- Şafii için Cinayetler ve Cezaları

Adsense kodları


Şafii için Cinayetler ve Cezaları

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
ezelinur
Mon 22 February 2010, 11:09 pm GMT +0200
Cinayet´in Tarifi

Cinayât cinayet´in cem´idir; ´günah işledi, başkasına kötülük yaptı14 anlamına gelir. Aynı zamanda bedene, mala ve namusa saldırmaya da cinayet denir. Cinayetin ıstılahı mânâsı ise kısas veya diyet gerektirecek şekilde bedene saldırmak demektir. Bu bakımdan cinayet, fakihlerin ıstılahında lügat mânâsından daha özel bir mânâya ıtlak olunmuştur.

Cinayetin Şer´î Hükmü ve Delili

Bedenî cinayetler haram ve yasaktır. Bu bakımdan hiçbir bedene saldırmak caiz değildir. Müslümanlar tüm asırlarda cinayetin, haksız yere insan öldürmenin haram olduğunda ittifak etmişlerdir. Bu hususta hiç kimse muhalefet etmemiştir.

Cinayetin haram olduğu Kur´an, Sünnet ve İcma ile sabittir:

Allah´ın haram kıldığı bir cana haksızca kıymayın. Zulmen öldürülen kimsenin velisine (kısas ya da diyet istemede) yetki verdi. O (veli) kısasta ileri gitmesin. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. (İsra/33)

Bir mü´minin diğer bir mü´mini öldürme yetkisi yoktur. Ancak yanlışlıkla olması müstesna.(Nisa/92)


Bir mü´mini kasden öldüren kimseye gelince; onun cezası orada daimi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, ona lanet etmiş ve bir de ona büyük (dehşetli) bir azap hazırlamıştır. .(Nisa/93)

Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur:

Allah´tan başka ibadete layık hiçbir ilah bulunmadığına ve benim de Allah´ın muhakkak bir elçisi olduğuma şehadet eden müslüman kimsenin kan. helâl olmaz, ancak şu üç sebepten biri ile helal olur-Evli olduğu halde zina etmekle, kasden öldürmekle, dinini terkedip cemaatten ayrılmakla![1]

Helak edici olan yedi şeyden çekininiz. ´Onlar nelerdir ey Allah´ın Rasülü!1 diye sorulunca, Hz. Peygamber şöyle-buyurmuştur: ´Allah´a şirk koşmak, sihir yapmak, bir hak karşılığı olmak müstesna Allah´ın haram kıldığı bir nefsi öldürmek, yetim malı yemek, riba (faiz) kazancı yemek, düşmana hücum sırasında savaştan kaçmak, zinadan masun olup hatırından bile geçmeyen müslüman kadınlara zina isnad etmek´.[2]

Ümmet, haksız yere adam öldürmenin haram olduğunda, katl´in şirkten sonra en büyük günah olduğunda, haksız yere adam öldürmenin helâl olduğunu söyleyen kişinin kâfir olup ebediyyen cehennemde kalacağı hususunda, helâl kabul etmeden bir mü´mini kasden öldürenin kâfir olmayıp fasık ve facir olduğunda, durumunun Allah´a ait olduğu hususunda; Allah´ın ona isterse azap edeceği, isterse de affedeceği hususunda, tevbe ettiği takdirde tövbesinin makbul olacağı, cehennemde ebedî olarak kalmayacağı hususunda ittifak etmişlerdir, Bunun delili şu ayet-i kerimedir:

Şüphe yok ki.Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Şirk koş­maktan başka diğer günahları dilediği kimse için bağışlar. (Nisa/487)

Görüldüğü gibi ayet, şirk dışındaki günahların Allah´ın dilemesiyle bağışlanacağını bildirmektedir. Kati de bu günahlardan biridir.

