- Sahurda ayakta msn

Adsense kodları


Sahurda ayakta msn

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 20 September 2012, 04:38 pm GMT +0200
SAHURDA AYAKTA MSN?

Ağustos 2012 83.SAYI

Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içecek olsanız sahura kalkmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü sahura kalkana Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua ederler” buyurmuştur. Hadis-i şeriflerde bereketine işaret edilen  sahura kalkma konusunda nefislerimiz hayli zorlanır. Çünkü sahur “gündüz yemek ye-gece yat uyu” döngüsünü tersine çevirmektedir.

SAHURA KALKMA PERFORMANSINA GÖRE GENÇLER DÖRDE AYRILIR

1. Klasikler: İftarını ailesiyle hep birlikte yapıp teravih namazından hemen sonra yatarak gece sahura vakitlice kalkanlar grubudur. Bu gruptaki arkadaşlar gece uyanmada bir parça zorluk çekseler bile yine de sahurlarına kalkarak acele etmeden yemeklerini yerler. Bu arada TV’deki sahur özel programlarına göz atanlara, Kur’an okuyup, virdini çekenlere bile rastlanır.

2. Yarı uykulular: Bu gruptakiler, akşam yattığı halde gece sahura çok zor kalkması hatta annesinin bacaklarından tutup yere atmasıyla ancak kendine gelmesi ile meşhurdur. Elini yüzünü yıkamasına rağmen hala uykusu açılamayan bu arkadaşlarımız sahur sofrasında yarı uykulu gözlerle hiç konuşmadan yemeğini yiyip kalkarlar. Ertesi günü sahurda ne yediği sorulursa çok da net bir cevap alınamaz.

3. Sahura kadar oturanlar: Sahura sofrasında yerini alan 3. tip gençleri ise sahura kalkanlar değil de sahura kadar oturanlar olarak adlandırıyoruz. Normal zamanda gece geç vakte kadar oturma alışkanlığında olan bu arkadaşlar standardı bozmayıp internet-sanal ortam-tv dünyasında gezindikten sonra sahurlarını da yaparak yatarlar.

4. Ucundan yakalayanlar: Bu arkadaşların sahura kalkma şekilleri öyle enteresandır ki, sahurun anlamını bilmeyip de onları dışarıdan seyreden birinin epeyce kafası karışacaktır. Ne kadar uğraşsa da, saatini de kursa, annesi de dürtse vaktinde sahura kalkamayıp son 5 dakikada uyanan bu grup ne yediğinden bir şey anlar ne içtiğinden. Millet sofradan kalkmış son sularını içer halde ezanı bekliyordur. Kendisi de eğer birkaç dakikası varsa ancak sofrada arta kalan yiyeceklerden atıştırıp çiğnemeden yutma yoluna gider. Beş duyu organı ortadan tam ikiye bölünmüş, iki farklı alemi yaşamaktadır. Bir gözü lavaboda diğeri saattedir. Bir kulağı annesinde diğeri ezandadır. Son iki dakikasında sahne şudur: Bir elinde diş fırçası diğerinde su bardağı, sahuru yetiştirememe paniği ile son çırpınmalarını yaşar.

SAHURA KALKAMAZSAK NE OLUR?

Bunlar sahura kalkanlardı. Peki ya kalkamayanlar? Onları hiç sormayın. Şu uzun sıcak yaz günlerinde aç aç ne yaparlar, nasıl ayakta kalırlar veya kalsalar da sağlıkları bundan nasıl etkilenir bilemeyiz. En iyisi bu soruyu uzmanına soralım ve “Sahura kalkmazsak da olur mu?”nun cevabını ehlinden alalım. Beslenme ve Diyet Uzmanı, Dyt. Özlen Tamer sahura kalkmanın önemini şöyle vurguluyor: “Vücudumuzun işlevlerini yerine getirebilmesi için vücutta kullanılabilir enerji formu olan glikoza ve suya ihtiyacı vardır. Uzun süreli açlıklarda kan şekerimiz düşer (hipoglisemi) ve sıvı ihtiyacımız artar. Kan şekeri düştüğünde hücrelerimiz glikoz yönünden yeterince beslenemez ve dolayısıyla vücut tam anlamıyla işlevlerini yerine getiremez. Bu durum halsizliğe, uyku haline, isteksizliğe ve dikkatsizliğe neden olur. Uzun süre derse odaklanılamaz. Su, vücudumuzdaki enzimlerin çalışması için gerekli en önemli maddelerden biridir. Vücutta elektrolit dengesini (Sodyum-potasyum dengesini) sağlar. Vücudumuz susuz kalırsa elektrolit kaybı olması nedeniyle baygınlık geçirilebilir. Bu nedenle sahura kalkılması kan şekerini ve elektrolit dengesini sağlayabilmek için de son derece önemlidir.”

Hem Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) sünnetine uymak hem de sıhhatimiz için ucundan kıyısından da olsa sahuru yakalamak ve bereketini kaçırmamak lazım. Tabii en güzeli vaktinde kalkarak cumhur cemaat o ikinci sofra birlikteliğini yaşamak, gecenin en değerli zamanını Allah’ın emrini yerine getirmek için geçirmek. Belki de boşa geçirdiğimiz onca vakte kefaret olur ya da bundan sonra vaktimizin kıymetini bilmemize ve zamanımızı daha doğru geçirmemize vesile olur.

SAHURUN BEREKETİNDEN İSTİFADE EDİLMELİ

Biltek Koleji Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Fatma Çakıroğlu, sahuru daha bereketli geçirmek için önemli tavsiyelerde bulunuyor: “Gençlerimizin sahur konusunda genel eğilimi geceyi kısmen de olsa bilgisayar başında geçirmek, sahur yemeği ve sabah namazından sonra ise günün ilerleyen saatlerine kadar uyumak şeklinde. Fakat sahuru ihmal etmeme konusunda hassasiyet gösterirken; uykunun bizler için bir istirahat, gündüzün ise çalışma vakti olduğunu ifade eden Furkan Suresi’nin 47. ayetini göz ardı ediyoruz.

Gece ile gündüz arasındaki dengeyi sağlıklı bir şekilde kurmalıyız. Gecenin ilk saatlerinde biraz dinlendikten sonra sahuru da vaktin rahmet ve faziletlerinden istifade etmeye niyet ederek değerlendirmeliyiz. Kazancın çok bol olduğu bu zaman dilimini özellikle Kur’an-ı Kerim ile değerlendirmek yapabileceğimiz en güzel işlerden biri. Gençlerin bu konuda atabilecekleri küçük adımlar Allah rızasına giden yolda büyük mesafeler kat etmelerine vesile olabilir. Yapılabileceklerine bir örnek olarak, sosyal paylaşım ağlarında oluşturdukları gruplarla sahurda Kur’an okunması yönünde bir çalışma başlatabilirler.”

Nurbahar AYDIN