Eslemnur
Mon 4 April 2011, 12:42 pm GMT +0200
Ecrini Allah'tan Beklemesi Hâlinde Müminîn Verdiği Sadakanın Kat Kat Artırılması
Mukâtil, İbn 'Abbâs'a nisbet ederek Yüce Allâlı'ın şu buyruğu ile ilgili açıklamalarını zikretmektedir:
Allah'a karz-ı hasen verecek {yani, gönül hoşluğu ile ecrini Allah'tan umarak sadaka verecek) olan kimdir ki, Allah da o verdiğini ona kat kat arttır-sın. (Bakara/245)
İbn 'Abbâs dedi ki: "Maksat, iki milyondur." Yüce Allah şöyle buyuruyor:
Eğer Allah'a karz-ı hasen {yani, ecrini Allah'tan umarak gönül hoşluğuyla nafile sadaka} verirseniz, onu size kat kat arttırır {yani, bire-on'dan başlayarak yediyüz kat ve daha fazlasıyla karşılık verir} ve günahlarınızı {yani, o sadaka sebebiyle günahlarınızı} bağışlar. Allah şekûrdur {yani, ecrini umarak sadaka veren kimselere sadakalarının karşılığını kat kat fazlasıyla verendir}, halimdir. Gaybı {yani, insanların kalblerinde bulunanı ve
Ş;f her türlü gizliyi} ve şehâdeti {yani, açıktan söylenenleri} bilir. Azizdir {yani, mülkünde azizdir: güçlüdür, Kendisine karşı konulamayandırl, hakimdir {yani, enirinde hikmetleri sonsuz olandır}. [116](Teğâ-bün/17-18)
Yine şöyle buyurmaktadır:
Mallarını Allah yolunda {yani, Allah'a itaat uğrunda} infak edenlerin meseli, yedi başak veren ve her başağında yüz tane bulunan bir tohuma ben-, 2er. Allah dilediğine kat kat {yani, yediyüzden iki milyon katma kadar} verir. Allah vâsidir {yani, bu kadar fazlasını verendir}, alimdir {yani, neler infak ettiklerini çok iyi bilendir). Mallarını Allah yolunda infak edip de sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayan ve eziyet etmeyenlerin {yani, yaptıkları infaklan başa kakmak suretiyle eziyet etmeyen kimselerin} Rabb'leri yanında mükâfaatlan vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmezlerde. (Bakara/261-262)
Ayet-i kerîme Hz. Osman'ın (r.a), Tebuk Gazvesi dolayısıyla yaptığı harcamalar hakkında inmiştir. O, savaşa giden Müslümanları yüzbin (dirhem vererek) teçhiz etmişti. Ayrıca Medine'de Rûme diye bilinen kuyusunu da Müslümanlara vakfetmişti. Âyet aynı zamanda 'Ab-du'r-Rahmân b. Avf (r.a) hakkında da inmiştir. O da dörtbin dirhem tasaddukta bulunmuştu. Bu dirhemlerin her biri bir miskal idi, bu da onun malının yansım teşkil ediyordu.
Güzel bir söz (yani, Müslümanın kardeşine hayır dua ederek güzel söz söylemesi} ve bağışlama[117] {yani, onu bağışlayıp hiçbir şey vermemek} arka-. sından eziyet gelen iyani, başa kakılan) bir sadakadan hayırlıdır. Allah ganîdir {yani, sizin vereceğiniz sadakaya muhtaç değildir}, halimdir (yani, verdiği sadakayı başa kakan ve sadaka sebebiyle eziyette bulunan kimseyi cezalandırmakta acele etmeyendir}. (Bakara/263) [118]
[116] II/199b: Halimdir {yani, günahlarınızı ve hatta sadakasının ecrini Allah'tan ummayıp onu başa kakan kimseleri dahi bağışlayıp cezalandırmayandir}. Gaybı iyani, her türlü gizliyi bilir; kalbte bulunan başa kakmayı, ecir umarak verme duygusunun azlığını} da, şehâdeti {yani, açığa vurulan her şeyi} de bilendir.
[117] I/44b-45a: ...bağışlama {yani, onun kusurlarını görmezlikten gelme}
[118] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 81-83