabredenlerle beraberdir. Ezan ve namazlardan sonra ALLAH'a dua et ve şöyle de: "Allah'ım, şu sigarayı bana kötü olarak göster. Onu bırakmayı bana nasip eyle." [219]
Müctehid İmamlar Hadisle Amel Etmiştir
Dört mezhep imamı -ALLAH onlardan razı olsun-her biri kendisine hadis ulaştığı ölçüde ictihadda bulunmuştur. Hadisler, onlardan bazılarına ulaşıp, bazılarına ulaşmadığı için aralarında farklı görüşler oluşmuştur. Çünkü onların yaşadığı zamanlarda hadislerin hepsi toplanıp yazılmamıştı. Hadis hafızları Hicaz, Irak ve Şam gibi birbirlerinden farklı bölgelerde bulunuyorlardı. Ayrıca bu bölgeler arasında ulaşım da çok zor ve meşakkatli idi. Bu yüzden İmam Şafiî Mısır'a yerleşince orada gördüğü hadislerle fetva vermiş, daha önce Irak'ta iken verdiği fetvalarından vazgeçmiştir.
İmam Şafiî kadına dokunmakla abdestin bozulacağını söylerken, İmam Ebu Hanife bozmayacağını söylemektedir. İşte bu durumda Kur'an ve Sünnete başvurmamız gerekir. Zir ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, ALLAH'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız, onu ALLAH'a ve Rasulü'ne götürünüz; bu hem hayırlı, hem de sonuç bakımından daha güzeldir."
Nisa: 59
Çünkü doğrunun birden fazla olması mümkün değildir. Kadına dokunmak hem abdesti bozacak, hem de bozmayacak; böyle olamaz. Biz bu konuda ALLAH katından inen Kur'an'a ve onu en iyi şekilde açıklayan Rasulü'nün sahih hadislerine uymakla emrolunmuşuzdur. Zira ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Rabbinizden size indirilen Kur'an'a uyun. Onu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!"
A'raf: 3
Bu yüzden, bir müslümanın sahih bir hadisi kendi mezhebine ters diye kabul etmemesi caiz değildir. Dört mezhep imamı sahih hadisle amel edip, ona ters olan her görüşü reddetme konusunda icma etmişlerdir. [220]
Dört Mezhep İmamının Hadisle Amel Etme Konusunda Sözleri
Şimdi sizlere sunacağımız dört mezhep imamının sözleri, hem onları kınayanlara ve küçümseyenlere bir cevap, hem de onlara uyanlara gerçeği beyan etmektetir.
İmam Ebu Hanife. Bütün insanlar Fıkıh'ta O'nun talebesidir:
1- "Nereden aldığımızı bilmedikçe, hiç kimseye bizim görüşümüz ile amel etmesi helal olmaz."
2- "Dayandığım delili bilmeden benim görüşüm ile fetva vermek haramdır. Biz birer insanız, bugün bir söz söyleriz yarın ise ondan vazgeçeriz."
3- ALLAH'ın kitabına ve Rasulullah'tan gelen habere aykırı bir sözüm olursa onu terk edin.
4- İbn Âbidin şöyle diyor: "Hadis sahih olduğu zaman, mezhebin görüşü ile çalışsa da onunla amel edilir ve kişinin mezhebi hadisin hükmü olur. Hadis ile amel etmek, mezhep taklitçisi kişiyi Hanefî olmaktan çıkarmaz. Nitekim Ebu Hanife'den şöyle nakledilmiştir: "Eğer hadis sahih olursa, benim görüşüm odur."
İmam Mâlik, Medine'nin İmamı:
Ben bir beşerim. Doğruyu da bulurum, hata da ederim. Sizler benim görüşlerime bakın. Kur'an ve sünnete uyanı alın, uymayanı bırakın."
"Peygamber hariç her bir kişinin sözünü ister alırsın ister terk edersin."
İmam Şafiî. Ehl-i Beyt'tendir:
1 - Hiç kimse yoktur ki Peygamberin bir sünneti kendisine gizli kalmamış ve ulaşmamış, {Yani herkese her hadis ulaşmamış olabilir.) Ben bazen bir söz söylemiş, bir kural tesbit etmişimdir de, o konuda benim görüşüm hilâfına Peygamber'den nakledilen bir hadis bulunmuştur. Bu durumlarda benim görüşüm, Peygamberin sözüdür."
2- "Bir kimse için, Peygamber'den nakledilen bir sünnetin açıkça belirlenmesi halinde, onu bir başkasının sözünden ötürü terk etmenin helal olmadığı konusunda müslümanlar ittifak halindedirler."
3- "Benim kitabımda Peygamberin sünnetine aykırı bir şey bulursanız, Peygamber'in sözünü alınız, benim görüşüm de odur."
4- Ahmed b. Hanbel'e şöyle demiştir: "Siz hadisi ve ravileri benden daha iyi bilirsiniz. Hadis sahih olduğu zaman bunu bana bildiriniz ki, ben de onunla amel edeyim."
5- "Eğer hadis sahih olursa, benim mezhebim odur."
6- "Hakkında görüş beyan ettiğim herhangi bir meselede hadis alimleri tarafından benim görüşlerime aykırı bir hadis rivayet edilirse, ben sağlığımda da öldükten sonra da o görüşümden vaz geçerim."
İmam Ahmed b. Hanbel. Ehli sünnetin imamı:
1- "Beni taklid etme. Mâlik'i, Şafiî'yi, Evzâî'yi ve Sevrî'yi de taklid etme. Sen de onların aldığı kaynaktan a!."
2- "Kim Rasûlullah'ın hadisini reddederse o, helakin eşiğindedir." [221]
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'ın Hadisleriyle Amel Ediniz
1 - "Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkç&fe-kopmaz ve Müslümanlar onları yener."[222]
2- "Kim ALLAH'ın adı en üstün olsun diye savaşırsa, o kişi ALLAH yolundadır." [223]
3- "Kim ALLAH'ın azabından insanlara sığınırsa, ALLAH onu insanların korumasına terk eder."[224]
4- "Kim ALLAH'tan başkasına dua ederek ölürse cehenneme girer."[225]
5- "Kim ilmi gizlerse, ALLAH onun ağzına ateşten bir gem vurur."[226]
6- "Kim tavla oynarsa, sanki o, elini domuz kanına bulamıştır." [227]
7- "İslâm garib olarak başladı ve yine garib hadönecektir. Ne mutlu o aariblere"[228]
Başka bir rivayette şu şekildedir:
O garibler, insanlar bozulduğunda onları ıslah edenlerdir."[229]
8- "Ne mutlu o gariblere ki onlar, kötü insanlar çoğaldığında, onların içindeki iyi insanlardır."[230]
9- "ALLAH'a isyanda kullara itaat yoktur.[231]İtaat ancak maruftadır." [232]
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Size Ne Verdiyse Onu Alınız!
1- "ALLAH, kaşlarını ve kıllarını alarak ve aldıra- değiştirenlere iânet etmiştir."[233]
2- "Örtülü çıplaklara, erkekleri kendilerine meylettiren ve kendileri de onlara meyleden, başları deve hörgücü gibi olan kadınlar cennete giremezler. Orasının kokusunu dahi alamazlar."[234]
3- "ALLAH'tan korkun! Helale sarılın, haramdan uzak durun."[235]
4- "ALLAH'ı zikrederken kendinize sahip olun. Zira siz ne sağır olana, ne de uzakta bulunana dua ediyorsunuz." [236]
5- "İnsariMr içîhMeh çök belâlara uğrayanlar, önce peygamberler, onlardan sonra da salih kişilerdir[237]
6- "Gelmeyene git, kötülüğe iyilikle mukabele et, kendi aleyhine bile olsa hakkı söyle."[238]
7- "Dinarın, dirhemin ve giyim kuşamın kölesine yazıklar olsun ki verilirse sevinir verilmezse söylenir."[239]
8- "Yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayın."[240]
9- "Bu dünyada bir yabancı veya yolcu gibi ol."[241]
10- "Bir kişi gelip te başkasını yerinden kaldı-ralfâk yerine oturmasın. Açılıp birbirinize yer verin." [242]
Kardeş Olun Ey ALLAH'ın Kulları
Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle
"Birbirinize haset etmeyiniz, birbirinizi kızdıracak şeyler yapmayınız, başkalarının konuşmalarını dinlemeyiniz, bencillik yapmayınız, başkalarının eksikliklerini araştırmayınız, almayacağınız malın fiyatını yükseltmeyiniz, birbirinizle alâkanızı kesmeyiniz, birbirinize arkanızı dönüp uzaklaşmayınız. Birbirinizin yaptığı alışveriş üzerine alışveriş yapmayınız.
ALLAH'ın size emrettiği gibi kardeş olunuz ey Allah'ın kulları. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona yardımı kesmez ve onu küçük görmez.
- Kalbine işaret ederek -: Takva işte buradadır, takva işte buradadır.
Kişinin müslüman kardeşini küçük görmesi, kötülük olarak ona yeter. Müslümanın müslümana kanı, ırzı ve malı haramdır.
Zandan kaçmm. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır.[243]
ALLAH sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz. Fpkat sizin kalplerinize ve amellerinize bakar." [244]
Müslüman Kişi Hakkında Hadisler
1 - "Müslüman, diğer müslümanların onun dilinden ve elinden emin oldukları kişidir."[245]
2- "Müslümana sövmek fasıklık, onu öldürmek ise küfürdür."[246]
3~ "Uyluğunu ört. Çünkü kişinin uyluğu avret yeridir:"[247]
4- "Mü'min kişi iftira atmaz ve lanet okumaz, çirkin ve ahlâksız konuşmaz."[248]
5- "Kim bize silah çekerse bizden değildir."[249]
"Kim sahtekârlık yaparsa bizden değildir."[250]
6- "Yumuşaklıktan mahrum olan her hayırdan inahrum olur."[251]
7- "Kim insanların kötülüğünden ALLAH'a sığınırsa, ALLAH kurtarıcı olarak ona yeter. Kim ALLAH'ın azabından insanlara sığınırsa, ALLAH onu insanların korumasına terk eder."[252]
8- "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, rüşvet verene de alana da lanet etmiştir[253]
9- "Elbisesi ayak bilek kemiğinden aşağıda olan ateştedir."[254]
10- "Kim müslüman kardeşine kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner."[255]
11- "Münafık birisine "efendim" diyerek saygı gostermeyiniz. Çünkü eğer o sizin efendiniz olursa, Rabbiniz Azze ve Celle'yi kızdırırsınız."[256]
12- "Çocuk, akikasıfia bağlıdır. Yedinci günü akikasi kesilir, ismi koyulu^ye saçı tıraş edilir." [257]
İslamın Kadına Verdiği Değer
Şüphesiz İslâm dini, yeni nesiller yetiştirdiği ve toplumun düzelmesi ona bağlı olduğu için kadına büyük değer vermiş, her türlü kötülüğe karşı korumak için de örtünmeyi ona farz kılmıştır. Örtünme sayesinde her iki eş arasında sevgi ve bağlılık devam etmektedir. Çünkü koca güzel bir kadın gördüğünde ondan etkilenmekte ve hanımıyla arası bozulmaktadır. Belki de bu, onların boşanmalarına bile sebep olmaktadır. Kur'an'da örtünme âyeti şu şekilde geçmektedir:
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına, -bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman- dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur."
