hafiza aise
Mon 9 May 2011, 02:37 pm GMT +0200
Sadık Rüyalar
Belli ki vakit, daha da yaklaşmıştı. Şafak sökün etmek üzereydi. Zira, bunu müjdeleyen birçok emareyle karşılaşıyordu. Başını yastığa koyduğunda mana alemini şenlendiren ve gözlerini açtığında da orada gördüğü gibi neticelenen 'sadık rüyalar' sıklaşmış; ötelerden sürekli mesajlar getiriyordu. Vahyin öncüleriydi bunlar ve bilhassa vuslatın altı ay öncesinde, birbirini takip eden muştulara dönüşmüş ve daha bir kendini hissettirir olmuştu. Bugünlerde Resül-ü Ekrem Efendimiz, akşam gördüğü bir rüyanın ertesi gün karşısında cereyan eden bir hadise olduğuna tanık olur122 ve iki alem arasındaki irtibatıtefekküre dalarak uzun uzun düşünürdü. Belki de bunlar, yaklaşan vahiy ortamına bir hazırlık manasını taşıyordu.
Görülen rüyalar genelde Hz. Hatice validemizle paylaşılır ve O da, dimağına yerleşmiş ve kesin kanaat haline gelmiş beklentileri istikametinde yorumlar yapar, bu süreçte Efendisine destek olmaya çalışırdı. Bir defasında Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), evinin üstünden bir tahta çekilerek buraya büyük bir delik açıldığını; sonra buraya gümüşten bir merdiven konulduğunu ve oradan iki adamın içeri girdiğini görmüştü. Bu manzara karşısında birilerini yardıma çağırmak istiyor, ama bir türlü konuşamıyor; yardım için fırsat bulamıyordu. Sonra bu adamların her biri gelip O'nun iki yanına oturdu. Sonra tuttu birisi, elini vücuduna sokup buradan iki kaburga kemiği çıkardı. Sonra da göğsüne yönelerek buradan kalbini çıkanp eline koyuverdi. O kadar gerçekçiydi ki elinin izini iliklerine kadar hissediyordu. Bu arada yanındaki arkadaşına şunu söylüyordu:
- Bu salih adamın kalbi ne kadar da güzel bir kalp.
Sonra da kalbini yıkayıp temizledi ve tekrar alıp onu yerine yerleştirdi. Çok geçmeden kaburga kemiklerini de olduğu yere iade etti. Ardından da, geldikleri yere yönelerek merdivenden çıkarak gözden kayboldular. Giderken merdiveni de alıp götürmüşlerdi. Artık tavan, yeniden eski haline getirilmiş ve her şey normale dönmüştü.
Beklenen Nebi, tabii olarak bu rüyasını da önce Hatice
122 Bkz. Buhari, Sahih, 1/6; Miislim.Sahih, 1/97; Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 2/153
validemize anlattı. Böylesine kritik günlerinde en büyük destekçisi Hz. Hatice, yine kendisinden beklenilen tavn ortaya koyuyordu:
- Müjdeler olsun sana, dedi önce. Ardından da, metin bir ses tonuyla şunlan söyledi:
- Şüphesiz ki Allah, Senin için sadece hayır murad etmektedir. Bunda da bir hayır vardır; müjdeler olsun Sana! 123
Evet, önlerine bir yol takdir edilmişti ve onlar da, takdir edilen bu yolda adım adım ilerliyorlardı. Hz. Hatice validemiz de bu yolun farkındaydı ve onun için, kendinden emin konuşuyor ve Efendisine destek olmaya çalışıyordu.