Şu ayet-i kerime de buna delâlet eder:

Ey nefisleri aleyhinde aşırı giden kullarım! Allah´ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü O, bütün günahları affedicidir.(Zümer/53)

Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber´in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

Sizden evvelki ümmetler içinde bir adam vardı ki doksandokuz kişiyi öldürmüştü. Bu zat, yeryüzünün en âlim insanının kim ol­duğunu sordu. Kendisine bir rahib gösterildi. O zat, rahib´e geldi ve (kendisini kasdederek) ´Bu adam doksandokuz kişiyi öldürdü. Onun için bir tevbe var mıdır?´ diye sordu. Rahib ´Hayır, yoktur´ diye cevap verdi. Bu menfî cevap üzerine katil o rahib´i de öldürdü. Bu sonuncu cinayetle öldürdüğü kimselerin sayısı yüze tamamlandı.´ Sonra yine yeryüzü halkının en âlim kişisini sorup aradı. Kendisine, âlîm bir kişi gösterildi. Onun yanına gelince ´Bu adam yüz tane insan öldürmüştür. Acaba onun için bir tevbe yolu var mıdır?´ diye sordu. O âlim zat ´Evet, vardır. İnsan ile tevbesi arasına kim perde olabilir? Sen falan ve falan yere git. Çünkü orada Allah´a ibadet etmekte olan birtakım insanlar vardır. Sen de onlarla beraber Allah´a ibadet (ve günahlarından teybe) et ve sakın bir daha kendi memleketine dönme. Çünkü orası kötü bir mıntıkadır´ dedi. Bunun üzerine o katil kişi, söylenen yere doğru´yönelip gitti. Nihayet yolun yarısına vardığında kendisine ölüm geldi. Rahmet melekleri ile azap melekleri tartışmaya başladılar; rahmet melekleri ´Bu adam tevbe ederek ve kalbi ile Allah´a yönelerek bize doğru geldi´ dediler. Bu sırada insan kılığında başka bir melek geldi. Rahmet ve azap melekleri bu meleği aralarında hakem yaptılar. O melek ´Şimdi siz buradan itibaren geldiği yer ile gideceği yerin mesafesini ölçüp birbiri ile karşılaştırın. Bunun bulunduğu bu yer, iki yerden hangisine daha yakınsa bu kişi oraya ait olur´ dedi. Melekler mesafeleri ölçtüler ve o zatın gitmek- istediği yere daha yakın bir yerde ölmüş olduğunu gördüler. Bunun üzerine onun ruhunu . rahmet melekleri aldılar.[3]

Kâfirin tevbesi makbul olduğuna göre, fasık ve asi bir müslümanm tevbesi haydi haydi makbul olur. Allah Teâlâ´nın ´Bir mü´mini kasden öldüren kimseye gelince; onun cezası, orada daimi kalmak üzere ce­hennemdir´ (Nisa/93) sözü, kasden insan öldürmeyi helâl gören kişiye hamledilir veya ´Eğer tevbe etmezse Allah onu affetme?.´ şeklinde anlaşılır.

Bu ayetin mutlak olduğu, fakat zikredilecek şu ayetle tahsis edildiği de söylenmiştir:

Şüphe yok ki Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Ortak koşmaktan başka diğer günahları dilediği kimse için bağışlar. (Nisa/48)

Cinayetin Kısımları

Cinayetin, bir bedene saldırmak olduğunu söylemiştik. Bu saldırı ya kişinin ölümüyle veya herhangibir azasının sakatlanmasıyla, meselâ elinin kesilmesiyle, gözünün kör olmasıyla, kulağının veya burnunun kesilmesiyle neticelenir. Bu iki kışımın herbirinin de birtakım hükümleri vardır. Allah´ın izniyle şimdi o hükümleri açıklamaya çalışalım.

Katl´in Çeşitleri

Katl´ın (öldürmenin) üç çeşidi vardır:

1. Kasden öldürme

2. Kasden öldürmeye benzer öldürme

3. Kazaen (yanlışlıkla) öldürme


Bu üç çeşit öldürmenin herbirinin de hakikati ve hükmü vardır.

1. Kasden Öldürme

Kasden öldürmenin hakikati, genellikle ölüme sebebiyet veren bir aletle bir kişiyi öldürmeye kasdetmekLir. Kasden Öldürmenin hakikatiyle ilgili bu tariften, bir öldürmenin kasden olup olmadığının şu iki hususun da bulunmasıyla ortaya çıkacağı anlaşılmıştır;

a. Öldürmeyi kasdetmek.

Eğer kişi, öldürmeyi kasdetmemişse bu öldürmeye kasden öldürme denilmez. Meselâ kişi av için bir ok atar da ok bir kişiye isabet edip öldürürse, buna kasden öldürme denmez. Çünkü kişi, o adamı öldürmeyi kasdetmemişLir.

b. Öldürmede kullanılan alet, genellikle ölüme sebebiyet veren aletlerden olmalıdır.