Ahzâb:59
1- Dünyaca ünlü kadın lider Uni Bizant şöyle demiştir: "Çoğu kere, İslâm gölgesindeki kadının diğer sistemlere göre daha çok özgür olduğu fikri aklıma gelmiştir. İslam, tek eşliliği yasaklayan dinlerden daha çok kadının hakkını korumuştur. İslamî öğretiler kadına daha adaletli davranmış ve hürriyetini garanti etmiştir. Buna karşılık kadın ingiltere'de ancak 20 sene önce mül-kiyyet hakkını elde edebilmiştir. Biz ise İslâm'da kadının bu hakkını daha ilk zamanlarda elde ettiğini görmekteyiz. Öyleyse: "İslâm, kadını duygusuz bir madde olarak görür" sözü iftiradan başka bir şey değildir."
2- Yine şöyle diyor: "Kadının toplumsal ve şahsi ihtiyaçlarını gideren ve onu koruyan İslâm'da birden fazla evlilik en doğru adil terazide tarttığımızda, onun, kadını sadece şehveti tatmin etme âleti olarak gören ve işi bitince de sokağa atan batılı sistemlerden daha iyi olduğunu görürüz."
3- Bayan müsteşrik Fransivaz Sacon şöyle demiştir: "Ey doğulu müslüman kadın! Sana erkeklerle eşit haklara sahip olman için seslenerek tatlı sözler söyleyenler, daha önce de bizi bu sözlerle aldattılar."
4- Fon Hermer ise şöyle demiştir: "Örtü, kadına gerekli saygı ve mevkii vermekte ve onu koru-maktadır.Bu yüzden ona özenilir." [258]
Batılıların İslam Hakkındaki Sözleri
Filozof Bernard Shaw şöyle diyor: "Ben Mu-hammed'in dinini takdirle karşılıyorum. Bana göre o din, değişen hayatın her safhasına uygunluk gösteren en güçlü dindir. Her asırda geçerlidir. Ben o kişinin hayrete düşüren hayatını araştırdım. Bana göre O kişiye, İsa'ya haksızlık etmeden: "insanlığın kurtarıcısı" demek gerekir. Ben inanıyorum ki, eğer bugün O'nun gibi birisi tek başına bu dünyayı yönetse idi, barış ve mutluluğa ihtiyacı olan bu dünyanın bütün meselelerini çözmede başarı daima O'ndan yana olurdu.
Benim gözlemime göre, Muhammed'in dini, ileride Avrupa'da kabul edilecektir. Daha bugünden kabul edilmeye başlandı bile." [259]
İslâm'a Giren Amerikalı Anlatıyor
Amerika Birleşik Devletleri'nde birçok insan yaşamaktadır. Onlardan bir kısmı Müslümanlıkla ve Hıristiyanlıkla veya Budizm yoluyla yeni bir hayat aramaktadır. Yine onlardan birçoğu bin ilâha ihtiyaç duymaktadır. Fakat küçük bir grup, ALLAH'a giden yolun İslâm olduğunu kabul edip Müslüman olmuştur. İşte onlardan birisi şöyle anlatıyor:
İlk önceleri Budizm dinini okuyordum. Birkaç sene sonra Budist din adamı olmayı bile istedim. Fakat üniversitede okurken, dinler arasında bir karşılaştırma yaptım ve İslâm dinine yöneldim. Üniversiteden mezun olunca Avrupa'ya gittim. Hollanda'da araştırma yaparken, benimle beraber birisi Ürdünlü, diğeri Arnavutluklu iki kişi vardı. Ben bunların etkisiyle İslâm'a girdim. Ancak önceleri İslâm'ın güzelliğine, güncelliğine ve yapıcılığına hiç dikkat etmemiş, sadece Muhammed'in ALLAH'ın gerçek elçisi olduğunu anladım eğer ALLAH'tan ve Rasûlünden yüz çevirirsem, ALLAH da bana azap eder düşüncesindeydim.
Hayatımın son beş yılının bir kısmını Amerika'da ve bir kısmını Arap ülkelerinde geçirdim. Neticede bu dini çok sevdim ve bu dinin insan hayatını kutsal saydığı sonucuna ulaştım.
Ancak İslâm toplumunda gördüklerim, benim İslâm'a olan güvenimi azalttı. Çünkü o toplumlar ve idareciler Amerika'yı ve batı dünyasını taklit etmekte idiler.
Oysa o dönemde Amerika ve Batı âleminde yaşayanların amaç ve hayalleri, yaptıkları işlerle boşa çıkmakta, düzen ve sistemleri çökmekte idi.
Arap âleminde yaşayan bir çok kişi, Amerika'ya gidip mutlu olma hayaliyle yaşarken, aynı vakitte Amerikalılar, devletlerinin her gün kötüye gittiğine ve bir gün gelip Amerika'nın mutlaka yıkılacağına inanmaktaydı.
Ama Amerikalı Müslümanların durumuna gelince, onlardan İslâm'a yeni girenler çok güçlü bir imanla İslâm'a sarılmaktadırlar. Fakat çoğumuzun bilgi eksikliği var. Çoğu zaman bilgisizlikle İslâm adına çok kötü işler yapmaktayız. Yine içimizde az bir grup, diğer kardeşlerini bilgilendirmektedir. Ayrıca diğer İslâmi toplumlardan insanlar Amerika'ya giderek İslâm'ı tebliğ etmekte ve gerçek dini onlara anlatmaktadırlar. Gerçek olan şu ki, İslâm alemindeki bir çok alim gerçek görevini yerine getirmek için Amerika'ya gidip orada irşad ve tebliğ ile uğraşmaktadır.
Son olarak; gelecek on yıl içinde Amerikalı gençlerin İslâm'ı öğrenecekleri kültür merkezlerinin yapılacağını umut ediyorum. Yine o insanların aralarında güçlü bir dostluğun olacağını ve ALLAH'a itaat ederek yaşayacaklarını temenni ediyorum. [260]
İslâm'ı Seçen Amerikalı Bayan
İnsanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol İslâm'dır.
Liyamila 28 yaşında Müslüman olan Amerikalı bayanın yeni adı, "Hacer". Kendisi Kolombiya Mizuri Üniversitesi'nde Toplumbilim Bölümü'nde okuyor. Kendisini tatmin edecek gerçeği Amerikan kültüründe bulamadığı için, iki sene öncesinden başlayarak İslâm dinini derinlemesine araştırmış ve sonunda Müslüman olmaya karar vermiş ve ismini de Hacer olarak değiştirmiş. Dediğine göre Hacer ismi İslâm'a bağladığı için çok seviyormuş.
Hacer şöyle anlatıyor: "Çok uzun zamandan beri zihnimde bu dünyanın ve canlıların oluşumu ile ilgili sorular dolaşırdı. Bu sorular ve düşünceler beni çok sıkıştırmaya başladı. Fakat bu soruların cevaplarını Amerikan kitaplarında bulamıyordum. Ayrıca İslâm diye bir şeyin olduğunu duyuyordum; ama kafamda onunla ilgili yeterli bir bilgim yoktu ve daha ziyade onu kadın ile erkeği ayrı tutan bir din, sertlik ve şiddet yanlısı bir din olarak tasarlıyordum. İslâm'ı Öğrenene kadar bu şekilde onun hakikatinden cahil kaldım.
İslâm'ı araştırmaya başladım. İlk önceleri bu iş çok zor oldu. Çünkü İslâm hakkında doğru bilgi verecek İngilizce bir kitap bulmam zordu. Zamanla İs-iâm'ı sevdim ve onun adaletli bir din olduğunu ve herkese hakkını verdiğini, her türlü çalışmada kişiye sorumluluk yüklediğini anladım. Bu şekilde zaman ilerledikçe İslâm'ı daha iyi anladım. Bu durum, ALLAH bana hidayeti nasip edep Müslüman oluncaya kadar böylece devam etti. [261]
Hacer İslam'a Davet Ediyor
Hacer Müslüman olduktan sonra İslâm'ın yayılması için çok ciddi olarak çalıştı. O, yaptığı bu çalışmanın İslâm yolunda bir mücadele ve davetini, İslâm'ın hakikatini bilmeyen Amerikalılara bir duyuru olarak görmektedir. Çünkü İslâm'ı kötü gösterenler, halkı İslâm'a karşı soğutmaktadırlar.
Önceleri diğer kızlar gibi boş bir hayat yaşayan Hacer, İslâm'a girdikten sonra tamamen değişti. O şimdi tam bir dindar oldu. Şöyle eliyor: "Hedefim İslâm uğrunda çalışmak, liberalizme karşı mücadele, kötülüklere engel olmaktır. Edindiğim tecrübeden sonra insanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol İslâm'dır.
"Niçin İslâm insanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol?" diye Hacer'e sorulduğunda O, şöyle cevap veriyor: "Çünkü toplumun sorunlarına cevap sunan tek din İslâm'dır. Günümüzdeki yönetimler ise, ruh ve cesedin isteklerini, onlara tam olarak nüfuz edemeden dengelemeye çalışan bir hayat sunmaktadır.
Ben İslâm'da, beni yatağımda düşündürerek rahatsız eden sorunlara tam olarak cevaplar buldum."
Hacer, İslâm'dan bahsederken ne konuştuğunu çok iyi bilmekte idi. Bazen Arapça İslâmî terimler de kullanıyordu. O, her haliyle İslâm'ı çok iyi anlamıştı ve İslâm'ın sadece ibadetlerden oluşan bir din olmadığını anlatıyordu.
O'nun görüşünde cihad, İslâm'da çok önemli idi veya günümüzde Müslümanların en çok ihtiyacı olan şey, cihad idi.
Müslüman olduktan sonra Hacer, yaşayış tarzını da değiştirdi. Tesettüre büründü ve beş vakit namazını vaktinde kılmaya başladı. Kur'an'dan âyetler ezberledi. Ailesinden ve arkadaşlarından tepkiler aldı. Şöyle diyor; "Bütün o zorlukları kendi inancımla hoş karşıladım. Bu, her Müslümanın karşılaşacağı çok zor bir durum. Bu yolda birçok insana işkence yapıldı ve onlar bu dinden vazgeçmedi. Beni de İslâm'dan başka hiçbir şey ilgilendirmiyor."
Hacer'İn çalışmaları din sahasında sınırlı değildi. O, siyasi alanda da hareketli idi. Müslüman Filistin halkının hakkının verilmesini istiyordu. Bu yüzden bu konuda toplantılar yapıyor ve Filistin halkına yapılan zulümden bahsediyordu.
O, yüce bir davayı savunuyordu. Beyaz bir Amerikalı kadın, Müslüman bir davetçi oluyor ve Müslüman halkın hakkını savunuyordu. Kendisini dinleyenler olmasa bile O bıkmıyor ve yorulmuyordu...
