sümeyra
Tue 17 January 2012, 01:53 pm GMT +0200
Sahabe Sözlerine Göre Velilik
Ashabdan Ebu Bekr'il-A'sam (R.A.) der ki:
«Allah'ın velîleri Öyle kimselerdir ki. AHahü Teâ-lâ onlara, delilleri göstererek ve hidayetin! vererek, teveccüh eder. Velîler de Allahü Teâlâya bihakkın, kulluk ve ibadet yaparak Allah'a teveccüh ederler.»
Başka bir deyimle, «evliyaullah o kimselerdir ki, ibadet ve taatla Allah'a yönelirler. Allahü Te-âlâ da onlara kerametle teveccüh eder.
Velîler hakkındaki, «Onlar (Allah'ın velî kullan), iman edip takvaya ermiş olanlardır.» [225]âyeti, velîlerin ibadet ve taatla Allah'a (C.C.) teveccüh ettiklerinin işaretidir. «Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır...» [226]âyeti de, Allahü Teâlâ'mn, velîlere keramst ile teveccüh ettiğinin açıklamasıdır.[227]
Aklî Delillere Göre Velilik
Velayet, «yakınlık» mânâsına gelir. Bir şeyin velîsi, o şeyin yakını demektir. Mekân ve cihet İtibariyle Allah'a yakınlık elbette düşünülemez. Kur'an, sünnet ve sahabe sözlerinde ise, Allah'ın velîleri (yakınları) olduğu zikradllmektedir. Şu halde; kulun kalbi, iman ve takva sayesinde, Allahü feâlâ'nın mağfiret nurlarına garkolunca; bu kul, gördüğü zaman, Allah'ın kudret delillerini görür. İşittiği zaman, Allah'ın âyetlerini İşitir. Konuştuğumda, Allah'ı-zikrederek konuşur. Hareket ettiğinde, Allah yolunda hareket eder. Cehd ve gayret e Ünce, Allah'a taat ve ibadet için ğayret eder. Bu haller neticesinde kul; son derece manevî olarak, Allah'a yaklaşmış vb Allah'ın velîsi olmuş olur. Kul, Allah'ın velisi olma mertebesine erince Allah ta kul'un velisi (sahibi, hamisi ve yardımcısı) olur. Nitekim, şu âyet-i celîle bunu ifade etmektedir:
«Allah, iman edenlerin velîsidir. Onları, karanlıklardan nura çıkarır...»[228]
Ashabdan Ebu Bekr'il-A'sam (R.A.) der ki:
«Allah'ın velîleri Öyle kimselerdir ki. AHahü Teâ-lâ onlara, delilleri göstererek ve hidayetin! vererek, teveccüh eder. Velîler de Allahü Teâlâya bihakkın, kulluk ve ibadet yaparak Allah'a teveccüh ederler.»
Başka bir deyimle, «evliyaullah o kimselerdir ki, ibadet ve taatla Allah'a yönelirler. Allahü Te-âlâ da onlara kerametle teveccüh eder.
Velîler hakkındaki, «Onlar (Allah'ın velî kullan), iman edip takvaya ermiş olanlardır.» [225]âyeti, velîlerin ibadet ve taatla Allah'a (C.C.) teveccüh ettiklerinin işaretidir. «Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır...» [226]âyeti de, Allahü Teâlâ'mn, velîlere keramst ile teveccüh ettiğinin açıklamasıdır.[227]
Aklî Delillere Göre Velilik
Velayet, «yakınlık» mânâsına gelir. Bir şeyin velîsi, o şeyin yakını demektir. Mekân ve cihet İtibariyle Allah'a yakınlık elbette düşünülemez. Kur'an, sünnet ve sahabe sözlerinde ise, Allah'ın velîleri (yakınları) olduğu zikradllmektedir. Şu halde; kulun kalbi, iman ve takva sayesinde, Allahü feâlâ'nın mağfiret nurlarına garkolunca; bu kul, gördüğü zaman, Allah'ın kudret delillerini görür. İşittiği zaman, Allah'ın âyetlerini İşitir. Konuştuğumda, Allah'ı-zikrederek konuşur. Hareket ettiğinde, Allah yolunda hareket eder. Cehd ve gayret e Ünce, Allah'a taat ve ibadet için ğayret eder. Bu haller neticesinde kul; son derece manevî olarak, Allah'a yaklaşmış vb Allah'ın velîsi olmuş olur. Kul, Allah'ın velisi olma mertebesine erince Allah ta kul'un velisi (sahibi, hamisi ve yardımcısı) olur. Nitekim, şu âyet-i celîle bunu ifade etmektedir:
«Allah, iman edenlerin velîsidir. Onları, karanlıklardan nura çıkarır...»[228]