halim
Wed 22 June 2016, 03:14 am GMT +0200
Sabah ezanı okunurken yemek yemeye devam edilir mi?
En çok merak edilen sorulardan biri bu: Sabah ezanı okunurken yiyip içilir mi? Ahmet Karataş açıkladı.
Oruç fecri sadıkın doğmasıyla başlar güneş'in tamamen batarak akşam namazının vaktinin girmesiyle biter. Halk arasında orucun başladığı vakte imsak adı verilmektedir. Takvimlerde belirtilen imsak orucun başladığını ve aynı zamanda sabah namazının vaktinin girdiğini ifade eder.
Kur'an-ı Kerim orucun başladığı ve bittiği zamanı çok veciz bir şekilde izah etmektedir: "Günün ağarması gecenin karanlığından fark edinceye kadar yiyip içmeye devam edin. Akşam vakti girince orucunuzu tamamlayın" (Bakara 187).
Ezan ise imsak ve namaz vakitlerinin girdiğini ilan etmek için okunur. İmsak vaktinde okunan ezan ise vakti girer girmez okunmaktadır. Bu sebeple ezan başladığı anda yemeği içmeyi terk etmek gerekir. Bu konuyu ilgilendirdiğinden dolayı eskiden Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uygulanan temkin vakti ile ilgili olarak bilgi vermekte fayda vardır.
İslam'da vakitler ayın veya güneşin hareketlerine göre ve çıplak gözle tespit edilmektedir. Bundan dolayı namaz vakitlerinin tam olarak tespit edilmesinin önünde bazı engeller vardır. Bazı şehirlerin büyük olması ve iki ucu arasında oluşan zaman farkı bunlardandır. Ayrıca bazı yerlerde arazinin engebeli olması sebebiyle özellikle güneşin doğuşu ve batışı tam olarak tespit etmek mümkün olmayabilir. İşte bu sebeplerden dolayı eskiden Diyanet İşleri Başkanlığı namaz vakitlerine ihtiyat yani temkin vakti ilave etmekteydi.
Temkin vakti; güneşin doğuşu veya batışı ile namaz vakitlerinin hesaplanmasında vakitlere eklenen ya da çıkarılan zaman demektir. Başkanlık temkin vakti uygulaması sebebiyle güneşin doğuşu ile imsak vakitlerini biraz öne almış diğer namaz vakitlerini ise biraz geciktirme uygulaması yoluna gitmiştir. Ancak, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı güneşin doğuşu, batışı, namaz vakitleri ile imsak vaktinin hesaplanmasında teknik imkanları kullanmaya başlamıştır. Bu uygulamaya teknik imkanların gelişmesini ve çıplak gözle bu vakitlerin tespit edilmesi esnasında oluşan sakıncaların teknik imkanlar kullanıldığında ortadan kalkmasını gerekçe olarak göstermiştir. Bu yolla arazinin engebeli olduğu yerlerde veya büyük şehirlerin farklı bölgelerinde namaz vakitlerinin net bir şekilde tesbit edilmesi mümkün olmuştur. Bundan dolayı Başkanlık, güneşin doğuş saati hariç, imsak vakti de dahil olmak üzere diğer vakitlerde temkin vakti uygulamasına son vermiştir.
Temkin vaktinin olmaması sebebiyle imsak vaktinde ezanın okunması; orucun başladığı ve sabah namazının vaktinin girdiği anlamına gelmektedir. Bu sebepten dolayı ezan okunmaya başlar başlamaz yeme içmeyi kesmek gerekir. Soruda sözünü ettiğimiz kişinin bundan sonra ezan okunduğunda uyanıp su içmesi uygun olmaz. Daha önce yaptığı bu hatadan dolayıda Cenabı Allah'tan af ve mağfiret talep etmelidir. İnşallah şimdiye kadar bu durumu bilmediğinden dolayı mazur sayılarak eskiden tuttuğu oruçlar kabul olur.
Bedir Haber
En çok merak edilen sorulardan biri bu: Sabah ezanı okunurken yiyip içilir mi? Ahmet Karataş açıkladı.
Oruç fecri sadıkın doğmasıyla başlar güneş'in tamamen batarak akşam namazının vaktinin girmesiyle biter. Halk arasında orucun başladığı vakte imsak adı verilmektedir. Takvimlerde belirtilen imsak orucun başladığını ve aynı zamanda sabah namazının vaktinin girdiğini ifade eder.
Kur'an-ı Kerim orucun başladığı ve bittiği zamanı çok veciz bir şekilde izah etmektedir: "Günün ağarması gecenin karanlığından fark edinceye kadar yiyip içmeye devam edin. Akşam vakti girince orucunuzu tamamlayın" (Bakara 187).
Ezan ise imsak ve namaz vakitlerinin girdiğini ilan etmek için okunur. İmsak vaktinde okunan ezan ise vakti girer girmez okunmaktadır. Bu sebeple ezan başladığı anda yemeği içmeyi terk etmek gerekir. Bu konuyu ilgilendirdiğinden dolayı eskiden Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uygulanan temkin vakti ile ilgili olarak bilgi vermekte fayda vardır.
İslam'da vakitler ayın veya güneşin hareketlerine göre ve çıplak gözle tespit edilmektedir. Bundan dolayı namaz vakitlerinin tam olarak tespit edilmesinin önünde bazı engeller vardır. Bazı şehirlerin büyük olması ve iki ucu arasında oluşan zaman farkı bunlardandır. Ayrıca bazı yerlerde arazinin engebeli olması sebebiyle özellikle güneşin doğuşu ve batışı tam olarak tespit etmek mümkün olmayabilir. İşte bu sebeplerden dolayı eskiden Diyanet İşleri Başkanlığı namaz vakitlerine ihtiyat yani temkin vakti ilave etmekteydi.
Temkin vakti; güneşin doğuşu veya batışı ile namaz vakitlerinin hesaplanmasında vakitlere eklenen ya da çıkarılan zaman demektir. Başkanlık temkin vakti uygulaması sebebiyle güneşin doğuşu ile imsak vakitlerini biraz öne almış diğer namaz vakitlerini ise biraz geciktirme uygulaması yoluna gitmiştir. Ancak, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı güneşin doğuşu, batışı, namaz vakitleri ile imsak vaktinin hesaplanmasında teknik imkanları kullanmaya başlamıştır. Bu uygulamaya teknik imkanların gelişmesini ve çıplak gözle bu vakitlerin tespit edilmesi esnasında oluşan sakıncaların teknik imkanlar kullanıldığında ortadan kalkmasını gerekçe olarak göstermiştir. Bu yolla arazinin engebeli olduğu yerlerde veya büyük şehirlerin farklı bölgelerinde namaz vakitlerinin net bir şekilde tesbit edilmesi mümkün olmuştur. Bundan dolayı Başkanlık, güneşin doğuş saati hariç, imsak vakti de dahil olmak üzere diğer vakitlerde temkin vakti uygulamasına son vermiştir.
Temkin vaktinin olmaması sebebiyle imsak vaktinde ezanın okunması; orucun başladığı ve sabah namazının vaktinin girdiği anlamına gelmektedir. Bu sebepten dolayı ezan okunmaya başlar başlamaz yeme içmeyi kesmek gerekir. Soruda sözünü ettiğimiz kişinin bundan sonra ezan okunduğunda uyanıp su içmesi uygun olmaz. Daha önce yaptığı bu hatadan dolayıda Cenabı Allah'tan af ve mağfiret talep etmelidir. İnşallah şimdiye kadar bu durumu bilmediğinden dolayı mazur sayılarak eskiden tuttuğu oruçlar kabul olur.
Bedir Haber