İşte O'nun bütün İslâm âlemine ve özellikle Arap âlemine mesajı: "İnsanlığa ışık tutarak yol açan sizler. Mukaddes beldenizde size karşı savaşan İsrail ve yandaşlarına karşı sakın zayıf duruma düşmeyin. [262]
Yusuf İslam'ın Müslüman Olduktan Sonraki Açıklamaları
Medine Gazeteis, 5 Ramazan 1400 hicri tarihli sayısında, Müslüman olarak Yusuf İslâm adını alan dünyaca ünlü pop şarkıcısı Cat Stevens'tan bahseden bir yazı yayınladı. O yazıda anlatılan bazı başlıkları size aktaralım:
1- Müslüman olup müziği bırakınca Batı âiemi şok oldu. Ve nasıl değiştim diye birbirlerine sormaya başladılar. Medyanın çıtı çıkmadı. Ne olduklarını anlamadım, önceden yaptıkları gibi beni, peşimden soluyarak hiç takip etmediler. Çünkü dünya medyasının idaresi Yahudilerin eli altında bulunmaktadır.
2- Benim Müslüman olmamın nedeni, Mescid-i Aksa'da oturan arkadaşımı ziyaret etmemdir. O da benim semavi dinlere özen gösterdiğimi bildiği için bana bir Arapça ve bir de İngilizce Kur'an hediye etti. Tek başıma Kur'an'i başından sonuna kadar okudum. Sonra Hz. Muhammed'in hayatını okudum ve O'nun kişiliğinden çok etkilendim. Birbuçuk yıl İslâm'ı ilmi olarak inceledim ve İslâm'ın gerçek din olduğunu anladım. Ve müslüman olmadan önce herhangi bir Müslümanla tanışıp onların farklı görüşlerini öğrenmeden İslâm'a girdiğim için de ALLAH'a hamd ettim.
3- Kudüs'e gittim. Müslümanlar beni Mescid-i Aksâ'da görünce çok mutlu oldular. Orada namaz kıldım ve ağladım. Kudüs İslâm âleminin ciğeridir. Eğer orası hasta olursa, bütün İslâm âlemi hasta demektir. Eğer orası düzelirse bütün İslâm âlemi düzelir. Öyleyse Kudüs'ü Yahudilerden kurtarmamız gerekir.
4- Filistin halkının İslâm'a ve dine sıkı sarılmaları gerekir. Namazlarını bırakmadan kılmaları gerekir. Eğer böyle yaparlarsa ben, ALLAH'ın onlara yardım edeceğine inanıyorum.
5- Müslüman olduktan sonra bana, "sigara haramdır" dediler, ben de onu bıraktım. İçkiyi bıraktım. Kadınlarla beraber oturmayı bıraktım. Şarkı ve müziği terk ettim.
6- Tesettürlü bir bayanla evlendim. Kadının güzel olması önemli değildir. Esas üstünlük, iman ve fazilettir.
7- Şu an Arapça öğreniyorum ve Kur'an okuyorum. O'nun lezzetini tadıyorum ve mânâsını anlıyorum. Yakında şöhretimi de kullanarak İslâm'ın yüceliğini anlatan kitaplar yazacağım.
8- Ben, vaktinde kılınan namazı, İslâm'ın önemli şartlarından sayıyorum. Böyle yapmak, insanın dinini korumakta ve devamını sağlamaktadır.s her namazdan sonra büyük bir rahatlık ve huzur hissediyorum.
Evet, Yusuf İslâm İngiltere'de yaşıyor ve İslâm'ı tebliğ ediyor. Kendine ait bir camii var. Etrafında toplanan Müslümanlar onu destekliyor. ALLAH onu başarılı kılsın. ALLAH onun gibi Müslümanların sayısını artırsın. [263]
İstihare Duası
Cabir b. Abdullah radıyallahu anh'dan gelen rivayette şöyle demiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bütün işler için yapılan istihare duasını, Kur'an'dan bir sûre öğretir gibi bize öğretti ve şöyle buyurdu: "Sizden biriniz bir işe karar verdiğinde iki rekat namaz kılsın, sonra şöyle desin:
"ALLAH'ım, sana, senin ilminle istihare ediyorum. Kudretinle bana hayır takdir etmeni diliyorum. Senin bol fazlından istiyorum. Sen güç yetirensin; ben ise güç yetiremem. Sen bilirsin, ben ise bilemem. Sen gizli şeyleri hakkıyla bilensin.
ALLAH'ım, dinim, yaşamamın ve işimin sonucu, tez olması ve geri kalması bakımından eğer bu işi[264] benim için hayır olarak biliyorsan onu bana takdir et ve onu bana kolaylaştır. Sonra onu bana bereketli kıl. Eğer dinim, yaşamım ve işimin sonucu tez olması ve geri kalması bakımından bu işi benim için kötü olarak biliyorsan, bu işi benden çevir, beni de bu işten çevir. Hayır nerede ise onu benim için takdir et. Sonra beni bu işe razı kıl."[265] (Sonra ne istediğini söyler, dedi.)[266]
İnsan, aynı ilacı kendi başına içtiği gibi, istihare yaptığı Rabbi'nin onu hayra yönelteceğine tam olarak inanarak bu namazı kılar ve duasını eder. Hayırlı işin alâmeti, sebeplerin kolaylaşması olarak gözükür. Dinde hiçbir dayanağı olmayan istihareden sonra rüya görmek, başkasını kendi yerine istihare yaptırmak gibi bid'at istiharelerden kendini sakın. [267]
Şifa Duaları
1- Elini, bedeninin ağrıyan yerine koy. Sonra üç kere"bismillah" de. vedi kere"hissettiğim ve çekindiğim şeylerin şerrinden ALLAH'a ve kudretine sığınırım" de.[268]
Tirmizînm hasen dediği başka bir rivayette şu ilave vardır: "Elini kaldır. Daha sonra aynı duayı tek sayı halinde tekrar oku."
2-"Ey insanların Rabbi olan ALLAH'ım, sıkıntıyı gider ve şifa ver. Sen, şifa verensin, senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa verki hiçbir hastalık bırakmasın."[269]
3-"Her şeytandan, öldürücü nazardan ve her kınayan gözün kınamasından ALLAH'ın eksiksiz kelimelerine sığınırım."[270]
4- Eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eden kişi, hastanın yanında yedi kere:
"Yüce Arş'ın Rabbi olan Ulu ALLAH'tan sana şifa vermesini dilerim" derse, ALLAH o hastalığa şifa verir. Hakim sahih demiş, Zehebî de ona katılmıştır.
5- Belâya uğramış birini gören kimse:
"Sana verdiği belâdan beni koruyup sıhhatli kılan ve beni, yarattığı şeylerin çoğuna tercih ederek üstün kılan ALLAH'a hamd olsun" derse, o belâ ona dokunmaz.[271]
6- Cebrail (as), Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi ve: "Ey Muhammedi Bir rahatsızlığın var mı?" diye sordu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Evet" dedi. Cebrail (as) şöyle dedi:
"ALLAH'ın adıyla; sana eziyet veren her hastalıktan, her nefis veya hasetçi gözün şerrinden sana okurum. ALLAH'ın adıyla sana okurum, ALLAH sana şifa versin."[272]
7- Fatiha, Felak ve Nas Sûrelerini okuyup şifayı yalnız ALLAH'tan iste. Dua ile birlikte ilaç da kullan. ALLAH'ın izniyle iyileşmek için, fakirlere sadaka ver. [273]
Sefer Duası
1- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: "Yolculuğa çıkan kişi, geride bıraktığı kimselere:
"Sizi, emanetleri asla zayi olmayan ALLAH'a emanet ediyorum" desin.
Ahmed: Hasen hadis
2- Yola çıkan kimseye şöyle dua edilir:
"ALLAH takvanı artırsın, günahlarını bağışlasın ve bulunduğun yerde, sana hayrı kolaylaştırsın."[274]
3- Arabaya veya uçağa ya da başka bir şeye bindiğin zaman şöyle de:
"ALLAH'ın adıyla başlar ve O'na hamd ederim. Bunları bizim hizmetimize veren ALLAH ne yücedir. Yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Biz, ancak Rab-bimiz'e dönücüleriz.[275]
ALLAH'a hamd olsun (üç kere), ALLAH en büyüktür (üç kere), Ey ALLAH'ım, sen eksiklikten münezzeh ve yücesin. Ben kendime zulmettim. Sen beni bağışla. Günahları senden başka bağışlayacak yoktur."
"Ey ALLAH'ım, bu yolculuğumuzda, senden iyilik ve takvayı, hoşnud olacağın amelleri dileriz. Allah'ım, yotculu-ğumuzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bizim için yakın eyle. Sen yolculukta arkadaş ve çiledeki vekilsin. ALLAH'ım, yol yorgunluğundan, gördüklerimizin üzüntüsünden, aile ve malda meydana gelen değişikliklerin kötülüklennden sana sığınırım."[276]
5- Yolcu, yaptığı seferden döndüğü zaman bu sözleri söylediği gibi, şunları da ekler:[277]
"Dönüp tevbe edenler ve kulluk edenler, ancak Rabbimiz'e hamd edenleriz." [278]
Kabul Olunan Dualar
1- Herhangi bir işte veya sınavda başarılı, pl-rpak istiyorsan aşağıdaki duayı oku:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir adamı şöyle derken işitti:
"Ey ALLAH'ım, muhakkak ki ben gerçekten senin ALLAH olman ve senden başka ilah olmadığına, senin doğurmamış ve doğmamış olup, hiçbir denginin bulunmaması şeklinde gerçekleşen senin bir olman ve hiçbir şeye muhtaç olmayıp aksine her şeyin sana muhtaç olduğuna şehadetimle senden (hacetimi) istiyorum."
Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Nefsim elinde bulunan ALLAH'a andolsun ki ALLAH'tan; kendisine onunla dua edildiğinde icabet ettiği ve kendisinden, onunla istendiğinde verdiği, İsm-i Azam'ıyla istedi."[279]
2- Yunus aleyhisselam'ın duası. O, balığın karnında iken şöyle dua etmişti:
"ALLAH'ım, senden başka ilah yoktur. Seni her türlü eksik sıfattan tenzih ederim. Doğrusu ben zalimlerden oldum."[280]
ALLAH bu dua ile kendisine dua eden Müslüman kişinin duasını boşa çıkarmadan kabul eder. [281]
Kayıp Duası
İbn Ömer radıyallahu anh'a, "Malı kaybolan kişi ne yapmalı?" diye soruldu. Şöyle dedi: "Malı kaybolan kişi abdest alır ve iki rekat namaz kılar. Teşeh-hüdden sonra şöyle dua eder:
"ALLAH'ım, sen kaybolan malı geri verensin. Sen kaybolanı bulansın, yoldan sapana doğru yolu bulduransın. Kaybolan malımı kudretinle ve gücünle bana geri ver. Bu, senin bağışın ve lûtfundur."
Beyhakî: Hadise mevkuf demiştir. Hadis hasendir. [282]
Kur'an-I Kerım'den Dualar
Rabbimiz! Bize katından rahmet ver ve bizim işimizde bir kurtuluş yolu hazırla"
Kehf:10
"Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahi-rette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru."
Bakara: 201
"Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lût-fu en bol olan sensin."
Âli İmran: 6
"Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen, çok şefkatli ve çok merhametlisin."
Haşr: 10
"Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır."
Mümtehine: 4
"Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."
Bakara: 286
"Rabbimiz! Bizi o zalimler topluluğu için imtihan kılma. Bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar."
Yunus: 85-86
"Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz."
Duhan: 12
"Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver ve müsluman olarak canımızı al."
A'raf: 126[283]
[201] Buharî
[202] Ahmed: Sahih hadis. Bu sadece bayanlara hastır.
[203] Buharı, Müslim
[204] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 192-194.
[205] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 195-197.
[206] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 198-200.
[207] Buharı, Müslim
[208] Buhâri, Müslim
[209] Buhârî
[210] Tirmizî rivayet etmiş ve hasen-sahih demiştir.
[211] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 201-202.
[212] Buharı
[213] Ebû Davud: Sahih hadis.
[214] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 202-204.
[215] Ahmed: Sahih hadis.
[216] Buharı, Müslim
[217] Buharî, Müslim
[218] Buhari, Müslim
[219] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi:205-209.
[220] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 210-211.
[221] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 212-214.
[222] Müslim
[223] Buhârî
[224] Tirmizî
[225] Buhârî
[226] Ahmed: Sahih hadis
[227] Müslim
[228] Müslim
[229] Ebû Amr ed-Dânî: Sahih hadis
[230] Ahmed: Sahih hadis
[231] Buhârî
[232] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi:215-216.
[233] Buhârî, Müslim
[234] Müslim
[235] Hakim: Sahih hadis
[236] Müslim
[237] İbn Mâce: Sahih hadis
[238] İbn Neccâr: Sahih hadîs
[239] Buhâri
[240] Müslim
[241] Buhâri
[242] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 217-218.
[243] Müslim. Buharı daha uzun rivayet etmiştir.
[244] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 219-220.
[245] Buharı, Müslim
[246] Buharı
[247] Ahmed: Sahih hadis
[248] Müslim
[249] Tirmizî: Sahih hadis
[250] Müslim
[251] Müslim
[252] Tirmizî: Sahih hadis
[253] Tirmizî: Sahih hadis
[254] Buhârî
[255] Buhârî
[256] Ahmed: Sahih hadis
[257] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 221-223.
[258] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 224-225.
[259] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 226.
[260] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 227-229.
[261] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 229-230.
[262] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 231-233.
[263] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 233-236.
[264] 2 Evlilik, iş kurma, yolculuk veya başka bir şeyle ilgili hacetini söyler.
[265] İstihare duasını kıldığı iki rekattık namazdan sonra okur.
[266] Buharı
[267] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 237-238.
[268] Müslim
[269] Buhâri, Müslim
[270] Buharı
[271] Tirmizî: Hasen hadis
[272] Müslim
[273] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 239-242.
[274] Tirmizî: Hasen hadis
[275] Tirmizî: Hasen sahih demiştir.
[276] Müslim
[277] Müslim
[278] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 243-245.
[279] Ahmed, Ebû Davud: Hadis sahihtir.
[280] Ahmed: Sahih hadis
[281] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 246-247.
[282] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 248.
[283] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 249-252.
1- Bayram günü şarkı söylemek, AiŞe radıyal-lahu anh şöyle diyor:
"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem benim yanıma geldiğinde iki tane cariye kız def çalıyor ve şarkı söylüyorlardı. Ebu Bekir radiyallahu anh onları azarladı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Onları bırak. Her kavmin bir bayramı vardır. Bugün de bizim bayramımızdır" dedi." [201]
2- Düğünde def çalıp şârKi ©öpsmek, Bunun delili şu hadistir: ,
"Bu işin haram ile helal arasındaki ayırımı, düğünde def çalmak ve şarkı" Bu ise sadece bayanlara özeldir.[202]
3- Çalışırken söylenen İslâmî marşlar. Özellikle içinde dua olanlar. Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hendek kazarken çalışanları teşvik,. etmek amacıyla Abdullah b. Revaha'nın söylediği şiiri söylerdi:
Ahiret yaşamından başka yaşam yoktur ALLAH'ım sen Ensar'ı ve Muhacirin'/bağışla. Onlar da şöyle karşılık verirlerdi.
Ve Bizler ki Muhammed'e bey'at ettik
Cihad etmek için ölünceye dek. Yine Rasûluilah sallallahu aleyhi ve sellem heffâeği kazarken İbn Revaha'nın şu şiirini söylerdi:
Eğer ALLAH olmasaydı hidayet bulamazdık. " Vallahi namaz kılamaz, zekat veremezdik. Bizim üzerimize huzur ve güven indir.
Ayaklarımızı sabit tut eğer düşmanla karşılaşırsak [203]
4- İçinde tevhid olan marşları söylemek. Rasû'ullah sallallahu aleyhi ve sellem sevgisinden, onun , şahsiyetinden bahseden, cihad ve ahlâktan bahseden marşlar. Veya müslümanlar arasında birlik, beraberlik ve sevgiden bahseden, İslâm'ın güzelliğinden bahseden topluma faydası olan marşlar.
5- Çalgı aletlerinden sadece defin çalınmasına izin vardır. Onu da sadece düğünlerde kadınlar çalar. Zikir çekerken kullanılması asla caiz değildir. Çünkü ne Rasûlullah sailallahu aleyhi ve sellem ne de ondan sonra sahabe defi bu şekilde kullanmamıştır. Ancak bazı sofiler onu zikirlerde kullanmayı kendilerine sünnet saymışlardır. Bu bid'attir. Zira Rasûlullah sailallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Sonradan uydurulan şeylerden sakının Zira her uydurulan şey bid'attır. Her Bid'atte sapıklıktır."
Tirmizî rivayet etmiş ve hasen sahih demiştir. [204]
İslam'da Resim Ve Heykelin Hükmü
İslâm bütün insanları put ve resim ile temsil edilen evliya ve salihlere ibadet etmekten kurtarıp^ tek olan ALLAH'a ibadet etmeye çağırmaktadır. Bu.rj çağrıda insanların hidayeti için gönderilen bütün $ peygamberlerin tarihi kadar eskidir. Nitekim ALLAH Te-âlâ şöyle buyuruyor:
"Andolsun ki biz, 'ALLAH'a ibadet edin ve tağut-tan sakının' diye emretmeleri için her ümmete bir peygamber gönderdik."
Nahf: 36
Bu putların isimleri Nuh sûresinde şöyle geçmektedir:
"Ve dediler ki: Sakın ilahlarınızı bırakmayın; hele Ved'den, Suva'dan Yeğus'tan, Ye'uk'tan ve Nesr'den asla vazgeçmeyin!"
Nuh:23
Bu putların yaşamış evliyalar olduğuna dair en büyük delil İbn Abbas'ın Buharî'de geçen şu sözüdür: "Bu isimler Nuh(as)'m kavminde yaşamış salih kimselerin adlarıdır. Bu kimseler ölünce, şeytan onları oturdukları meclislerine putlar dikmelerini fısıldamış ve onlarda bu putlara bu isimleri vermişlerdi. Böyle yaptılar, önceleri onlara ibadet etmiyorlardı. Daha sonra gelen nesillerde ilim ortadan kalkınca bunlara ibadet etmeye başladılar."
İbn Abbas'ın bu sözü, ölen salih insanların adına yapılan heykellerin ALLAH'tan başkasına ibadet etmede en büyük sebep olduğunu gösterir.
İnsanların birçoğu, bu heykellere ve özellikle posterlere zamanımızda ibadet edenler olmadığı için onları yapmanın helal olduğunu zannetmektedirler. Bu birçok yönden kabul edilemez.
1- Resim ve heykellere asrımızda bile ibadet edilmektedir. Çünkü kiliselerde bulunan İsa ve Mer-yem(as)'a insanlar ibadet etmektedirler. Hatta haçın önünde eğilmektedirler. Ayrıca üzerinde İsa ve Meryem {as)'ın resimleri bulunan demirden heykeller çok pahalı fiyata satılmakta ve onu alanda evinin bir köşesine asarak ona ibadet etmekte ve saygı göstermektedir.
2- İnsanlar bu putların önünde şapkalarını çıkarmakta ve çelenkler koymaktadırlar. Mesela Amerika'da George Washington, Rusya'da Lenin ve Sta-lin, Fransa'da Napolyon gibi cadde ve meydanlarda-ki heykeller. İnsanlar bu heykellerin önünden geçerken saygıyla eğilmektedirler. Heykel dikme fikri bazı Arap ve Müslüman ülkelerde de görülmekte, kafirleri taklit ederek caddelere heykeller dikmektedirler. Bu heykellere harcanan paralarla o insanlar adına cami, okul, hastane ve hayır kurumları yapılabilir.
3- Dikilen bu heykellere uzun zaman sonra ibadet edilmeye başlanacaktır. Nitekim Avrupa ve bazı İslam Ülkelerinde bu durum görülmeye başlanmıştır. Bu durum kendilerinden önce Nuh(as)'ın kavminde görülmüştü. Onar salih İnsanların heykellerini diktiler, sonra onlara saygı duyarak ibadet etmeye başladılar.
4- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ali ra-dıyallahu anh'a şöyle emretmiştir:
"Kırmadık bir heykel, yerle bir etmedik bir kabir bırakma"
Müslim. İmam Ahmed'deki rivayette şu ilave vardır: "Silmediğin resim bırakma"[205]
Resimve Heykelin Zararları
İslâm ancak dini, ahlaki ve maddi zararı olan bir şeyi haram kılar. Gerçek Müslüman ise sebep ve illetini bilmese dahi ALLAH ve Resulünün emrine teslim olan kişidir. Resim ve heykelin bir çok zararı vardır:
1- Dinde ve akidedeki zararı Resim ve heykelin insanların inançların, bozduğuna çoğu kere şahit olmuşuzdur. Mesela Hıristiyanlar İsa ve Meryem (as)'ın resimlerine ve haça ibadet etmektedirler. Yine Avrupa devletleri ve Rusya kendi önderlerinin heykellerine ibadet etmekte, onların önünde saygı ve sevgiyle başlarını eğmektedirler. Bu yolda onlara bazı Arap ve Müslüman ülkelerde uymakta ve kendi devlet başkanlarının heykellerini dikmektedirler Sonra bazı tarikatlar şeyhlerinin fotoğraflar, önünde namaz kılarak huşu içinde onlardan yardım istemekte, zikirler çekerek şeyhlerinin kendilerini gözlediğini zannetmektedirler.
Bir de şarkıcıların resimleri vardır ki, onların peşinden giden hayranları taparcasına o resimleri evlerinin duvarlarına asmaktadırlar. 1967 yılında Arap-İsrail savaşında bir radyo spikeri şöyle konuşuyordu: "Ey askerler ileri! İçinizde sizinle beraber savaşan şarkıcılar da var!..." Oysa şöyle demesi gerekirdi: "İleri! ALLAH, yardımıyla sizinle beraberdir...", Savaşın sonu ise yenilgi ile bitti. Çünkü ALLAH onlardan yardımını kesti. O şarkıcıların da onlara faydası olmadı. Belki de yenilginin sebebi, ALLAH'a asi olan o şarkıcılardı. Keşke Araplar bu yenilgiden ders alsalar da, dinlerine dönseler.
2- Resim ve heykellerin gençlerin ahlâkına olan zararları ise anlatmakla bitmez. Cadde ve evlerin duvarları açık seçik kadınların resimleri ile dolu olduğu görülmektedir. Bu resimlerdeki şarkıcılara aşık olan gençler her türlü günahı işlemekte giyim-kuşamları ve ahlâkları bozulmaktadır. Din, iman, ci-had, Kudüs ve işgal altındaki topraklar aklına hiç gelmemektedir.
