seymanur K
Thu 13 October 2011, 04:12 pm GMT +0200
Sahâbîlerin Sözleri
Sahâbîler, Hz. Peygamberdi görüp bizzat vahy'in gelişine ve İslâmî hükümlerin Peygamber tarafından tatbik ve izahına şâhid oldukları için, müctehid imamlar, onların görüş ve sözlerine, yargı ve fetvalarına önem vermişlerdir. Sahâbîlerin ittifak halindeki fetva ve sözleri icmâ' sayılır. Bunların hüccet oluşunda da görüş birliği vardır. Ancak, sahâbîlerce ihtilâf konusu olan veya tek sahâbî'ye ait bulunan görüş ve fetvaların şer'î bir hüccet oluşu üzerinde görüş ayrılıkları mevcuttur. İbn-i Kayyım el-Cevziyye, sahâbîlerin bu türlü görüş ve fetvaları hakkında şöyle der:
“Sahâbî bir söz söylediği, bir hüküm veya fetva verdiği zaman, onda, bizde bulunmayan anlayış imkânları vardır. Sahâbî'nin anlayış özelliği. Hz. Peygamber'den veya başka bir sahâbî'den işitmiş olma ihtimalidir... Sahâbî'lerin hal ve yaşayışlarını bilmeyenler, herhangi bir vak'a hakkında sahâbî'ler bir şey bilselerdi rivayet ederlerdi, derler. Halbuki sahâbîler, Hz. Peygamber'den bir şey rivayet ederlerken fazla veya eksik yaparız diye korkarlardı. Onlar, Peygamber'den işittikleri şeyi defalarca konuştukları halde, onu Peygamber'den işittiklerini açıklamazlardı.” [191]
işte bu gibi mülahazalarla haber-i vâhid, kıyas'a tercih edildiği gibi, sahâbî sözü de re'y'e tercih edilir. Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed bir çok hükümlerde “eser “, yani sahâbî sözü (kavli) vardır diye kıyas'ı bırakmışlardır. [192]
İbn-i Mübarek, Ebû Hanîfe'nin şöyle dediğini rivayet eder:
“Peygamberden gelen bir şeyin başımız gözümüz üstünde yeri vardır. Sahâbîlerden gelen şeyleri seçip beğendiğimizi alırız ve onların dışına çıkmayız. Tabiîlere gelince, biz de onlar gibi insanız”. [193] İmam Şafiî de Kitab, Sünnet, İcmâ' ve Kıyas bulamazsam, sahâbîlerin ihtilâf halindeki sözlerinden birini alırım, der. [194] Fakat el-Umm, c. VII, s. 246'da, açıkça sahâbî sözünün kıyas'dan önce geldiğini ve kıyas'ın beşinci deîîl olduğunu söyler. İmam Mâlik ve Ahmed b. Hanbel de dahil olmak üzere, büyük imamların hepsi sahâbî sözüne önem verdikleri ve onları delîl saydıkları halde, bu imamların roukallidleri durumunda olan sonraki bilginlerden bazıları ile Mu'tezililer'in ekserisi, sahâbî kavlinin hüccet olamıyacağmı söylemişlerdir. Bazılarına göre de, sahâbî kavli kıyas'a aykırı ise hüccet olur; çünkü bu durumda Peygamber'den işitilmiş (tevkîfî olma ihtimali kuvvetlidir. [195] İmam Gazzâlî, masum olmadıkları ve yanılma ihtimalleri bulunduğu için sahâbîlerin şahsî görüşlerinin hüccet olamıyacağmı söyler. [196] Şevkânî de, Sahâbî sözünün hüccet olamıyacağmı, çünkü bu ümmetin bir Peygamber'i ve bir Kitab'ı bulunduğunu, herkesin Kitab ve Sünnet'e uyması gerektiğini, ümmet arasında, sahâbî olsun başkası olsun, hiç bir fark olmadığını çok sert bir dille-belirtir. [197]
Şevkânî'nin bu çıkışını bir taşkınlık sayan M. Ebu Zehra da, haklı olarak ve özetle şöyle der:
Sahâbîlerin sözlerini kabul eden büyük imamlar, elbette Kitab, Peygamber ve Sünnet'in bir olduğunu biliyorlar ve bunlara sımsıkı sarılıyorlardı. Fakat onlar, sahâbîlerin Kitab ve Peygamberin sözlerini hıfz ettiklerini göz önüne almışlar; sahâbîlerin, nübüvvet nurunun parıltıları olan görüşlerine de lâyık olduğu değeri vermişlerdir. [198]
5) Kıyas,
6) İstihsan,
7) İstislâh veya Mesâîih-i Mürsele:
İslâm hukukunun bu kaynaklarını, tezimizin sırasıyla II, III ve IV. bölümlerinde ayrıntılı olarak inceliyeceğiz. [199]
[191] İ'Iâmü'I-Muvakkı'în, Delhi tabı, c. n, s. 229.
[192] Serahsî, Usul, yazma, v. 174/a, 174/b.
[193] Serahsî, Usul, yazma, v. 174/a, 174/b.
[194] Risale, s. 246.J598.
[195] İ'lâmü'I-Muvakkı'în, aynı tabı, c. II, s. 218.
[196] El-Mustasfâ, c. I, s. 261.
[197] Îrşadü'l-Fuhul fi Tahkîkı'l-Hakkı fi İlmi'1-Usuî, s. 214'den Zehra, Usûlü'I-Fıkh, s. 207.
[198] M.E. Zehra, Usûlü'1-Fıkh, s. 208.
[199] Dr. Abdulkadir Şener, İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, Istıhsan Ve Istıslah, Diyanet İsleri Başkanliği Yayınları: 41-43.