saniyenur
Fri 20 May 2011, 08:53 pm GMT +0200
Resmü'I-Mushaf-Kıraat İlişkisi Açısından Kur'ân Târihi
Kıraat âlimleri tarafından tercih edilen sahih kıraatlerin Hz. Osman tarafından yazdirılıp çoğaltılan Kur'ân nüshalarının hattı İle de ilişkisi bulunmaktadır. Kur'ân'm metinleşme târihi Kur'ân kıraatleri için çok önemli olduğundan, konuyu ana hatlarıyla ortaya koymada büyük yarar bulunmaktadır. Nâziî olan Kur'ân âyetlerini Mekke döneminden itibaren yazdıran[61] Hz. Peygamber, bu yolu, vahyin korunması için önemli bir vesile olarak kullanmıştır. Ancak Arap toplumunun okuma-yazmadaki geri durumu, bunun aksine ezber yeteneği Kur'ân'ın naklinde yazı ile birlikte ezberin de kullanılmasını gerekli kılmıştır. Yazı ve ezberi hem Mekke hem de Medine yıllarında birlikte kullanan Resûıullah (s.a.) ve ashabı gün geçtikçe yazıya daha fazla önem vermeye başlamıştır. Medine döneminde oluşturulan şahsi Kur'ân nüshaları bunun göstergesidir. Resûl-i Ekrem'in bu şahsi nüshalardan ve ashabın Kur'ân'i yazmasından haberi vardı. Onun "Benden Kur'ân dışında bir şey yazmayınız. Kim Kur'ân'dan başka bir şey yazmışsa onu imha etsin"[62] hadîsi, bir bakıma Kur'ân'ın yazılmasını da emretmekteydi. Ashabın bu konuda hataya düşmemesi için o, her bir yeni inen âyetin hangi sûrede yer alacağını ve hangi âyetler arasında veya hangilerinden sonra olduğunu ifâde ediyordu.[63] Yukarıda arz edilen sahih rivayetlerden de anlaşıldığı üzere, Cebrail her yıl Ramazan ayında o ana kadar gelen vahiyleri toplu olarak Resûlullah'a okuyor Resûi-i Ekrem de ona tekrarlıyordu. Resûlullah ve ashabı ile ilgili bahsettiğimiz bütün bu hususlar Kur'ân'ın ileride bir kitap hüviyetini alacağım haber vermekteydi. Bunların dışında Kur'ân'ın ileride kitaplaşacağı ile ilgili bizzat Kur'ân'ın içinde de deliller bulunmaktadır. Zira "kitâb" kelimesi Kur'ân'da 255 defa geçmekte, "kütüb" şeklindeki çoğulu ise 6 defa yer almaktadır. Bu kitâb kelimelerinden bir kısmı eski ilâhî kitaplara ve sahifelere işaret etse de azımsanamayacak bir kısmı, bizzat Kur'ân-i Kerîm'e delalet etmekte, diğer bir deyişle bu kelimelerin geçtiği âyetlerde Kur'ân'dan bahsedilmektedir. Böyle olunca, Ailah Kur'ân'ın ileride bir kitap olacağını zaten söylemiş olmaktadır. Allah tarafından gönderilen Tevrat Zebur ve İncil gibi vahiyler de kitap şeklini almış ve kitap olarak intikal etmiştir. Kur'ân bunlardan bahsederken kendisinin de ileride aynı tarzda ve daha muhkem olarak iki kapak arasına alınacağını ima etmiş olmaktadır.[64][61] Mesela bk. Buhârî, "Cihâd", 129, "Fezâ'ilü'l-Kur'ân", 4; Müslim, "imaret", 92, 95, 94, "Zühd", 72; Tlrmizî, "Tefsir", Nisa 5/15 (Hadis no: 5034), 10; İbn Mâce, "Cihâd", 45; Ahmed b. Hanbel, eI-Müsned\\\, 12, 21, 59, 65; İbn Hişâm, es-Sketü'n-Nebeviyye (nşr. Mustafâ es-Sakkâ v.dgr.), Dâru İhya i' t-Türâsi'l- Arabi, Beyrut, ts., I, 544; İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-kübrâ, III, 267-268.
[62] Müslim, "Zühd". 72.
[63] Tirmizî, "Tefsir", Tevbe 10/1 (Hadis no-. 30S6); Ebû Dâvûd, "Salât", 125.
[64] Abdülhamit Birışık, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin Yayınları, Bursa 2004: 32-34.