Resim ve fotoğraf, özellikle açık saçık kadın fotoğrafı o kadar çok yaygınlaşmıştır ki gazete ve dergilerde, kitap, televizyon, elbise poşetleri üzerinde dahi açık kadın resimleri vardır. Kadın öylesine küçük düşürülmüştürki erkek ayakkabılarının reklamlarında bile artık yer almaktadır. Bir de karikatür resimleri vardır ki, bu resimlerde ALLAH'ın yarattığı insan, çok çirkin şekillerde çizilmektedir. ALLAH, onların çizdiği uzun burunlu, kepçe kulaklı, patlak gözlü bir mahluk yaratmamıştır. Bilakis ALLAH insanı en güzel şekilde yaratmıştır.
3- Resim ve heykellerin sebep olduğu maddi zarar ise açıkça görülmektedir. Heykel yapmak için milyarlar harcanmaktadır. Yine bir çok insan, at, köpek, maymun, fil ve insan şeklinde olan süs eşyalarını alıp evlerine koymaktadır. Veya aile fotoğrafını ve ölmüş yakınlarının fotoğraflarını evlerine asmaktadırlar. Bunlara verdikleri o paraları ölü adına fakirlere verseler, onun sevabı ölüye fayda verirdi. Bir de bundan daha kötüsü onun sevabı ölüye fayda verirdi. Bir de bundan daha kötüsü, adamın hanımıyla çektirdiği düğün fotoğrafını evine asıp başka insanlara göstermesidir. Sanki hanımı sadece ona ait değil de bütün insanlara aitmiş gibi!! [206]
Resim, Heykel Gibi Midir
Bazı insanlar put ve heykellerin sadece Cahili-ye döneminde olduğunu zannetmekte, resimlerin bu yasaklamaya girmediğini söylemektedirler. Bu oldukça garip bir anlayıştır. Anlaşılan onlar bu konudaki açık delilleri okumamışlardır. İşte onlardan bazıları:
1- Aişe radıyallahu anh üzerinde resim bulunan bir yastık satın almıştı. Rasûlullah sallailahu aleyhi ve sellem onu görünce evin kapısında durdu ve içeri girmedi. Aişe O'nun hoşlanmadığını yüzünden anladı ve: "Ya Rasûlullah, ALLAH'a ve Rasulü'ne tevbe ederim, benim günahım nedir?" dedi. O: "Bu yastığın işi ne?" dedi. O: "Yastık olarak kullanmak ve üzerine oturmak için aldım" dedi. Rasûlullah sallailahu aleyhi ve sellem: "Bu resimleri yapanlara kıyamet günü azap edilecek ve onlara: Yaptığınız bu resimleri diriltin, denilecektir" dedi. Sonra şöyle buyurdu: "İçinde resim olan eve melekler girmez."[207]
2- Rasûlullah sallalfahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Kıyamet günü insanların en çok azap görenleri ALLAH'ın yarattığı canlı varlıkların resimlerini yapanlardır."[208]
3- "Rasûfullah sallallahu aleyhi ve sellem, o resimleri görünce yok edinceye kadar eve girmedi."[209]
4- "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem evde resim bulundurmayı yasakladı ve [210]kişinin resim yapmasını da nehyetti." [211]
Caiz Olan Resim Ve Heykeller
1- Ağaç, yıldız, güneş, ay, dağ, taş, deniz, nehir ve güzel manzara resimleri ve heykelleri yapmak caizdir. Yine mukaddes beldelerin içinde insan olmayan resimleri caizdir. Mesela: Kabe, Mescid-i Nebe-vî, Mescid-i Aksa ve diğer bütün camiler.
Süriun delili, İbn Abbas'ın şu sözüdür: "Eğer mutlakâ'resim yapacaksan, cansız ağaç resmi yap."[212]
2- Kimlik, ehliyet ve pasaporta konulan resimler, mecburi olduğundan caizdir.
3- Hırsızlık ve cinayet işleyenlerin tanınması ve yakalanması için fotoğraflarının çekilmesi. Yine aynı şekilde bazı ilmi çalışmalar için örneğin tıp ilimlerinde kullanılmak üzere yapılan resimler caizdir.
4- Kız çocuklarının evde oynaması için paçavra ve bezden yapılan oyuncak bebekler yapmak caizdir. Çünkü ileride anne olunca çocuklarını eğitmeleri için bu gereklidir. Bunun delili Aişe radıyallahu anh'ın şu sözüdür: "Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem'in yanında kız çocuklarıyla oynardım." Buharî
Ayrıca çocuklar için ithal oyuncaklar almak caiz değildir. Çünkü bu oyuncaklar açık saçık kadın modeli şeklinde insan suretinde olup çocukların ahlâkını bozmakta, onlar bu oyuncaklardan, açık saçık giyinmeyi, boyanarak süslenmeyi öğrenir. Buna ilave kafir ve Yahudi devletlerine para kazandırmaktadır.
5- Başı olmayan canlı resimleri yapmak caiz-, dir. Çünkü canlıyı canlı yapan başıdır. Eğer başı olmazsa ruhu da olmaz ve aynı cansızlar gibi olur. Ni-5 tekim Cebrail aleyhisselam Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e şöyle buyurmuştur:[213]
"Her heykelin başını kır ki ağaç şekline dön-* sün, üzerinde resim olan her örtüyü kes ve üzerine yaslanan yastık yap." [214]
Sigara Haram Mıdır?
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında sigara yoktu. İslâm dini genel kural olarak vücuda zarar veren, başkalarına eziyet eden ve para israfına neden olan her şeyi haram sayar.
Sigaranın hükmüne dair deliller şunlardır:
1- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Onlara temiz şeyleri helal, pis olan eziyet verici Şeyleri haram kılar."
A'raf:157
Sigara vücuda zarar veren pisleydin Kokusu da kötüdür.
2- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:'
"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın."
Bakara: 195
Sigara, verem ve kanser gibi öldürücü hastalıklara sebep olmaktadır.
3- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor: "Kendinizi öldürmeyin."
Nisa: 29
Sigara gizli bir intihardır, insan farkında olmadan yavaş yavaş öldürür.
4- ALLAH Teâlâ içkinin zararı ^Şıkkında şöyle buyuruyor:
"Her ikisinin de günahı faydasından daha büküktür."
Bakara: 219
Sigaranın da zararı faydasından çok daha büküktür. Hatta hiç faydası yoktur bile denilebilir.
5- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Gereksiz yere de israf etme. Zira israf edenler şeytanın kardeşleridir."
İsrâ: 26-27
Sigara içmek israftır israf ise şeytanın amelidir.
6- Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Ne zarar vermek vardır, ne de zarar uğramak."[215]
Sigara sahibine zarar verir, çevresindekileri rahatsız eder, malıda telef eder.
7- Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"ALLAH, sizin kendi malınızı boş yere harcayarak kaybetmenizi hoş karşılamaz."[216]
Sigara içen kişi malını boş yere harcayarak kaybettiğinden dolayı, ALLAH onu hoş karşılamaz.
8- Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Bütün ümmetim affedilecektir. Günahını açığa vuranlar hariç."[217]
Sigara içen kişi hadisten de anlaşıldığı gibi günahını açığa vuran kişilerdendir.
9- Rasûlullah şallallahu aleyhHve sellem şöyle buyuruyor:
"İyi insanla oturan kişi ile kötü insanla oturan kişinin misali; misk satan insan ile, ateşe üfleyen insana benzer.
10- Rasû l^ buyuruyor:[218]
Kim soğan veya sarımsak yerse bizden ve mescidimizden uzak dursun, evinde otursun."
Sigaranın kokusu soğan ve sarımsaktan daha kötüdür.
11- Birçok alim sigarayı haram saymaktadır. [Eski ilim sahiplerinde] Haram saymayanlar ise onun sebep olduğu kanser hastalığından haberleri olmayanlardır.
12- Eğer bir insanın kâğıt para yaktığını görsek ona: "Ne yapıyorsun, sen deli misin!?" deriz.
Binlerce sigara satın alıp da parasmı yakanlara ya ne demeli! Hem kendi vücuduna, hem de yanında bulunanlara zarar vermektedir. İnsanların temiz havalarını sigara dumanıyla rahatsız etmek caiz değildir. Sigara içen bir kişiye: "Bu sigara senin iyi amellerinden mi sayılır, yoksa kötü amellerinden mi?" diye sorsak bize cevap olarak kötü amellerinden olduğunu söyleyecektir.
13- Ey kardeşim! Gel şu sigarayı bırak. Kim Allah için bir şeyi bırakırsa ALLAH ona yardımcı olur. Sabret, ALLAH sabredenlerle beraberdir. Ezan ve namazlardan sonra ALLAH'a dua et ve şöyle de: "Allah'ım, şu sigarayı bana kötü olarak göster. Onu bırakmayı bana nasip eyle." [219]
Müctehid İmamlar Hadisle Amel Etmiştir
Dört mezhep imamı -ALLAH onlardan razı olsun-her biri kendisine hadis ulaştığı ölçüde ictihadda bulunmuştur. Hadisler, onlardan bazılarına ulaşıp, bazılarına ulaşmadığı için aralarında farklı görüşler oluşmuştur. Çünkü onların yaşadığı zamanlarda hadislerin hepsi toplanıp yazılmamıştı. Hadis hafızları Hicaz, Irak ve Şam gibi birbirlerinden farklı bölgelerde bulunuyorlardı. Ayrıca bu bölgeler arasında ulaşım da çok zor ve meşakkatli idi. Bu yüzden İmam Şafiî Mısır'a yerleşince orada gördüğü hadislerle fetva vermiş, daha önce Irak'ta iken verdiği fetvalarından vazgeçmiştir.
İmam Şafiî kadına dokunmakla abdestin bozulacağını söylerken, İmam Ebu Hanife bozmayacağını söylemektedir. İşte bu durumda Kur'an ve Sünnete başvurmamız gerekir. Zir ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, ALLAH'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız, onu ALLAH'a ve Rasulü'ne götürünüz; bu hem hayırlı, hem de sonuç bakımından daha güzeldir."
Nisa: 59
Çünkü doğrunun birden fazla olması mümkün değildir. Kadına dokunmak hem abdesti bozacak, hem de bozmayacak; böyle olamaz. Biz bu konuda ALLAH katından inen Kur'an'a ve onu en iyi şekilde açıklayan Rasulü'nün sahih hadislerine uymakla emrolunmuşuzdur. Zira ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Rabbinizden size indirilen Kur'an'a uyun. Onu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!"
A'raf: 3
Bu yüzden, bir müslümanın sahih bir hadisi kendi mezhebine ters diye kabul etmemesi caiz değildir. Dört mezhep imamı sahih hadisle amel edip, ona ters olan her görüşü reddetme konusunda icma etmişlerdir. [220]
Dört Mezhep İmamının Hadisle Amel Etme Konusunda Sözleri
Şimdi sizlere sunacağımız dört mezhep imamının sözleri, hem onları kınayanlara ve küçümseyenlere bir cevap, hem de onlara uyanlara gerçeği beyan etmektetir.
İmam Ebu Hanife. Bütün insanlar Fıkıh'ta O'nun talebesidir:
1- "Nereden aldığımızı bilmedikçe, hiç kimseye bizim görüşümüz ile amel etmesi helal olmaz."
