sumeyye
Thu 15 September 2011, 01:21 pm GMT +0200
2- Sahabe Kavli Ve Tatbikatı Karşısındaki Tutumu
Daha önce de belirttiğimiz gibi Ebu Hanife, Kur'an ve Sünnetten, sonra, sahabe kavlini bağlayıcı görmekte, fakat kendisine bunlar arasında tercih yapma hakkı tanımaktadır. Ebu Hanife bu tercih hakkını bazen şahıslar arasında, bazen de rivayetler arasında kullanır. Ebu Muti' el-Belhî ile Ebu Hanife arasında geçtiği bildirilen şu konuşma bu açıdan dikkat çekicidir. Ebu Muti' ona hitaben şöyle der:
"Şayet senin görüşün Ebu Bekir'inkine zıt düşerse ne yaparsın?" Ebu Hanife:
"Bu takdirde onunkinin lehine kendi görüşümden vazgeçerim. Hatta Ömer'in, Osman'ın, Ali'nin görüşleri lehine de. Ebu Hüreyre, Enes b. Malik, Semure b. Cündüb hariç, Hz. Peygamber'in bütün sahabilerinin görüşlerini kendiminkine tercih ederim".[359] Ebu Hanife:
"Sahabenin kavlinden dilediğimi alır, dilediğimi terk ederim" derken[360] birtakım tercih unsurlarım göz önünde bulundurmuş olmalıdır. Fakat bunların tespiti sanıldığı kadar kolay değildir. Ebu Hanife'nin Ebu Hüreyre ile birlikte bazı sahabileri istisna tutmuş olması, onlardan rivayet almadığı şeklinde anlaşılmamalıdır. Zira Ebu Hanife'nin, Ebu Hüreyre hadisi ile kıyası terk ettiği meşhurdur. Zaten kendisi de bu sahabilerden gelen rivayetleri değil, onların kendi görüşlerini istisna tutmaktadır. Burada, Ebu Hanife'nin sahabe tatbikatını delil aldığı bazı örnekler zikredebiliriz.
1- Hıristiyan Beni Tağlib kabilesi, Hz. Ömer'den, kendilerinden acemler gibi cizye değil, müslümanlardan alındığı gibi zekât alınmasını talep edince, Hz.Ömer önce:
"Müslümanlara mahsus bir farzdır" diye reddetmiş, onlar bu isim altında ne kadar fazla istersen o kadar al diye ısrar edince, zekatın iki katı olması kaydıyla bu teklifi kabul etmiştir. Ebu Hanife bu uygulamayı, Hz. Ömer'i kaynak göstererek kabul etmektedir. İmam Muhammed'le aralarında geçen konuşma şöyledir: İ.M.:
"Beni Tağlib hırıstiyanları hakkındaki görüşün nedir, onların develerinden zekat alır mısın? E.H.:
Evet. İ.M.:
Peki onlardan nasıl alırsın? E.H.:
Dört devesi olanlara bir şey gerekmez, beş olursa iki koyun gerekir. Zekat onlar için ikiye katlanır. İ.M.: Koyunlarından, ineklerinden, camızlarından da böyle mi alırsın? E.H.:
Evet. Ömer b. el-Hattab'tan bize ulaştığına göre, o zekatı onlar için iki kat yaptı".[361]
Görüldüğü gibi Ebu Hanife, Hz. Ömer'in bir içtihadını uygulamada esas almıştır.
2- Ebu Hanife, hibenin caiz olabilmesi için belirlenmiş, taksim edilmiş ve elde edilmiş (teslim alınmış) olmasını şart koşmakta, böyle olmadığı takdirde caiz olmayacağım belirtmektedir. Çünkü Hz. Ebu Bekir'in uygulaması bu yoldadır. Kızı Hz. Aişe'ye, Âliye denilen yerden yirmi vesk hurma bağışlayan Hz. Ebu Bekir, ölüm döşeğinde, henüz bu hibeyi teslim almamış olan kızına.
