- Resmi İçeceğimiz Çay

Adsense kodları


Resmi İçeceğimiz Çay

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sat 19 November 2011, 04:20 pm GMT +0200
Resmi İçeceğimiz Çay

Mayıs 2008 32.SAYI

Resmi içeceğimiz de diyebileceğimiz çay, yurdum insanının hayatının önemli bir keyfidir. Hatta keyiften öte ilacıdır, zira çay içmeyince başı ağrıyan insan sayısı oldukça fazladır. Bu yüzdendir ki Ramazan ayı boyunca burnunda çay tüten insan kitlesine sıkça rastlanır.

Efendiiim bu ay milletçe pek bir hassas olduğumuz “çay” konusu üzerinde duracağız. Resmi içeceğimiz de diyebileceğimiz çay, yurdum insanının hayatının önemli bir keyfidir. Hatta keyiften öte ilacıdır, zira çay içmeyince başı ağrıyan insan sayısı oldukça fazladır. Bu yüzdendir ki Ramazan ayı boyunca burnunda çay tüten insan kitlesine sıkça rastlanır. Söz konusu çay tiryakisi kitle iftarda mutlaka sofrasında bu sıcak içeceği bulundurur.

Çayın soy kütüğüne baktığımızda bilumum şeylerin türediği çekik gözlüler familyasından bir ülke olan Çin’i görürüz. Fakat tutup da “Çin geleneklerine göre demleyeyim çayımı” derseniz, arkadaşlarınızın birer birer çevrenizden uzaklaştığını fark edersiniz. Zira o çayın zehir zemberek bir tadı vardır ve siz de çay muhabbetinize yeni bir tat katmak yerine hayatınızın hatasını yapmış olursunuz.

Çay bitkisi kaprislidir, öyle her yerde yetişmez. Biraz sulak mekanları sevdiğinden bendenizi de yetiştiren Karadeniz bölgesinden pek hazzeder. Yeşil, siyah, tomurcuk gibi çeşitlenir. Demlenmesi ince noktalara dayanan çayın aslında bir bilim dalı olarak okullarda okutulması gerekmektedir.

Çaydanlık, demlik, su, çay, ince belli bardak, şeker, çay kaşığı ve bir de ağzınız varsa çay içme keyfi için tüm materyaller hazır demektir. Çayı hazırlarken malzemeden kaçmak tadı bozacağından çay miktarında cimriliğe dayalı değişiklikler yapmamak gerekir. Musluk suyu yerine içme suyu kullanımı da önemli detaylardan biridir. O kadar ki, musluk suyu kullanımında çaydanlıkta zamanla oluşan kireç tabakası çayın tadını bozacağından görücülük ziyaretinde evin kızı tarafından hayırlı misafire böyle bir çayın ikramı hafazanallah kızı evde bırakacak kapasitededir.

Paşa çayından, limonlu çaya…

Yaş aralıklarına göre içilen çay şekli de çeşitlilik arz eder. Çoluk çocuk takımının tükettiği “yeni başlayanlar için çay” kategorisinin adı “paşa çayı”dır. Paşa çayı bardağın 1/3’üne dem, geri kalanına musluk suyu konulmasıyla hazırlanan, üstünde yer yer köpük görülen bir türdür. Yaş ilerledikçe çay içme konusunda kıdem kazanılır ve bir sonraki aşamaya yani gerçek bir damak tadı olan “tavşankanı”na geçilir. Tavşankanı çay her derde deva, nerdeyse insanı hayata bağlayan bir serum gibidir. Yaş biraz daha ilerleyince çay limon eşliğinde içilir. Zira bu dönem insanı kalpte çarpıntı yaşayabileceğinden limonsuz içimi uykusuz gecelere tekabül eder.

Kambersiz düğün olmayacağı gibi derin muhabbetler de çaysız olmaz. Çay iyi günde keyiften, kötü günlerde de dertten bardak bardak içilir. Kısaca çay içmek isteyen yurdum insanın bunun için özel bir sebebe ihtiyacı yoktur. Komşu oturmalarında, kahvaltıda, ders çalışırken, düğünde, bayramda, işyerlerinde anlayacağınız her yerde çay içilir. Hatta doğu bölgemizde cenaze evine giderken çay götürme adeti bile vardır. Kimi bünyelerde mazot veya benzin etkisi yapar, hayata bağlar, ders çalıştırır, iş yaptırır, yorgunluk alır, huzur verir…

Çay servisinin de ayrı bir inceliği vardır. Çay bardağının önceden sıcak suyla çalkalanarak ısıtılması her ne kadar “çalkalamadan içmeyiniz” sözü kadar yaygın olmasa da uygulanması çayın servisinde önem arz eder. Servis sırasında oturan misafire hafifçe eğilmek saray adabı alan kızlarımızda sıkça görülür. Çayı biter bitmez bardağın yeniden doldurulmak üzere alınması gittiğiniz yerde sevildiğinizi ve önemsendiğinizi, boş boş bir süre beklemesi ise gitmeniz için gözünüzün içine bakıldığını işaret eder. Hatta herkes tarafından bilinen çay bardağının üzerine çay kaşığının kapatılması “çay içmeyeceğim” anlamına gelir ki dünyanın hiçbir yerinde anlaşılmayacak bizlere mahsus bir iletişim şeklidir. Eğer bir evde sabah çay koyulup altı akşama kadar yanıyorsa o evin sakinleri çay müptelasıdır ve evin geleni gideni çoktur.

Demleme mi, sallama mı?

Bunca önemli ve değerli olan çayın itibarını yerle bir edecek müdahaleler de söz konusudur tabii. Mesela daha demli görünmesi için çaya karbonat eklenmesi bu pek ünlü içeceğimizin tüm karizmasını çizer. Bir de halk arasında “sallama çay” olarak bilinen poşet çaylar vardır ki çaya olan sadakatimizi sorgulamaya kadar götürür bizi. “Ne çay, ne değil” şeklinde tarif edeceğimiz bu sıvı, insanımızın çaya karşı paranoyak bir yaklaşım sergilemesine neden olur. “Çay var mı?” sualinin ardından hemen “Salla mı, demleme mi?” diye sordurtur. Cevap sallama olursa tüm hayaller suya düşer, hayata küsülür.

Sevgili okuyucularımız sizlere bu yazımla üzülerek veda ediyorum. Mektuplarınızda yazdığınız güzel sözler için hepinize teşekkür ediyorum. Eminim benim yerime yazacak olan arkadaşımızı da çok seveceksiniz. Sizleri Allah’a emanet ediyorum. Eğer haklarınızı helal ederseniz ve bundan sonra dualarınızda beni unutmazsanız ne mutlu bana! Hepinize en derin sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. Allah’a ısmarladık…

Ben giderim namım yürür sizinle
Sevginiz ve desteğinizle geldim bugünlere
Tebessümleriniz gelir benimle
Belki karşılarız bir gün bir yerlerde…

Ayşenur USLU