sümeyra
Wed 18 January 2012, 06:15 pm GMT +0200
Rü'yet Hakkındaki Hadîsler
1. Ata tarikiyle İbnü Abbas (R.A.)'dan: «Onu kalbiyle gördü.»[113]
2. Mesruk'tan şöyle rivayet edilmiştir:
«Hz. Ayşe'nin (R.A.) yanındaydım. «Ey müminlerin annesi! Üç şeyi kim söylerse, Allah'a (C.C.) karşı büyük iftira etmiş olurmuş!.. Nedir onlar?» diye sorduğumuzda Hz. Ayşe, şöyle cevap verdi:
a) «Kim ki, Muhammed (S.A.V.) Rabbinl gördü, diye iddia ederse, Allah'a karşı büyük iftira etmiş olur.» Bunun üzerine ben; «Ey mü'minlerin annesi, bana müsaade et, konuşayım: 'Andolsun ki, O, onu apaçık ufukta görmüştü.[114] Âyetine ne dersin?» diye sorunca Hz. Ayşe, şu cevabı verdi: «Bu meseleyi ResûluIIahtan (S.A.V.) İlk Önce soran benim... Resûlullah bana dedi ki; O Cebraiidir... Hem işitmedin mi, Allahü Teâlâ; «Ona gözler erişemez. O ise bütün gözleri ihata eder.» [115]buyurmadı mı? Ve hem sen işitmedin mi ki, Allah (C.C.) şöyle buyurdu: «(Ya) birvahy ile, ya bir perde arkasından, yahut bîr elçi gönderip de kendi izniyle dileyeceğini vahyetnıes! olmadıkça, Allah'ın hiçbir beşere kelâm söylemesi (vaki) olmamıştır.»[116]
b) «Her kim ki; Resûlullah (S.A.V.), Allah'ın (C.C.) kitabından bir şeyi gizledi derse; Allah'-a büyük iftira etmiş olur.»
c) «Her kim ki Muhammed (S.A.V.) gaybı bilir iddiasında bulunursa, Allah'a (C.C.) büyük İftira etmiş olur.»[117]
3. Abdullah İbnü Şakîk tarikiyle Ebû Zer (R.A.)'den rivayet edilmiştir:
Resûluliah'a (S.A.V.), «Rabbİnî gördün mü?» diye sordum. Buyurdu ki, «Bir nur, onu nasıl görürüm?» Aynı tarikle, ikinci bir rivayette ise, «Bir nur gördüm.» buyurdu.[118]
Kadı îyaz, Şifa isimli kitabında şöyle der:
«Bir grup âlimin fikri, Hz. Ayşe'nin kavlincedir. İbnü Mes'ud'dan ve Ebû Hüreyre'den, meşhur olarak nakledilen de budur. Bunun üzerine, hadisciler ve fa-kihlerden bir kısmı, dünyada rüyetin mümkün olmayacağına kail olmuşlardır, ibnü Abbas'tan meşhur olan rivayet ise, Peygamber (S.A.S.)in, Rabbİni gözleriyle görmüş olmasıdır. Hatta İbnü Abbas, Hâkim, Nesâî ve Tabaranî, rivayetlerinde; 'Allahü Tealâ, Musa'ya (A.S.) Kelâm; ibrahim'e (A.S.) hıllet (dostluk); Muhammed'e (S.A.S.) ise rü'yet ile ihtisas buyurdu' demiştir. İmam Eş'ari ile ashabından bir grup da Peygamberin (S.A.S.), Allah'ı (C.C.) baş gözüyle gördüğüne kaildirler. Bazı meşayih de, Allah'ı baş gözüyle görme meselesinde tevakkuf eylemiştir. Şüphesiz, bu meselede hak olan da, tevakkuf, yani kat'î bir kanaat izharında bulunmayıp bu meseleyi Allah'a (C. C.) havale etmektir.