2- "Dayandığım delili bilmeden benim görüşüm ile fetva vermek haramdır. Biz birer insanız, bugün bir söz söyleriz yarın ise ondan vazgeçeriz."
3- ALLAH'ın kitabına ve Rasulullah'tan gelen habere aykırı bir sözüm olursa onu terk edin.
4- İbn Âbidin şöyle diyor: "Hadis sahih olduğu zaman, mezhebin görüşü ile çalışsa da onunla amel edilir ve kişinin mezhebi hadisin hükmü olur. Hadis ile amel etmek, mezhep taklitçisi kişiyi Hanefî olmaktan çıkarmaz. Nitekim Ebu Hanife'den şöyle nakledilmiştir: "Eğer hadis sahih olursa, benim görüşüm odur."
İmam Mâlik, Medine'nin İmamı:
Ben bir beşerim. Doğruyu da bulurum, hata da ederim. Sizler benim görüşlerime bakın. Kur'an ve sünnete uyanı alın, uymayanı bırakın."
"Peygamber hariç her bir kişinin sözünü ister alırsın ister terk edersin."
İmam Şafiî. Ehl-i Beyt'tendir:
1 - Hiç kimse yoktur ki Peygamberin bir sünneti kendisine gizli kalmamış ve ulaşmamış, {Yani herkese her hadis ulaşmamış olabilir.) Ben bazen bir söz söylemiş, bir kural tesbit etmişimdir de, o konuda benim görüşüm hilâfına Peygamber'den nakledilen bir hadis bulunmuştur. Bu durumlarda benim görüşüm, Peygamberin sözüdür."
2- "Bir kimse için, Peygamber'den nakledilen bir sünnetin açıkça belirlenmesi halinde, onu bir başkasının sözünden ötürü terk etmenin helal olmadığı konusunda müslümanlar ittifak halindedirler."
3- "Benim kitabımda Peygamberin sünnetine aykırı bir şey bulursanız, Peygamber'in sözünü alınız, benim görüşüm de odur."
4- Ahmed b. Hanbel'e şöyle demiştir: "Siz hadisi ve ravileri benden daha iyi bilirsiniz. Hadis sahih olduğu zaman bunu bana bildiriniz ki, ben de onunla amel edeyim."
5- "Eğer hadis sahih olursa, benim mezhebim odur."
6- "Hakkında görüş beyan ettiğim herhangi bir meselede hadis alimleri tarafından benim görüşlerime aykırı bir hadis rivayet edilirse, ben sağlığımda da öldükten sonra da o görüşümden vaz geçerim."
İmam Ahmed b. Hanbel. Ehli sünnetin imamı:
1- "Beni taklid etme. Mâlik'i, Şafiî'yi, Evzâî'yi ve Sevrî'yi de taklid etme. Sen de onların aldığı kaynaktan a!."
2- "Kim Rasûlullah'ın hadisini reddederse o, helakin eşiğindedir." [221]
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'ın Hadisleriyle Amel Ediniz
1 - "Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkç&fe-kopmaz ve Müslümanlar onları yener."[222]
2- "Kim ALLAH'ın adı en üstün olsun diye savaşırsa, o kişi ALLAH yolundadır." [223]
3- "Kim ALLAH'ın azabından insanlara sığınırsa, ALLAH onu insanların korumasına terk eder."[224]
4- "Kim ALLAH'tan başkasına dua ederek ölürse cehenneme girer."[225]
5- "Kim ilmi gizlerse, ALLAH onun ağzına ateşten bir gem vurur."[226]
6- "Kim tavla oynarsa, sanki o, elini domuz kanına bulamıştır." [227]
7- "İslâm garib olarak başladı ve yine garib hadönecektir. Ne mutlu o aariblere"[228]
Başka bir rivayette şu şekildedir:
O garibler, insanlar bozulduğunda onları ıslah edenlerdir."[229]
8- "Ne mutlu o gariblere ki onlar, kötü insanlar çoğaldığında, onların içindeki iyi insanlardır."[230]
9- "ALLAH'a isyanda kullara itaat yoktur.[231]İtaat ancak maruftadır." [232]
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Size Ne Verdiyse Onu Alınız!
1- "ALLAH, kaşlarını ve kıllarını alarak ve aldıra- değiştirenlere iânet etmiştir."[233]
2- "Örtülü çıplaklara, erkekleri kendilerine meylettiren ve kendileri de onlara meyleden, başları deve hörgücü gibi olan kadınlar cennete giremezler. Orasının kokusunu dahi alamazlar."[234]
3- "ALLAH'tan korkun! Helale sarılın, haramdan uzak durun."[235]
4- "ALLAH'ı zikrederken kendinize sahip olun. Zira siz ne sağır olana, ne de uzakta bulunana dua ediyorsunuz." [236]
5- "İnsariMr içîhMeh çök belâlara uğrayanlar, önce peygamberler, onlardan sonra da salih kişilerdir[237]
6- "Gelmeyene git, kötülüğe iyilikle mukabele et, kendi aleyhine bile olsa hakkı söyle."[238]
7- "Dinarın, dirhemin ve giyim kuşamın kölesine yazıklar olsun ki verilirse sevinir verilmezse söylenir."[239]
8- "Yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayın."[240]
9- "Bu dünyada bir yabancı veya yolcu gibi ol."[241]
10- "Bir kişi gelip te başkasını yerinden kaldı-ralfâk yerine oturmasın. Açılıp birbirinize yer verin." [242]
Kardeş Olun Ey ALLAH'ın Kulları
Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle
"Birbirinize haset etmeyiniz, birbirinizi kızdıracak şeyler yapmayınız, başkalarının konuşmalarını dinlemeyiniz, bencillik yapmayınız, başkalarının eksikliklerini araştırmayınız, almayacağınız malın fiyatını yükseltmeyiniz, birbirinizle alâkanızı kesmeyiniz, birbirinize arkanızı dönüp uzaklaşmayınız. Birbirinizin yaptığı alışveriş üzerine alışveriş yapmayınız.
ALLAH'ın size emrettiği gibi kardeş olunuz ey Allah'ın kulları. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona yardımı kesmez ve onu küçük görmez.
- Kalbine işaret ederek -: Takva işte buradadır, takva işte buradadır.
Kişinin müslüman kardeşini küçük görmesi, kötülük olarak ona yeter. Müslümanın müslümana kanı, ırzı ve malı haramdır.
Zandan kaçmm. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır.[243]
ALLAH sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz. Fpkat sizin kalplerinize ve amellerinize bakar." [244]
Müslüman Kişi Hakkında Hadisler
1 - "Müslüman, diğer müslümanların onun dilinden ve elinden emin oldukları kişidir."[245]
2- "Müslümana sövmek fasıklık, onu öldürmek ise küfürdür."[246]
3~ "Uyluğunu ört. Çünkü kişinin uyluğu avret yeridir:"[247]
4- "Mü'min kişi iftira atmaz ve lanet okumaz, çirkin ve ahlâksız konuşmaz."[248]
5- "Kim bize silah çekerse bizden değildir."[249]
"Kim sahtekârlık yaparsa bizden değildir."[250]
6- "Yumuşaklıktan mahrum olan her hayırdan inahrum olur."[251]
7- "Kim insanların kötülüğünden ALLAH'a sığınırsa, ALLAH kurtarıcı olarak ona yeter. Kim ALLAH'ın azabından insanlara sığınırsa, ALLAH onu insanların korumasına terk eder."[252]
8- "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, rüşvet verene de alana da lanet etmiştir[253]
9- "Elbisesi ayak bilek kemiğinden aşağıda olan ateştedir."[254]
10- "Kim müslüman kardeşine kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner."[255]
11- "Münafık birisine "efendim" diyerek saygı gostermeyiniz. Çünkü eğer o sizin efendiniz olursa, Rabbiniz Azze ve Celle'yi kızdırırsınız."[256]
12- "Çocuk, akikasıfia bağlıdır. Yedinci günü akikasi kesilir, ismi koyulu^ye saçı tıraş edilir." [257]
İslamın Kadına Verdiği Değer
Şüphesiz İslâm dini, yeni nesiller yetiştirdiği ve toplumun düzelmesi ona bağlı olduğu için kadına büyük değer vermiş, her türlü kötülüğe karşı korumak için de örtünmeyi ona farz kılmıştır. Örtünme sayesinde her iki eş arasında sevgi ve bağlılık devam etmektedir. Çünkü koca güzel bir kadın gördüğünde ondan etkilenmekte ve hanımıyla arası bozulmaktadır. Belki de bu, onların boşanmalarına bile sebep olmaktadır. Kur'an'da örtünme âyeti şu şekilde geçmektedir:
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına, -bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman- dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur."
Ahzâb:59
1- Dünyaca ünlü kadın lider Uni Bizant şöyle demiştir: "Çoğu kere, İslâm gölgesindeki kadının diğer sistemlere göre daha çok özgür olduğu fikri aklıma gelmiştir. İslam, tek eşliliği yasaklayan dinlerden daha çok kadının hakkını korumuştur. İslamî öğretiler kadına daha adaletli davranmış ve hürriyetini garanti etmiştir. Buna karşılık kadın ingiltere'de ancak 20 sene önce mül-kiyyet hakkını elde edebilmiştir. Biz ise İslâm'da kadının bu hakkını daha ilk zamanlarda elde ettiğini görmekteyiz. Öyleyse: "İslâm, kadını duygusuz bir madde olarak görür" sözü iftiradan başka bir şey değildir."
2- Yine şöyle diyor: "Kadının toplumsal ve şahsi ihtiyaçlarını gideren ve onu koruyan İslâm'da birden fazla evlilik en doğru adil terazide tarttığımızda, onun, kadını sadece şehveti tatmin etme âleti olarak gören ve işi bitince de sokağa atan batılı sistemlerden daha iyi olduğunu görürüz."
3- Bayan müsteşrik Fransivaz Sacon şöyle demiştir: "Ey doğulu müslüman kadın! Sana erkeklerle eşit haklara sahip olman için seslenerek tatlı sözler söyleyenler, daha önce de bizi bu sözlerle aldattılar."
4- Fon Hermer ise şöyle demiştir: "Örtü, kadına gerekli saygı ve mevkii vermekte ve onu koru-maktadır.Bu yüzden ona özenilir." [258]
Batılıların İslam Hakkındaki Sözleri
Filozof Bernard Shaw şöyle diyor: "Ben Mu-hammed'in dinini takdirle karşılıyorum. Bana göre o din, değişen hayatın her safhasına uygunluk gösteren en güçlü dindir. Her asırda geçerlidir. Ben o kişinin hayrete düşüren hayatını araştırdım. Bana göre O kişiye, İsa'ya haksızlık etmeden: "insanlığın kurtarıcısı" demek gerekir. Ben inanıyorum ki, eğer bugün O'nun gibi birisi tek başına bu dünyayı yönetse idi, barış ve mutluluğa ihtiyacı olan bu dünyanın bütün meselelerini çözmede başarı daima O'ndan yana olurdu.
Benim gözlemime göre, Muhammed'in dini, ileride Avrupa'da kabul edilecektir. Daha bugünden kabul edilmeye başlandı bile." [259]
İslâm'a Giren Amerikalı Anlatıyor
Amerika Birleşik Devletleri'nde birçok insan yaşamaktadır. Onlardan bir kısmı Müslümanlıkla ve Hıristiyanlıkla veya Budizm yoluyla yeni bir hayat aramaktadır. Yine onlardan birçoğu bin ilâha ihtiyaç duymaktadır. Fakat küçük bir grup, ALLAH'a giden yolun İslâm olduğunu kabul edip Müslüman olmuştur. İşte onlardan birisi şöyle anlatıyor:
İlk önceleri Budizm dinini okuyordum. Birkaç sene sonra Budist din adamı olmayı bile istedim. Fakat üniversitede okurken, dinler arasında bir karşılaştırma yaptım ve İslâm dinine yöneldim. Üniversiteden mezun olunca Avrupa'ya gittim. Hollanda'da araştırma yaparken, benimle beraber birisi Ürdünlü, diğeri Arnavutluklu iki kişi vardı. Ben bunların etkisiyle İslâm'a girdim. Ancak önceleri İslâm'ın güzelliğine, güncelliğine ve yapıcılığına hiç dikkat etmemiş, sadece Muhammed'in ALLAH'ın gerçek elçisi olduğunu anladım eğer ALLAH'tan ve Rasûlünden yüz çevirirsem, ALLAH da bana azap eder düşüncesindeydim.
Hayatımın son beş yılının bir kısmını Amerika'da ve bir kısmını Arap ülkelerinde geçirdim. Neticede bu dini çok sevdim ve bu dinin insan hayatını kutsal saydığı sonucuna ulaştım.
Ancak İslâm toplumunda gördüklerim, benim İslâm'a olan güvenimi azalttı. Çünkü o toplumlar ve idareciler Amerika'yı ve batı dünyasını taklit etmekte idiler.
Oysa o dönemde Amerika ve Batı âleminde yaşayanların amaç ve hayalleri, yaptıkları işlerle boşa çıkmakta, düzen ve sistemleri çökmekte idi.
Arap âleminde yaşayan bir çok kişi, Amerika'ya gidip mutlu olma hayaliyle yaşarken, aynı vakitte Amerikalılar, devletlerinin her gün kötüye gittiğine ve bir gün gelip Amerika'nın mutlaka yıkılacağına inanmaktaydı.
Ama Amerikalı Müslümanların durumuna gelince, onlardan İslâm'a yeni girenler çok güçlü bir imanla İslâm'a sarılmaktadırlar. Fakat çoğumuzun bilgi eksikliği var. Çoğu zaman bilgisizlikle İslâm adına çok kötü işler yapmaktayız. Yine içimizde az bir grup, diğer kardeşlerini bilgilendirmektedir. Ayrıca diğer İslâmi toplumlardan insanlar Amerika'ya giderek İslâm'ı tebliğ etmekte ve gerçek dini onlara anlatmaktadırlar. Gerçek olan şu ki, İslâm alemindeki bir çok alim gerçek görevini yerine getirmek için Amerika'ya gidip orada irşad ve tebliğ ile uğraşmaktadır.
Son olarak; gelecek on yıl içinde Amerikalı gençlerin İslâm'ı öğrenecekleri kültür merkezlerinin yapılacağını umut ediyorum. Yine o insanların aralarında güçlü bir dostluğun olacağını ve ALLAH'a itaat ederek yaşayacaklarını temenni ediyorum. [260]
İslâm'ı Seçen Amerikalı Bayan
İnsanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol İslâm'dır.
Liyamila 28 yaşında Müslüman olan Amerikalı bayanın yeni adı, "Hacer". Kendisi Kolombiya Mizuri Üniversitesi'nde Toplumbilim Bölümü'nde okuyor. Kendisini tatmin edecek gerçeği Amerikan kültüründe bulamadığı için, iki sene öncesinden başlayarak İslâm dinini derinlemesine araştırmış ve sonunda Müslüman olmaya karar vermiş ve ismini de Hacer olarak değiştirmiş. Dediğine göre Hacer ismi İslâm'a bağladığı için çok seviyormuş.
Hacer şöyle anlatıyor: "Çok uzun zamandan beri zihnimde bu dünyanın ve canlıların oluşumu ile ilgili sorular dolaşırdı. Bu sorular ve düşünceler beni çok sıkıştırmaya başladı. Fakat bu soruların cevaplarını Amerikan kitaplarında bulamıyordum. Ayrıca İslâm diye bir şeyin olduğunu duyuyordum; ama kafamda onunla ilgili yeterli bir bilgim yoktu ve daha ziyade onu kadın ile erkeği ayrı tutan bir din, sertlik ve şiddet yanlısı bir din olarak tasarlıyordum. İslâm'ı Öğrenene kadar bu şekilde onun hakikatinden cahil kaldım.
İslâm'ı araştırmaya başladım. İlk önceleri bu iş çok zor oldu. Çünkü İslâm hakkında doğru bilgi verecek İngilizce bir kitap bulmam zordu. Zamanla İs-iâm'ı sevdim ve onun adaletli bir din olduğunu ve herkese hakkını verdiğini, her türlü çalışmada kişiye sorumluluk yüklediğini anladım. Bu şekilde zaman ilerledikçe İslâm'ı daha iyi anladım. Bu durum, ALLAH bana hidayeti nasip edep Müslüman oluncaya kadar böylece devam etti. [261]
Hacer İslam'a Davet Ediyor
Hacer Müslüman olduktan sonra İslâm'ın yayılması için çok ciddi olarak çalıştı. O, yaptığı bu çalışmanın İslâm yolunda bir mücadele ve davetini, İslâm'ın hakikatini bilmeyen Amerikalılara bir duyuru olarak görmektedir. Çünkü İslâm'ı kötü gösterenler, halkı İslâm'a karşı soğutmaktadırlar.
Önceleri diğer kızlar gibi boş bir hayat yaşayan Hacer, İslâm'a girdikten sonra tamamen değişti. O şimdi tam bir dindar oldu. Şöyle eliyor: "Hedefim İslâm uğrunda çalışmak, liberalizme karşı mücadele, kötülüklere engel olmaktır. Edindiğim tecrübeden sonra insanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol İslâm'dır.
"Niçin İslâm insanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol?" diye Hacer'e sorulduğunda O, şöyle cevap veriyor: "Çünkü toplumun sorunlarına cevap sunan tek din İslâm'dır. Günümüzdeki yönetimler ise, ruh ve cesedin isteklerini, onlara tam olarak nüfuz edemeden dengelemeye çalışan bir hayat sunmaktadır.
Ben İslâm'da, beni yatağımda düşündürerek rahatsız eden sorunlara tam olarak cevaplar buldum."
Hacer, İslâm'dan bahsederken ne konuştuğunu çok iyi bilmekte idi. Bazen Arapça İslâmî terimler de kullanıyordu. O, her haliyle İslâm'ı çok iyi anlamıştı ve İslâm'ın sadece ibadetlerden oluşan bir din olmadığını anlatıyordu.
O'nun görüşünde cihad, İslâm'da çok önemli idi veya günümüzde Müslümanların en çok ihtiyacı olan şey, cihad idi.
Müslüman olduktan sonra Hacer, yaşayış tarzını da değiştirdi. Tesettüre büründü ve beş vakit namazını vaktinde kılmaya başladı. Kur'an'dan âyetler ezberledi. Ailesinden ve arkadaşlarından tepkiler aldı. Şöyle diyor; "Bütün o zorlukları kendi inancımla hoş karşıladım. Bu, her Müslümanın karşılaşacağı çok zor bir durum. Bu yolda birçok insana işkence yapıldı ve onlar bu dinden vazgeçmedi. Beni de İslâm'dan başka hiçbir şey ilgilendirmiyor."
Hacer'İn çalışmaları din sahasında sınırlı değildi. O, siyasi alanda da hareketli idi. Müslüman Filistin halkının hakkının verilmesini istiyordu. Bu yüzden bu konuda toplantılar yapıyor ve Filistin halkına yapılan zulümden bahsediyordu.
O, yüce bir davayı savunuyordu. Beyaz bir Amerikalı kadın, Müslüman bir davetçi oluyor ve Müslüman halkın hakkını savunuyordu. Kendisini dinleyenler olmasa bile O bıkmıyor ve yorulmuyordu...
İşte O'nun bütün İslâm âlemine ve özellikle Arap âlemine mesajı: "İnsanlığa ışık tutarak yol açan sizler. Mukaddes beldenizde size karşı savaşan İsrail ve yandaşlarına karşı sakın zayıf duruma düşmeyin. [262]
Yusuf İslam'ın Müslüman Olduktan Sonraki Açıklamaları
Medine Gazeteis, 5 Ramazan 1400 hicri tarihli sayısında, Müslüman olarak Yusuf İslâm adını alan dünyaca ünlü pop şarkıcısı Cat Stevens'tan bahseden bir yazı yayınladı. O yazıda anlatılan bazı başlıkları size aktaralım:
1- Müslüman olup müziği bırakınca Batı âiemi şok oldu. Ve nasıl değiştim diye birbirlerine sormaya başladılar. Medyanın çıtı çıkmadı. Ne olduklarını anlamadım, önceden yaptıkları gibi beni, peşimden soluyarak hiç takip etmediler. Çünkü dünya medyasının idaresi Yahudilerin eli altında bulunmaktadır.
2- Benim Müslüman olmamın nedeni, Mescid-i Aksa'da oturan arkadaşımı ziyaret etmemdir. O da benim semavi dinlere özen gösterdiğimi bildiği için bana bir Arapça ve bir de İngilizce Kur'an hediye etti. Tek başıma Kur'an'i başından sonuna kadar okudum. Sonra Hz. Muhammed'in hayatını okudum ve O'nun kişiliğinden çok etkilendim. Birbuçuk yıl İslâm'ı ilmi olarak inceledim ve İslâm'ın gerçek din olduğunu anladım. Ve müslüman olmadan önce herhangi bir Müslümanla tanışıp onların farklı görüşlerini öğrenmeden İslâm'a girdiğim için de ALLAH'a hamd ettim.
3- Kudüs'e gittim. Müslümanlar beni Mescid-i Aksâ'da görünce çok mutlu oldular. Orada namaz kıldım ve ağladım. Kudüs İslâm âleminin ciğeridir. Eğer orası hasta olursa, bütün İslâm âlemi hasta demektir. Eğer orası düzelirse bütün İslâm âlemi düzelir. Öyleyse Kudüs'ü Yahudilerden kurtarmamız gerekir.
4- Filistin halkının İslâm'a ve dine sıkı sarılmaları gerekir. Namazlarını bırakmadan kılmaları gerekir. Eğer böyle yaparlarsa ben, ALLAH'ın onlara yardım edeceğine inanıyorum.
5- Müslüman olduktan sonra bana, "sigara haramdır" dediler, ben de onu bıraktım. İçkiyi bıraktım. Kadınlarla beraber oturmayı bıraktım. Şarkı ve müziği terk ettim.
6- Tesettürlü bir bayanla evlendim. Kadının güzel olması önemli değildir. Esas üstünlük, iman ve fazilettir.
7- Şu an Arapça öğreniyorum ve Kur'an okuyorum. O'nun lezzetini tadıyorum ve mânâsını anlıyorum. Yakında şöhretimi de kullanarak İslâm'ın yüceliğini anlatan kitaplar yazacağım.
8- Ben, vaktinde kılınan namazı, İslâm'ın önemli şartlarından sayıyorum. Böyle yapmak, insanın dinini korumakta ve devamını sağlamaktadır.s her namazdan sonra büyük bir rahatlık ve huzur hissediyorum.
Evet, Yusuf İslâm İngiltere'de yaşıyor ve İslâm'ı tebliğ ediyor. Kendine ait bir camii var. Etrafında toplanan Müslümanlar onu destekliyor. ALLAH onu başarılı kılsın. ALLAH onun gibi Müslümanların sayısını artırsın. [263]
İstihare Duası
Cabir b. Abdullah radıyallahu anh'dan gelen rivayette şöyle demiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bütün işler için yapılan istihare duasını, Kur'an'dan bir sûre öğretir gibi bize öğretti ve şöyle buyurdu: "Sizden biriniz bir işe karar verdiğinde iki rekat namaz kılsın, sonra şöyle desin:
"ALLAH'ım, sana, senin ilminle istihare ediyorum. Kudretinle bana hayır takdir etmeni diliyorum. Senin bol fazlından istiyorum. Sen güç yetirensin; ben ise güç yetiremem. Sen bilirsin, ben ise bilemem. Sen gizli şeyleri hakkıyla bilensin.
ALLAH'ım, dinim, yaşamamın ve işimin sonucu, tez olması ve geri kalması bakımından eğer bu işi[264] benim için hayır olarak biliyorsan onu bana takdir et ve onu bana kolaylaştır. Sonra onu bana bereketli kıl. Eğer dinim, yaşamım ve işimin sonucu tez olması ve geri kalması bakımından bu işi benim için kötü olarak biliyorsan, bu işi benden çevir, beni de bu işten çevir. Hayır nerede ise onu benim için takdir et. Sonra beni bu işe razı kıl."[265] (Sonra ne istediğini söyler, dedi.)[266]
İnsan, aynı ilacı kendi başına içtiği gibi, istihare yaptığı Rabbi'nin onu hayra yönelteceğine tam olarak inanarak bu namazı kılar ve duasını eder. Hayırlı işin alâmeti, sebeplerin kolaylaşması olarak gözükür. Dinde hiçbir dayanağı olmayan istihareden sonra rüya görmek, başkasını kendi yerine istihare yaptırmak gibi bid'at istiharelerden kendini sakın. [267]
Şifa Duaları
1- Elini, bedeninin ağrıyan yerine koy. Sonra üç kere"bismillah" de. vedi kere"hissettiğim ve çekindiğim şeylerin şerrinden ALLAH'a ve kudretine sığınırım" de.[268]
Tirmizînm hasen dediği başka bir rivayette şu ilave vardır: "Elini kaldır. Daha sonra aynı duayı tek sayı halinde tekrar oku."
2-"Ey insanların Rabbi olan ALLAH'ım, sıkıntıyı gider ve şifa ver. Sen, şifa verensin, senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa verki hiçbir hastalık bırakmasın."[269]
3-"Her şeytandan, öldürücü nazardan ve her kınayan gözün kınamasından ALLAH'ın eksiksiz kelimelerine sığınırım."[270]
4- Eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eden kişi, hastanın yanında yedi kere:
"Yüce Arş'ın Rabbi olan Ulu ALLAH'tan sana şifa vermesini dilerim" derse, ALLAH o hastalığa şifa verir. Hakim sahih demiş, Zehebî de ona katılmıştır.
5- Belâya uğramış birini gören kimse:
"Sana verdiği belâdan beni koruyup sıhhatli kılan ve beni, yarattığı şeylerin çoğuna tercih ederek üstün kılan ALLAH'a hamd olsun" derse, o belâ ona dokunmaz.[271]
6- Cebrail (as), Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi ve: "Ey Muhammedi Bir rahatsızlığın var mı?" diye sordu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Evet" dedi. Cebrail (as) şöyle dedi:
"ALLAH'ın adıyla; sana eziyet veren her hastalıktan, her nefis veya hasetçi gözün şerrinden sana okurum. ALLAH'ın adıyla sana okurum, ALLAH sana şifa versin."[272]
7- Fatiha, Felak ve Nas Sûrelerini okuyup şifayı yalnız ALLAH'tan iste. Dua ile birlikte ilaç da kullan. ALLAH'ın izniyle iyileşmek için, fakirlere sadaka ver. [273]
Sefer Duası
1- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: "Yolculuğa çıkan kişi, geride bıraktığı kimselere:
"Sizi, emanetleri asla zayi olmayan ALLAH'a emanet ediyorum" desin.
Ahmed: Hasen hadis
2- Yola çıkan kimseye şöyle dua edilir:
"ALLAH takvanı artırsın, günahlarını bağışlasın ve bulunduğun yerde, sana hayrı kolaylaştırsın."[274]
3- Arabaya veya uçağa ya da başka bir şeye bindiğin zaman şöyle de:
"ALLAH'ın adıyla başlar ve O'na hamd ederim. Bunları bizim hizmetimize veren ALLAH ne yücedir. Yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Biz, ancak Rab-bimiz'e dönücüleriz.[275]
ALLAH'a hamd olsun (üç kere), ALLAH en büyüktür (üç kere), Ey ALLAH'ım, sen eksiklikten münezzeh ve yücesin. Ben kendime zulmettim. Sen beni bağışla. Günahları senden başka bağışlayacak yoktur."
"Ey ALLAH'ım, bu yolculuğumuzda, senden iyilik ve takvayı, hoşnud olacağın amelleri dileriz. Allah'ım, yotculu-ğumuzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bizim için yakın eyle. Sen yolculukta arkadaş ve çiledeki vekilsin. ALLAH'ım, yol yorgunluğundan, gördüklerimizin üzüntüsünden, aile ve malda meydana gelen değişikliklerin kötülüklennden sana sığınırım."[276]
5- Yolcu, yaptığı seferden döndüğü zaman bu sözleri söylediği gibi, şunları da ekler:[277]
"Dönüp tevbe edenler ve kulluk edenler, ancak Rabbimiz'e hamd edenleriz." [278]
Kabul Olunan Dualar
1- Herhangi bir işte veya sınavda başarılı, pl-rpak istiyorsan aşağıdaki duayı oku:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir adamı şöyle derken işitti:
"Ey ALLAH'ım, muhakkak ki ben gerçekten senin ALLAH olman ve senden başka ilah olmadığına, senin doğurmamış ve doğmamış olup, hiçbir denginin bulunmaması şeklinde gerçekleşen senin bir olman ve hiçbir şeye muhtaç olmayıp aksine her şeyin sana muhtaç olduğuna şehadetimle senden (hacetimi) istiyorum."
Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Nefsim elinde bulunan ALLAH'a andolsun ki ALLAH'tan; kendisine onunla dua edildiğinde icabet ettiği ve kendisinden, onunla istendiğinde verdiği, İsm-i Azam'ıyla istedi."[279]
2- Yunus aleyhisselam'ın duası. O, balığın karnında iken şöyle dua etmişti:
"ALLAH'ım, senden başka ilah yoktur. Seni her türlü eksik sıfattan tenzih ederim. Doğrusu ben zalimlerden oldum."[280]
ALLAH bu dua ile kendisine dua eden Müslüman kişinin duasını boşa çıkarmadan kabul eder. [281]
Kayıp Duası
İbn Ömer radıyallahu anh'a, "Malı kaybolan kişi ne yapmalı?" diye soruldu. Şöyle dedi: "Malı kaybolan kişi abdest alır ve iki rekat namaz kılar. Teşeh-hüdden sonra şöyle dua eder:
"ALLAH'ım, sen kaybolan malı geri verensin. Sen kaybolanı bulansın, yoldan sapana doğru yolu bulduransın. Kaybolan malımı kudretinle ve gücünle bana geri ver. Bu, senin bağışın ve lûtfundur."
Beyhakî: Hadise mevkuf demiştir. Hadis hasendir. [282]
Kur'an-I Kerım'den Dualar
Rabbimiz! Bize katından rahmet ver ve bizim işimizde bir kurtuluş yolu hazırla"
Kehf:10
"Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahi-rette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru."
Bakara: 201
"Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lût-fu en bol olan sensin."
Âli İmran: 6
"Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen, çok şefkatli ve çok merhametlisin."
Haşr: 10
"Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır."
Mümtehine: 4
"Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."
Bakara: 286
"Rabbimiz! Bizi o zalimler topluluğu için imtihan kılma. Bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar."
Yunus: 85-86
"Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz."
Duhan: 12
"Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver ve müsluman olarak canımızı al."
A'raf: 126[283]
[201] Buharî
[202] Ahmed: Sahih hadis. Bu sadece bayanlara hastır.
[203] Buharı, Müslim
[204] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 192-194.
[205] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 195-197.
[206] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 198-200.
[207] Buharı, Müslim
[208] Buhâri, Müslim
[209] Buhârî
[210] Tirmizî rivayet etmiş ve hasen-sahih demiştir.
[211] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 201-202.
[212] Buharı
[213] Ebû Davud: Sahih hadis.
[214] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 202-204.
[215] Ahmed: Sahih hadis.
[216] Buharı, Müslim
[217] Buharî, Müslim
[218] Buhari, Müslim
[219] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi:205-209.
[220] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 210-211.
[221] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 212-214.
[222] Müslim
[223] Buhârî
[224] Tirmizî
[225] Buhârî
[226] Ahmed: Sahih hadis
[227] Müslim
[228] Müslim
[229] Ebû Amr ed-Dânî: Sahih hadis
[230] Ahmed: Sahih hadis
[231] Buhârî
[232] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi:215-216.
[233] Buhârî, Müslim
[234] Müslim
[235] Hakim: Sahih hadis
[236] Müslim
[237] İbn Mâce: Sahih hadis
[238] İbn Neccâr: Sahih hadîs
[239] Buhâri
[240] Müslim
[241] Buhâri
[242] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 217-218.
[243] Müslim. Buharı daha uzun rivayet etmiştir.
[244] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 219-220.
[245] Buharı, Müslim
[246] Buharı
[247] Ahmed: Sahih hadis
[248] Müslim
[249] Tirmizî: Sahih hadis
[250] Müslim
[251] Müslim
[252] Tirmizî: Sahih hadis
[253] Tirmizî: Sahih hadis
[254] Buhârî
[255] Buhârî
[256] Ahmed: Sahih hadis
[257] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 221-223.
[258] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 224-225.
[259] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 226.
[260] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 227-229.
[261] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 229-230.
[262] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 231-233.
[263] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 233-236.
[264] 2 Evlilik, iş kurma, yolculuk veya başka bir şeyle ilgili hacetini söyler.
[265] İstihare duasını kıldığı iki rekattık namazdan sonra okur.
[266] Buharı
[267] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 237-238.
[268] Müslim
[269] Buhâri, Müslim
[270] Buharı
[271] Tirmizî: Hasen hadis
[272] Müslim
[273] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 239-242.
[274] Tirmizî: Hasen hadis
[275] Tirmizî: Hasen sahih demiştir.
[276] Müslim
[277] Müslim
[278] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 243-245.
[279] Ahmed, Ebû Davud: Hadis sahihtir.
[280] Ahmed: Sahih hadis
[281] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 246-247.
[282] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 248.
[283] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 249-252.