rabia
Wed 10 March 2010, 05:48 pm GMT +0200
Rehn (İpotek)
Satımı caiz olan her şeyin zimmetle kesinleşen alacağa karşılık rehin olarak verilmesi sahihtir.
Rehin alan rehineyi kabzetmemişse rehin veren rehineyi geri alabilir. Rehin konusu malın telefinden mürtehin (rehin alan) sorumlu olmaz. Ancak âdavet (ihmalkârlık ve düşmanlık) yapmışsa sorumlu olur.
Hak sahibi alacaklı, alacağının bir kısmını kabzederse ona karşılık rehinden bir kısmı çıkarılmaz. Ancak alacağının hepsini kabzederse o zaman rehn alınan mal geri verilir.
Rehn, bir hak veya bir borç karşılığında bir şeyi hapsetmektir. Yani verilmesi gereken bir alacağın verilmemesi durumunda o rehin alınan şeyden tazminini ifade eden bir akiddir.
Rehnin delili kitap ve sünnettir. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur:
"Eğer seferde olup, yazıcı (katip) bulamadınızsa, o takdirde, borçludan alınmış rehinler kâfidir" (Bakara: 2/283)
Sünnetten şu hadis-i şerifi delil olarak gösterebiliriz: "Resulullah (s.a.v.) aile ferileri için 30 sa´ arpa karşılığında zırhını, Ebu Şehm ile adlandırılan bir yahudiye ipotek etti."[1]
Rehnin Rükünleri
Rehnin rükünleri dört tanedir;
1- Siga:
Şunu, şu borcun karşılığında ipotek ettim şeklinde ifade edilen sözlerdir.
2- Akid:
Rehin ve mürtehin, yani ipotek eden ile alan kimselerdir.
3- Merhûn:
Rehin edilmiş olan şeydir.
4- Merhûn-u bih:
Karşılığında ipotek yapılmış olan haktır.
"Merhûn" (Rehn edilen şey) her ne kadar mürtehinin elinde olsa da, kâr ve kazancı esas mal sahibine yani "Rahin"e aittir.
Merhûnun, (rehn edilen şeyin) gözle görülebilir, elle tutulabilir cinsten olması şarttır.
Borç, âyn olmadığından, yani gözle görülebilir madde cinsinden olmadığından onu rehnetmek caiz değildir. Ortak malı satmak caiz olduğu gibi, ortağından müsaade almadan onu rehnetmek de caizdir.
Rahin borcunu kapatmadığı takdirde vâde dolmuşsa, mürtehinin izniyle hakim, rahine:
"Ya borcunu vereceksin veya merhunu satıp borcu ödeyeceksin" diye zor kullanır. [2]
[1] Buhari, 1962, Müslim, 1603.
Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 318-319.
[2] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 319.
Satımı caiz olan her şeyin zimmetle kesinleşen alacağa karşılık rehin olarak verilmesi sahihtir.
Rehin alan rehineyi kabzetmemişse rehin veren rehineyi geri alabilir. Rehin konusu malın telefinden mürtehin (rehin alan) sorumlu olmaz. Ancak âdavet (ihmalkârlık ve düşmanlık) yapmışsa sorumlu olur.
Hak sahibi alacaklı, alacağının bir kısmını kabzederse ona karşılık rehinden bir kısmı çıkarılmaz. Ancak alacağının hepsini kabzederse o zaman rehn alınan mal geri verilir.
Rehn, bir hak veya bir borç karşılığında bir şeyi hapsetmektir. Yani verilmesi gereken bir alacağın verilmemesi durumunda o rehin alınan şeyden tazminini ifade eden bir akiddir.
Rehnin delili kitap ve sünnettir. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurur:
"Eğer seferde olup, yazıcı (katip) bulamadınızsa, o takdirde, borçludan alınmış rehinler kâfidir" (Bakara: 2/283)
Sünnetten şu hadis-i şerifi delil olarak gösterebiliriz: "Resulullah (s.a.v.) aile ferileri için 30 sa´ arpa karşılığında zırhını, Ebu Şehm ile adlandırılan bir yahudiye ipotek etti."[1]
Rehnin Rükünleri
Rehnin rükünleri dört tanedir;
1- Siga:
Şunu, şu borcun karşılığında ipotek ettim şeklinde ifade edilen sözlerdir.
2- Akid:
Rehin ve mürtehin, yani ipotek eden ile alan kimselerdir.
3- Merhûn:
Rehin edilmiş olan şeydir.
4- Merhûn-u bih:
Karşılığında ipotek yapılmış olan haktır.
"Merhûn" (Rehn edilen şey) her ne kadar mürtehinin elinde olsa da, kâr ve kazancı esas mal sahibine yani "Rahin"e aittir.
Merhûnun, (rehn edilen şeyin) gözle görülebilir, elle tutulabilir cinsten olması şarttır.
Borç, âyn olmadığından, yani gözle görülebilir madde cinsinden olmadığından onu rehnetmek caiz değildir. Ortak malı satmak caiz olduğu gibi, ortağından müsaade almadan onu rehnetmek de caizdir.
Rahin borcunu kapatmadığı takdirde vâde dolmuşsa, mürtehinin izniyle hakim, rahine:
"Ya borcunu vereceksin veya merhunu satıp borcu ödeyeceksin" diye zor kullanır. [2]
[1] Buhari, 1962, Müslim, 1603.
Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 318-319.
[2] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 319.