"Sen bunu teslim almadığın için bu, varislerin malı oldu" demiştir.[362]
3- Gözü görür iken bir olaya şahit olan kimse sonra kör olsa, bu takdirde onun bu olaya şahitliği Ebu Hanife'ye göre caiz değildir. Çünkü Ali b. Ebi Talib'in böyle bir âmânın şehadetini reddettiği kendisine ulaşmıştır.[363]
4- Bir adamın diğerinden, selem akdinden doğan bir yiyecek alacağı olsa, yiyeceğin (taam) bir kısmı ile beraber, parasının geri kalan kısmını alsa, Ebu Hanife'ye göre bu caizdir. Çünkü Abdullah b. Abbas'tan bunun maruf, güzel ve iyi bir iş olduğu kendilerine ulaşmıştır.[364]
5- Ölen bir kimsenin arkasında, varis olarak sadece ana-baba bir kardeşiyle dedesi kalırsa Ebu Hanife'ye göre bütün mal dedenindir. Çünkü Hz. Ebu Bekir, Abdullah b. Abbas, Hz. Aişe ve Abdullah b. Zübeyr'den:
"Baba olmadığı takdirde dede, baba yerindedir."dedikleri naklolunmuştur.[365]
6- Bir davacı, davalıdan davası hakkında yemin istese, kadı da bunun üzerine davalıya yemin ettirse, davacı daha sonra davası için yeni bir delil getirse, Ebu Hanife bu delili kabul ederdi. Çünkü Ömer b. el-Hattab ve Şureyh'in, "Yalan bir yemin, adil bir delilden daha çok reddedilmeğe layıktır" dedikleri bize ulaşmıştır" derdi.[366]
Daha önce Ebu Hanife'nin sahabe kavilleri ve tatbikatı arasında zaman zaman tercih yaptığını belirtmiştik. Bununla ilgili birkaç örnek de şöyledir:
7- Küsuf namazında kıraatin nasıl olacağı hususunda İmam Muhammed:
"Peygamberimizin açıktan okuduğu haberi bize ulaşmadı, ancak Ali b. Ebi Talib'in Kûfe'de Küsuf namazında açıktan okuduğu haberi bize geldi. Bizim hoşumuza giden, kıraatin açıktan okunmam asıdır" demektedir.[367]
8- Ebu Hanife, Hz. Ömer ve Hz. Aişe gibi ileri gelen sahabilerin reddettiği Fatıma binü Kays hadisini, o sahabilere ittibaen kabul etmeyerek bu konuda Hz. Ömer'in, Hz. Peygamber'den işittiği,
"Üç talakla boşanmış kadının iddeti süresince nafaka ve oturma hakkı vardır" [368]hadisine tabi olmakta ve bu konuda ayrıca, "Çocuklarını doğurana kadar nafakalarını veriniz" [369]ayetini delil olarak zikretmektedir.[370]
Burada Ebu Hanife, Hz. Aişe'nin ve Hz. Ömer'in Fatıma binti Kays'a yönelttikleri tenkidi dikkate almış görünmektedir. Çünkü Fatıma:
"Kocam beni üç kere boşadı. Resulullah'a müracaat ettim, bana nafaka ve mesken verdirmedi"[371] diye rivayette bulununca kocası Üsâme b. Zeyd, şaşkınlığından elindekileri yere atmış, Hz. Aişe de:
"Bu kadın, alemi fitneyle doldurdu" diyerek rivayeti reddetmiştir. Aynı şekilde Hz. Ömer:
"Biz ne Allah'ın Kitabını ne de Resulünün sünnetini doğru mu yanlışını söylediği bilinmeyen, unutup unutmadığı belli olmayan bir kadının sözüyle terk edemeyiz" diyerek Ebu Hanife'nin de esas aldığı yukarıdaki rivayeti zikretmiştir.[372]
Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, Ebu Hanife sahabenin görüş ve tatbikatım, bunlar ister Hz. Peygamber'den menkul olsun, ister kendi içtihadları olsun, teşride rahatlıkla kullanmakta, rivayet ve ravilerin durumuna göre, zaman zaman tercihlerde bulunmaktadır.[373]
[359] Şa’rânî,Mîzân, I, 53.
[360] İbn Abdilberr, el-İntika, 142.
[361] Şeybânî, el-Asl, II. 27-29; Ebu Yusuf, el-Âsâr, 91.
[362] Ebu Yusuf, ihtilaf, 47.
[363] Age.,70.
[364] Age.,33.
[365] Age., 83-84.
[366] Ebu Yusuf, İhtilaf, 80-81.
[367] Şeybânî, el-Âsâr, 44.
[368] Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife'nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 74
[369] Talak: 6.
[370] Ebu Yusuf, İhtilaf, 196.
[371] Hadis için bkz. Ebu Davud, Talâk, 39.
[372] Ebu Yusuf, İhtilaf, 195,
[373] Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife'nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 72-74