Şifa şerhinde Aliyyülkarî ise şunları zikreder:
«Resûlulîah (S.A.S.). Mi'raç gecesi Allahü Teâlâ'yı görmedi. Fakat Nevevî, «Fetâvâ^da rü'yetin vaki olduğunu doğrulamış ve bunu muhakkikun'dan nakletmistir.»[119]
1. Ata tarikiyle İbnü Abbas (R.A.)'dan: «Onu kalbiyle gördü.»[113]
2. Mesruk'tan şöyle rivayet edilmiştir:
«Hz. Ayşe'nin (R.A.) yanındaydım. «Ey müminlerin annesi! Üç şeyi kim söylerse, Allah'a (C.C.) karşı büyük iftira etmiş olurmuş!.. Nedir onlar?» diye sorduğumuzda Hz. Ayşe, şöyle cevap verdi:
a) «Kim ki, Muhammed (S.A.V.) Rabbinl gördü, diye iddia ederse, Allah'a karşı büyük iftira etmiş olur.» Bunun üzerine ben; «Ey mü'minlerin annesi, bana müsaade et, konuşayım: 'Andolsun ki, O, onu apaçık ufukta görmüştü.[114] Âyetine ne dersin?» diye sorunca Hz. Ayşe, şu cevabı verdi: «Bu meseleyi ResûluIIahtan (S.A.V.) İlk Önce soran benim... Resûlullah bana dedi ki; O Cebraiidir... Hem işitmedin mi, Allahü Teâlâ; «Ona gözler erişemez. O ise bütün gözleri ihata eder.» [115]buyurmadı mı? Ve hem sen işitmedin mi ki, Allah (C.C.) şöyle buyurdu: «(Ya) birvahy ile, ya bir perde arkasından, yahut bîr elçi gönderip de kendi izniyle dileyeceğini vahyetnıes! olmadıkça, Allah'ın hiçbir beşere kelâm söylemesi (vaki) olmamıştır.»[116]
b) «Her kim ki; Resûlullah (S.A.V.), Allah'ın (C.C.) kitabından bir şeyi gizledi derse; Allah'-a büyük iftira etmiş olur.»
c) «Her kim ki Muhammed (S.A.V.) gaybı bilir iddiasında bulunursa, Allah'a (C.C.) büyük İftira etmiş olur.»[117]
3. Abdullah İbnü Şakîk tarikiyle Ebû Zer (R.A.)'den rivayet edilmiştir:
Resûluliah'a (S.A.V.), «Rabbİnî gördün mü?» diye sordum. Buyurdu ki, «Bir nur, onu nasıl görürüm?» Aynı tarikle, ikinci bir rivayette ise, «Bir nur gördüm.» buyurdu.[118]
Kadı îyaz, Şifa isimli kitabında şöyle der:
«Bir grup âlimin fikri, Hz. Ayşe'nin kavlincedir. İbnü Mes'ud'dan ve Ebû Hüreyre'den, meşhur olarak nakledilen de budur. Bunun üzerine, hadisciler ve fa-kihlerden bir kısmı, dünyada rüyetin mümkün olmayacağına kail olmuşlardır, ibnü Abbas'tan meşhur olan rivayet ise, Peygamber (S.A.S.)in, Rabbİni gözleriyle görmüş olmasıdır. Hatta İbnü Abbas, Hâkim, Nesâî ve Tabaranî, rivayetlerinde; 'Allahü Tealâ, Musa'ya (A.S.) Kelâm; ibrahim'e (A.S.) hıllet (dostluk); Muhammed'e (S.A.S.) ise rü'yet ile ihtisas buyurdu' demiştir. İmam Eş'ari ile ashabından bir grup da Peygamberin (S.A.S.), Allah'ı (C.C.) baş gözüyle gördüğüne kaildirler. Bazı meşayih de, Allah'ı baş gözüyle görme meselesinde tevakkuf eylemiştir. Şüphesiz, bu meselede hak olan da, tevakkuf, yani kat'î bir kanaat izharında bulunmayıp bu meseleyi Allah'a (C. C.) havale etmektir.
Şifa şerhinde Aliyyülkarî ise şunları zikreder:
«Resûlulîah (S.A.S.). Mi'raç gecesi Allahü Teâlâ'yı görmedi. Fakat Nevevî, «Fetâvâ^da rü'yetin vaki olduğunu doğrulamış ve bunu muhakkikun'dan nakletmistir.»[119]