Bu bakımdan bir kişiye küçük bir sopa ile veya kü;çük bir taş ile vurulursa, o kişi de ölürse, buna kasden öldürme denilmez. Çünkü kullanılan alet, genellikle ölüme sebebiyet verecek aletlerden değildir.

Kasden Öldürmenin Şekilleri

Kasden öldürmenin birçok şekli vardır. Bu şekillerin tümünde de yukarıda belirttiğimiz iki husus tahakkuk eder; yani bu şekillerin tü­münde hem kasıt, hem de genellikle ölüme sebebiyet veren bir alet vardır. Kasden öldürme şekillerinin bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

a. Kişiye kılıcın keskin tarafıyla vurarak veya kişiye kurşun atarak ölümüne sebep olmak.

b. Öldürücü bir noktaya iğne batırarak kişinin ölümüne sebep ol­mak.

Meselâ kişinin beynine, gözüne, boğazına, mesanesine ve benzeri yerlerine bir iğne batırıhrsa ve kişi de ölürse, bu kasden öldürme sayılır.

c. Genellikle ölüme sebebiyet veren büyük bir şeyle birine vurup ölümüne sebep olmak.

Bu şey bir demir veya bir odun olabilir. Enes´in rivayet ettiği hadîs buna delâlet eder: ´Bir keresinde başı iki taş arasında ezilmiş halde bir cariye bulundu. Bu kadına ´Seni bu hale kim getirdi; falan mı, falan mı?´ diye sordular. Nihayet bir yahudinin ismini zikrettiklerinde cariye başı ile ima etti. Bunun üzerine yahudi yakalandı. Kendisi de cinayeti ikrar edince, Rasûlullah (s.a) onun da başının taşlarla ezilmesini emir buyur­du[4]

d. Kişiyi ateşte yakmak veya asmak veya üzerine duvar yıkmak veya üzerine tavan yıkmak veya bir atla çiğnemek veya bir araba ile ezmek veya diri diri gömmek veya yumurtalıklarım şiddetli bir şekilde sıkmak suretiyle ölümüne sebep olmak.

Bunlar ve bunlara benzer durumlar kasden öldürme sayılır.

e. Boğmak suretiyle kişfnin ölümüne sebep olmak.

Kişinin ağzına bir yastık bastırılırsa veya kişinin ağzı el ile tıkanırsa veya nefesi kesilinceye kadar kişinin üzerine oturulursa, kişi de bu ne^ denle ölürse, bu kasden öldürme sayılır. Hatta son anda el kişinin ağ­zından çekilse veya yastık kaldırılsa veya üzerinde oturan kişi kalksa, kişi buna rağmen ölse bu yine kasden öldürme sayılır.

f. Kişiye zehir yedirilerek veya ölünceye kadar aç ve susuz bırakı­larak veya öldürücü kabul edilen bir sihir yapılarak ölümüne sebebiyet verilirse, bu kasden öldürme sayılır.

g. Kişiye küçük bir sopa veya küçük taşlarla ölünceye kadar vuru­lursa veya vurmadan ötürü kişi acı duyup ölünceye kadar bu acı devam ederse, bu kasden Öldürme sayihr.

h. İki kişi kadı´nm huzurunda bir şahsın aleyhinde ´Bu şahıs kasden adam öldürdü´ diye şahitlik ederlerse, o şahıs öldürülür. O şahıs öldürül­dükten sonra o şahitler şehadetlerinden döner de yalan söylediklerini iti­raf ederlerse onlar da öldürülür. Çünkü onlar o şahsın ölümüne sebep olmuşlardır. Onların yalancı şahitliği de kasden öldürme hükmündedir. Kasden öldürmenin birçok şekli daha vardır. Bunlar fıkıh kitaplarında sayılmıştır.

ceren
Thu 5 December 2019, 02:59 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri islama uygun yaşayan her daim islam yolunda giden kullardan eylesin inşallah...

Sevgi.
Sat 7 December 2019, 03:25 am GMT +0200
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri kendine lâyık kul Peygamber Efendimize de hayırlı ümmet olanlardan eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim

Bilal2009
Mon 9 December 2019, 06:51 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun