Hadice
Sat 18 June 2011, 01:37 pm GMT +0200
65. Şakalaşmak Hakkında
2704. “Bize Ebu Asım, Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi: (Bir yolculukta) bir köle Hz. Peygamber'in (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) hanımlarının (binmiş oldukları develeri, güzel sesiyle şarkılar söyleyerek) sürüyordu. Bunun üzerine (Hz. Peygamber ona) şöyle buyurmuştu: “Ya Enceşe! Cam (gibi kolayca kırılabilir ince kapli kadınların develerini) yavaş sür!"[115]
Açıklama
Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınları "cam"a benzetmesi, ya onların bünyece zayıflıklarına işaret içindi ve bu sebeple, türküsünün etkisiyle develeri hızla sürmekte olan Enceşe'ye onları yavaşlatmasını emir buyurmuştu yahut onların duygusallıklarına, kolayca etkilenebileceklerine, yufka yürekli oluşlarına işaret içindi. Bundan dolayı da, Enceşe'nin güzel sesinden etkilenebilecekleri endişesiyle O'na, develeri yavaş sürmesini, yani develeri hızlandıran sesini alçaltmasmı emir buyurmuştu.
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kadınların bu güzel özelliğine diğer hadislerinde de işaret etmiştir. Bu hadislerinden biri şöyledir:
"(Kadınlardan) birine ömür boyu iyilik yapsan, sonra senden (hoşuna gitmeyen) birşey görse; "ben senden asla hiçbir iyilik görmedim" der."[116] Bu hadisin zıt anlamı, ömür boyu kötülük gören bir kadının, bir iyilik gördüğünde hemen bundan etkilenip; "ben senden hiçbir kötülük görmedim" şeklinde olmalıdır. Bu da kadınların söz-konusu özelliğine işarettir. Kaydetmek gerekir ki, kadınların bu özellliği, toplum içinde üstlenecekleri görevlerde -ki bunların en üstünü anneliktir-, onlar için gereklidir ve onlara noksanlık değil, üstünlük sağlar.
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), genel olarak kadınların bu özelliğine, Enceşe'yle şakalaşarak işaret buyurmuştur. On yıl Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hizmetinde bulunmuş olan Enes'in (Hadıyallahu Anh) bildirdiğine göre, "insanların, [ha-nımlarıyla[117] veya çocuklarla[118] en şakacısı olan Hz. Peygamber'in"[119] bütün şakaları böyle idi. O, şakalarıyla gerçek dışı bir-şey söylemez,[120] şakalarında hem Ashabının gönlünü hoş eder, hem de bazı hakikatleri dile getirirdi. O'nun şakaları da bir öğretim ve eğitim vasıtasıydı.
Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kadın ve erkek Sahabileriyle, onların çocuklarıyla yaptığı bu özellikteki şakalarının bir kısmı muhtelif kitaplara geçmiştir. Taşköprizade Ahmed Efendi bunlardan kırk taneyi "Hadis-i Erbain" isimli kitabında bir araya toplamıştır.[121] Taşköprizade bu eserinin sonunda, Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şakalarının az olduğunu, çok araştırmasına rağmen ancak kırk tane bulabildiğini söylemektedir. Ancak, Enes'in (Radıyallahu Anh),
"insanların en şakacısının Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) olduğu" açıklamasını göz önüne alırsak, Rasulullah'ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şakacılığını gösteren hadislerin çok daha fazla olacaklarını kabul etmemiz gerekir. Her halükârda bu hadisler, şakalaşmanın caiz olduğunu göstermektedir. Bununla beraber, bu hususta ifrata varma, doğruluktan ve hakikatten ayrılma, haksızlık etme gibi durumlar sözkonusu olursa, şakalaşma caiz olmaz. Nitekim bundan sonraki hadiste sırf insanları güldürmek için yalan söyleyenlerin kınandığı görülmektedir.
Bütün iş ve sözlerinde Hz. Peygamber'i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) örnek edinmiş olan Ashab-ı Kiram da, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gibi birbirleriyle şakalaşırlardı. Hatta şakacılıklarıyla meşhur olan Sahabiler vardı. Bedir savaşına katılan Sahabeden olan Nuayman (Radıyallahu Anh) ile Suveybit (Radıyallahu Anh), Ashab arasında şakacılıklarıyla meşhur olmuşlardı.[122]
[115] Bu Hadis Sünen'in bazı yazmalarıyla Sülâsiyyâtu'd-Darimİ (Köprülü, 1584,1246)'de Enes'ten nakledilmektedir, Hadisin Enes'ten rivayetleri için bkz. Buhari, Edeb, 90(7/108); Müslim, Fedail, 70(4/1811); Müsned, 3/111, 172, 176., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 5/529
[116] Buhari, İman, 21(1/13).
[117] Feyzu'l-Kadir, 5/180 (Bezzar'dan).
[118] Taberani, 2/112.
[119] Feyzu'l-Kadir, 5/180 (ibn Asâkir ve Hasan b. Sufyan'dan). Bu Hadis, zayıftır.
[120] Bkz. Tirmizi, Birr, 57(4/357); Müsned, 2/340, 360.
[121] Beyazıd Kütüphanesi, Veliyyuddin, 556(îstanbul); İslami İlimler Fakültesi Dergisi, 4. sayı.Ank. 1980, s. 49-75.
[122] Bu konuda bkz. Şerhu's-Sünne, 13/179-184; İhya, 3/124-128; Uyûnu'l-Ahbâr, 1/315, Mecmâ', 8/89., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 5/528/529-531